11 Şubat 2015 Çarşamba

'Cimin Üzümü' ile meşhur Erzincan'ın Üzümlü İlçesi


Erzincan şehir merkezinde tarihi ve kültürel yerleri dolaşıp ardından Girlevik Şelalesinde dağların esintilerini savurarak getiren, coşkun akan suyun karşısında, doğanın tüm renklerini içimize çekip, huzuru, dinginliği, ferahlığı soluduktan sonra… artık Erzincan’ın ilçelerini gezebiliriz. Bir sonraki gün için, elimizde haritalar ‘nereden başlasak,  planlarımıza başka neleri dahil etsek’ derken, daha fazla ayrıntıya girmeden devamını günün akışına bırakarak… ‘etrafı dağlık, ortası bağlık Erzincan’ın önce doğu yakasındaki ilçelerini görmeye karar veriyoruz.  Ve ilçeye adını da veren meşhur ‘Cimin Üzümü’ nün yetiştiği bereketli bağların, bahçelerin olduğu ‘Üzümlü’ ye gitmek üzere yola koyuluyoruz.


Erzincan’a 23 km. mesafede olan Üzümlü, tarihi İpek Yolu'nun (E80 karayolu) üzerinde bulunuyor ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümünde yer alıyor. İlçenin, Erzincan'ın kuzeyindeki dağ zincirinin eteğinde yer alan, tarihi Altıntepe'nin yakınında oluşu, onun birçok kültür ve medeniyeti yaşamış olduğunun da birer kanıtı. 

Altıntepe - Üzümlü

Urartu şehirlerinden biri olan Altıntepe,
bölgenin en zengin antik eserlere sahip höyüğüdür.


Arkeolojik bulgular Üzümlü ve çevresindeki yerleşim tarihinin M.Ö. 3000 yılına kadar uzandığını göstermekte imiş. Yöre Huriler ile başlayıp Türkiye Cumhuriyetine kadar devam eden tarihi süreçte 19 ayrı devlet ve medeniyete ev sahipliği yapmış. (detaylı bilgi için bkz.)


Altıntepe'deki Kale; Urartu, Pers, Bizans ve Anadolu Selçuklu Dönemlerinde kullanılmış. Kale'de Urartu Dönemine (M.Ö. 850-600) ait bir tapınak, bir kabul salonu /Apadana, Açık Hava Tapınağı, yer-altına taşlarla örülmüş 3 oda mezar ile sur duvarları ve giriş kapısının taş temellerine ait kalıntılar ve Bizans döneminden kalma bir de kilise yapısı bulunmuş. Urartu döneminde kurulan yerleşim yerinde, Altıntepe'de  halen arkeolojik kazılar sürdürülmektedir. Altıntepe'de bulunan Urartu Freski (Görsel Burdan)

Altıntepe Urartu Kalesi ve Tapınağı
(Görsel: Erzincan Gezi Rehberi)

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Tahsin Özgüç, 1959 yılında Altıntepe'de arkeolojik kazılara başlamış ve bu çalışmalar 1967 yılına kadar sürdürülmüş. Ortaya çıkarılan Urartu yapıları Anadolu arkeolojisine büyük katkı sağlamış ve temsil ettiği kültürün tek örnekleri olarak değerlendirilmiş.. Öyle olduğu halde bir süre korumasız olarak bırakılan kale, defineciler tarafından yağma edilmeye başlayınca, bu sorunun giderilmesi için 2003 yılında Prof Dr. Mehmet Karaosmanoğlu başkanlığında bilimsel kazı ve onarım çalışmalarına yeniden başlanmış. İyi ki başlamış... Çünkü bu arkeolojik alan, kaderine bırakılamayacak kadar önemlidir. Öyle ki bu çalışmalar sonunda çok önemli buluntular ve bulgular elde edilmiştir. Tepedeki ilk yerleşim Tunç Çağına aittir. 


Altıntepe Kilise taban mozaikleri ve fil dişi aslan heykeli 
(Görsel-kolaj: Erzincan Yıllığı - 2005)

Biz, bu önemli bilgiler ışığında Altıntepe'deki kazıların 'ülke ekonomisine katkı sağlayacağını düşünerek' bir an önce tamamlanıp, ziyarete açılmasını ümit ederek bu asırlık koca dağa, ancak karşıdan bakmakla yetiniyoruz.

Üzümlü, dağlar, tepeler  ve höyüklerle çevrili. Altıntepe'ye 1.5 km mesafede ise bir diğer tepe üzerinde Saztepe Höyüğü bulunuyor. Bu höyükte de, Urartu ve Helenistik Döneme ait seramikler bulunmuş. Burası da özellikle Altıntepe'ye yakın oluşu nedeniyle zamanında önemli bir yerleşim yeri olarak görülüyor.

Altıntepe'ye yaklaşık 1 km kuzeydoğusunda ise Küçük Tepe ( Kıldirik Tepe) yer alıyor. Konumu ve yüzeyinde bulunan seramikler nedeniyle Altıntepe ve Saztepe ile aynı dönemde yerleşim gördüğü tahmin ediliyormuş...

Bu önemli bilgilerden sonra... kara üzümün bağrına  gidebiliriz artık;)


Ve... Üzümlü Belediyesi'nin sınırlarına giriyoruz... :)

Eski adı (Tzumina) 'Cimin' olan ilçe asırlar boyunca bu isim altında yaşamış. Selçuklular, Moğollar, İlhanlılar, Karakoyunlular, Mutahhartan, Temürlüler, Akkoyunlular ve Osmalılar, ‘Cimin’ adını resmi belgelerde kullanmışlar. Cumhuriyet’in ilanından sonra  ise ilçe‘Üzümlü’ adını almış.


Hafif tepe konumunda yer alan Üzümlü’ye bağlar, bahçeler arasından baka baka çıkıyoruz. İlçeye geniş bir caddeden giriyoruz…  yol üzerinde yeni yapılanmalar göze çarpıyor, ama asıl biz, ilçenin eski yerleşimini, sokakları ve tarihi dokuyu daha çok merak ediyoruz. Üzümlü'ye girelim bakalım, bağlar, bahçeler, kuşlar kulağımıza neler fısıldayacak, neler göreceğiz ;)

 
Aracımızla önce ilçe meydanında bir tur atıyoruz.. 
Tarihi camileri, eski (kerpiç) evleri ve günümüz mimarisi ile kondurulan
bir-iki katlı evleri,
kahvehaneleri, resmi daireleri, dükkanları görüyoruz...
öğrenciler, çiftçiler, esnaflar, seyyarlar, yolcular ve bizim gibi az da olsa seyyahlar ;)
kortejde, resmi geçitten geçer gibi... 
gözümüzün önünden geçip gidiyorlar:)

Üzümlü küçük bir ilçe olmakla birlikte pek çok yerde karşılaştığımız bir manzara bu,
ilçe merkezleri hep hareketli.. Çevre köylerden belli ki alış verişe gelen-gidenler,
kamu kurumlarında işi olanlar, tüccarlar, doğal olarak merkezleri hareketli kılıyor. 



*****


*****


Kerpiç Evler


Üzümlü'deki tarihi camiler

İlçe merkezinde yer alan Akkoyunlu Cami tarihi açıdan oldukça önemli. Akkoyunlular zamanında yapılmış olan cami 1965 yılında restore edilmiş.  Bir diğer cami de Üzümlü'nün Karakaya beldesinde yer alan; Hacı Nutullah Cami. İki asırlık geçmişiyle, çok değerli ahşap süslemelere sahip olan cami, Hacı Nutullah Efendi tarafından yaptırılmış. Her iki cami de günümüzde kullanılmaktadır. 



Üzümlü, Erzincan’ın doğal güzelliği ile öne çıkan ilçeleri arasında.  Yemyeşil bağları, bahçeleri ile dikkat çeken ‘Üzümlü’de meyve ve sebzeciliğin, tarımın, önemli bir yeri var. Siyah renkli üzümüyle ün salan Üzümlü'de, sadece cimin üzümü değil; elma, kayısı, dut, erik, vişne, armut, kiraz, şeftali ve ceviz de ilçede yetiştirilen önemli meyveler arasında yer alıyor. Cimin Üzümü dünyada sadece Üzümlü’de yetişiyormuş. Siyah renkli, iri taneli olan bu üzümün mayhoş ta bir tadı var. Şeker oranının neredeyse yok denecek kadar az oluşu, cimin üzümünü şeker hastaları için de cazip hale getirmiş. Üstelik Cimin Üzümü'nün Dünya'nın ilk ve tek patentli üzümü olması, Cimin Üzümünü daha bir değerli kılıyor. (Cimin üzümü görseli: buradan)

Mevsim gereği ‘Üzümlü’nün meşhur ‘Cimin üzümlerine’ denk gelemesek de,  bundan böyle İstanbul’da yapacağım alışverişlerde; manavda, pazarda... ne zaman ki bir üzüm alacak olsam ‘Cimin üzümü var mı? ' diye soracağım ;)

Üzümlü ilçesi'nin konumu çok güzel.. Tepede ve yeşillikler içinde...
Sırtını yüce dağlara yaslamış.. Bayrağımız da dalgalanıyor tüm ihtişamıyla!.. Başımız dik!

Denge !

Bir kız öğrencimiz, bütün çocukların yaptığı gibi... düz yolda yürümek yerine, ip cambazı gibi dengesini koruyarak yürümeyi tercih etmiş.. :) oyun gibi olsa da, aslında şimdiden hayatı öğrenmeye çalışıyor... 


 şarıl şarıl...dağlardan gelen sular, sokakların ortasından akıp gidiyor...
Böylesine bereketli topraklarda mesire alanları da doğal olarak pek çoktur. 
Aygır Gölü, Hıdırellez Gölü, Bayırbağ Değirmenönü Mesire alanı ve karakaya Çermik Mesire alanı bulunmakta. Gönlümüz bu mesire yerlerde piknik yapmayı çok istese de...zamanımız her birine yetecek gibi değil.. kim bilir belki !..



Üzümlü küçük olduğu kadar, yolları da düzgün olduğu için, ilçeyi dolaşmamız kolay oluyor. Ben  bir yandan saatime bir yandan elimdeki notlara bakıyorum..'başka yakın nereleri vardır gezilecek' derken...yanımıza ilçenin gençleri geliyor. Gençler, tepede Şeyh Karpuz Mağarasından söz ediyorlar bize. Yöre Halkının ‘ziyaret’ dediği bir adak yeri imiş burası. Bu küçük mağara duvarlarında duvar çizimleri ve mum koymak için oyuklar bulunuyormuş. Ve oraya da ancak yürüyerek gidilebiliyormuş. Düşünüyoruz ne yapsak!!  Gitmek istesek de zamanımız yeterli değil, 'ama varsa ‘ziyaret’ yeri ile ilgili başka diyeceğiniz onları dinleyebiliriz sizden'  diyoruz.  Gençlerden biri anlatıyor;

'Söylenceye göre, mağarada, karlı bir kış günü yemyeşil dallar arasından karpuz çıktığını gören köylüler, buranın bir erenin türbesi olduğuna karar vermişler. O günden sonra buradaki mağaraya ‘Karpuz Mağarası’ denmeye başlamış. Diğer bir söylence de, Rus işgali sırasında, düşman tepeye doğru ilerlerken mağaradan bir el silah atılmış. Bunu duyan köylüler, Rus askerlerini çevirerek, Üzümlü’ ye girmelerini engellemişler. Mağara Üzümlü’yü düşman işgalinden korumuş.'

Gençlere verdikleri bilgiler için teşekkür ederek ayrılırken Üzümlü’den… mevsim gereği iri taneli, hafif ekşili, güzel kokulu üzümünden yiyemesek de inşallah ‘bir başka bahara’  diyoruz..

Esin Bozdemir
 Erzincan İlçelerine gezimiz devam ediyor
Çok yakında 
'Tercan'da olacağız...

Gezimizin bir de Doğu Ekspresi 
ile gerçekleştirmiş olduğumuz bölümleri için bkz

11 yorum:

  1. Kerpiç evler ne hoş görünüyor öyle :) Her yazında o yeşilliklere bir kez daha hayran kalıyorum.
    Üzümü de çok merak ettim, başka bahara o zaman :) Bize de tatmak nasip olur belki bir gün :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Pinquitte,
      Teşekkürler Pinquitte..
      'Cimin üzümü' belki bahane olur,
      o yeşil coğrafyayı da gezip görürsün belli mi olur;)

      Sil
  2. Ülkemizde bilmediğimiz nereler var. Erzincan'ın bir Üzümlü ilçesi var mı deseler inanın bugüne kadar bilirdim diyemem.
    Ama ne güzeldir, ana yoldan çıkıp daha önce fazla düşünmediğiniz rotalara girip bilmediğiniz yerlere ulaşmak. O güne kadar defalarca önünden geçip gittiğimiz o kadar çok yöre var ki. Orada da insanlar, yaşamlar var devam edip gidiyor. Sayenizde bu güzellikleri izlemek çok keyifli. emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,
      Bazen burnumuzun ucundakileri göremediğimiz çok oluyor!.. bazen de vesile oluyor gidip görüyoruz, öğreniyoruz ancak..
      Ben Cimin Üzümü'nün adını duymuştum.. ama inanın nerede yetiştirildiğini bilmiyordum.. gidince öğrendim..
      Değerli düşünceleriniz için teşekkür ederim Mehmet Bey..Ben de sizin sayfalarınızdaki paylaşımlarınızla pek çok konuda yeni bilgiler öğreniyorum.Esenlikle..

      Sil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş canım.Blog keşfinden takipteyim.Bloğuma beklerim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @beyaz meleğim,
      teşekkür ederim..

      Sil
    2. orada doğmuş bir ciminli olarak hasretimi bir nebze olsun giderdiniz sağolun

      Sil
  4. Etrafı dağlık, ortası bağlık tanımına Üzümlü de uygunmuş :).
    Ya yer altında gün ışığına çıkmayı bekleyen o tarihi zenginlik?
    Doğrusu buranın ne adını ne üzümünü hiç duymamıştım. Şimdi öyle merak ettim ki o üzümü.
    Sessiz, sakin, huzurlu ve değerli bir küçük kent.
    Sayende gezdim, sayende öğrendim, bilgilendim sevgili rehberim...
    Her zamanki ışıl ışıl fotolarının eşliğinde...

    Ellerine, emeğine sağlık Esinciğim.
    Teşekkürler çok.. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Anadolumuzda, yerin üstü de altı da birer hazine aslında..
      Bir de değeri bilinse!. Zeugma'cığım, bizler de gezip gördükçe hayretler içinde kalıyoruz ve
      topraklarımıza olan hayranlığımız daha da artıyor. Diğer yandan birtakım yanlış uygulamalar ve ihmalkârlıklara da üzüntü duyuyoruz.

      Cimin üzümü'nün görüntüsü diğer üzüntülerden daha farklı olarak rengi koyu siyah ve yüzeyi buğulu oluyor. Yaz gelince ben de daha bir dikkat edeceğim üzüm alışverişlerimde..belki 'Cimin Üzümü'ne denk gelebilirim İstanbul'da!.
      Değerli düşüncelerin için teşekkür ederim Zeugmacığım..
      Sevgilerimle..

      Sil
  5. Hiç bilmediğim yöreler ama gitsem, sokakları, evleri insanları tanıdık bildik gelecekmiş gibi. Uzun ve detaylı belgesel niteliğinde anlatımın ve görsellerin sayesinde. Teşekkürler.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Çınar,
      Fırat nehri ve kolları...heybetli ve ilginç şekilli dağları, yemyeşil bağları ile Erzincan ve ilçeleri oldukça ilginç bir coğrafyaya sahip..Değerli yorumun için ben teşekkür ederim Nurten Hanım..

      Sevgiler...

      Sil