2 Eylül 2009 Çarşamba

Ben çocukken hep asker olmak isterdim !


Bu yıl da 30 Ağustos Zafer Bayramı tüm yurtta coşku ile kutlandı. Bu coşkuya ortak olmak ve Donanma Komutanlığına bağlı birliklerin İstanbul Boğazı'nda gerçekleştirecekleri resmi geçit törenlerini izlemek için, güneşin yüzümüze güldüğü sıcak ve aydınlık bir günde eşimle, önce Taksim Cumhuriyet Meydanına oradan Beşiktaş- Dolmabahçe sahil yoluna doğru keyifli bir yürüyüş yaptık.


Turist akınına uğrayan, Dolmabahçe Sarayı önünde inanılmaz bir kalabalık vardı. Ben özellikle Saray kapısı önünde, hiç kıpırdamadan dimdik ayakta duran, büyük bir ciddiyetle ve asilce nöbet tutan askerlerimizi her zaman ki gibi hayranlıkla ve saygıyla izledim.

Boğazda gerçekleştirilecek olan gösteriyi kaçırmak gibi bir endişe taşımıyor olsaydım uzunca bir süre beklemeyi göze alıp, devir teslim yapmak için yerlerinden hareket edecek olan bu askerlerimizin karşılıklı “rap! rap! rap! rap!” şeklinde yürüyüşlerini de izlemek isterdim..


Çocukluğumda hatırlıyorum, ne zaman üniformalı bir asker görsem gözlerimi alamazdım onların kıyafetlerine bakmaktan… Yakalarına takılı olan armalardan, omuzlarındaki yıldızlara kadar… Babaanneme “niye onun yıldızı az!” , “niye onun yıldızı daha fazla!” diye merakla sorar dururdum.
Babaannemle birlikte her yıl hiç aksatmadan gittiğimiz Balıkesir’in kurtuluş törenlerinde ve Zafer Bayramlarında, resmi geçitlerde izlediğim askerleri gördüğümde, ben de asker olmak isterdim. Bando takımı ve mehter takımı yanında yürümeye can atar onlar gibi asker edası ile rap! rap! yürüyüşlerini taklit etmeye çalışırdım…


Bayramların öncesinde okullarda yapılan hazırlıklarımızda, İlkokul öğretmenim benim bu coşkulu asker edası yürüyüşlerimi fark etmiş olacak ki, en sonunda okulumuzun da katıldığı resmi geçit törenlerinde en önde tek başıma yürümeme karar vermişti. Daha sonra bu sevgim orta okul, lise derken tüm öğrencilik yıllarıma yayılan bir süreçte önce bando takımında trompet çalmak ve sonrasında da majörlük yapmaya kadar uzanmıştı. Küçük asker edası ile yürürken çekilmiş pek çok hatıra fotoğrafım vardır.

Yıllar sonra yine, Dolmabahçe Sarayı önünde nöbet bekleyen bu askerler beni çok uzaklara alıp götürürken, gözlerimin önünde canlanıveren küçük kızın asker yürüyüşleri…


Geçmişin ardındaki izleri hatırlarken, dünü unutmadan! Ve bugünü yaşarken de geleceğe hoş anılar bırakmak için, eşimle birlikte her zaman olduğu gibi bol bol fotoğraf çektik durduk. İşte o görüntülerden bir kaçı…

Dolmabahçe Sarayı önünden Beşiktaş’ a doğru uzanan yolda, Atatürk fotoğraflarının sıklıkla dizildiği tarihi Çırağan Sarayı önünden geçerek Ortaköy Sahiline vardığımızda oldukça büyük bir kalabalık vardı. Her zamankinden farklı olarak; bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 87. Yıldönümü kutlamasında, protokolün de firkateyne alınarak resmi geçit yapılmasının ilk defa gerçekleştirilecek olması, töreni çok daha görkemli hale getirmişti. Hele ki bulunduğumuz yerden muhteşem boğaz manzarası ve karşımızda gelin gibi süzülen Beylerbeyi Sarayının görüntüsü görülmeye değerdi.


Denizden sırasıyla geçen donanma gemilerimiz ve içlerinde beyaz üniformalı askerlerimizin tek sıra halinde dizilişleriyle, bu gösteriye eşlik eden askeri helikopterler ve onlarla yarışırcasına kanat çırpan, beyaz martıların oluşturduğu görüntüler içinde gerçekleşen resmi geçit töreni çok hoş bir şölen havasındaydı. Çocukluğumdaki gibi heyecanla ve büyük bir coşku ile töreni izledim.


“Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için
gerekirse çekinmeden canını feda eder.”

(*) Albert Einstein


Türk tarihi zaferlerle doludur. Ama 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Dumlupınar Savaşı, Türk ulusunun yeniden dirilişidir.

Geçmişte en zor şartlar altında yurdumuzu ve ulusumuzu düşman istilasından kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti' ni her türlü tehlikeye karşı koruyan ve görevinin başında duran Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve onun her bir askerinin ülkemiz için ne denli önemli olduğunu bildiğim için…

Her Türk vatanseveri gibi benim de yüreğimde çok ayrı bir yeri vardır. Bu mutlu günde, zaferi bize yaşatan Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşları ile kahraman Türk Ordusu’nu şükran ve minnetle anıyor önünde saygı ile eğiliyorum.


NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Esin Bozdemir

Görsel: schoolplaten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder