29 Eylül 2014 Pazartesi

Efes Müzesi - Selçuk


Dinlenen Savaşçı Heykeli ( MS. 1. Yüzyıl )
Efes Antik Kenti ve çevresindeki ören yerleri dolaştıktan sonra sırada, buralardan getirilip daha özenle koruma altına alınmış olan eserleri bir de yakından görmeye geliyor. Böylece Ege Bölgesinde tarihin izlerini sürdüğümüz  Antik Efes Turumuzu, Efes Müzesi'ne yapacağımız ziyaretle nihayetlendirmiş olacağız.

Efes Müzesi' nde teşhir edilen eserler Efes ve yakın çevresinde; Efes Harabeleri, St.Jean Kilisesi, Belevi Anıt Mezarı’nda yapılan kazılarda bulunan Miken, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait önemli eserlerdir. Efes Müzesi ayrıca kültürel faaliyetleri ve ziyaretçi kapasitesi açısından da Türkiye'nin en önemli müzelerinden biridir.
Efes'teki ilk arkeolojik kazılardan sonra 1929 yılında geçici olarak depo işlevinde kurulmuş olan bina 1964 yılında yeni bölümün inşası ile genişletilip müzeye dönüştürülür. Sonraki yıllarda sergi değişiklikleri ve yeni ekler ile sürekli geliştirilen bina en son Efes Müzesi’ olarak bugünkü şeklini almış olur.

Efes Müzesi'nin ağırlıklı olarak bir antik kentin eserlerini sergileyen müze olması nedeniyle kronolojik ve tipolojik bir sergileme yerine eserlerin buluntu yerlerine göre sergilenmeleri tercih edilmiş. Buna göre salonlar; Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemis’i Salonu, İmparator Kültleri Salonu olarak düzenlenmiş. 

Bu salonların yanı sıra müze iç ve orta bahçelerinde çeşitli mimari ve heykeltıraşlık eserleri bahçe dekoru içinde ve uyumlu olarak sergilenmektedir. İki büyük Artemis heykeli, M.S. 2. yüzyıl’a tarihlendirilen Eros başı, Yunuslu Eros heykelciği, Sokrates başı, Efes Müzesi'nin dünyaca tanınmış ünlü eserlerinden bazılarıdır.


Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu:  Müzenin birinci salonunda son 50 yıl içinde kazılıp ortaya çıkarılan Yamaç Evlerde bulunan ve çoğunluğu Roma Çağı'na ait eserler sergilenmekte. Tam karşıda bir ev köşesinden getirilen freskli duvardaki niş içinde Avcı Artemis Heykeli ve sol yanında Sokrates Başı ve Freski yer alıyor. Salonun sağ kısmında İmparator Marcus Aurelius büstü ile Bereket Tanrısı Priapos ve Bes'in heykelcikleri bulunmaktadır.
Çeşme Buluntuları Salonu:  Efes’te bulunan Pollio, Trajan, Laecanus çeşmelerinde yapılan kazılarda çıkarılan eserler bu salonda sergilenmektedir. Girişin hemen solunda tanrı Zeus’un büstü ve tanrıça Aphrodit heykeli yer alıyor.

Salonun ortasında  “Dinlenen Savaşçı” heykeli vardır (en üstteki ve sağdaki fotoğraf) .

Sol tarafta Pollio Çeşmesi’ni süsleyen “Odysseus-Polyphemos” heykel grubu bulunmakta. Bu grubun karşısındaki heykeller Trajan Çeşmesi’ne aittir. Bunlardan ilki bir ağaç kütüğüne yaslanmış durumdaki Dionysos’dur. Diğer heykeller, uzanmış Satiros, göbeği üzerinde istiridye kabuğu taşıyan Aphrodit ve Androklos ile köpeğidir. Salonun sağ tarafında ise bir dizi büst yer alıyor. Bunları da Laecanus Bassus Çeşmesi’nde bulunan heykeller takip etmektedir.


Yeni Buluntular Salonu:  Yeni bulunan eserlerin bir bölümü, bir-iki yıl süreyle burada teşhir edilmektedir. Girişin hemen sağındaki vitrinde genellikle Hıristiyanlık Dönemi’ne ait Bizans buluntuları vardır. Salonun sağ kısmında ise sikke ve ziynet eşyaları sergilenmektedir.

Bahçe: Müzeye, yöre mimarisine uygun güzel bir bahçe yapılmış. Bahçenin sağ tarafında lahitler, mezarlar,sunaklar ve yazıtlar bulunuyor. M.S.2.y.y.’a ait olan lahitin özellikle süslemeleri hayli ilginç. Lahitin etrafı Musa figürleriyle bezenmiş. Kapağındaki yazıta göre Bizans devrinde tekrar kullanılmış. Bahçenin batı duvarında mezar ve adak taşları sergileniyor. Ortadaki güneş saati ise yarım daire şeklinde bir zaman skalasından oluşmaktadır.
Mezar Buluntuları Salonu: Bahçeden de girişi olan bu salonda mezar buluntuları teşhir edilmektedir. Sağ duvardaki çizimlerde Anadolu’daki gömme adetleri gösterilmektedir. Soldaki ilk vitrinde St. John Kilisesi’nin önünde bulunan bir Miken mezarından çıkartılan küçük eşyalar, M.Ö. 14. - 13. y.y.’a tarihlendirilmiş olup, Efes tarihinin Androklos’tan önce başladığını ispatladığı için önemlidir. Diğer vitrinde Efes ve civarındaki mezarlardan çıkartılmış cam eşyalar teşhir edilmektedir. Birçok lahit ve ostateklerin yer aldığı salonun sonunda siteller yerleştirilmiştir.

Artemis Salonu: 

Birbirinden güzel iki Artemis heykeli şöhretlerine uygun bir şekilde izleyicilere sunulmaktadır. Bunlar Prythaneionda tesadüfen bulunmuş ve M.S. 1.y.y.’a  tarihlendirilmişler. Bu heykellere “Büyük Artemis” ve “Güzel Artemis” isimleri verilmiş. 

Vitrinlerde Artemis Tapınağı’ndan çıkarılan buluntular sergilenmektedir. Artemis Tapınağı sunağını süsleyen dört atlı arabanın atlarından biri de bu salondadır.

İmparator Kültleri ve Portreleri Salonu:  
Bu salonda genellikle imparator ve aileleri büstleri görülmekte. Dikkati çeken en önemli nokta bazı büstlerin alınlarına haç çizilmiş olmasıdır. Artemis salonu tarafındaki girişin hemen sağındaki heykel, konsül Stephanos’a aittir. Sol tarafta Hadrian Tapınağı resminin iki yanında aynı tapınağın orijinal frizleri görülmektedir. Ortada bulunan sunak Domitian Tapınağı’nın “U” şeklindeki sunağının bir parçasıdır. Üç tarafı frizlidir. Salonun çıkışında imparator Domitian’ın dev heykelinin bulunan parçaları görülmekte. Ayrıca Augustus ve karısı Livia’nın heykelleri ve Part anıtının bazı parçaları bu salonu süslemektedir. ( Kültür Varlıklarımız için buraya bkz.)

Efes Müzesi koleksiyonlarında yaklaşık 50.000 eser bulunmuş olması, bu müzenin ne kadar zengin ve dolayısı ile Efes Antik Kenti'nin ihtişamını anlatmaya yetiyor. Buna bir de, yurt dışına kaçırılmış olanları dahil ettiğinizi düşünün!.

Yaşar Yılmaz'ın kaleme aldığı 'Türkiye'nin Antik Kentleri' kitabında;

"Osmanlı'nın çöküş yıllarında, İngilizler Artemis Tapınağı Kazısından elde ettikleri eserleri, Sultan adına müze açma vaadiyle yıllarca Selçuk'taki depoda topladılar. Zamanı gelince bu eserleri önce demir-yoluyla İzmir'e, oradan da bir gemiyle British Museum'a götürdüler.


Avusturyalılar da Osmanlı'nın zor günlerini fırsat bilip kentin eserlerini Viyana'ya götürerek orada 'Ephesus Museum' u açmışlardır. Avusturyalı bir ekip bugün de kazıları sürdürmektedir."


yazılıdır. Viyana'da yer alan 'Ephesos Museum Wien' Efes Müzesi için buradan bkz.

İngiltere'de öğrenci iken okulumun yakın olması nedeniyle sık sık gezdiğim London British Museum'da (bkz) bahse konu olan eserleri görürdüm. İyi korunmuş olarak sergilenmesine sevinirken diğer yandan Anadolu topraklarından kaçırılmış olmasını hayret ve şaşkınlık içinde esefle kınar,  'bu eserler neden ait oldukları topraklarda değildir!' diyerek.. içim sızlayarak bakardım.
50 bin esere sahip olan Efes Müzesi'ndeki bu sayı her yıl sürdürülen arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan veya çevre halkının bağış yoluyla getirdiği eserler ile artmakta olup, müze koleksiyonları her geçen gün daha da zenginleşmektedir. Boşuna değildir, Anadolu topraklarının birer hazine değerinde olduğunu söylememiz...
Temennimiz geniş bir koleksiyona sahip olan Efes Müzesi'ndeki bu eserlerin ait oldukları yerlerde sergilenebilmesidir elbette. Ancak içinde bulunduğumuz koşullarda bu pek mümkün görünmese de bizim için şu an önemli olan; Müzelerin bilim dünyasının ve insanlığın hizmetinde ve yeni buluntuların ışığında çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak sürekli yenilenmesi ve güncelleştirilmesi olacaktır.

Esin Bozdemir


2 yorum:

  1. Mükemmel bir tarih turu oldu. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,
      Ben teşekkür ederim Mehmet Bey..
      Ayağımızı bastığımız her yerden tarih fışkırıyor!.
      Temennimiz bu antik eserlere gereken ilginin gösterilmesi ama
      bunun için de öncelikli olarak tarih bilincinin geliştirilmesi olacaktır.
      Esenlikler dilerim..

      Sil