Şehitlerimize ve
Gazilerimize Minnetle!..
Büyük Önderimiz'in izinde sonsuza dek...
YAŞASIN CUMHURİYET !
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
Gezi yazılarıma kısa bir ara verip, hayatımızın en önemli bir gerçeği ile devam etmek istiyorum… Yaşamın içindeki sevinçleri ve kederleri antik yapılar ve yıkıntıları içinde dolaşırken ister istemez insan daha çok sorguluyor...Gezdiğimiz antik kentlerin, en az birkaç bin yıllık tarihlerinde onca depreme, savaşlara ve doğal koşulların yıpratmasına karşın bugüne kadar ayakta kalabilmesinin ve hala bize pek çok şey anlatmalarının temelinde doğru yapılaşma ve doğru yer seçiminin ne denli önemli olduğu, tarihsel süreç içinde yadsınamaz bir gerçektir.
Antik kentler öncelikli savunma amaçlı da olsa yüksek ve kayalık alanlara kurulması depreme karşında en önemli yapılaşma tekniğidir. Tabiatın "sofralarına" yani tarım alanlarına (ovalara) kurulan antik yerleşim yerlerinden günümüze ulaşan fazlaca bir yapı yoktur. Demek ki : Uzun süre ayakta kalabilmenin ön koşulu; doğru yer ve doğru yapıdır.
Yakın tarihimizde; 1939 yılında ülkemizin yaşadığı ve Dünya'nın sayılı deprem felaketlerinden biri olan Büyük Erzincan Depremi bize yerleşim alanlarının seçiminin ne kadar önemli olduğunu çok acı bir şekilde göstermiştir.
Türkiye’nin Deprem gerçeğiyle tanışması ve bu konuda ilk yasal düzenlemelerin yapılması, bu büyük felaket sonrasında başlar. Aynı zamanda Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın keşfi de!
Phaselis Antik Kenti, İ.Ö. VII. Yüzyılda Rodoslu’lar tarafından kurulmuş ve uzun yıllar boyunca da Likya’nın (doğu kıyısında) en önemli liman kenti ünvanını almıştır. Kent 3 limana ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar Kuzey Limanı, Savaş Limanı ve Güney Limanıdır. En önemli limanı ise güneydeki limandır. Antik kente gelmeden önce biraz dersimizi çalışmıştık ;) ve bu bilgiler ışığında Kemer'e 15 km. mesafede olan antik kente giriyoruz…