bağ yolu
En önemli uğrak mekanlarımızdan biri olan kitap evleri, bizim için alışverişin dışında başkaca anlamlara sahiptir. Yeni çıkan kitaplar, dergiler, müzik CD ve DVD filmler, yerli-yabancı kaynaklar, kıyıda köşede kalmış ve hak ettiği ilgiyi görememiş ya da güncelliğini yitirmiş olan kitapların arasında, hele ki o kendine has kağıt kokusunu da içimize çekerek sükunetle dolaşmanın keyfi bir başkadır…
Elime aldığım her bir kitap bambaşka bir hayattır çünkü!
Bazı yapıtlar özel promosyonlar ve reklam kampanyaları ile daha okuyucuyla buluşmadan popüler olurken; bazıları herkes tarafından bilinir ve sorulur, oysa kitap rafları arasında hiç fark etmediğimiz nice önemli eserlerin de var olduğuna inanırım ben. Çoğu kez de incelediğim o eserlerin ve yapıtların okumayı ve araştırmayı sevmeyen çoğunluk yüzünden, böyle boynu bükük bir şekilde raf altlarına doğru atılmasına da son derece içerlerim. Hani okumak için hiçbir engel yoktur aslında! Çoğu kez bu eserler, kısa bir zaman sonra güncelliğini yitirdiği için! yok pahasına satışa sunulurlar ki;
sanki “okunmasa da olur!” dercesine…
Oysa ki ne büyük emekler harcanmıştır… ne mesajlar gizlidir… kim bilir! Bizim hayata bakışımızdan çok daha farklı bakabilmiş ve analiz edebilmiş sanatçıların gözünde yaşam nasıl da bambaşka anlamlar bulmuştur. Ama onca üretime karşın istisnalar hariç, okur sayısı yine de yeterli değildir ve pek çok kitap gereken ilgiyi ne yazık ki görememektedir.
Bu hafta sonu yine her zaman ki vazgeçilmez alışkanlığımızla kitap rafları arasında dolaşırken, gittikçe gelişen yayıncılık teknikleri ile ön yüzlerin ve tasarımcılık harikası kapakların görsel zenginlikleri ile daha da cazip hale getirilen yayınları incelerken alt raflara atılmış olan bir kitapta çok özel bir çalışmaya tanık oldum.
Kumsalda dolaşırken üzerine bastığımız, birbirinden farklı renk ve şekillerdeki çakıl taşlarını toplayarak bir şeyler yapmayı, çoğumuz düşünmüş ama kısa sürede vazgeçmişizdir.
İşte elime aldığım bu kitapta üstat o çakıl taşlarını öyle farklı boyutlara taşımış ki!
Renkli çakıl taşlarından büyük bir yaratıcılıkla benzersiz tablolar oluşturulabileceğini doğrusu hiç düşünmemiştim!
Renkli çakıl taşlarından büyük bir yaratıcılıkla benzersiz tablolar oluşturulabileceğini doğrusu hiç düşünmemiştim!
Vedat Varol’ a ait olan bu kitapta üstadın birbirinden güzel rubaileri ve çakıl taşlarından oluşturduğu tabloların resimleri bu yüzden oldukça dikkat çekiciydi benim için.
Her sayfada şairin yazdığı rubaileri ve yine kendi eseri olan taşlarla bezenmiş olan tablo resimlerini şaşırarak ve hayranlıkla inceledim.
Şu an hayatta olmayan ama eserleriyle hep yaşayacak olan nice sanatçılarımız gibi! Böylesine özgün bir çalışmayı bizlere bırakan Vedat Varol’ u saygıyla anıyorum…
İnanıyorum ki sizinde hayata geçirmek isteyip de bir türlü fırsat bulamadığınız nice projeleriniz vardır!...
Belki sizin bu çalışmalarınız da çok özgün olacaktır!
'Pınardan geliş'
Belki sizin bu çalışmalarınız da çok özgün olacaktır!
'Pınardan geliş'
***
Meçhulden esen şarkıyı duymuş gibiyiz
Kat kat dökülen nağmelerin talibiyiz
Dünyadaki hüznüyle fasıl bitmezse
Sonsuzda o şen bestelerin sahibiyiz.
(*)
Resim ve Rubai : - Vedat Varol-
(*) rubailer : 've günahlar var ya'
Vedat Varol kimdir?
1930 yılında Artvin’in Ardanuç ilçesinde dünyaya gelen Vedat Varol, Samsun’da orta öğrenimini tamamladıktan sonra, İstanbul Yüksek Ticaret ve Ekonomi Okulu’ ndan mezun olmuştur. 1955 tarihinde Türkiye İş Bankası’nda çalışma hayatına başlayan Varol, pek çok bölümde görev yaptıktan sonra en son Genel Müdür Yardımcılığı yapmıştır. Özellikle Bankanın Kültür Hizmetleri kapsamında sınırsız hizmetleri olan Varol 1980 yılında emekliye ayrılmıştır.
Çalıştığı yıllar içinde yakın dostlarının ve aziz dostu Ümit Yaşar Oğuzcan’ın teşviki ile önsözünü yazdığı Rubailerden oluşan “Ve Günahlar Var Ya” isimli şiir kitabını 1975 yılında özel baskı olarak yayınlatmıştır. Ve dostunun ölümünden sonra, “O da gidince, yaşamımdaki renklerden biri daha soldu” diyerek, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın, yaşamındaki ve gönlündeki yerini belli etmiştir.
Vedat Varol, çakıl taşlarından yaptığı gerçek sanat şaheseri olan resimlerini 23 Mart 1992’de İzmir Sanat Galerisi’nde sergilemiş ve büyük beğeni kazanmıştır.
Vedat Varol, 4 Mayıs 1996’da pek çok güzel anı ve eser bırakarak aramızdan ayrılmıştır.
Esin Bozdemir
Ve...ne güzel bir tesadüf !
bkz. ' Hasret Senfonileri '
Çok güzel bir tanıtım, elinize, dilinize sağlık
YanıtlaSilSevgili Esinciğim;
YanıtlaSilBir kitabevinde gezerken yaşadığın duygular benimkilerle tıpatıpmış, şaşırdım.
O koku var ya, beni nasıl mest eder anlatamam. Ve hep kenarda köşede kalmış, kuşe baskı olmayanlar cezbetmiştir beni. Merak eder onları karıştırırken epey vakit geçiririm.
Onları öyle gördüğümde ben de içerlerim. Herbiri ayrı bir hazinedir bence.
Zeugma Harabeleri ve oradaki mozaik resimlere hayranlığım bloguma bile isim olarak dönüşüm yapmışken, bu çakıltaşından yapılmış resimlere bayıldım.
Vedat Varol ismini hiç duymamışım.Güzel eserler bırakmış, ruhu şad olsun..
Bu anlamlı, güzel paylaşımın için,duyarlılığın için çok teşekkürler canım ..
Sevgilerimle...
Mehmet Bilgehan Merki,
YanıtlaSilBu güzel ve özgün çalışmayı paylaşmak istedim.
Yorum için ben teşekkür ederim...
Sevgili Zeugma,
YanıtlaSilVedat Varol ismini bende duymamıştım. Oysa ne kadar güzel bir eser bırakmış ardından...Artık kendisini bu değerli eseri ile anacağız. Ruhu şad olsun üstadın...
Bu arada Zeugma harabelerinden etkilenerek verdiğin site ismin gerçekten oldukça yerinde olmuş...
Değerli görüşlerin için ben teşekkür ederim...
Sevgilerimle...
AĞLIYORUM.... HIÇKIRA HIÇKIRA..
YanıtlaSilSABAH SABAH BENİ ALIP SAVURAN DUYGULANDIRAN.. BANA İFADEDE ZORLANDIĞIM DUYGULAR YAŞATAN GÜZEL İNSAN... SEVGİLİ ESİNCE..
T E Ş E K K Ü R E D E R İ M...
Ağabeyim Vedat Varol'u tanıtan, sunan mükemmel bir yazıyı okuyarak güne başlamanın ne muhteşem ve ne kadar yoğun bir duygu olduğunu mümkün değil anlatamam..Ne mutlu bana.. ki bu eserin hazırlanışında katkım olmuş..
Sayfamı Ziyaretiniz için ayrıca sonsuz teşekkürler..
Tekrar tekrar geldiğimde mükemmel bulduğum bloğunuzu daha yakından tanımaya çalışacağım..
Sevgilerimle...
Sevgili Hasretsenfonileri,
YanıtlaSilDeğerli Hocam,
Duygulanmanız inanın beni de oldukça duygulandırdı! karşılıklı empati sanırım! İyi ki abinizin bu çok nadide çalışmasını gün yüzüne çıkarmışsınız. Tıpkı, 'bulunması çok zor olan hazineler kadar değerlidir!' gerçek sanatçılarında ortaya çıkarılması.
Emeğe saygım sonsuz...Ve sırf bu yüzdendir ki, böylesine özel, duygu yüklü ve özgün çalışmaları hayata geçirmiş olan pek çok sanatçı gibi, başta abiniz Vedat Varol ve şahsınızı bir kez daha tebrik ediyorum...
Bende, bundan böyle yeni keşfettiğim bloğunuzu ve çalışmalarınızı severek takip ediyor olacağım. Ve ilk fırsatta yeni çıkarmış olduğunuz "Albümdekiler" kitabınızı da alıp merakla okuyacağım.
Saygı ve sevgilerimle...
Sevgili Esmir;
YanıtlaSilYıl sanıyorum 1970, İş bankası Ankara Merkez Şubesinde çalışıyorum. İş dergisinde benim de yazılarım çıksın istemiş ve Sevgili müdürüm Vedat Varol ve Orhan Adalı'nın kapısına gitmiştim."Bir kaç yazını getir bakalım" demişlerdi.Genç yaşımın heyecanı ve cesaretiyle 2-3 yazımı Vedat Varolun masasına koymuştum.Dergimiz ayda bir çıkıyordu bu süreyi merakla bekledim.Vedat Bey; "bu yazılarını "Dilekten mektuplar" başlığı altında yayınlayacağız ama devamı da gelsin tamam mı?" demişti bana.
Bir ay yazı yazmasam Genel müdür üst kattan seslenirdi "Hani nerede yeni yazın?"diye.Teşvik eden sevgili müdürümün burada resmini çakıl taşlarıyla yaptığı tablolarının resimlerini ve rübailerini görmek beni gerçekten çok mütehassıs etti.Teşekkürler ve Sevgilerimle.
Sevgili Sufi,
YanıtlaSilBöylesi özel bir insanın Değerli Genel Müdürünüzün, yıllar sonrasında çok hoş bir tesadüfle karşınıza çıkmasına ve anılmasına çok sevindim. Hayat bazen çok küçük ve bizleri ümit etmediğimiz şekilde karşılaştırıyor...
Doğru işler yapan, başkalarına örnek olabilen girişimci ve teşvik edici değerli insanların, aramızdan ayrıldıktan sonra böylesine güzel anılması ve ardından izler bırakıyor olması çok güzel! Onlar bıraktıkları güzel anılar ve eserleriyle hep aramızda olacaklar...
Kendisini Saygıla ve Rahmetle anıyorum...
Ben teşekkür ederim...
Sevgili Esmir;
YanıtlaSilVedat Varol Genel müdürümüz değildi.Sanıyorum o sıralar sosyal işler müdürümüz idi kendisi.Gn Md.ümüz ayrıca yazı yazmama destek veren ben yazmadığımda sosyal işlere sorgu sual eden "benden yazı gelmediği için dergide yazım olmadığı" cevabını alınca 300 kişilik şubede bana bas bas bağıran değerli büyüğümdü.Bankoların altına saklanasım gelirdi utancımdan.Bu anılarımı bir gün gelir blogda anlatırım inşaallah sevgilerimle.
Sevgili Esmir,
YanıtlaSilBabam Vedat Varol'un tanıtımının bulunduğu blogunuza tesadüfen rastladım. Güzel tanıtımınız ve yapılan yorumlar, karmakarışık duygularla doldurdu beni. Sevinç, hüzün, gurur, özlem...
Eşsiz bir insandı babam. Mesleğinde başarılı olmasının yanında sanatkardı, ince ruhluydu, sevgi doluydu, moderndi ve mükemmel bir babaydı. Çok erken ayrıldı aramızdan. Daha nice güzellikler bırakabilirdi, ömrü yetmedi. Seneler sonra bile babamı hiç tanımayanların onu bulup gün yüzüne çıkarması ve beğeni kazanması, övgüler alması sanki babam gitmemiş, hala bizimleymiş gibi bir duygu yarattı içimde. Teşekkürler, sevgiler.
Nurdan Mete
Sevgili Nurdan Hanım,
YanıtlaSilMuhterem babanız ve değerli insan Vedat Varol Beyefendi'nin yazmış olduğu "ve günahlar var ya" rubailer kitabı pek çok hoş buluşmaya da vesile oldu!Yine aile fertlerinizden, Değerli bir insan olan Gülsen Varol Hanımefendi gibi!
Yaşamı güzelleştiren ve zenginleştiren sanat değil midir zaten! Sanat işte böylesine duyarlı, sanatsever ve çok yönlü değerlerimize sahip çıkmayı da gerektirir düşüncesi ile
bu özel insanları ve eserlerini tanıtmayı bende kendime vazife edindim. Ama bunu gönüllü bir paylaşım olarak dillendirmek daha doğru olur.
Onlar bu güzel eserleri ve humanist kimlikleriyle biz ve bizden sonraki nesillere hep örnek olacaklar ve daima yaşayacaklardır.Tekrar kendisini sevgiyle ve saygıyla anıyorum.
Sevgilerimle...
Sayın Esmir,
YanıtlaSilSevinç ve üzüntü yoğunluğu yaşıyorum..
Sevincim sayın Gülsen Hocamızın çok değerli müdürüm Vedat beyin kardeşi oluşunu öğrenmem idi bu konuda sevgili Tontini'ye sizin nezdinizde şükranlarımı yinelemek istiyorum sağolsunlar.
Üzüntüm ise sizin bu sayfalarınızı neden okuyamamış olmamdır.
Hoş rahmetli babamın bize bıraktığı kitaplar arasında "Ve günahlar var ya Rubailer" isimli kitabı mevcuttu rahmetli müdürümüzün o çakıl tablolarını çok zaman önce oldukça irdeleyip durduk ama bu sayfada sizin inci tanesi gibi dizilmiş anlatımınızla daha çok heyecan duyup sevindim böylesi bir kitaba vaktiyle sahip olmuşuz diyerek.
Gerçekten takdire şayan bir yazı yazmışsınız tebrik ediyorum umarım genç kuşaklar bu kitaplardan nasiplenirde geleceğe katkı sunarlar.
Emeğinize teşekkür ediyorum.
Sonsuz saygılar sunuyorum efendim.
Sevgili Esmir,
YanıtlaSilUlkemizde Rubai'lerin nerdeyse bilinmedigi donemde bir rubai ustasi bulmaniza sevimdim. Daha onemlisi, benim Vedat agabey dedigim, anne-babamin arkadasini bulmus olmaniz cok mutlu edici. Vedat agabey son derece duygulu, esprituel, cok kulturlu, ataturk gencliginden, tabii ki iyi bir baba ve es oldugu gibi ayni zamanda basarili bir is adamidir. Bende Rubai'lerin ilk baskisi olup, uzak ulkelerdeki arkadas toplantilarinin siir ustasidir benim icin, okuruz rubai'lerini. Cok ozlerim kendisini, guzel hatiralarimiz vardir- hamsili pilav-ve ailemizin cok sevdigi bir arkadastir. Erken olumu buyuk kayip bizler icin. Ruhu sad olsun.
Nazan Turkel, U.S.A.
Değerli Nazan Turkel Hanım,
YanıtlaSilVedat Varol Beyefendi "Çakıl taşlarından yarattığı dünya!" ve rubaileri ile ayrıca çevresinde yarattığı saygın ve değerli kişiliği ile ardından böylesine güzel anılmalara layık olmuş çok ÖZEL bir İNSAN olarak daima anılarda yer bulacak ve hep saygıyla anılacaktır...
Vedat Varol Beyefendi'nin rubailer kitabı ayrıca başkaca hoş buluşmalara daha tanıklık ederek, Öğretmen olan küçük kızkardeşi Değerli Gülsen Varol Hanımefendi ile ve daha pek çok güzel buluşmalara da vesile olmuştur...
Uzak diyarlardan gelen sesiniz! ve eski anılarınızı yad etmenize aracı olan duygularınız ve yorumunuz için ben de teşekkür eder, aramızdan ayrılan Vedat Varol Beyefendi'yi bir kez daha saygıyla anarım...
Sevgi ve saygılarımla...
Not: Gülsen Varol Hanımefendi'nin
mail adresi: gulsen.u.v@gmail.com
Blog Adresi:(YAPRAKLAR) http://albumdekiler.blogspot.com/
Merhum Vedat Varol Beyefendiyle tanışmak mutluluğuna nail olamadım ama onun çok sevdiği Ümit Yaşar Oğuzcan'la ilgili bir anekdotla bu iki büyük şairin aziz
YanıtlaSilhatıralarını yadetmek istedim. Uzaktan akrabam olan büyük şair Y.K.Bayatlı'nın
ölümünden sonra elime geçen 10 sayfalık 1942 tarihli Ü.Y.Oğuzcan'ın ilk şiir kitapçığında üstada hitaben yazdığı ithaf notunda şöyle yazıyordu:'' Büyük şair
Yahya Kemal Bayatlı'ya küçük şair olmanın büyük hüznü ile'' İmza. Hepşinin ruh-
ları şâdolsun.U.A
Bu ne yüce ruhluluktur ki! O'nlar feyz aldıkları değerli edebiyatçılara olan saygılarını,şükranlarını hep büyük bir tevazulukla yad ederek, hem yakın çevrelerine, dostlarına hem de kendilerinden sonra gelecek olan yeni nesillere örnek teşkil edecek çok asil bir sanatçı duruşu sergilemişlerdir..Çünkü, büyüdükçe küçülebilmek büyük bir erdemliliktir!..
SilHepsinin ruhları şad olsun..
Bu değerli paylaşımınız için 'U.A.' size de çok teşekkür eder..
Esenlikler dilerim..
Sevgili Vedat ağabey'i saygı ve derin bir sevgi ile anıyorum.Bizim yakın bir aile dostumuz idi.Rubaileri bende imzalı olarak var.Sanatkar; iş hayatında çok başarılı,ADAM GİBİ ADAM' dı; Allah rahmet eylesin!!
YanıtlaSilTuğrul TÜRKEL
@Tuğrul Turkel,
SilNadide insanlar, birer birer aramızdan ayrılmaktalar.
Ve..ardından böylesine güzel anılır olmak.
Yaşarken de, sonrasında da değer bilmek çok zarif bir davranış..
Onlar sanatkarlıkları kadar, insan yönleriyle de daima anılacaklardır.
Ruhları şad olsun..
Saygılar, esenlikler dilerim..
Tuğrul Türkel Bey, VEDAT VAROL BEY hiç kimseye benzetilemez, eşi benzeri olmayacak derecede mükemmel insandı. Herkes anasından insan doğar fakat herkes ADAM olamaz. ADAM olmuş bir adamdan söz edilirken benzetmne (teşbih) yapılarak bahsetmek yanlış olur. Yani "Adam gibi adam"... Hangi adam gibi adam?
SilVedat Varol adamdı, iyi adamdı denilebilir ama "adam gibi adam" demek yanlış olur. (gibi sçzcüğü çok büyük hata olur. –Mehmet Ali Erdin- 7.5.2021 Cuma 17.35
Keşif,kaşifin ustalığını gösterir; nice nadide eser,görmezlikten ,bilinmezlikten gelinip geçilir; görülmeyişi nadide eserleri alçaltmaz ama görmemek,körleşmenin,yozlaşmanın soylu davetkardır;en güzel yeri bataklığa çevirir, görmemek,duymamak, dokunmamak; saygı ile...
YanıtlaSilNe güzel bir tesadüf...
YanıtlaSilKitapların albenisine kapılmışken böylesine değerli bir eseri ortaya çıkarmak... Gerçek değerler sadeliklerde gizleniyor sanki... Sanki gerçekten o değerleri arayanlar için sessizce, gösteriş yapmadan bir kenarda bekliyorlar... Ne mutlu sana ki bu değere ulaşmışsın Esincim, hem de can arkadaşım Gülsenciğimin ağabeyine... Allah rahmet eylesin, geride bıraktığı böylesine güzel değerlerle anılmak ne güzel...
Esin'im... tam benim düşündüğüm.. olmasını istediğim bir dostluk sergileniyor sayende sayfalarında.. Ne mutlu sebep. olanlara.. Rahmet olsun sebep olana!
YanıtlaSilVe ben İzmir' de yaşadığım yıllarda o muhteşem sergiyi görebilen şanslı insanlardan biriyim...Esinciğim bloğunun önemi, yazılarının değeri paha biçilemez..Kucak dolusu sevgiler !
YanıtlaSilOkudum,hem tanıtım yazını hem de yapılan yorumları... Öyle farklı duyguları bir arada yaşadım ki darmadağın oldum. Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilDEĞERLİ YORUMLARINIZA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
YanıtlaSilBAŞTA VEDAT VAROL VE İZ BIRAKAN GÜZEL İNSANLARI SEVGİYLE,
SAYGIYLA, RAHMETLE ANIYORUM. HER BİRİ IŞIKLAR İÇİNDE UYUSUN..