Sonbahar seni kenara çektim çoktan.
Kafanı uzatıp durma oradan!
Hadi es esebildiğince kuzey rüzgarları…
Bak sana yüzümü tuttum!
Kara kışlarımıza ne oldu böyle! Bekleye-dura gelmez oldu.. Yoksa mevsimlerde mi yalan oldu!
Ne zaman yalnızca rüzgar esse her şey susup, her şey uzaklaşıp da yalnızca rüzgar esse! aklıma daha önce bir yerlerde okuduğum (yanlış anımsamıyorsam Mevlana’nın sorduğu gibi) dünyanın rüzgara sorduğu ve rüzgarında dünyaya verdiği o yanıt gelir!
Dünya rüzgara sorar: “ Ey rüzgar ne haber? ”
Rüzgar’da yanıt verir: “ Korkudan başka hiçbir şeyden haberim yok! ”
Şimdi yolunu gözlediğim-iz kar nazlanıp dururken… tenlerimize işleyen rüzgarın sahiciliği var! her şey bu kadar sahici iken nasıl hayal kurabilir insan. Ve eğer kar yağacak ‘ bugün’ diye beklerken kar yerini sürekli göz kırpan güneşe ve acıtan rüzgara bırakıp bizi şaşırtıp, kandırıp duruyorken!..
Her şey bu kadar yalan olmuşsa!..Hayallerde yalan yere kurulmaz ki böyle!
Oysa yağmalıydı kar, yağacaksa zamanında!
Esmeliydi rüzgar, esecekse zamanında!
Güneş açacaksa… mevsimler yaşanacaksa zamanında…her şey zamanında!
Dünya artık 2 derece daha fazla ısınacakmış! diyorlar… dünyamıza hakim yeni Tanrılar!.. onlar karar veriyorlar ya artık hayatlarımızı böylesine biçip- kırparak, bölük pürçük ederek!..ne varsa birer birer eksilterek yok ediyorlar her şeyi...
Ne güneşin sıcağında ne rüzgarın soğuğunda tat kaldı! Ormanlar küçüldükçe küçülüyorken, her yer beton yığını içinde nefes alamaz iken, kuşlar, balıklar… birer birer ölüyorken…
Artık dudaklarımızı titreten ve içimizi serinleten o sahici rüzgarlar da esmeyecek! O buz gibi kristal damlalara dönüşen... bembeyaz sahici karlarda yağmayacaksa…
Ne kalacak elimizde!
Yeni efendiler kendi çıkarları için ve doyumsuz iktidar hırsları için böylesine yağmalarken dünyamızı ve kökten alt üst ederken hayatlarımızı, ne kuşlar, böcekler, ne dağlar, taşlar ne de hakiki insanlar mutlu ve umutlu bu hayattan…
Oysa mutluluğumuz gerçekte var olduğunu bildiğimiz, uzağında olduğumuz da ise yine de hayallerimizde yeşerttiğimiz; yemyeşil vadiler, karlı dağlar, masmavi denizlerle … anlamlı ve güzel değil midir ki!…
Sahici bir dünya, sahibi bir yaşam,
sahici bir orman, sahici bir
güneş, sahici bir kar,
güneş, sahici bir kar,
sahici bir mevsim...