4 Mayıs 2011 Çarşamba

Çocukluğumun Masal Kenti Aschaffenburg




Çocukluğumda, yağmurlu bir günün ardından açan güneşle Obertshausen’ in o sık ağaçlı devasa ormanlarında babamla birlikte bisiklete bineceğim hafta-sonlarının gelmesini iple çekerdim. Temiz havayı içimize çekip,  göz kırpar gibi çam ağaçlarının arasından süzülerek yolumuzu aydınlatan güneş huzmelerinin arasında, rüzgârla yarışırcasına, pedal çevirdiğimiz günleri hiç unutamıyorum…

Mis gibi toprak kokusunu, pedalla kurumuş yaprakların üzerinden geçerken, kuyruklarını havaya dikerek aniden karşımıza çıkan sincapları ve ağaçlara tırmanışlarının seyrine doyamadığım o anları unutabilmem ne mümkün!.

70’li yılların başlarında ailemin Almanya serüveni içinde ve yaşamlarında önemli süreçleri geçirdikleri, hayatlarının ve evliliklerinin baharında oldukları yıllarda ilk yerleşim bölgesi; Bavyera eyaletinin sınırları içinde  yer alan  Aschaffenburg’ tu.

Benim ise 5 ve 7 yaş arası okul öncesi gittiğim hem kilise hem de bir bölümü yetimhane ve anaokulu olarak schwester’ lerin (Şivester- Alman rahibe eğitmenler) hizmet verdiği kindergarten dönemlerini yaşadığım yıllardı o yıllar!  yaşamımda bambaşka duygularla andığım ve anılarımda farklı izler taşıyan yerlerden birisi idi.

İlk okul çağını Türkiye’de babaannemle birlikte geçirir ve her yıl özlemle bekleyişlerimin ardından yaz tatillerini de Almanya’da ailemin yanında geçirirdim. Ailemin yaşadığı bu farklı kültür ve coğrafyası ile Aschaffenburg her yaz, adeta perdelerini açmış masal kent görünümü içinde karşılardı beni.


Kısa bir süre önce ziyaretimize gelerek ağırladığımız evimizin en değerli konuklarıyla hasret giderdiğim; biricik annem ve biricik babamla geçirdiğim günlerde;  saatler boyu süren tatlı sohbetlerin, muhabbetlerin ve anne eli değmiş tadına doyulmaz lezzetlerin damağımızda yer eden rahiyası içinde ve geçmiş günleri yad ettiğimiz anıların arasında;  

Çoğunlukla yağmurlu geçen Bavyara’nın o gri ve puslu sokaklarında! Yemyeşil sık ağaçlı devasa ormanlarında dolandık durduk ve o yıllara yeniden gidip gidip geldik! (Yandaki resim: Sandkirche "Kumlu Kilise")
Ve sohbetlerimiz sırasında benim sık sık rüyalarıma giren ve ailemin evinden, vatanından ayrı düştüğü gurbetteki,  yaşadıkları ilk yer olan ve Almanya hatıralarında önemli yer tutan masal kent Aschaffenburg anılarına geldi sıra!..

Almanya'nın Bavyera eyaleti sınırları içinde Frankfurt'un batısında ve en uç noktasında yer alan Aschaffenburg’ un o büyülü atmosferini gözümde canlandırmaya çalıştığım... Önünden (Main) nehir geçen ve tüm heybetiyle ( Rönesans dönemine ait kumtaşı kırmızı Johannesburg Kalesi) ihtişamlı şatoları, parkları, Saray bahçeleri, çeşmeleri, kiliseleri ile…. 

ve en çok da penceresinin önünde,  benim yatağımın olduğu ve cephesinin sokağa baktığı,  nehire çok yakın ve dik çatı katlı olan ahşap ve tarihi mimari ile tipik Alman evini ise nedense hiç unutmadığımı!.. dillendirdiğim... ve merakımı gidermek için kaç kez internette araştırma yapsam dahi yerini tam olarak tespit edemediğim için bir türlü bulamadığım...

yaşadığımız yıllarda dahi oldukça eski ama yine de bakımlı olan o tarihi mekanın; "acaba hala yerinde duruyor mudur!", "yoksa!!!"...!!

Akibetini bilemediğim düşüncelerime yanıt ararken…  nihayet annemle babamın hafızalarını yoklayarak lokasyondaki yerini ve sokak ismini anımsamaları ile sadece sokağı değil! 5 yaşımda yaşadığım bu evin çok yakın bir tarihte çekilmiş olan fotoğrafını dahi buldum! J

elbette bunun için,   " en büyük desteği aldığım google harita sağolsun! " demeliyim onun desteği yabana atılır türden değil çünkü…


Mekanın hala dimdik ayakta duruyor oluşuna,

“eskidir artık yaşanılmaz!” düşüncesi ile yıkılmayışına ise hiçbirimiz şaşırmadık! çünkü Almanların tarihlerine nasıl sahip çıktıklarını ve o yapıları özgün dokusuna zarar vermeden restore ederek nesiller boyu yaşanabilir kıldıklarına pek çok kez şahit olmuşuzdur… 

Ülkemizde olsa o mekanların yerinde yeller eserdi! hemen de yerine kocaman kocaman alışveriş merkezleri dikilirdi!.. tabi ki evin fotoğrafını gördüğümde benden çok daha fazla  etkilenen annemin gözlerindeki o duygu yüklü ifadeyi hiç unutamam!..ne de olsa çiçeği burnunda sayılacak evliliklerinin ve gurbette ailesinden, sevdiklerinden ve vatanından ayrı geçen günlerin yaşandığı yerdi orası!..


her insanın hatırası kendinde saklı!..
(yandaki fotoğrafta: 3.katta yer alan 2'li pencerelerden sağdaki benim odamın penceresiydi ! :)  
Elimizde albümler o günlerin fotoğraflarına bakarken;

"Annem annem, benim güzel annem" ve o zamanların moda olan favorili saçlarıyla "benim yakışıklı babam!" 5.  yaşımı kutluyoruz o evde fotoğrafımız var böyle…J  ve daha pek çokk !! J

“heyyy gidi yıllar!”  diyen annemin ve babamın, tanık olduğum o ruh haline;

yaşanan her gün, bir gün gelip mazi oluyor! diyerek... ben de kendi penceremden çocukluk anılarımın geçtiği mekanlara doğru büyümüş de güçülmüş gözlerle :)  baktım!

Siz de araladığım bu pencereden Aschaffenburg’a bakmak isterseniz eğer tık  tık...

Bir de araştırmalarım sırasında oldukça dikkatimi çeken Aschaffenburg’ un resmi web sitesini de özellikle incelemenizi öneririm.  Bu sitede neler mi dikkatimi çekti! tercüme butonuna basarak ltf bknz… Aschaffenburg web  Siz de görecek ve bana hak vereceksiniz bilinçli bir toplum nasıl olur?
Kent yaşamının daha sağlıklı olabilmesi için alınan kararlar nelerdir? madde madde anlatılmış

*Japonya’ daki nükleer faciadan sonra, Alman hükümetinin nükleer santrallerin güvenliği  (kapatılması!) ile ilgili önlemleri, yeni yasal düzenlemelere dair alınan kararları… bizim ülkemizde yönetimde olanların nükleer santraller konusundaki malum girişimlerini hepimiz biliyoruz!
*Frankfurt havaalanına yakın olan kentin üzerinden uçan uçakların, şiddetli gürültü ve çevreye yayılan zararlı gazlardan dolayı insanların sağlığını olumsuz etkilediği için gece uçuşlarının kaldırılmasına yönelik girişimlerden …

*Çevre temizliğine, *sağlığa, *kültüre, *tarihi değerlerden *sosyal haklara kadar ve daha pek çok konuda eğitilen, aydınlatılan bilinçli bir toplum modelini gözler önüne seren ve önemli bilgilerin yer aldığı bu siteyi inceleyince…
ve bir de ( ne sanatçısına, köylüsüne, çiftçisine, memuruna, kadınına, öğrencisine … ne de tarihine, doğal kaynaklarına, doğaya, insanına verilen önemle!!!)  kendi ülkemizde yaşadığımız akıl almaz olumsuzlukları düşününce!
Anılarımda hala izleri olan Aschaffenburg’ u uzaklarda bıraktığım…  Öz ve öz Vatanımı, toprağımı hiçbir şeyle kıyaslayamayacak kadar çok sevdiğim  “ Yalnız ve güzel ülkem ” ne zaman hak ettiği yere gelecek!  diyerek iç geçirdim çaresizce...

Şimdi hayallerimde, yeniden görebilmeyi çok istediğim çocukluğumun masal kenti Aschaffenburg'a  gitmek var! ama hepsinden daha da önemlisi gerçekleşmesini çok istediğim; bilinçli insanlardan oluşan, çağdaş ve aydınlık bir Türkiye görebilmek özlemim ve umudum var!..

Ya sizin !

Esin Bozdemir


Kolaj resim hk. bilgi: üstteki 1.Resim: Castle Mespelbrunn / 2.Kent Arması(ortadaki) / 3. Resim: Schönbusch Park in the city of Aschaffenburg, Bavaria Germany / Alttaki büyük Resim: Johannisburg Castle in Aschaffenburg on Main River in Germany (Mayn nehrine bakan Johannisburg Kalesi)
Aschaffenburg hk. bilg: Aschaffenburg / web 

47 yorum:

  1. Gerçek bir masal kenti gibi. Ne kadar haklısın. Biz göremeyeceğiz belki ama umutsuz olmamak lazım, geleceğimiz çocukların.

    YanıtlaSil
  2. Önce anılarınızla duygulandım. Sonra anlattıklarınızla bilgilendim. Sonra ahvalimizi düşünüp kederlendim. Alışveriş merkezleri, sayıları artan düzensiz sipsivri binalar ve gecekondu garabetleri arasında birer taş yığınına dönüşmüş kentlerimizi, halimizi düşündüm.
    Aynı özlemi ve umudu taşımak gerek ama çok zor...Hiç ışık yok çünkü...

    YanıtlaSil
  3. Canım ne güzel anlatmışsın. benim doğduğum ama hiç hatırlamadığım kenti. Yüreğine ve eline sağlık.Bende bilgi ednmiş oldum.Çok öpüyorum Akide

    YanıtlaSil
  4. Gerçek bir masal kentinde geçmiş çocukluğun.

    Halkın bilinçlenmesi değil de tam tersi; bir takım karanlık emellere kolay ulaşmak adına, bilinçlenmemesi için çaba içinde sanki yönetenler.

    Bu nedenle; "Yalnız ve güzel ülkem" adına çok üzgünüm.

    YanıtlaSil
  5. Anne baba özlemiyle geçirdiğin onca aydan sonra her yıl onların yanına giderek böyle masalsı bir kentte geçirdiğin günler de masal tadında olmuş sevgili Esinciğim...
    Heyecan içinde ama biraz da hüzünle okudum. Bu esnada bilgilendim Görsellerin eşliğinde çok farklı duygular yaşattın bana...
    Teşekkür ederim :)

    Anımsadıkların sonrası beraberinde gelen tüm hayallerinin gerçek olmasını diliyor, sevgiler gönderiyorum sana..

    YanıtlaSil
  6. gerçekten çok güzelmiş,keşke görme şansım olsaydı.

    YanıtlaSil
  7. Fantastik bir masal diyarı gibi; fakat burası güzel, gerçek ve ilham verici...

    YanıtlaSil
  8. Esin'cigim,
    Harika biryerde, hakikaten bir masal diyarinda cocukluk yasamissin. Benim esim de Almanya dogumlu. Oturdugunuz evi bulman ayri bir guzel tesaduf. Teknoloji sagolsun.
    Insan kendi ulkesinde uygulanamayaan seylere nasil hayiflaniyor degil mi, o duyguyu cok iyi biliyorum.
    Haklisin...

    YanıtlaSil
  9. Fotoğraflara bakınca oraları görmeyi tüm kalbimle diledim. Çok güzel bir yermiş...

    YanıtlaSil
  10. Her şey bir yana, Avrupanın belkide en sevdiğim, benim için ön plana çıkan yönü, doğayı ve mekanı bu kadar güzel kullanabilmeleri. Sadece bu fotoğraflar bile insana yaşama zevki veriyor. Ne güzel...

    YanıtlaSil
  11. Sevgili Esmir !
    Ne oldu anlamadım ama yorum eski bir yazına gitmiş. Ben de çözemedim. Neyse artık blogger a çok kafa yormuyorum.

    Böyle yerlerde yetişen bir çocuktan şimdilerde doğayı seven bir yetişkinin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu anlaşılıyor. Hoffman ın öykülerinde anlatılan yerlere benziyor. Ne mutlu sanaki böyle bir çocukluğun olmuş.
    Batıda şehircilik anlayışında bu işin uzmanları yıktıkları bir bina ile bir çok insanın geçmişini yerlebir ettiklerini ve böylece boşlukta mutsuz insanlar yarattıklarını biliyorlar.
    Bir de yaşadıkları büyük savaşlardan yeterince ders çıkartmışlar.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  12. Defne Soysal,

    Ümit ederim geleceği teslim edeceğimiz çocuklarımız güzelim ülkemize sahip çıkarlar ve bizzat öğrencilik yıllarında kendilerini etkileyen olumsuzluklardan dersler çıkarırlar!.. ve daha uyanık, daha sorgulayan, araştıran, analiz eden bir bakış açısı içinde bilinçli toplum oluşumunda önemli rol oynarlar...

    YanıtlaSil
  13. Asuman Yelen,

    Ben her geçen gün, kavşaklara, ana caddelerin tümüne yakın ve neredeyse sokak aralarına dahi futursuzca inşa edilen devasa alışveriş merkezleri arasında ve nefes alamadığım taş yığını görüntüsü içinde dolaşmaktan!!

    ve küreselleştirilen dünya algısı içinde bu lüks "Amerikanvari" ve tavan yapmış rakamlarla pazara sunulan markalı reyonların arasında ve sırf tüketime yönelik cafcaflı mağazalar görmekten!.. hem alım gücü olamayan insanlarımız adına utanır hem de bu zihniyetten tiksinir oldum!..

    çünkü ne yaman çelişkidir ki! bu alışveriş mağazalarının hemen arka sokaklarında açlık ve yokluğun kol gezdiği insan manzaralı sokaklar var!..toplumun % 80 i aç!! ampule dokunan küçücük bir kesim saltanat içinde iken!.. yaşadığım şehir İstanbul'un ve tüm ülkeme yayılan bu garabetliklerden dolayı çok üzgünüm!..herkes üzerine düşeni yaklaşan seçimlerde yapmalı!bu hepimizin sorumluluğudur!..

    Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim...sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  14. Akideciğim,

    Senin Almanya'da doğduğunu biliyordum ama Aschaffendurg'da doğduğunu bilmiyordum canım! bak ben de bunu öğrendim senden...:)sülale boyu gezginciyiz biz:))

    Bir yanımız Balkanlar!diğer yanımız eşlerimizin kökleri ile karışmış ve ne güzel birleşerek Anadolu olmuşuz BİZ:))

    bende seni çok öpüyorum...sevgilerimle canım...

    YanıtlaSil
  15. Çınar,

    Sevgili Çınarcığım, bilinçli yürütülen bir strateji olduğu artık biliniyor!. bu durumu bilenlerin, bilmeyenlere yol göstermesi şart olmuştur artık!.bilenler hiç bir şeyin farkında olmayanlardan çok daha fazla üzülüyor elbet!ama bu teslimiyetçilikten kurtulmak gerek ve daha adil bir düzen için hepimizin çaba sarf etmesi gerek!.."yalnız ve güzel ülkem" sahipsiz bırakılmayacak kadar özel!..

    YanıtlaSil
  16. Zeugmacığım,

    Hepimizin bir hayatı var işte!..oluşumuna, seçimine ve yönetimine bizim müdehale edemediğimiz çocukluk süreçlerimiz!..evin temeli önemli!sonrası, senin denetiminde ve yönetiminde olup, üzerine eklediğin tuğla ve harcın kalitesi ve dayanıklılığı ile sağlamlığı tespit edilebiliniyor!. dik duruşun, ayaklarının yere sağlam basışın hep bu oluşumların niteliği ile orantılı!...ama hayat her zaman adil değil ne yazık ki!..

    O yıllar farklı görsellikleri ve çok başka içsellikleri yaşadığım yılllardı!..sonraları bambaşka!..ve daha neler neler:))yazmak istediğim çok şey var ama gündemin kasveti konsantrasyonumu etkiliyor:)) sandığı havalandırıp kayda değerleri çıkarmak gerek birer birer! yazmak ve paylaşmak güzel:))

    Güzel temennilerin için ben teşekkür ederim..Öncelikli istemlerim bireysel değil! bireysel düşünenler ve yalnızca "ben" diyenler bu hale getirdi güzelim ülkemizi zaten!..

    Şimdi hepimizin ortak bir hayali ve umudu var Zeugmacığım...Yeter ki güzel ülkemiz hak ettiği yerde olabilsin!...Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  17. HÜSEYİN USTA,

    Cennet ülkemiz, Karadenizimiz, Akdenizimiz, ege ve marmarası ile dört bir yanımız güzel!!o güzellikleri insan eli şekillendiriyor!ya daha iyi ya da daha kötü!... ama biz ne yapıyoruz o doğal güzellikleri!! acı yanı bu!

    Dünya yaşayan tüm canlılar ile; doğal varlıkları içinde tarihi ve kültürü ile korunurken çok daha güzel!.. Aschaffenburg "masal kent" paylaşımım özellikle bu duruma vurgu yapmak içindi!..

    maalesef; biz dün gördüğümüz yeşilliği ve dereleri artık bugün göremez olduk!..

    YanıtlaSil
  18. Edebiyat Pusulası,

    Fantastik dünyayı gerçek kılan aklın mucizesi!..bilinçli bir toplumun insanlığa hediyesi!..

    ya kabus gibi bir toplumu ve uçuruma yuvarlanan bir dünyayı!! bizlere yaşanılmaz kılan hangi aklın eseri!..

    YanıtlaSil
  19. didem,

    a..bak ne güzel demek ki eşinde farklı kültürlerin ve medeniyetlerin kucağında dünyaya gelmiş, gözünü açmış!sıkıntıları da güzel yanları da var bunun!..ama uzaktan bakınca çok daha başka algılayabilme öngörüsü içinde olduğundan, duygularımızı biliyorum!üzülmelerde biraz daha fazla oluyor!..
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  20. K.C.S

    Çok kısa bir süre önce elime aldığım bir dergide, Almanya'nın özellikle Bavyera eyaleti sınırılarını içine alan "masal kent güzergahı" tur dikkatimi çekmişti..

    Ayrıca; Rail way..tren ile öğrencilere sağlanan sanırım 35 yaşa kadar!limit var..çok avantajlı seyahat seçenekleri de olması gerekiyor..Tüm Avrupa'yı tren ile dolaşabiliyorsun...hem otel hem vasıta:))

    Tüm istemlerini ve hayalini kurduğun şeyleri gerçekleştirmen dileklerimle...Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  21. Mehmet Bilgehan Merki.

    Evet sizde gezginci bir ruha sahipsiniz. Ve ben de sizin bloğunuz aracılığı ile gidemediğim pek çok ülkeyi gidip görmüş kadar oluyor ve aynı zamanda bilgileniyorum...İnsan ömrü ve sağlığı olduğu müddetçe yaşayıp, gördükleri ile hayatına inanılmaz renkler katıyor..

    Değerli yorumunuz için teşekkür ederim..Esen kalın..

    YanıtlaSil
  22. Sevgili Ali Bey,

    1 ileri 2 geri giden şu bloglarımızı iteleye iteleye açıp kapatıyor ve mesaj bırakabiliyoruz zaten!ben de pek çok siteye halen daha kesintisiz yorum gönderemiyorum!..bir türlü yorum paneli açılmıyor yada tam mesajı yazıyorum send ederken uçup gidiyor! bu olumsuzlukları bildiğim için!.. nedendir?!anlayabiliyorum !! :)diyebiliyorsam eğer verdiğiniz bilgilerin ışığındadır efendim:)şimdilik yayın-ağımız olsun da artık!.:)
    ****

    Sizinde bahsettiğiniz gibi batı geçmiş hatalarından dersler alabildi!bunu somut olarak içinde yaşadığım Almanya örneğinde ve diğer Avrupa ülkelerinde gördüm ben!.hele ki Alman'ların aşırı mİlliyetçi tutumlarına, doğaya ve tarihlerine nasıl sahip çıktıklarına çok tanıklık ettim.Alınan devlet politikalarından da bu belli!Hitler'in faşizan ve acımasız tutumunu yaşamış olan o mutsuz kayıp nesil fazlası ile zarar gördü! şimdi mevcut değerlerine sahip çıkıyorlar!..

    değerli yorumunuz ve düşünceleriniz için teşekkür ederim...

    Esen kalın...

    YanıtlaSil
  23. sevgili esmir,
    bazı insanlar şanslı doğuyor bu hayatta, ve bazı çocuklar ço kdaha şanslı... sen güzel yüreğinle, şanslarının farkında olan azınlıktansın ve ne güzel ki buradasın... yaşadığın, büyüdüğün dünyanın güzelliklerini bize de açtın. iyi ki... ve kesinlikle inanıyorum bu ülkenin çocukları da daha aydınlık günlere uyanmayı hak ediyor.
    sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
  24. Merhaba
    Ne kadar guzelmis. Olur da bi gun yolum duserse, size fotograflarim :)

    YanıtlaSil
  25. Evren,

    Sevgili Evrencim, inanıyorum ki dünyamız yüreği aydınlık ve güzel insanların enerjisi ile kötüleri yenecek!..ve çocuklarımız hak ettikleri aydınlık günlere uyanacaklardır..

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  26. ne kadar da güzel yazmışsın,
    anılar nasıl da önemli değil mi?
    insan hayatında pek çok kez çocukluğuna dönüyor, o eski günlerin tadı,özlemi bir başka oluyor.
    fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla resmen büyülü bir yer.sanki bir masaldan fırlamış gibi:))

    YanıtlaSil
  27. Merhaba,
    Damla’nın düzenlediği ankete daha çok katılımı sağlamak için katkıda bulunursanız memnun olurum.
    İyi günler dileğiyle.

    YanıtlaSil
  28. Ağaçların arasında yürümek istiyorum...

    YanıtlaSil
  29. Almanya'yı çok seviyorum. Doğmuş, yaşamış olduğum ve hiç görmemiş olduğum kentleri dahil. Çocukluğum, genç kızlığımın ilk dönemleri.. hepsi orada çünkü...
    Son cümleye de aynen katılıyorum ancak o konuda pek ümitvar değilim. Olmak istesem de, yok olamaıyorum :/
    sevgiyle :)

    YanıtlaSil
  30. Dudu,
    Hoşgeldiniz sayfama:)

    Ne kadar sevinirim:) gidemesek de sizin gidip gezeceğiniz! ve görüntüleyeceğiniz güncel fotoğraflara bakarak bizde gidip görmüş gibi oluruz eminim:)Sevgilerimle...

    Ful Yaprakları,
    Evet sevgili Ful, çocuklukta yaşanılanlar hiç unutulmuyor!ve hiç umulmadık bir şekilde film şeridi gibi gözlerimizin önüne seriliveriyor o yaşanılan yılllar, mekanlar!..ülkemizde ne yazık mekanlar aynı kalamasa da! bilinçli toplumlarda üzerinden böyle yıllar geşse dahi hemen hemen hiç değişmemiş olması ve korunması hayret verici geliyor insana...

    Sabahattin Gencal,
    Konuyu incelemek için sitenize bakacak ve dikkate alacağım...Damla'nın çalışmalarında başarılar dilerim..

    Saygılarımla...

    Oyumben,
    Yeşil dinlendiriyor, benim için gezin olur mu...:)

    Sevgigibi,
    aaa!! demek sizde bizdensiniz:))Geçmiş hatalarından savaşlardan dersler almış! insanı daha bilinçli, disiplinli ve Milliyetçi...sosyal olarak daha refah ve düzenin verdiği bir rahatlığın yaşandığı bir gerçek!kendi ülkenden uzaklarda olmanın o manevi boşluğunu ve havaların sürekli gri yüzünü saymazsak tabi ki!..BİZ KAZANINCAYA KADAR!..pes etmemeliyiz... ümitsizliklere ve tüm olumsuz gidişata rağmen yine de umudumuz var demeliyiz!.

    sevgilerimle...iyi hafta sonları dilerim...

    YanıtlaSil
  31. Ne zaman senin sayfalarında gezinsem, yüreğimde farklı duyguların kavgasına engel olamıyorum sevgili Esin..
    Sanki elinde kalem, yazılı okuyan, kompozisyon değerlendirmesi yapan bir öğretmen gibi, değil çizecek, nokta bile koyacak bir hata bulamamış olmanın gururlu gülümsemesi ile okuyorum yazdıklarını..
    Sonra, kendinden daha üstün not olan arkadaşını biraz kıskanarak izleyen bir öğrenci hüviyetine bürünüp, imrenerek ve "keşke ben de" parantezi içinde bir kere daha okuyorum..
    Sana hayranım güzel sarışınım... Ve..
    "tık tık" yaptığım yerlere, yazdıklarına ve içerisindeki duygulara..

    YanıtlaSil
  32. hasretsenfonileri,

    Sevgili Gülsen Hocam,
    Duygu yüklü yüreğinizden yansıyan o güzel düşünceleriniz ve beni onore eden Öğretmen kimliğinizle bana verdiğiniz bu değerli notlara yürekten teşekkür ederim..

    hayattan ve sizin birikimlerinizden öğreneceğimiz öyle çok şey var ki!.. öğrenciliğe devam ediyor ve çok çalışıyorum Hocam!:)

    Sevgi ve saygılarımla...

    YanıtlaSil
  33. bu blog beni çok ama çok mutlu ediyor, bilgileniyorum, yönlendiriliyorum huzur buluyorum ve yüzümde kimi acı bir tebessüm kimi de şu anda olduğu gibi huzurluca ayrılıyorum bu blogdan (:
    deneyimleriniz deneyimimiz olsun üstad ablacıağım (:

    sağlıcakla

    YanıtlaSil
  34. evet çok sakin ve temiz bir kent ben de iş için bir haftalığına burdayım çok hoşuma gitti.

    YanıtlaSil
  35. Eviniz ne kadar sevimli. Merak ediyorum Esincim, tekrar gittin mi Aschaffenburg'a?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @sezer eser perker,
      En son 2002 de arkadaşlarımla birlikte Hamburg, Berlin, Bremen ve çevresini görmek üzere Almanya'ya gittim.. Ama ne yazık ki Çocukluğumu geçirdiğim bu kente gidemedim. Arada bir hayli mesafe vardı.. Yeniden gidebilmeyi çok istiyorum. Bakalım belki bir gün.)

      Sil
  36. İç geçirerek tüm yazını ve yorumları yeniden okudum.. Yakın bir geçmişten bir asır kadar uzaklaşanları hatırladım..
    Bir de, seni ne kadar beğenip takdir ettiğimi ve sevdiğimi.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @gülsen VAROL
      Bu geriye dönüşler, özellikle yapılan yorumları bir kez daha okumak...benim için de çok farklı duygular yaşamama sebep oluyor.. kimi yolcular ansızın aramızdan ayrılmış, kimi sonsuzluğa uzanmış, kimi başka yollara dalmış !..
      Tarafınızdan taktir edilmek ve sevilmek çok güzel :) Teşekkür ederim Gülsen Hoca'm..Yoldaşlığınız benim için de çok değerli.. Aynı duygularla bilmukabele diyorum..Sevgi ve saygılarımla...

      Sil
  37. Ne güzel bir yazi olmus bu, keyifle okudum Esin'cim. Demek senin de Almanya anilarin ve orayla bir bagin var, ne güzel.
    Aschaffenburg'u anlatan ne hos yaz olmus. Ben hic oraya gitmedim ama Bayern eyaleti harika bir yerdir dogasiyla, kültürüyle.

    Az evvel Sezer'in blogunda biraktigin yorumda link vermissin ama sanirim yanlis link, cünkü Istanbul'la alakaliydi o linkteki yazi. Ben kendim etikelerden arayip buldum bu yaziyi. Evet ben buldum , ben buldum. Kendim tek basima!:))

    Bir gün gel de birlikte gidelim Aschaffenburg'a:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @EQ,
      Ya sorma Ayşe'cim, benim de Almanya hayatım oldu. Ailemin yaşadığı kent, şatolarıyla, tarihi sokakları ve kiliseleriyle, ortasından nehir geçen yemyeşil ormanlarıyla... çocukluğumun masal kentiydi. Özellikle Aschaffenburg çok tarihi bir kent. Yaşadıklarımı anımsadıkça duygulanırım hep.

      Bu arada iyi ki senden böyle bir yorum geldi. Yoksa ben verdiğim linkin yanlış olduğunun farkına dahi varamayacaktım. Teşekkür ederim. Sezer'in sayfasına doğru linki yazdım. Ama sen azimle 'Çocukluğumun masal kenti: Aschaffenburg' yazını bulmuşsun..evet, evet....sen bulmuşsun... bravooo :)))

      Ne güzel olur gerçekten :))
      ya da bambaşka bir ülkede, sevdiğimiz dostlarla birlikte yepyeni yerleri keşfetsek...
      her birimiz olsak birer turist, güzel olur değil mi ;) hayal kurmak bedava... :)

      Sil
  38. Hiç şaşırmadım evi bulmanıza,Almanlar eskiyi korumayı iyi biliyorlar,değer veriyorlar.Ülkemiz hakkında denecek şey çok da,dinleyen az.Mesele üç beş ağaç meselesi değildi,deyip kısa keseyim.

    YanıtlaSil
  39. Ne kadar güzel bir yazı. Anılarınız ve çocukluğunuz kelimelere bürünmek için bekliyormuş gibi sanki. Masal gibi okudum. Ve okurken de neden seyahat etmekten hoşlandığımı, neden yol halinin ruhuma bu kadar iyi geldiğini bir kez daha anladım. Sizin bana konuk olduğunuz yazıda bahsetmiş miydim hatırlamıyorum bile. (Bazen içimi acıtan şeyleri daha az döküyorum klavyeden) Ama Mannheim Tren istasyonu'nda hissettiklerim sizin hisleriniz gibi özlem yüklüydü. Ben Almanya'da geçen zamanımı hatırlamıyorum. Belki artık babamın olmamasından geçmiş bir zamana ait olması gereken anıları düşlerimle yazıyorum. Almanya, birçoğuna acı vatan gelebilir ama annemin ve babamın tıpkı sizin anne babanız gibi ilk gençliklerini, evliliklerini en güzel yıllarını orada yaşadıklarını ve aile olduklarını düşününce çok güzel bir yer ve zamandır gibi geliyor o günler.
    İyi ki geldiniz bloguma ve bu yazının linkini verdiniz.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @özlem öztürk,
      Ortak duygularda buluşmak ne güzel!. Demek ki sizin de aileniz bir zamanlar Almanya'da yaşamlarını sürdürmüş. İnsan çocukluk anılarını hiç bir zaman unutmuyor. Acı yüklü olayların yaşandığı anıları ise beyin bir şekilde donduruyor. Başınız sağolsun :( Hepimiz hayat/ın yolcusuyuz...Bu yüzden yollarda olmak, gezgin ruhu havalandırmak iyi geliyor insana! yolculukların düşlerini kurmak dahi inanılmaz bir motivasyon oluyor. Gezginci ruha sahip olan insanların hayatı algılayışlarında ortak özellikleri olduğunu düşünürüm hep!. Ve..Almanya anılarımızda hep özel bir ülke olarak kalacak..
      Siz de iyi ki geldiniz 'hoşgeldiniz' sayfama. Bloglarımız her birimizin hayata açılan pencereleri adeta!. uzaklıkları yakın kılıyor, üstelik hoş beş edip söyleşiyoruz, biraz da terapi gibi oluyor, ferahlıyoruz :) bloğuma ne zaman isterseniz buyrun gelin :) güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Sevgilerimle...

      Sil
  40. *'Çocukluğumun Masal Kenti Aschaffenburg' başlıklı yazıma dair bir okurun değerlendirmesi.


    Değerli Esin,

    Öncelikle mailin girişindeki ifadede nasıl hitap edeceğimi bilememden dolayı böyle bir giriş yapıyorum,affına sığınarak. Konuya şöyle gireyim ; Adalbert von Herrlein'ın 1851 Aschaffenburg basımı "Die Sagen des Spessparts" isimli, adından da anlaşılacağı üzere Aschaffenburg merkezli bölgesel efsaneleri anlattığı kitabı incelerken bloguna denk geldim.(http://izlerveyansimalar.blogspot.de/2011/05/cocuklugumun-masal-kenti-aschaffenburg.html


    2015 yılından beri bu şehirde yaşıyorum. Dünyada ve Almanya'da girmediğim delik, altına bakılmadık taş bırakmadım ama tesadüf eseri yaşamak durumunda kaldığım bu şehrin havasını hiçbir yerde koklayamadım. Bilmiyorum,insanın evi krallığıdır. Belki de bundan dolayı bir türlü doyamadığım bir gündelik yaşamın içinde buldum kendimi. Her köşesinde farklı bir efsane hikaye gizli. Baharın gelmesiyle birlikte günlerdir kendimi Spessart ormanlarına veriyorum gün batana kadar. Biraz da bunun verdiği merakla şehrin ve bölgenin mitolojisini kurcalamak istedim. Güzelim ormanlarda bütün çocukluğumda dinlediğim masalların içine girdim otuzundan sonra. Gittiğim yerlerde sevdiğim yazarların,şairlerin izini sürmeyi çok severim. Fakat, hiç efsanelerin ve masalların içine girebileceğimi düşünmemiştim. Çocuk gibi heyecanlanıyorum, her gün bir rota çıkartıyorum, kitaplardan okuduklarımla. O yollarda bütün günümü geçiriyorum aklım hep havada. Eve gelip bir daha bir daha. Sanırım altın yıllarımı yaşıyorum. Kaçtır paylaşacak kimseyi bulamadığımdan da buraya uzun uzun yazıyorum. Yazını okurken çok heyecanlandım. Burada yaşayan insanların, nasıl bir peri masalının içinde yaşadıklarını fakat farkında olmadıklarını söylüyordum hep, yazını okuyunca "tamam" dedim, gören gözler de var demek ki. Okuduğum blogta Sandkirche'nin resmini paylaşmışsın. Efsanesini paylaşayım ben de o zaman ; 13.yüzyılın ikinci yarısı. Efsane bu ya, düşman askerleri şehri kuşatıyor. Anladığım kadarıyla kiliseden ötesi zaten altstadt, sanırım şehir duvarları buradan başlıyor. Askerler bir sabah uyanınca 3 tane zambak görüyorlar çok güzel. Hemen kopartıyorlar. Ertesi sabah bir daha bakıyorlar. Aynı yerde 3 zambak daha. Yine kopartıyorlar. Sonra yine aynı. Diyorlar herhalde bunların dibinde soğanları var. Onları bulalım götürelim ülkemizde ekelim,satalım. Sonra başlıyorlar kazmaya. Ama dipte soğan falan yok.Onun yerine Meryem ananın bir resmini buluyorlar,zaman geçiyor kuşatma kalkıyor bu arada. Kasabalılar bu resmi alıyorlar kutsal falan diye. Sonra bir bakıyorlar resim yine eski yerine gitmiş. Sonra oraya bir kilise yapma kararı alıyorlar: Sandkirche.


    Viele Grüße

    Yiğit

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli Yiğit Bey,

      Aschaffenburg'un benim yaşamımda da ayrı bir yeri vardır. Ne zaman çocukluk günlerim aklıma gelse Masal Kentin o olağanüstü görüntüsü gözümde canlanır ve yeniden o gizemli dünyanın içine dalarım. Çocukluk dönemlerimi geçirdiğim o tarihi şehri bir kez de yetişkin halimle - sevdiğim kişilerin izlerini sürerek gezmek isterim.

      Sayenizde ben de Sandkirche'ye dair bir efsaneyi öğrenmiş oldum. Yazıma katkı veren bu değerli paylaşım ve ziyaretiniz için size çok teşekkür ederim.

      Esenlikle...

      Sil
  41. Merhaba Esin,çocukluğundan anımsadığın bu masalsı şehire evlilik üzeri geldim ve senin gibi insanı, doğası, ve tarihi ile çok sevdim.Sanırım paylaştıģın çocukluk anıların olan o evi tanıyorum.Eşimin çocukluğuda o evde geçmiş olmalı.Main nehri var arka cephesinde ön cephesi caddeye doğru bakıyor Mainaschaff diye Aschaffenburg'a bağlı bir kasaba,dilersen fotoğraf gönderirim buralardan sana.Yolun düşerse beklerim misafirim ol sevinirim��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Anonim,
      Merhaba. Aschaffenburg çocukluğumun 'masal kenti' hiç unutamam. Eşinizin de o evde çocukluğunu geçirmiş olma ihtimali ne ilginç! Tam olarak anımsayamasam da, bildiğim üst katımızda da bir başka Türk aile yaşardı. Onların da çocukları vardı, benden yaşça büyüktüler. Ben 5-6 yaşlarındaydım. Alt katımızda küçük bir fırın vardı :) Hayat, tesadüflerle dolu gerçekten.

      Zarif davetiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Almanya'ya yıllar sonra yeniden bu defa turist olarak gitmeyi çok istiyorum. Özellikle çocukluğumun geçtiği yerleri görebilmeyi. Şimdi pandemi yaşıyoruz. Dilerim normal düzenimize bir an önce döneriz ve hayallerimizi yeniden hayata geçiririz. Sağlıkla, esenlikle kalın.

      Sil