4 Şubat 2013 Pazartesi

Çin'in Ölümsüz Ordusu Terracotta Askerleri'ni Topkapı Sarayı'nda Gördüm!


Dünyanın 8. Harikası Yeraltı Ordusu’ndan örnekler ve ünlü Çin hazineleri Topkapı Sarayı’nda!. İki kadim medeniyet İstanbul’da buluşur da beni rüzgarlar savurmaz mı hiç Topkapı Sarayı’na!.

2012 – 2013 Türkiye’de ve Çin’de iki ülke arasında Kültür Yılı ilan edildi. Bu yüzden yıl içinde Çin Kültürü’ne yönelik pek çok etkinliğe ülkemiz ev sahipliği yapacak.  Uzun zamandır kültür sanat haberlerinde sıklıkla yer alan  “Çin Hazineleri”  sergisi duyuruları fazlası ile ilgimi çekiyordu.
Hele ki “Çin Hazineleri” sergisinde kıymetli eserlerin yanında bir de, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları listesine alınan Çin’in ölümsüz ordusu Terracotta Askerleri’nin de yer aldığı 101 adet paha biçilmez eserin bu sergide oluşu!.. Ve mekan olarak serginin Topkapı Sarayı’nda gerçekleşmesi, bu sergiyi gidip görmem için yeterli bir nedendi benim için!.

Sergi, 21 Kasım 2012 – 20 Şubat 2013 tarihleri arasında ziyarete açık nasılsa!..yani geç kalmış değiliz!..  
Yine ben, eski İstanbul’un eskimeyen semti Sultanahmet’in taşlı sokaklarında, camilerin, çeşmelerin, tılsımlı sütunların arasından geçip, cariyelerin, sultanların arasında kaybolacaktım!..Bazen Enderun Avlusun’nda, bazen Has Bahçe’de şadırvanın karşısında,  güller, laleler arasında... bazen de Sofa-i Hümayun’da oturup boğazın serin sularında derunlara dalarak!.. ‘bu garip gönlü keyfe davet etmek için!’.. kendimden geçmek de var!..'Eyyy gönlümün Sultanı!.. Caanım efendim!.. Hünkârımm!!
ne senden geçerim ne de senin eserinden!” demem o ki!

‘ne kendimden vaz geçerim, ne de senden sevdiceğimJ)’ tek sen bilirsin! alan da sen! veren de sen değil misin!. Bu yüzden her şeyi, yine de sen bilirsin!.. “ sefana da cefana da eyvallah! ” derdi sufi’m!.. ben de diyorum ki; ‘Eyvallah Şahım! Eyvallah!’  Hak Le ile he illallah!’ J, .) burada daha fazla konuyu dağıtıp savrulmamak lazım evet evet!.. :)
(...) böyle haller içinde etrafı seyran eylemek de var!.

‘Hava nasıl olursa olsun! kendi havamızın bozulmasına izin vermeyeceğiz!’ dedik!..  ve böyle güzel düşüncelerle yola çıktık...  


 Beyazıd’tan Çemberlitaş’a ...
 
 Çemberlitaş'tan Cağaloğlu'na...
 
 Cağaloğlu'ndan Sultanahmet Meydanı’na...
 
Sultanahmet Parkı'nda fiskiyelerin şölen havasında suya ahenk katan rakslarının ve doyum olmayan manzaranın seyrine bakıp... ardından, buz mavisi Sultanahmet camii'nin hemen karşısında 'beni de görmelisiniz!' diyerek nar kırmızı rengiyle güneş gibi parlayan...
 Ayasofya Camii'ne el sallayıp...
 
Hürrem Sultan Hamamına da şöyle göz süzdükten sonra :)) yukarıya doğru başımı kaldırdığım da bana bakan beyaz bir güvercin görüyorum!!!  'aaaaaaaa... yoksa sen hep beni mi takip ediyordun!.. bana şans mı getireceksin !! :)) ben de sana sevgilerimi gönderiyorum ..:)'
 
beyaz güvercinin uğur getireceğine olan inancımızla yolumuza devam ederken, bizi yine bir başka güzellik daha karşılıyor!.. sevgiyle çarpan kalplerin, umutla birleşen ellerin ve bir ömür boyu birlikteliğe giden yolun başında atılan renkli nişan töreninin heyecanına tanıklık etmek de varmış!..Yeni nişanlılar Cankurtaran'dan  Topkapı Sarayına doğru, mutluluğa koşar adım ilerliyorlar:)) Genç çiftlerin bu özel gününe tanıklık etmek bir an bize de farklı duygular yaşatıyor... hayat yine gül-pembe rengini gösteriyor bize..:)

Ve... artık biz de Topkapı Sarayı'na girebiliriz!.. Yerli ve yabancı kalabalık turist kafileleriyle birlikte, Bâb-üs Selam’dan içeriye, Topkapı Sarayı’nın birinci avlusuna adımımızı atıyoruz...


Aya İrini'nin önünden geçip, okların gösterdiği bölüme doğru Beşir Ağa Camii'nin yanından sergi salonuna giriyoruz...

Vee... "Çin Hazineleri" sergisinde Çin'in ölümsüz askerlerini göreceğiz!
ama önce müzik .)

tıklayınız:)

Burada ne yazık ki fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Biz de kurallara uyuyoruz... Ben size fikir vermesi açısından internet medyası’ndan bulduğum bir kaç fotoğrafla sergiyi tanıtmaya çalışacağım..
 
Sergide bölümler halinde; “Çin Hazineleri”; Yasak Şehir Müzesi, Şanghai Müzesi, Qin Shihuang Müzesi başta olmak üzere, Çin’in 11 önemli müzesinin 101 eseri sanatseverlere sunuluyor. 


Görseller buradan
 
Solda ki Terracotta Askeri - Sağda ki İmparator Qin Shihuang Mozolesi,  pişmiş topraktan yapılmış...
Sergide; Yeni Taş Çağı’na ait seramik kaplar ile dini törenlerde kullanılan aletlere  ve Tarımın başlaması ile yerleşik hayata geçişi sembolize eden çanak çömlek yapımı objelere de yer verilmiş...

Bir başka bölümde  Çin tunçları sergilenmiş. Xia, Shang, Batı Zhou, İlbahar-Sonbahar (M.Ö. 770-7) ve Qin (M.Ö. 221-206) Hanedanlarına ait dini törenlerde kullanılan devlet yönetimi ve yetki sembolü objeler; yemek kazanları, üçayaklı sehpalar, kap-kacak, içki kapları, leğen ve ibrikler yer alıyor.
 
Ve serginin en ilginç bölümü hiç kuşkusuz Yeraltı Ordusu 1974 yılında tesadüfen bulunan ve genişliği 20 bin metrekareyi geçen kazı alanından binlerce - Toprak Askerler - Terracotta Askeri, yüzlerce savaş arabası ve on binlerce silah çıkarılmıştı.
 
Görsel: buradan
 

İşte bu serginin en can alıcı bölümünde Dünyanın 8. Harikası olarak nitelendirilen savaşçı heykellerin içinden en önemli 4 heykel özel aynalar yardımıyla 3 boyutlu görsellikte sergilenmiş..İmparatorun dev yeraltı ordusunun ihtişamı canlandırılmış...

Görsel: buradan
 
Ben bu sergi haberini okuduğumda bir an şaşırmıştım tüm yeraltı ordusu nasıl gelebilmiş ülkemize diye!..:) meğer sadece, örnek olarak -pozisyonları gereği en önemli olan- 4 savaşçı heykeli getirilmiş sergiye J

Sergide, ( M.Ö. 221) Çin’in ilk birleşmesini gerçekleştiren Qin Hanedanı’nın, (M.Ö. 221-206) ilk imparatoru Qin Shihuang’a eşlik eden, tamamı gerçek boyutlarda ve birbirinden farklı özelliklerde yapılmış yeraltı ordusundan dört asker ve bir at heykeli yer alıyor.

Her bir Terracotta Askeri'nin yüzü birbirinden çok farklı. İster general, ister asker, isterse savaşçı olsun her bir heykel oldukça zarif ve rafine bir görünüme sahip. Askerlerin her biri ordudaki görev ve pozisyonlarına bağlı olarak birbirinden farklı şapkalar ve kıyafetler giyiyormuş. Yeraltı Ordusu Heykelleri'nin dikkat çeken bir diğer özelliği de, her bir heykelin topuzundan, saç örgüsüne ve hatta saç hacminden tarama biçimine kadar farklı saç şekillerine sahip olmaları... ( Okçu, Süvari Askeri, yüksek rütbeli askeri... ) tüm heykeller gerçek boyutlarında üretilmiş. Heykellerin ortalama boyları 170 santimetre, en yükseği 190 santimetre, bu yükseklikler Qin Hanedanı'ndaki askerlerin gerçek boyutlarını yansıtmakta imiş...

Sergide bu silahlardan örnekler de yer alıyor.
 
 Görsel: buradan
Yeraltı ordusunun yanı sıra, özenle seçilen Çin hazineleri arasında Qing İmparatorluk Sarayı’ndan gelen paha biçilmez eserler, tunç araç gereçler, renkli toprak kaplar da sergilenmiş....

Ayrıca, sergide beş bin yıllık Çin uygarlığının tarihsel aşamaları; uygarlığın doğuşu, ülkede birliğin sağlanması, İpek Yolu’nun getirdiği zenginlik dönemi ve görkemli imparatorluk dönemi de tanıtılıyor. Tang Hanedanı (618-907) ile Beş Hanedan (907-960) dönemine ait örnekler, farklı kültürlerin izlerini taşıyor.. Göçebe kabilelere mensup insan heykelleri, Batı Bölgeleri’ne ait müzik aletlerinden uyarlanan renkli davul, uğurlu hayvan ve üzüm desenli tunç ayna, Feng Hui Mezarlığı’nda bulunan müzisyen kabartmaları da örnekler arasında yer alıyor...

Sergide gösterime sunulan Çin Budizm’indeki dört büyük Buda’dan biri olan Guanyin Buda’sının yanı sıra buda kabartmaları ve Budist mezarlığına gömülen eşyalar yer alıyor.
Ayrıca Yasak Kent Müzesi koleksiyonlarından seçilen porselen tunç ve yeşimden yapılan çeşitli eşyalar, masa paravanı ve saatler ile saraydaki görkemli ve lüks yaşamı anlatan eserler de yer alıyor.

Bizler böyle bir sergiyi gezerek -son zamanlarda komşularımızda ve semalarımızda esen sert  rüzgarların etkisi içinde savaş tamtanları çalınırken!..-  Çin medeniyetinin, Anadolu'daki kökleri çok derinlere uzanarak  Asya’dan gelip Türk uygarlığına köprü kuran ulusların, daha barışçı bir dünyanın kuruluşuna önderlik edeceğine olan inancımızla umutlarımızı bir kez daha tazeleyerek çıkıyoruz sergi salonundan...
 
Ama biz tamamen çıkıp gitmiyoruz bu tarihi saraydan... Defalarca gelsem de hiç bıkmadan gezebilirim tekrar tekrar bu güzel sarayı ben!.. Elektrikler kesik olduğu için iç mekanları dolaşmıyoruz... Onun yerine leb-i derya'yı, bir de Sultanların tahtından seyredip, Sarayın şadırvanlı bahçesinden.... Revakların önünden geçip fıskiyeli havuzun karşısına oturuyoruz...
Bir de İftariye Kameriyesi'nden seyretmek Haliç'i, Galata'yı...
 
hele ki Sultan 4. Murad'ın -Bağdat Seferi- anısına  yaptırılan, Bağdat Köşkü'nden seyran etmek manzarayı, bir başka güzel :) açılır belki bahtım diye! kuruldum şu kırmızı kadifeli yer tahtına!.. :)
 
 
 
Ve... boğaza karşı çaylarımızı yudumlayarak, bir sergi gününü de böyle güzel bir finalle kapatıyoruz...
 
Siz de İstanbul'da yaşıyor iseniz! ya da yolunuz düşmüşse bu şehire! bir de 'bu haftasonu neler yapmalıyım!!!' telaşı da sarmışsa sizi!..  İşte size bir fırsat!..

İstanbul bitmez ama! bu da benden bir öneri olsun sizlere!.. 'Medeniyetlerin bu güzel birlikteliğine şahit olmak için, vakit varken daha  'Çin Hazineleri' Sergisini ve ' Terracotta Askerleri ''ni siz de görün' derim ben!..

Sergi bahaneniz olsun, günün size sunacağı bonuslar da cabası!..



 
Topkapı Sarayı Müzesi ve Sergi hk.
bilgi için tıklayınız



18 yorum:


  1. Şahana belgesel postunla beni de gezdirdin bilgilendirdin. Teşekkürler. Şans getirsin sana beyaz güvercinler :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Çınar,
      Teşekkür ederim Sevgili Çınar...Şans hepimizi bulsun isterim:)

      Sevgiler...

      Sil
  2. sağol esmir,
    zevkle okudum.
    görmeye değer bir sergi.
    bugünlerde saray gezesim var. bakalım artık..
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @düşünce bahçesi,
      Geçmişin izlerini taşıyan mekanlar da, heykeller de ilgi çekici...
      Aslında o gün hava kapalıydı ama yine de gitmemek için engel değil hiç bir şey!..ben de merak salayım istemiştim zaten:))Üşenmemelisin:))sen de git-me-li-sin :))

      sevgilerimle...

      Sil
  3. Gene İstanbul'u sevdiriyorsunuz. Keyifle gezdik. Umarım sergi Ankara'ya gelir. Kargo kitabı ulaştırmadık demişti. Aldım dediğinize göre sorun kalmadı galiba?
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,

      Yaşarken trafiğinden, kaosundan vs..şikayetlerimiz olsa da İstanbul'dan vazgeçemeyiz asla!..İst. gez gez bitmiyor:) umarım sergi Ankaraya' da gelir!.

      Kargo?? derken!. "Bizans'ın Kadınları" n dan bahsediyorsunuz zannetmiştim ben!..o kitabı almıştım çok teşekkür ederim..

      Yoksa !!yeni bir kitap mı!..
      almadım ama siz beni mahcup ediyorsunuz Mehmet Bey...ben sizin sitenizin hesapsız / kitapsız:) daimi takipçisiyim!.paylaşımlarınız başlıbaşına kitap gibi!..tekrar teşekkür ederim..:)

      Sevdiklerinizle daima
      hep sağlıkla ve esenlikle kalın Mehmet Bey....

      Sil
  4. Esin'ciğim çok teşekkürler ;İstanbul'da tarihi yerleri defalarca görsemde senin fotoğraflarında başka güzel görünüyor...Sen yazmasaydın böyle bir sergiden haberim olmıyacaktı ,olsa da göremiyecektim .Yazın ve fotoğraflarla bilgilendirdin, ne güzel... Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Arzu Sarıyer,

      Ne demek Arzu Öğretmenim..Güzel düşünceleriniz için çok sağolun. Siz de iz bırakan değerli insanlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımıza dair ne anlamlı ve kaliteli paylaşımlar da bulunuyorsunuz. Anımsattıklarınız için ve esinlendiğim bütün güzel paylaşımlarınız için asıl ben teşekkür ederim..Sevgilerimle..

      Sil
  5. İyi bir kaynak. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @ali zafer sapci,
      Ben teşekkür ederim..
      Saygılarımla...

      Sil
  6. Yine her zamanki gibi coşkuyla anlatmış, harika fotoğraflarınla bezemiş ve hiç haberimiz olmayan bir etkinlikle ilgili çok detaylı bilgilendirmişsin bizi sevgili Esinciğim. Gidemeyenler için ''derman'' olmuşsun her zamanki gibi :)

    Verdiğin bunca emek ve harcadığın zaman için çok teşekkürler.
    Ellerine kalemine sağlık...

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Sevgili Zeugma, aslında o kadar çok etkinlik var ki İstanbul'da..Ama hayatlarımızın içinde belli başlı rutin işlerimiz de var elbette..Dış işler, iç işler..eksi ve artılarıyla vs.ler bir de!gönlüm pek çok etkinliği görmek istese de, hırs yapmadan! yetişebildiklerime gidiyorum ancak!..Sizlerle birlikte dolaşıyormuşum gibi!!:)olsun istiyorum bu gezmelerim:)bu yüzden özne de 'ben' konuşuyor gibi olsam da, aslında hep 'BİZ' demek istiyorum:)bu yüzden paylaşmak güzel şey:)değerli düşüncelerin için ben teşekkür ederim Zeugmacım..

      İyi haftasonları dilerim..
      Sevgilerimle..

      Sil
  7. Ben de çok beğendim sergiyi:)

    YanıtlaSil
  8. Ahh İstanbul,İS TAM BUL!!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @destiny,
      Size katılıyorum,
      İS TAM BUL!!!Tam O'nu bulmuşken!!!
      Ahh ki ne ahh:)!!!

      Sil
  9. yılan yılı da geldi çattı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. atesinsesi,
      Yılanlar kördüğüm olsun!
      başkasına zarar veremeden,
      kendi kuyruklarında boğulsun:):))

      Sil