29 Kasım 2014 Cumartesi

Geleneksel içeceğimiz boza'nın tarihsel yolculuğu..


Artık havalar iyiden iyiye soğudu. Kış kapımıza dayandı.. Kış gelince geleneksel içeceğimiz bozayı içmeden olmaz.. Çocukluğumda anımsıyorum, kış gecelerinde, sokak lambasının aydınlattığı sihirli  ışık huzmelerinde  lapa lapa yağan karın, kristal pamuklar gibi süzülüşünü keyifle seyrederken.. uzaklardan gelen ve yaklaştıkça iştahımı kabartan o bozacı' nın gevrek gevrek 'bozaaaaaaaaaaaaa' diyen sesini hiç unutmam. Bir telaşla koşarak hemen mutfağa gider, bir sürahi alıp kapının önünde beklerdim bozacıyı.. :)

A
rtık marketlerde, pastanelerde bozalar hemen elimizin altında.. Zaman değişti, dikey yapılanmalarla beton yığınına dönüşen sokaklarımız; resıdanslar ve AVM.lerle bambaşka bir ruha ve yaşam kültürüne dönüştü ve o eskilerin alışılageldik mahalle kültürü de neredeyse sona erdi..


A
ma bazı kentlerde, kasabalarda ve küçük yerleşim birimlerinde bu kültürü yaşatanlar var sanıyorum. Günümüzün gelişen teknolojisiyle bir 'tık'la anında istediğimiz ürünlere sahip olabilmenin avantajlarına rağmen yine de bizler, nostaljik birer hatıra olarak andığımız o eski mahalle yaşantılarını ve seyyar sokak satıcılarını  özlemle anmayı sürdüreceğiz..


Severek tükettiğimiz geleneksel içeceğimiz olan boza'nın, bir de kısaca tarihsel süreç içindeki yolculuğuna bakalım...

En eski Türk içeceklerinden biri olan boza’nın kökleri ilk olarak Orta Asya Türkleri’ ne ve daha sonra da Kafkaslar’ a kadar uzanıyor. M. Ö. 4. Yüzyıla kadar geniş çaplı geçmişi olan bu içecek bugün Türkistan, Ortadoğu, Bulgaristan, Macaristan, İran, ve Arap ülkelerinde tüketilmektedir. Balkan ülkelerinde ise neredeyse “milli içki” olarak nitelendirilen boza geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır.

İçinde çok çeşitli lezzetin ve vitaminin bulunduğu boza başka ürünlerde kullanılan ürünlere göre arpa, çavdar, buğday, mısır gibi tahılların mayalandırılmasıyla yapılıyor.

900 lü yıllarda ortaya çıkmış olan boza, Osmanlı döneminde en hareketli yıllarını yaşamış. Osmanlı’da boza daha çok İstanbul, Edirne, Bursa, Amasya, ve Mardin’de üretiliyormuş. Bozacılar sunumları için özenle hazırlanıp bu iş için özel kıyafetlerini giyer ve sokaklara çıkıp seçkin bir topluluk olarak ortaya çıkarttıkları kültürlerini daha derinden yaşarlarmış.

Osmanlı döneminin en meşhur içeceği olan bozanın satıldığı ve içildiği dükkanlara da “bozahane” adı verilirmiş.

Evliya Çelebi 17. yy. da yazmış olduğu Seyahatnamesi’ nde, İstanbul’ da 300, Bursa’ da 97 adet bozahanenin bulunduğunu ve bozahanelerde çalışan bozacı sayısının da 1100 civarında olduğunu belirtiyor.

Ayrıca Türk eğlence yaşamının önemli unsurlarından birisi olan Karagöz’de de bozacı karakteri dikkati çeker.


Off hay hak...

Gönül verdik perdeye dost, başlayan bir gazeldir / Hüner değilse de dünyaya gelmek ne güzeldir / Ölümlüymüş dünya, neler gelmiş neler geçmiş / Hüner, geçmişi gününde görüp güldürmededir / Gülen pek az, ağlayan ne çok,Tanrıyı saymazsak / Hüner,oynayan kim, oynatan kim, bilmededir / Tanrı gölgesini eksik etmesin duamız / Hüneri, gölgede solmadan açmayı bilmededir. (*)

Tarihi bilgiler bozanın biranın ilk hali olduğunu gösteriyor aslında. Ülkesine göre de bozanın içindeki alkol oranı %2-6 arasında değişiyor. En sert yasakların yaşandığı hatta içkinin yasak olduğu IV. Murat ve IV. Mehmet, dönemlerinde içki ve tütünü yasaklamakla kalmamış bütün meyhaneleri de yıktırmış.

Öte yandan boza ve şıra gibi mayalı içecekler kimi zaman içkiyle eş tutulmuş. Meyhanelerin yıkılıp yerine bozacıların açılmasıyla halk arasında türeyen “Bozacının şahidi şıracı” deyiminin hikayesi de buradan gelmekte imiş.Bu da böyle biline :)


Esin Bozdemir


(*)
Hacivat’ın perde gazeli - 
Karagözün "Aptal Bekçi" Oyunundan
(Hayali Küçük Ali'nin "KARAGÖZ" adlı kitabından)
Alttaki Resim: Karagözevi - Not: Yazı Arşivden derlenmiştir.

2 yorum:

  1. Doğrusu, ben manide ki en son cümleyi sevdim. Hüner, gölgede solmadan açmayı bilmededir.
    Boza B vitaminleri kompleksleri taşıdığından saç dökülmesi, stresli işlerde çalışanlar için çok iyi bir içecektir. Bu arada eline sağlık. ;) Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @bahçe perim,
      Hayatta yaşarken, ayakta kalabilmek başlı-başına hüner gerçekten.. Manide ise bu çok daha etkileyici dile getirilmiş bahçe perim evet.) Boza'nın faydaları çok dediğin gibi, verdiğin bu ekstra bilgilerde son derece önemli..Teşekkür ederim bahceperim..Sana ve ailene güzel bir hafta sonu dilerim..Sevgilerimle..

      Sil