Yeşillikler arasındaki Üzümlü’den ayrıldıktan sonra, yolculuğumuz
yine harika manzaralar içinde devam ediyor. Fırat’ın üzerini süsleyen kimi taş,
kimi asma köprülerin arasından geçerken, bir yanımızda da tren yolu bize eşlik
ediyor.. birbiri ardına oyulmuş derin dağ yarıklarının, tünellerin içinden
geçiyoruz.. hele ki konik şekilli dumanlı dağların seyrine doyamıyoruz. ‘Hani
daha geniş bir zamanımız olsa, alsam elime fırçamı ve bu harika pastoral
manzarayı yansıtabilsem tualime’ diyerek iç geçiriyorum. Çünkü öylesine güzel
ki dağ sıraları…
Köroğlu Dağları - Tercan
yeşilin her tonu, yanımızdan akıp geçen Fırat’ın kolları, gökyüzünün
maviliği ile birleşen ormanlar, çayırları süsleyen bin bir renkli çiçekler ile
bu görsel şölen, insanı şair de yapar, ressam da!.
Tercan, Doğu Anadolu’nun kuzey batısında, Erzincan İlinin doğusunda ve Yukarı Fırat Havzasında yer alıyor. Kuzeyinde Erzurum’un Aşkale İlçesi ve Erzincan’ın Çayırlı İlçesi, güneyinde Tunceli’nin Pülümür İlçesi ve Bingöl’ün Yedisu İlçesi, doğusunda Erzurum, batısında ise Çayırlı İlçesi yer alıyor. İlçe 1.derece deprem kuşağında yer alıyor.
Köroğlu Dağları
En yüksek yeri 3071 m. ile
Dumanlı Dağı. Fırat Irmağının kollarından olan Karasu ve Tuzla Çayı İlçe
topraklarında birleşiyor. Pekeriç, Kargın, Üçpınar ve Beşkaya Ovaları İlçenin
belli başlı tarım alanlarını oluşturuyor.
Yolculuğumuz bu yüzden oldukça keyifli geçiyor. Pırıl pırıl
bir gökyüzü ve ışıltılı bir güneş var. Hava da ne çok sıcak ne de soğuk.
Keyfimiz iyi anlayacağınız.
Tercan’a yavaş yavaş yaklaşmaktayız…
Erzincan’a 40 km sonra Sansa Köprüsü ve 500 metrelik daracık bir geçit, kanyon gibi… Dağlardan akan suların, köpüre köpüre coşkuyla Fırat’a döküldüğü bu çılgın bölge artık raftingcilerin!..
*****
Asma köprü - Tercan
Asma köprünün başka bir açıdan (trenden) görüntüsü
Yeşil alanların toplam
yüzölçümü içindeki payı yüzde 11 olan ve bu konuda Türkiye’de ilk sırayı alan
Erzincan ve ilçeleri, doğaseverlere ve sporculara öylesine sengin olanaklar
sunuyor ki…
Örnek mi diyorsunuz! Hemen söyleyeyim size;
Kemaliye Karanlık Kanyon ve Sansa’dan Erzincan’a rafting, Gögne ve Tercan
barajlarında su kayağı, Refahiye Sakaltutan mevkiinde kayak, yamaç paraşütü,
doğa yürüyüşü, cirit, avcılık, mağaracılık, dağcılık, Girlevik Şelalesi’nde
buzul tırmanışı…
Ayrıca, şehrin ortasında kükürtlü havuz, doğal jakuzi ve çeşmelerden
akan doğal maden suyu...
Tanrı doğanın bütün nimetlerini ve güzelliğini cömertçe sunmuş ‘canların yurdu
Erzincan’a!
Bu güzel ve önemli
detayları anımsadıktan sonra yine yola devam edelim.. neredeyse varmak üzereyiz
Tercan’a..
Sansa’dan sonra Fırat eski coşkusunu yavaş yavaş kaybediyor..
Demirkapı Tren istasyonu, Yollar-üstü Köyü, Altınkent, Tuzla Suyu ile Karasu’nun
birleştiği yerde tümüyle yontma taştan yapılan, ancak sadece ayakları kalan
tarihi Kötür Köprüsü ve Mercan…
Tarihi Kötür Köprüsü - Tercan
Tarihi Kötür Köprüsü'nün tren camından görüntüsü
ve bir Kadın Hükümdar olan Mama Hatun’un on yıl egemenliği altına aldığı Erzincan’ın güzel ilçesi Tercan’a giriyoruz…
Ama önce, ucundan
kıyısından da olsa Tercan’ın tarihine dokunalım…
Tercan’ın bir yerleşim merkezi olarak ne zaman kurulduğu kesin
olarak tespit edilememekle birlikte, yöre; Huriler, Asurlar, Hititler, Medler,
Persler, Romalılar Urartular ve İslamiyet′in yayılma çağında bir süre de
Araplar′ın hakimiyetinde kalmış.Yörede kesin Türk hakimiyeti Malazgirt Zaferi′nden
bir yıl sonra başlamış. Bölgeyi Selçuklular′a tabi olarak Saltuk’lular
yönetmiş. İlçe merkezinin bu beyliğin yöneticisi Mamahatun tarafından 1190
yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir.
Çeşitli Türk beyliklerinin hakimiyetinde kalan Tercan,
Cengiz ve Timur Ordularının da istilasına uğramış. 1473’de Otlukbeli Zaferi ile
başlayan Osmanlı hakimiyeti 26 Mart 1916 yılına kadar sürmüş, bu tarihte ilçe
Rus istilasına uğramış. 19l5-1918 yılları arasında ilçe merkezi ve köyleri
Ermeni katliamına sahne olmuş.
Nihayet 17 Şubat 1918‘de Tercan işgalden kurtarılmıştır.
Nihayet 17 Şubat 1918‘de Tercan işgalden kurtarılmıştır.
Tercan’ın meydanında, ara sokaklarında şöyle kısa bir tur
atıyoruz. Üzümlü'de olduğu gibi Tercan'da da bir hareketlilik gözümüze çarpıyor.
*****
Tesadüf o ki Tercan’a ayak bastığımız gün, Tercan’ın da köylü pazarının kurulduğu günmüş. Üstelik pazarın bir yolu da Mama Hatun Külliyesi’nin arka duvarlarına kadar uzuyormuş.
*****
Tercan'da pazar yeri
Mama Hatun Camii
Mama Hatun Camii'nin taş süslemeleri ve detayları..
Tercan'ın sevimli küçük pilotları
bir böcek, üç de kelebek ;)
şirineler çok da güzel poz verdiler :)
şirineler çok da güzel poz verdiler :)
Tercan’ın bu kısa tarihinin ardından, sokaklarında
da kısa bir tur attıktan sonra... gelelim Tercan’a muhteşem eser bırakan Mama
Hatun’a.
Tercan’da bir kadın
hükümdar: MAMA HATUN
Saltukoğulları
Hükümdarı 2. İzzettin Saltuk’un kızı Mama Hatun 1191 yılında bu beyliğin
hükümdarı olmuş. Eyyübilerin Bitlis
yöresindeki Ahlat’ı kuşattıkları sırada çevre beyliklerine ait ordularla,
onların yardımına giden kuvvetlere komutanlık yapmış! Yeğenlerine karşı kararlı
ve güçlü bir şekilde mücadele ederek on yıl hükümdarlığını sürdürmüş. Kadın
olmanın verdiği güçlükler nedeniyle bir süre sonra siyasetten ayrılmış. Ondan sonraki yıllarda nasıl
yaşayıp, kaç yaşında öldüğü bilinmiyor. Ancak, hayatının son, yıllarını Tercan’da
geçirmiş olması ve buradaki türbeye defnedilmesiyle ilçe bir süre onun adıyla
anılmış.
*****
Mama Hatun Türbesi - Tercan
Mama Hatun Türbesi
Bu güçlü kadın Ortaçağ Türk mimarisinin en ilginç ve önemli eseri
kervansaray, hamam, mescit ve kendi türbesinden oluşan görkemli bir külliye
bırakmış. Zarif işçiliği ile külliye’nin bulunduğu alana vardığımızda karşımıza çıkan bu muhteşem yapı bizi oldukça etkiliyor.
*****
Saltuklu döneminde Mama Hatun için yaptırılan türbe önce
giriş portalında, taşın dantel gibi işlendiği zarif nakışlarıyla göz
kamaştırıyor. İnanılmaz bir ince işçilik bunlar!.. taş usta sanatçıların
ellerinde hayat bulmuş adeta. Kapının üzerinde bulunan beş kitabenin dördünde
Kuran’dan alınan ayet, Hz. Muhammet ile dört halifenin adları, birinde ise
Ahlatlı mimarın ismi yazılıdır. Kendine özgü mimarisi ile dikkat çeken türbe,
Ahlatlı Ebul-Nema Bin Mutafattal’ın bir eseridir.
Mama Hatun Türbesinin dış cephesindeki taş işçiliğindeki detaylar...
Ortadaki sivri külahlı kümbet, kervansarayda olduğu gibi
sarımsı kesme kireç taşından yapılmış. İki bölümden oluşuyor. Ortadaki kümbet
2.5 metre kalınlığında dairesel duvarla çevrilmiş. 11 nişin olduğu bu
bölümlere, Mama Hatun’un yakınlarının sandukaları yerleştirilmiş.
Mama Hatun Türbesinde yer alan yıldız motifi
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, kadın hükümdara ait
süslemeli mermer bir sandukanın varlığından bahsetmiş. Ancak, şu anda orjinali
burada bulunmamakta imiş. Yerine sıradan bir sanduka konulmuş.
Ortada yükselen iki katlı kümbetin dış cephesi sekiz bombe
dilimden oluşuyor. Her köşesinde, ince uzun sütunlar yer alıyor. Sekiz köşeli
kaide üstünde yükselen kümbetin altında çapraz tonozlu mezar odası bulunuyor.
Türbenin üst katında ise mescit bulunuyor. Bordürlü, dikdörtgen niş içindeki mazgal
pencereler; üzüm salkımı, ‘palmet ve rumi’ süslemeleriyle daha çok Selçuklu
yapısında görülen özellikleri yansıtıyor.
Mama Hatun Külliyesi: Kervansaray ve Hamam
Geniş bir alanı
kaplayan külliye oldukça gösterişli.
Devam etmekte olan restorasyon ve onarım dolayısı
ile ne yazık ki Külliyede rahatça dolaşamıyoruz. Biraz da olsa görüntü alabilmek
için izin istiyoruz çalışanlardan..
Kapatıp gözlerimi güçlü imajı ve zarafeti ile Mama Hatun geliyor gözlerimin önüne!.. Sanki bir çift ceylan gözü, bizi izliyor(muş) duygusuna kapılıyorum o an!.. taşlara dokunmak isteği duyuyorum kuvvetlice.. bu
taşlar ki zamanda yolculuğa taşısın bizi!.. Mama Hatun’un ‘hoşgeldiniz’ diyen
sesini duyar gibi! oluyoruz.. tüylerim o anda diken diken!.. kalbim yerinden çıkacak gibi!..
Tarihi mekanlarda bulunurken yaşadığım birbirine benzer duyguları
yine, yeniden yaşıyorum.. bu yolculuklara ben sık sık çıkıyorum.. Ruhum bir
orada bir burada!. Eşimin ‘hadi bu mekanda bir poz da sen ver’ sesi ile kendime
geliyorum J gülümseyerek poz veriyorum! Şip! Şak!..tamamdır
J
Burası da sarı renkte, düzgün kireç taşı ile inşa edilmiş. Çevre
duvarı konik çatılı 16 silindirik yarım kule ile desteklenmiş. Taç kapı, sivri
kemerli. Girişin sağında ve solunda
dikdörtgen planlı mekanlar bulunuyor. Ortada üstü açık avlu, kuzey ve güneyinde
de yük hayvanları için uzun ahırlar yer alıyor. Onarımdan sonra bazı bölümleri değiştirilen
kervansaray bitince 22 dükkan ve üç salonuyla turizmin hizmetine girecekmiş.
Kervansaray’ın hemen kuzeydoğu köşesinde ise Mama Hatun Hamamı
bulunuyor. Bu günün rezidansı o günün külliyesi anlayacağınız. Tüm kompleksler külliyenin
içinde mevcut. Hamamda 20 oda ve bir de göbek taşı varmış.
Tarihi taş konak
Ve.. şimdi biraz da
külliye’nin arka sokaklarını dolaşalım..
Külliye’nin arka sokaklarında Cumhuriyet döneminden kalma
birkaç güzel taş bina var. Tercan’ın tarihi evleri , Tercan Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi binasından yaşatılan mimari doku da görülmeğe değer. Mama Hatun
Külliyesi ile bir bütünlük oluşturuyor.
Tercan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi - tarihi mimarisi ile dikkat çekici..
******
Taşların rengi, ince işçiliği ile
taşlarda adeta bir kadın ruhunun inceliği ve zarafeti var. Temennimiz bu değerli tarihi yapıların
korunması ve turizme kazandırılabilmesi için gereken düzenlemelerin,
bilgilendirmelerin (turistlere yönelik açıklayıcı bilgilerin) restorasyonların bir an önce yapılmasıdır.
Tercan ilçesi Mama Hatun Külliyesi, türbesi, hamamı, ,
tarihi evleri, Tercan Meslek Lisesi yapısı dışında, Abrenk Kilisesi ve
Çadırkaya (Pekeriç) Kalesi de bu bölgede görülmesi gereken yerler arasında. Ancak,
bozuk arazi, güvenlik ve zaman açısından yeterli vaktimiz olmadığı Abrenk Kilisesi
ve yakınındaki dikili taşları ve Pekeriç Kalesi’ni görmeye gidemiyoruz. (yukarıdaki kolaj foto.) Başka bir bahara olabilir mi!.. biraz zor gibi
görünse de!.. biz bilgi olarak not düşüyoruz kendi hanemize!..
Esin Bozdemir
Tercan Gezimizin video görüntüleri;
'Cimin Üzümü' ile meşhur Erzincan'ın Üzümlü ilçesi bkz
Erzincan'dan izler ve yansımalar
Tercan - Üzümlü - Otlukbeli
Erzincan'dan izler ve yansımalar
Tercan - Üzümlü - Otlukbeli
Tercan'a ilk kez 1982-83 yıllarında bir dava için, daha sonra da 1990'lı yıllarda kasabanın Erzincan çıkışında 5. kilometrede bir iş alanı şantiyesinin işleri için 2 kez gittim. Ancak her ikisinde de kasabayı gezme şansım olmadı. Güzel anlatımınız ile eskiyi de hatırlamış oldum.
YanıtlaSilSevgi ve saygılarımla.
@Mehmet Bilgehan Merki,
SilTarihi bir ilçemiz Tercan..oldukça merak ettiğimiz bir ilçemiz idi..biz de ilk kez gidip gördük.. Özellikle tarihteki misyonu ile Tercan'ın güçlü bir kadın Hükümdarı'na ev sahipliği yapmış olması bu toprakları daha da değerli kılıyordu bizim için. Avukatlık mesleğiniz toplum hayatımızın düzeni ve huzuru için oldukça önemli. Ve aynı zamanda göreviniz gereği ülkemizin değişik köşelerinde bulunuyorsunuz, ne güzel..
Adalet mülkün temeli, mülklerimize 'Anadolu'muza' sahip çıkmak ise hepimizin görevi :)
değerlendirmeleriniz için ben teşekkür ederim Mehmet Bey..
Esenlikler dilerim..
Erzincanlıyım tanıtımınızdan dolayı çok gururlandım...sevgiler....
YanıtlaSil@Sibel Özmen,
SilÇok teşekkür ederim..
Çok güzel topraklar, cennet yurdumuzun güzel insanları...Sevgilerle kalın..
emeklerinize gönlünüze insan için insanlık için bilgi lendirme yaptığınız için en iyi niyetlerle kalın
YanıtlaSil@EMLAK NAZARIM YAPI TASARIM Yetkilisi,
SilDeğerli düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Kültürlerin harman olduğu, medeniyetlerin beşiği olan Anadolumuzu gezip gördükçe memleketimize olan hayranlığımız daha da artıyor. Amacımız güzel yurdumuzun dört bir yanını (gidebildiğimiz ölçüde) tanıtabilmek..insanlığa ve öz kültürümüze küçücük de olsa bir katkı sağlamak.. Biz de size iyi temennilerimizle bereketli kazançlar dileriz..
Tercan seni çok özledimmmmm. Keşke imkanım olsada gelip gorebilsem
YanıtlaSil@Seval,
SilMemleketimizin her yanı ayrı güzel.
Dilerim en kısa zamanda özlediğiniz Tercan'a gidersiniz siz de. Esen kalın...
GÜZEL BİR ÇALIŞMA OLMUŞ.MEVLA CC RAZI OLSUN... mustafabeyli mustafa çokşükür,
YanıtlaSil@Anonim,
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Bilmukabele...