Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile ilgili yazımızın ilk bölümünde Cumhurbaşkanı’nın daha henüz genç bir Subay iken Büyük Önder Atatürk ile yaşadığı “O AN” a yer vermiştik.
Bu bölümde ise; Cumhurbaşkanlığı eski başdanışmanı ve basın sözcüsü Ali Baransel’in baştan sona bir ders kitabı niteliğinde olan ve okuyucuyu yakın tarih yolculuğuna çıkardığı “Bıçak Sırtında” kitabında yer alan; Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün devlet adamlığını, ilkelerini, çocuklarıyla olan ilişkisini ve temsil ettiği makamın saygınlığını nasıl koruduğuna dair çarpıcı anı, hatıra ve anekdotlardan bazılarını sizlerle paylaşıyoruz.
Fahri Korutürk’ün ilkeleri;
Babasının Moskova Büyükelçiliği yıllarında eğitimini İsviçre’de sürdüren oğlu Salah, Bahriye subayı olmak istemektedir. Bu yüzden Türkiye’ye döner dönmez Deniz Lisesi’ne girer. Dersleri çok iyidir. Ama geometri terimleriyle yıldızı bir türlü barışmaz. Bu yüzden ilgili dersten sınıfta kalır. O sırada Deniz Lisesi’nde iki yıl sınıfta kalanlar okuldan çıkarılmakta, bir de tazminat ödemek zorunda kalmaktadırlar.
Salah’ın okuldan çıkarılma olayı, Korutürk’ün Kontenjan senatörü olduğu yıllara denk gelir. O sırada Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Celal Eyicioğlu, Fahri Korutürk’e gelerek, "Biz böyle insanlar mesleğe girsin diye uğraşıyoruz. Ama okula girmiş, başarılı bir öğrenciyi çıkarmak durumunda kalmışlar. Olmaması gereken bir şey. Salâh’ın sınav kâğıdının bir kere daha okunmasını istiyoruz. Bunun için bir dilekçe verseniz," der.
Ancak Fahri Korutürk, Deniz Kuvvetleri Komutanı’na "Ben böyle şeyler yapmam!” yanıtını verir,
“Hiç bir zaman böyle bir şey düşünmedim. Bizim arkadaşlarımızdan Namık Taçkın vardı. Oğlu Erkut Taçkın (müzisyen) da böyle bir sebepten okuldan çıkarıldı. Namık bana geldiği zaman, kurallar nasılsa onun dışına çıkamayacağımızı söylediğimi hatırlıyorum. Şimdi bir arkadaşıma, bir meslektaşıma bunu söyleyip te sonra kendim böyle bir şey yapabilir miyim? Neyse tazminat tutarı veririz, başka yerde okur."
Böylece Salah, Deniz Lisesi’nden çıkarılacak, Korutürk de kendini yiyip bitiren oğlunu “Üzülme. Bunlar çok normal şeyler. Başka imkânların da var," diye teselli edecektir.
* * *