30 Aralık 2011 Cuma

2012 Umutların yeşerdiği bir yıl olsun !


Unutun eski yılı! Yeni gelen yıla merhaba deyin:) 2012'de umutlarınız çiçek açsın!
başınız göğe ersin:) obanız şenlensin :))  her şey gönlünüzce olsun....

Yeni bir yıla daha girerken...
Biten yılın yükü ağır mı ağırdı!.. acılarla, sızılarla, kederlerle dolu bir yılı daha geride bıraktık.. bir hayal perdesinde saklı  bilanço vardı göstermelik,  bir de gerçek bilanço vardı elle tutulur somut!.. ihanetin, cehaletin ve umarsızlıkların bedelini gencecik bedenler ödediler canlarıyla!.. dört bir yandan kuşatıldık! Onlar ki burunları dahi kanamadan zapt ettiler her yanımızı!.. sinsice, adım adım planlar uygulandı ve uygulanmakta hala daha!.. 2012’ye çeyrek kala son dakika golleri atıldı! cellat peşpeşe savurdu hançerini!.. neşeden, sevinçten ve mutluluktan çığlık atmak varken!..ağıtlar yankılandı anaların, babaların yetim kalmış çocukların dilinde!.. köylüsü, emeklisi, memuru, işçisi, öğrencisi, madencisi, sağlıkçısı, öğretmeni, çiftçisi yine koskoca bir yılı hüsranla tamamladı!.. borcu 2012'ye ve onun katmanlı yıllarına tekamül etti!..
Şimdi yine biz açlıklar, acılar ve kuşatmalar altında kalmış sırtımızda koca bir yükle girmekteyiz yeni bir yıla daha!.. geçen yıl ki dileklerim ne idiyse yine bu yıl da diliyorum!.. ‘yarın bize neler gösterecek bilinmez!..’diyemeyeceğimiz biçimde dünden devraldıklarımız ve bugün yaşadıklarımız yarının habercisi!..
Ama yine de umut fakirin ekmeğidir!.. diliyorum ve ümit ediyorum ki geçmişten azıcık da olsa ders almış olalım ve bir öncekinden daha da zorlu olacağı belli olan bu yılı, daha gözleri açılmış, aydınlanmış ve uyanmış bir ulus olarak yaşayalım!.. yaralarımızı sevgi ile, hoşgörü ile ve dayanışma içinde birlik ve beraberlik ruhu ile saralım.
2012’de
ülkemizde ve dünyada;
Savaşların olmadığı!
Dengelerin toplum yararına dönüştüğü!
Barış ve adaletin sağlandığı!
Daha aydınlık bir yıl olsun..
Yeni yıl yepyeni güzellikler katsın hayatlarımıza!..
Düşlerimizin gerçekleşeceği, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yıl diliyorum...
HERKESE MUTLU YILLAR !..

Grafik tasarım: izler ve yansımalar
Görsel-Karikatür: Leman

17 Aralık 2011 Cumartesi

Doğu Ekspresi ile Anadolu Manzaraları - 5



Daha önce ilk dört bölümünü yayınladığımız;

Doğu Ekspresi ile Kemah'a Yolculuk



Haydarpaşa'dan Kemah'a Anadolu Manzaraları

video filminin beşinci bölümünü seyirlerinize sunarız.

Yolculuk boyunca elinden kamerayı düşürmeyen ve bu videoları hazırlayan eşim Abdullah Bozdemir,  bu videonun tanıtım yazısında "Doğu Ekspresiyle yolculuk, yalnızca bir tren yolculuğu değildir!.." diyor.
İzleyin siz de hak vereceksiniz...

Doğu Ekspresi ile yaptığımız bu keyifli yolculuk serüvenimizi merak edenler tıklayınız !

11 Aralık 2011 Pazar

Sıradışı bir düşünür - Sakallı Celal


İlginç kılığı, sıradışı tavır ve sözleriyle toplum içinde genele benzemeyen az da olsa değişik tipte insanlar vardır…bazıları modanın grift na-hoşlukları içinde ve hatta bazen de abartarak kendince stil yaratmak adına ama daha fazlası ile dikkat çekmek için uçuk kaçık giyinir ve o kılığa uyuşur uyuşmaz halde davranırlar!.. beğenen de olur, beğenmeyen de! Kabul gör(ün)mek ve gör(ün)memek bulunduğu camia ve topluma göre de görecelidir elbette. Bazıları ise derbederlik ötesinde eni konu kendini bırakmışlık içinde saç sakal birbirine karışmış, pejmürde bir halde dolanır, susar, konuşur, durur, bağırır, çağırır... bazen de derin derin düşünür olur!.. şekilciliğe düşkün olan ve şekle göre değer biçen çoğunluk, derinlerdekini sorgulamaz ve yargılamaktan da geri kalmazlar genelde!.. böyle insanları görünce sizin de olur mu bilemem ama! ister istemez benim de aklıma takılır karşımda gördüğüm bu insan(lar)ın, görünmeyen yüzleri ve bilinmeyenleri, aklı ve akılla olan durumları!.. kimi normal davranışların dışına çıkan halleri ile ‘acaba tamamen gitmiş midir akıl?  noksan mı kalmıştır, yoksa tam tersi fazla mıdır o akıl-ları da ondan mıdır bu halleri!..’ gibisinden söyletirken,  Rodin’in düşünen adamı nasıl düşündürmüşse, bu görüntüdeki kadın ve erkekler de düşündürürler beni! neden ve niçindir bu vaz-geçişlik!!!

3 Aralık 2011 Cumartesi

Püf noktası

Testici amca serisi 1 :)

Püf noktası
‘Her kadının soğan doğrayışı farklıdır kızım!’ der annem, söz konusu yemek olduğunda hele ki beklenilen lezzet ile karşılaşmadığım(ız)da bunu hep anımsatır bana… En basit ölçeklerde ve makul malzemelerle yapılan yemeklerde bile farklılıklar görülür.. Türk mutfağının klasik bir yemeği olan kuru fasulye dahi her kadının sofrasında bambaşka bir tattadır!..
Elin kıvamı, bilgi ve deneyim(lemey)le tecrübe edinerek sevgi ve özenle de birleşince ortaya harikulade lezzetler çıkar, aynı zamanda ustalıklı kılar o yemeği sunan elleri de. Oysa tüm malzemeler aynı da olsa yine de her kadının sofrasındaki lezzet aynı değildir çoğunlukla! emek ve sevgi en sıradan yapılan şeylerde dahi fark yaratır…
Her insan yaptığı işte usta olamaz!.. hangi meslek olursa olsun! Bir vasatlar bir de ustalar vardır! Bazıları da çok çabuk ‘oldum ben’ der !.. oysa bilmezler öyle hemen usta olunamayacağını!! Usta olabilmek için; çok fırın ekmek yemek gerekir, çok çalışmak gerekir!.. bunu yaparken bir de başka ne mi gerekir ?..
Eski devirlerden bir hikâye  ile bunu anlatayım sizlere..
Rasim Usta, vaktiyle meşhur bir testi ustasının en cevval çırağı, söz dinler-iş bilir kalfası, tam karşılığıyla söylemek gerekirse -işi ateşle olduğundan mıdır bilinmez- ateş gibi bir delikanlıdır.. .
Son zamanlarda sık sık gözleri dalar, hatıralarını geçmişin puslu dehlizlerinde birbiri peşi sıra kovalar olmuştur. O gün de kendisini mazinin sorgulayan kucağında buluverir. Hafif bir mahcubiyet duymasına rağmen, aklına geleni def etmek istemez. Geçmişi, hataları ve kusurlarıyla kendisine ait değil midir! Kalfalığa geçtiği gün ustası Galip Efendi tarafından hediye edilen ve hayatı boyunca sakladığı el emeği-göz nuru iş önlüğüne bakarak, ustasının, “ İşin sen daha ‘püf noktası’nı öğrenmedin oğlum! ” sözünü hatırlar.