9 Mayıs 2012 Çarşamba

Bir pazar gezintisinde İş Bankası tarihine yolculuk


Bu haftasonu biz, yine geleneksel yerli turist olarak sezonun ilk açılışını yaptık. Gezgin ruh “ hadi durma toparlan çabuk, bu hava kaçmaz!” talimatını aldı ve biz günün getireceklerine razı, kendimizi bir an Sarayburnun’dan, Eminönü ve oradan da pazar günü açık olmasına şaşırarak ama hoşnut bir halde Mısır Çarşısı (Sultan Hamam Girişi) Haseki Kapısından içeri girerken bulduk. Renkli ambiyansı içinde, yerli ve yabancı turistlerle birlikte tatlı bir kalabalığın arasına karışıverdik birden!..
 
Aktarlardan gelen baharat ve keskin kahve kokuları, şark halıları, kilimler, rengârenk lambalar, takılar, kuyumcular, turist kafileleri eşliğinde zaman ve istikamete sınır tanımadan özgürce dolaşırken tabii ki bu arada her zamanki gibi fotoğraf ve film çekmeyi ihmal etmeden!. Öyle ki, ilginç kareler  “bu görüntüyü yakala!” diyor zaten…ve deklanşöre basıyorsun!..  artık bundan sonrası seni bir kurgunun içine doğru sürüklüyor oluyor…

Mısır çarşısının Eminönü’ne açılan kapısından çıkıp Yeni Camiye doğru yol alırken… her zamankinin aksine farklı bir düzenleme dikkatimizi çekiyor caminin çevresinde… Pazar tezgahları tarzında alışveriş stantları kurulmuş ama etrafı çevrili ve kapalı!.. bir an aklımıza gündemi de meşgul eden ‘şu film çekim ekibine ait olabilir mi bu platform!..’ diye düşünürken… daha önce orada hiç görmediğimiz küçük bir çeşme “hooop bir anda buraya da oturtulmuş!”  film için hazırlanmış olacağı ihtimali çoğalıyor.. çünkü onunda etrafını şeritlerle  kapatmışlar!..


güvercinlerin itiş kakış önlerine atılan buğdayları yeme telaşları çok hoş görüntülere de sahne olurken… asıl gerçek filmi yakalıyoruz biz o dakikalarda!.. “bu film yaşanır!”  diyen iç ses bizi güvercinlerin dünyasına çekiyor… güvercinler rollerini ustalıkla oynarken biz de güvercinlerle birlikte elimizde kameralar… kanadından, gagasından, kuyruğundan derken…  
‘en güzel kareyi yakalayabilir miyiz?’ diyerek karşılıklı taklalar atıyoruz!.. ve kaçınılmaz bir güvercin şansı da!  omuzuma  konunca!…  ” nihayet buldu bizi!”  tadında bırakmalı diyerek, yürüyüşümüze devam ediyoruz…  günün başkaca sürprizi olabilir miydi bizim için, hele ki yakalamışken kısmet güvercininin hediyesini!.. kim bilir, belki!!  Olur olur!..


Hafta içi iş günlerinde çok daha kalabalık olan bu sokakların ve tarihi binaların fotoğraflarını rahatlıkla çekerken… aa.. bir de ne görelim İş Bankası Müzesi!..  ve hem de pazar günü açık!..

bu fırsat hiç kaçar mı! Bizim gibi keşfetmek için yola çıkanlar için kaçmaz elbette!.. gün tebessüm ettirmeye devam ediyordu.. “Bakalım girince göreceğiz!”  dedik… ve iyi ki girmişiz… Üstelik içeride bir başka sergi daha vardı..



…KUM, ATEŞ ve CAM: ŞİŞECAM… 
1935’TEN Günümüze Camla Yazılan Tarih
Koleksiyonlardan oluşan bir sergi..




1935 yılında Atatürk'ün önderliğinde
(ilk fabrikası Beykoz’da ) kurulan Şişecam’ın 76 yıllık serüvenini anlatan,
“1935’ten Günümüze Camla Yazılan Tarih” sergisi
cam tutkunları için önemli bir koleksiyon.
 




Sergide, Osmanlı cam koleksiyonu ve Şişecam’a ait antik cam koleksiyonu ile camın hammaddeleri olan kristal parçaları, kuvars, kum ve soda, günümüz el işçiliğinde kullanılan çeşitli aletler, sanayi üretiminde kullanılan kalıplar, cam fabrikasına ait bir maketin yanı sıra fabrikanın “Bahardalı” gibi klasikleşen serileri, kavanoz, şişe ve bardak örnekleri yer alıyor…
Sabır, ustalık ve emeğin adı: Çeşm-i Bülbül’lerden örnekler de sergilenmiş…



Şişecam Koleksiyonu
Özellikle bu sergi Türkiye’nin kalkınma ve sanayileşmesinde önemli bir payı bulunan cam sanayinin kuruluşundan bu güne kadar ki serüveninin de anlatıldığı; cam objeler, filmler, fotoğraflar ve metinlerle gözler önüne serildiği bir neslin hafızasını tazelerken yeni nesilleri de bilgilendirmeyi amaç edinmiş.
Türkiye İş Bankası'nın Yeni Cami Şubesi'ni ziyareti sırasında,
şubeye asılacak fotoğraflarını imzalarken. (16 Haziran 1928)


"...Vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında
 olarak halkın doğrudan doğruya itibar ve itimadından doğup 
meydana gelen tam manasıyla modern ve millî banka kurmak"...
Mustafa Kemal Atatürk



1935 yılında Atatürk’ün Paşabahçe Cam Fabrikası’nı ziyareti
(Önder Küçükerman  Arşivi)

Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından Paşabahçe Cam Fabrikası’nın 
açılışı için gönderilen telgraf.























14 Ağustos 1934 tarihinde Başvekil İsmet Paşa (İnönü) 
tarafından Paşabahçe Cam Fabrikası’nın temelinin atılması.



Temelinin atılmasında kullanılan 

mala ve açılışta kullanılan makas.(Şişecam Koleksiyonu)

29 Kasım 1935 günü Paşabahçe Cam Fabrikası’nın açılış töreninden görüntüler. Şişecam Arşivi 
Giriş katındaki Şişecam’ın sergisini dolaştıktan sonra.. bu tarihi binada, İş Bankasının  (1924 kuruluşundan başlayarak) günümüze gelinceye değin asıl  ‘Türkiye’nin Ekonomi Tarihine’ yol almakta varmış!..  müze binasının ikinci kata çıkınca anlıyoruz…



Merdivenlerden üst kata çıktığımızda geniş koridorda ilk önce gözümüze çarpan, birbirinden özel yağlıboya tablolar oluyor…

Türkiye İş Bankası, Atatürk'ün emri ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk bankası olarak, ülkenin iktisadi, toplumsal gelişimine, çağdaşlaşma serüvenine paralel, bu süreci aydınlatacak geçmişiyle tarihimizde önemli kesitleri ortaya koyacak birikime sahip.

Müze, Cumhuriyet'in iktisadi yapısının yoktan var edildiği dönemlerde Türkiye İş Bankası'nın üstlendiği rolleri, ülke gelişimine katkısını, kurumsal yapısının oluşumunu, toplumla olan hizmet ve sosyal anlamdaki iletişiminin 85 yılını geleceğe bakan vizyonuyla tarihimize ışık tutuyor!..

Atatürk Salonu

Türkiye İş Bankası Müzesi, Banka'nın 26 Ağustos 1924 yılında 
kuruluşundan bugüne, iktisadi, sosyal, kurumsal gelişimine ait verilerin 
bir araya getirildiği, korunduğu ve toplumsal 
paylaşıma açıldığı bir kurum tarihi müzesi…


"İş Bankası kurumu, Cumhuriyet tarihinde ekonomi bakımından başlı başına yer alacaktır. Bu kurum, naçiz bir servetin bile ekonomik hayatta ferd menfaatlerine hasrolunmayıp ulus menfaatlerine hasredilmesinden çıkabilecek olan büyük neticeleri, az bir zamanda ve bahusus yepyeni bir devlet kuruluşunun türlü inkılâp güçlükleri içinde âlemşümul bir surette fi'len göstermiştir."      K.Atatürk, 26 Ağustos 1936      

'Büyük Kurucumuz Atatürk'ün yukarıdaki cümlesinde de ifade edildiği gibi İş Bankası Cumhuriyet'le yaşıt olan tarihinde bugüne gelinceye değin nice başarılara imza atmış ve daha kuruluşunda, "Türkler bankacılık yapamaz" düşüncesini yıkarak, "sermayedarlığı yürütemezler" görüşünün de aksini ispat etmiş…'

En çok ilgimi Atatürk’e ait olan oda ve bu odadaki capcanlı olarak görebildiğim
yine Atatürk'ün kendisine ait olan imzasıydı benim için…



İş Bankası'nın ikramiyelerinden ev sahibi olan
bir talihlinin gülümseyen fotoğrafı...

Poliçeler, makbuzlar, tahsilat fişleri, kasa fişleri, hisse senetleri, çekler, banka cüzdanları gibi bankacılık hizmetlerine ilişkin belgeler;sözleşmeler, banka iç yazışmaları, kurum ve kuruluşlarla yapılan resmi yazışmalar, banka'ya yazılan mektuplar… Şubenin ilk dönem personeli bilgileri gibi toplumsal ve iktisadi hayatı yansıtan belgeler, gazete reklamları, reklam afişleri, kartpostallar gibi tanıtıma yönelik malzemeler, fotoğraflar...
Müze, öncelikli olarak Türkiye İş Bankası'nın kurulduğu günden bugüne, gerek kendi geçmişine, gerekse Türkiye'nin ekonomik gelişimine tanıklık eden bankacılık ve kurumsal yapı ile ilgili belgelerin, bankacılık gereçlerinin, iletişim araçlarının, fotoğrafların, resimlerin, reklam ve promosyon malzemelerinin, filmlerin güvenli bir ortamda saklanması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması işlevini üstlenerek... 
Türkiye İş Bankası tarihinin ve sürekliliğinin öyküsünü, her yıl daha da ileriye giden gelişimini, Bankanın nesiller boyunca halkın hizmetini toplumsal hayattaki yerini toplumla paylaşmak, tüm İş Bankalıların anılarını ortak bir mekanda toplamak müzenin başlıca amacı olmuş.
Türkiye İş Bankası koleksiyonu, ağırlıklı olarak Banka'nın kuruluşundan bugüne dek kullanılan, bu anlamda Cumhuriyet Dönemi bankacılığının dönüşüm evrelerini yansıtan ve Banka'daki gündelik yaşamın vazgeçilmez parçası olan üç boyutlu nesnelerin oluşturduğu koleksiyonlarla görsel olarak oldukça zengindi... 


Çok sayıda personel fotoğrafı, şube fotoğrafları, sosyal ve kültürel etkinliklerde çekilmiş fotoğraflar gibi, resimler...yağlıboya, suluboya, karakalem, desen, çizim, eski mimari plan ve projeler ve çeşitli konularda yapılmış onlarca film İş Bankası arşivini oluşturmuş...

Tüm bu arşiv, sosyal tarih ve iktisat tarihi alanlarında tarih yazımını
fark edilir biçimde zenginleştirecek çeşitliliğe sahip.




Bankacılıkta kullanılan kopyalama makinesi, para paketleme ve bağlama, para sayma makinesi, daktilo, cari hesap makinesi, hesap makineleri, soğuk damga, mühür, terazi, teyp, gaz lambası, bekçi saatleri, telefon ve telefon rehberleri, personel defterleri gibi nesne ve belgeler; 
Banka'nın müşterilerine çeşitli zamanlarda dağıttığı defter, kalem, anahtarlık, takvim, kibrit kutusu, kumbara gibi promosyon malzemeleri; Banka'nın toplumsal ve ticari alandaki etkinlikleri sonucu aldığı plaketler, teşekkür belgeleri, kupalar, yıldönümü hediyeleri, şeref defterleri, Türkiye İş Bankası Müzesi Koleksiyonu'nun başlıca öğelerini oluşturuyor.

İş bankası ve çocukluğumun ilk kumbarası!..
İlk kumbarayı 1928 yılında Türkiye'ye getirip müşterilerine sunan, para biriktirme alışkanlığının erken yaşlarda başlamasını sağlayarak, tasarruf bilincinin ülkemizdeki gelişiminde önemli bir görev üstlenen İş Bankası çocukluk yıllarımızın en değerli eşyası olan çelik kumbarayı bizlerle tanıştıran bir bankaydı!.. 
Ben İş Bankasını ilk kez sahip olduğum çelik kumbara ile tanımıştım… İlkokula giderken bana verilen harçlıkların bir kısmını harcar ve bir kısmını da ayırır kumbarama atardım!. Böylesine tüketim çılgınlığının olmadığı (75'li) yıllardı o yıllar!.. Gereksiz tüketim ve savrukluk hoş karşılanmazdı!.. Büyükannelerimiz ve büyükbabalarımızdan devraldığımız, bize de yansıtılan ulusal bir bilinçlenme vardı! tasarrufta bulunmayı ve tutumlu olmayı öğrenmiştik, ailemizden, öğretmenlerimizden, çevremizden!.. biriktirdiğimiz bu paralarla kendimize ait hesabımızda, küçük minnacık boyumuzla ama içine sığdırdığımız kocaman hayallerimizi saklı tutardık bu kumbarada!..

Müze salonlarında ve koridorlarda birbirinden güzel yağlıboya tablolarla da
zengin bir resim koleksiyonunu da görebiliyorsunuz


(İş Bankası Resim Koleksiyonu 750'den fazla ressamın 2000'i aşkın tablosuna sahip imiş. 1940'lı yıllardan beri ulusal resim sanatının örneklerini toplamaya başlayan Banka, bugün koleksiyonunda Osman Hamdi'den Şeker Ahmet Paşa'ya, İbrahim Çallı'dan Nuri İyem'e, Fahrelnisa Zeid'den Abidin Dino'ya Türk resminin pek çok önemli sanatçısının eserlerini koleksiyonuna katmış)

İş Bankası Müzesi, özellikle Weinberg'e ait Atatürk tabloları 
ile bu muhteşem koleksiyondan bazı örnekleri de
 ziyaretçilere görme fırsatını sunmuş.

Ve bir de gizli kasaya giden dar koridorda bizi oldukça şaşırtan, 
sanki bir disko’nun kapısından içeriye girercesine bize şov heyecanı yaşatan, 
görsel ve sesli efektlerle lazerli ışıklı rakamların karşılaması çok ilginçti…

 Siz olsanız kasanızda ne saklardınız?


Labirent gibi dolanarak, oldukça korunaklı olan 
ana kasa dairesini ve özel kasaların olduğu çelik dolaplar 
ve bu küçük gözlü kasalardaki çok özel objeler oldukça ilgi çekiciydi…


Bu kasaların içinde ilginç objeler vardı.. kiminde uzunçalar plaklar, 
kiminde bir asker mektubu, kiminde bir ilkokul defteri..
 *****

Ve bir müze gezisini tamamlayarak yeniden karıştık bu günün Türkiye’sinde 'yurdum insanlarının!' arasına... 
Sadece ekonomi hayatımıza bir yolculuk değildi benim için bu müze...Cumhuriyet'in son derece güç koşullarda olduğu yıllarda Atatürk’ün Çağdaş Türkiye Projesini hayata geçirerek, İş Bankası sınırlı sermayesini iştirak, yatırım ve işletmecilik gibi ülke için en gerekli alanlara yönlendirerek;  Öncelikle  yabancılar tarafından uzun süredir işletilen ve genellikle imtiyaz konusu olan işletmelerin millileştirilmesinden.. kimi tarım ürünlerinin ihracatını örgütleyerek; şeker, cam, dokuma, maden kömürü, pamuk ve tütün ihracatı ile sigortacılık ve reasürans sektörlerinde ulusal nitelikte şirketlerinin kurulmasına kadar İş Bankası'nın bu alandaki girişimlerinin önderliğini üstlenmesi... 
Atatürk Cumhuriyeti’nin ve kendi kendine yetebilen bir ulusun kalkınma hareketliklerine dair tarihi gelişimini gözler önüne süren, ülkemizin kuruluş ve kalkınma öyküsünü gelecek kuşaklara aktarabilmek üzere açılmış olan İş Bankası Müzesi ile ben, bir Pazar günümün sürprizi olarak güne damgasını vuran çok önemli bir mekanı gezmiş oldum.  
Şişecam’ın tarihine camların ardından tanık olmak isteyenler için, “1935’ten Günümüze Camla Yazılan Tarih” sergisi 2 Eylül’e kadar uzatılmış!.. 
Size önerim Türkiye Ekonomik tarihine tanıklık eden İş Bankası Müzesini bir an önce ziyaret etmenizdir. Çünkü Atatürk’ün kurmuş olduğu bu bankada yakında özelleştirilirse bu şansınızı da kaybedebilirsiniz! benden söylemesi.. 
 Esin Bozdemir 
Görseller: izler ve yansımalar
Detaylı Bilgi için:Türkiye İşbankası Müzesi Şişecam

16 yorum:

  1. Gurur dolu bu görselliği fotoğraf kareleriniz ve sözcüklerinizle öyle güzel anlatmışsınız ki,sonuna kadar büyük bir zevkle okudum ve seyrettim.Teşekkürler Esmir,sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Nehire,
      İş Bankası Cumhuriyetimizin gurur sayfalarından biridir..Değerli düşünceleriniz için çok teşekkür ederim ...
      Sevgi ve esenliklerimle..

      Sil
  2. Size ne demeli bilmem ki.İş Bankası Yenicami Şb.(Şu an müze olan) Rahmetli Babamın İlk başladığı şube. (1947 ya da 48) Yıllar sonra Rahmetli ağabeyim, rahmetli ablam ve küçüğüm kız kardeşim de orada işe başladılar. Ablam oradan emekli oldu. Ben de 85-92 yıllarında Sultanhamam' da çalışıp oradan emekli oldum. Tüm o yerlerde ailemin ayak izleri var. Hâlâ her fırsatta giderim ama bu post, hem arşivsel anlamda ilgilenen için çok ayrıntılı,keyifli,bol
    emekli , hem de benim için nostaljik anlamda
    çok değerli bir eser niteliğinde.
    Bir kez daha sonsuz teşekkürler, sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Asuman Yelen,
      Sizin için İş Bankası'nın çok özel olması 'insan sıcaklığının ve yaşanmışlıkların anıları ile birlikte!' bu paylaşımı benim içinde çok daha anlamlı ve değerli kılmıştır.

      Ben teşekkür ederim, sevgilerimle...

      Sil
  3. Bilgi sunma ve en önemlisi geçerliliğini hiç kaybetmeyecek bilgileri bulup sunma konusunda tam bir otoritesin sevgili Esin.. Ayrıca beni İŞ Bankasına bağlayan nedenlerin çokluğu değil bu sunumun güzelliğine hayran bırakan, "sunuş" unun da, sunduğun eserler kadar sanatsal oluşu..
    Sana İş Bankalı olan tüm aile bireylerim adına teşekkür ediyorum..
    Ruhları şâd olanlar için de, usulca yanaklarından öpüyorum..
    Sen gerçek bir eğitmensin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @hasret senfonileri,
      Kurumda emeği geçen herkesi, özellikle aile bieylerinizi bende saygıyla ve rahmetle anıyorum.

      Çok teşekkür ederim Gülsen Hocam.
      Sevgi ve saygılarımla...

      Sil
  4. İş Bankası müzesine bende gitmiştim,çok beğenmiştim,ayrıca oldukça komik bir hatırayada ev sahipiliği yapmıştı,yalnız fotoğraf çekmek yasak demişlerdi sanki diye hatırlıyorum...tekrar gitmiş gibi oldum okuyunca..teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Gul/İnn,
      Ben teşekkür ederim..Video ve filaşlı fotoğraf çekmek yasaktı sadece.

      Sil
  5. Masalımsı bir tad içerisinde hem anlattığınız hem de anlattıklarınızı çok güzel görsellerle bizlere sunduğunuz yazılarınızı hayranlıkla takip ediyorum. Çoğunlukla belki bir ses vermeden sessiz bir okuyucu oluyorum. Ancak bu yazınıza dair birşeyler yazmak istedim kendimce.

    Bazen düşündüğümde, özellikle tarihi bunca sevmemin etkisiyle belki, hep bu dünyaya çok geç geldiğimi düşünürüm. Kaldı ki birçoklarına göre daha şanslıyım aslında, 80'lerde çocuk olarak. Ancak yine de Cumhuriyet'imizin ilk yıllarında yaşamayı ne çok isterdim. Kendi kendine yetebilmeyi amaç edinmiş, bu uğurda herkes tarafından türlü fedakarlıklar yapılmış, inançlı, geleceğe umutla bakan Aydınlık Türkiye, genç Türkiye... Hep Cahit Külebi'nin şiirini anımsarım "Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin" dizelerini... Yaşaşamış olabilirim o yılları ama o kadar çok içimde hissediyorum ki, keşke o inançlı ve tam bağımsız aydın Türkiye yıllarında doğmuş olsaydım.

    Bu geziniz ve geziyle birlikte bizlerle paylaştıklarınız beni alıp öyle uzaklara götürdü ki, çocukluğumun ilk kumbarasını da anımsadım. Ve şimdilerde butçuğumun ilk kumbarası olan İş Bankası Kumbarası. Zaman değişmiş, ülkem değişmiş olabilir ancak biz hala bir nebze de olsa kendi çocuklarımıza bazı değerleri miras bırakabiliyorsak, sizin de bahsettiğiniz gibi tüketim çılgınlığı yaşamadan, tutumlu olmayı öğretebiliyorsak ne mutlu bize. "Yerli malı yurdun malı" sözleri rafa kalkmamalı. Özellikle ülkemin ekonomik bağımsızlığını kazanırken geçirdiği evreleri ve bunun öncüsü olan İş Bankası geçmişini okuyunca bir kez daha malesef içimden kocaman bir "Offf" çektim. Oysaki ne kadar mutlu daha doğrusu umut dolu günlermiş o günler. Yine geleceğe dair umutlu olmak isterdim ülkem adına.

    Bir kez daha beni bu sabah böylesi derin düşüncelere sevkettiren yazınız için tebrik ediyorum sizi ve can-ı gönülden teşekkür ediyorum. Bu sadece bir müze gezisi değil aslında içinde çok ince motiflerle işlenmiş, ülkemin ekonomik gelişiminin de bir sunumuydu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @nihansu,

      Geleceğe umutla bakan, ulusal bilinçle memleketin dört bir yanından yükselen ruhla ülkemizi aydınlığa taşıyacak olan tam bağımsız Türkiye Cumhuriyet'imizin o kuruluş safhasındaki ilk yıllarında yaşayabilmeyi sizin gibi ben de 'bizlerde!' ne çok isterdik...

      Zaman değişse de bizler hala bu güzel değerleri taşıyabiliyor ve çocuklarımıza da aynı heyecanla bırakabiliyorsak!..her şeye rağmen yine de umudumuz var demektir!..Ne kadar güzel ki sevgili butçuğun sizin gibi, 'geçmişinden miras aldığı değerlerin kıymetini bilen ve onları yeni nesillere taşıyan!' bilinçli bir annesi var...

      Bir gün bedellerini milletçe çok daha ağır ödeyeceğimiz, üzüntü veren zor günler 'yaşanabilir!' olsa da!..(öyle ki,olmasını hiç isteyemeyeceğim bir ihtimaldir bu!) içimizdeki sönmeyen bu ateş bizi daima doğru yola götürecektir...

      Sevgili Nihansu,
      Bu paylaşımıma katkı veren değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim.
      Sevgilerimle...

      Sil
  6. Sevgili Esin,
    Gittiğim her seferinde kalabalık ve üstüme çöken bir şehir olan İstanbul'u bu kadar dingin ve güzel göstermen çok hoş. İnsanın gidesi geliyor. Bakalım bir turist dinginliğinde bu şehri ne zaman gezeceğim?
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @ Mehmet Bilgehan Merki,
      İstanbul; biraz haşarı, biraz yaramaz, ama bir o kadar sevimli ve cin gibi akıllı bir kız çocuğu gibi aslında!..O'nu usanmadan sabırla dinler, özveri ve hoşgörünüzü de esirgemezseniz eğer o zaman sizi hiç üzmeyecektir!..Ve size gördüğünüzden çok daha fazlasını bilinmeyen yönlerini gizemli sırlarını ve esrarlı yüzünü gösterecektir!..Hele sizin gibi tarih seven bir gezgine çok daha fazlasını yaşatacaktır!..

      Esenlikler dilerim..

      Sil
  7. Esin'ciğim nasıl teşekkür etsem bilmem ki;sağolasın,emeklerine sağlık diyeyim baştan, çok güzel sergilemişsin.2008 aralık ayında kızımla gezmiştik muhteşem müzeyi.Eminönü kalabalığı ve gürültüsünden sonra çok dinginlik vermişti.Galeriden galeriye anılarla süzülmüştük.Çocukluğumdan beri İş Bankası benim için özeldir.Tekrar gezmiş oldum,cam sergisi sanırım yeni, fotoğraflarında görmüş oldum.Sevgiler.

    Sevgili Asuman ve Gülsen Öğretmenimin yorumlarından da çok duygulandım.O'nların ve aile fertlerinin İş Bankası ile bütünleşmiş olmalarını kutluyorum .Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eminönüne yolumuz düştüğünde önünden geçerdik İş Bankası Binasının ama gözümden kaçmış olmalı !Türkiye İş Bankası Müzesi 14 Kasım 2007'de halka açılmış..ve bugüne kadar da pek çok sergi düzenlemiş;

      *(Cumhuriyet'e Doğru 1919-1923: Özgürlük ve Bağımsızlık Yolu (31 Ekim - 30 Aralık 2006),
      *Bir Kumbara Öyküsü (23 Nisan - 14 Eylül, 7 Ekim - 18 Aralık 2008)
      *Fotoğraflarla Atatürk ve Cumhuriyet: Bir Ulusun İnşası (10 Kasım 2008 - 8 Şubat 2009)
      *İskenderiye-Hamburg: İş Bankası Dünyaya Açılırken İlk İki Şube 1932 (15 Haziran 2010 - 31 Ekim 2010)
      *On Adımda Kapalıçarşı (8 Kasım 2010 - 27 Şubat 2011)

      Ne yazık ki ben bu sergileri göremedim.Bundan böyle İş Bankası müzesinin etkinliklerinin takipçisi olacağım...

      Güncel Sergi:…KUM, ATEŞ ve CAM: ŞİŞECAM… 1935’TEN Günümüze Camla Yazılan Tarih Sergi 2 Eylül'e kadar uzatılmış...

      Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim Arzu Öğretmenim..
      Sevgi ve saygılarımla..

      Sil
  8. Sevgili Esmir, son derece keyifle okudum. güvercinler, gizli kasalara giden yol...

    YanıtlaSil