Bu Bayram Sizin Çocuklar!

Ulu Önder Atatürk’ün 90 yıl önce bizlere armağan ettiği

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Kutlu Olsun

Dünyada benzeri olmayan tek örnek 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliğinin 33’sü bu yıl da ilk kez Bursa’da gerçekleştirilecek. Bu festivale davetli olan ve Türkiye’de kalan yabancı çocuklar ile ev sahibi çocuklarımızın birlikte geçirdikleri zaman içerisinde, Türklerin aile yaşamlarını, kültürlerini ve geleneklerini, misafirperverliklerini yaşayarak görmeleri o çocuk dünyalarında unutamayacakları bir deneyim ve müthiş bir duygu gerçekten.

Dışarıda yağmur içeride portakal kokusu…

Nasılda birden bire bastırdı yağmur! hem de ne yağmak… ahmak ıslatan değil bu! Hem dolu hem sulu bir yağmur yağmakta…pencereden bakarken uzaktan görünen deniz dumanaltı olmuş adeta!..göz gözü görmüyor !karardı her yan..sis, pus, tufan ki ne tufan!..

bir an düşündüm de, hani av için hava koşullarının uygun olduğunu düşünüp de gafil avlanan balıkçı tekneleri, denizciler acaba şimdi ne haldedirler!.. batmış mıdır kimi tekneler !gözümde canlandı bir film karesi uzaktan seyrettiğim denize bakarken…tayfalar koşuşturmada, kaptan telaşta.. tekne bir o yana bir bu yana sallanmakta!..bunları düşünürken Japonya’ daki felaketler ve tsunami geldi aklıma!.. mırıldandım kendi kendime “ hiçbir şeye güvenmeyeceksin bu dünyada, doğanın da bir sabrı ve bir de sonu var mutlaka!.. “ bir yandan da bardaktan boşanırcasına nasıl yağmur yağıyor! Yağsın bakalım.. ne kış kışlığını biliyor artık ne de yaz yazlığını!.. havalar ısınacak derken bir anda bakıyorsun ki yeniden kış kapında!.. her an her şey olabiliyor bu hayatta!..

Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar

Ey yiğit ! Yazgıya bahane bulma

Yükleme kendi suçunu başkasına

Suçunu gör dönüp etrafında kendinin

Kendindendir, gölgeden değil çektiklerin

Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?

Ne ektin de ektiğini biçmedin?

Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar

Çocuğun gibi sonra gelip eteğinden tutar.

 

Mevlana



Büyük Anadolu Yürüyüşlerinden ... 

Bu Memleket Bizim
^

Görseller: İnternet Medyasından

Peki ya gençliğin algoritması ne olacak ?

Liselilerin 'şifre' isyanı

Şu dünyada olup bitenlere bakın!. Bu kadar mı olur birbiri ile yarışırcasına arka arkaya “önce benim sıram!” dercesine telaşlı ve ‘kırılan camlar’ gibi birer birer yok olup gidiyor her şey!.. Kırgınlıklarımıza, şaşkınlıklar, şaşkınlıklarımıza isyanlar, isyanlarımıza haykırışlar karıştı artık!

Artık yeter!... bak artık herkes bağırmakta!...herkes sokaklarda!..

Daha bir önceki tuhaflığın ne olduğunu, nasıl olduğunu anlayamadan, şaşkınlığımızı dahi üzerimizden atamadan, hemen bir yenisi geldi!.. , bir yenisi!..., bir yenisi daha derken!.. anladım ki!.. bitti artık!.. bittiniz ve bitirdiniz artık her şeyi!..

Birer birer hem de tüm hızıyla elimizden her şey kayıp gitmekte!..Şu göğü saran bulutlar bile öfkeyle bakıyor artık yüzüm(e)üze, güneş kızgın, deniz taşkın, kuşlar, böcekler, hayvanlar şaşkın!.. dağlarımız için için kan ağlıyor, derelerimize can suyu veriliyor artık! ağaçlarımızın, ormanlarımızın boynu bükük!..

Doğanın sitemi öfkeye, öfkesi şiddete dönüştü !..

Ya insanlar!.. 7 den 70’ye herkes şaşkın! Herkes öfkeli!..

Bıktırdınız artık! Yaşamak istiyoruz insanca!..nefes almak!.. adalet, hak, hukuk, özgürlük!.. nerede!.. “nereye baksam(k) tutarsızlık” diz boyu!..

Kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktan bıkmadınız mı artık! Birbiri ardına yapılan tuhaflıklar yetmezmiş gibi şimdi de geleceğimize dokunuyorsunuz hoyratça!..

Şimdiden geleceğimizin umutlarını kırıyorsunuz! ve daha şimdiden aralarına tamiri çok zor ayrılıkların tohumlarını ekiyorsunuz şifreler koyarak!.. ne hakkınız var böyle dolambaçlı yollara dalarak genç fidanlarımızın şevkini kırmaya!.. yoksa başka gelecekler mi garanti altına alınıyor!...

Yemeden, içmeden, uykudan vazgeçen milyonlarca ergenin, olup bitenlerden sonra hayata yeniden nasıl başlayacağını düşünün bakalım!

Peki oynanan bu oyunlarla asıl gençliğin bozulan algoritmasının hesabını kim verecek ! 

ZAMPOK EYİN Pİ
Şifre nasıl çözülür?

Görsel: Basın - Posta

“Ota, Süte, Ete, Umuda, Radyasyon Yağıyor”

Sen insanoğlu, o doymak bilmeyen iştahının önüne geçemediğin müddetçe!.. şiştikçe şişiyor ve gitgide daha da çok çirkinleşiyorsun. Sırf sen, tıka-basa doyacaksın! diye, bu kadar açgözlülük ve oyun-bozanlık yaparak darma-duman ettiğin dünyayı, hallaç pamuğuna çevirerek... eline ne geçecek sanıyorsun!..

Ne, yerin dokusunda ne, toprağın kokusunda ne, soluduğumuz havada ne de, insanın kimyasında bir hayır bıraktın sen!..