Her zaman ki "beşi bir yerde" okuma tekniğimle ve birde son zamanlarda iyice bunaltan sıcaklardan dolayı, şu sıralar serin bulabildiğim evimin kuytu köşelerinde o odadan bu odaya dolanırken seyyar bir şekilde benimle beraber dergiler ve kitaplarda sürekli yer değiştiriyorlar… bazen balkonumda, bazen baş ucumda, bazen de salonumun bir köşesinde başka başka kitaplar ve dergilerle kendimi bulabildiğim, kafamı kimi kez dağıtıp kimi kez toparladığım, hayallerimi zenginleştiren ve ruhumu gezdiren kitaplarımla ayılıp bayılarak dolanıp duruyorum…
İstisnalar hariç mütemadiyen okuyan, okumaya gayret eden biri olarak, eski-yeni demeden, okunmuş-okunmamış gözetmeksizin ve de zaman dilimlerine “aylık yada haftalık “ayırmadan son zamanlarda neler okuduğumu söylemem gerekirse;
“… güneş solduğunda,
yıldızlar donuklaştığında
ve yeryüzü geceye bırakıldığında…” (*)
dizeleriyle başlayan; " Darağacı Önünde " isimli birbirinden ilginç öykülerinin yer aldığı; Çekoslovak Öyküleri kitabını okudum. Ve bu kitap bana daha önce izlediğim bir filmde “Sibirya Expresi” ile benzer hikaye ve benzer dizeleri çağrıştırdığı ve filmi izlerken kime ait olduğunu bilemediğim dizelerin kaynağını keşfetmemi sağladığı için de ayrıca ilgimi çekti. Yeni bir şey daha öğrenmiş olmak, hele ki keşifler ‘küçücük bile olsa’ bizzat kişinin kendisi tarafından olunca sanki daha bir anlamlı…
Sonra; " Şu hortumlu dünyada fil Yalnız bir hayvandır "isimli; iletişim, başarı ve hayat üzerine düşüncelerini bilgelerin özlü sözleri ile de birleştirerek yazmış olan Ahmet Şerif İzgören e ait kitabı okuyarak, kişisel gelişimimi bir kez daha gözden geçirdim :) hemen hemen 2 günde okuduğum bu kitabı nerdeyse bitirmeme ramak kalmış iken son 5-6 sayfasında aklıma birden bire takılan İlhan Berk dizeleri ile yine YKY yayını olan; “bir usta, bir dünya İlhan Berk” kitabının sayfalarında gezindim… sonra tekrar nihai noktayı koymak üzere kitabın kalan sayfalarını da bir çırpıda okuyarak sonlandırdım…
Okuduğum kitaplar arasında bana, bal-kaymak kıvamında tadlar veren ve okumakta olduğum kitaptan küçük aralıklarla soluklanıp tekrar geriye döndüğümde kısa bir hamlede ve sıkılmadan devam etmemi sağlayan bir de dergilerim var. Örnek vermem gerekirse;
Arkeoloji Dergisi, Atlas Coğrafya Dergisi, NTV Tarih Dergisi, National Geo Dergisi, altyazı aylık sinema Dergisi… Ve tüm dergilerin içinde, aslında çok da eski olmayan bir tanışıklığım ile AfrodisyaS-sanat Dergisi var ki elimden düşüremediğim bir dergi haline geldi diyebilirim.
Edebiyat, sanat ve kültür dergisi olarak içeriği ile oldukça zengin olan bu dergiyi her yayın evinde maalesef bulamıyorum. Olan yayınevlerinde de çabuk tükendiği için ona her zaman ulaşabilmem mümkün olamıyor. Oldukça güçlü bir şair-yazar kadrosu ile her yerde rastlayamayacağım çok özel yazıları ve şiirleri bu dergide okuyor hatta yepyeni yazar ve çizerlerle de yine bu dergide buluşuyorum. Şu aralar sıklıkla elime aldığım bu dergide okuduğum pek çok yazıyı aklıma takılanlar olduğunda dönüp dolaşıp tekrar tekrar gözden geçirdiğim dahi oluyor.
İşte bu derginin Ağustos 2009 baskısında yer alan; Gönül Çatalcalı’ nın “Güneşle Ört Kendini” öyküsünden şiir tadında cümleler;
“ Bir ‘ben’ daha büyütmeliydi içinde, katmerli acılarından uzak...
İşte saçları zamanın…
Asılmalı onlara, binlerce örgüyü nehirlerine uzatıp…
Düşlediği gecesiz bir dünyayı, beklediği imkansızı…
Yeryüzüne düşen gölgesi kadar dik…”
Hava böylesine kavurucu sıcak ve denizlerde bir o kadar kirli iken pek sevdiğim kitaplarımla ben, bir yandan da müziğin ritminde hafifçe salınıyorken…Ancak bu şekilde yelken açıp derin okyanuslarda yüzerek serinleyebiliyorum!..
Hepinize, temiz sularda yüzüp serinleyeceğiniz güzel bir haftasonu dilerim…
Bir kitap önerisi '7. Gün'
Yedinci Günde Kayboldum !..
Yedinci Günde Kayboldum !..
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
AfrodisyaS-sanat Dergisi
Bir usta, bir dünya: İlhan Berk
(*) Julius Fuçik ; "Darağacı Önünde "
Çekoslovak Halk Türküsünden sözler
Resim: 1x
MÜZİĞİ DİNLİYORUM... AYNEN.. HAFİF HAFİF SALLANARAK ... TANGO RİTMİNDE!!
YanıtlaSilNE GÜZEL YAZIYORSUN.. HİÇ ZORLANMADAN, HİÇ ABARTMADAN... sENİN YAZDIKLARINI DA SENİ SEVDİĞİM KADAR SEVİYORUM ESİN'İM..
Sevgili Gülsen Hocam,kalp kalbe karşı!beni mahcup ediyorsunuz inanın..sıcaklar beynimi fokurdatır bir halde yazarken saçmalayabilirim bile fazlasıyla..:)ama siz her zaman ki gibi çok naziksiniz.Ben de sizi çok seviyorum...Sevgilerimle
YanıtlaSilİyi okumalar, sevgili arkadaşlarınıza iyi bakın, sevgiyle kalın.
YanıtlaSilSevgili Mehmet Bilgehan Merki,
YanıtlaSilBeni yormayan arkadaşlarıma iyi bakıyorum teşekkür ederim...
Rahatlatan, hoş bir müzik, iyi bir resim, güzel bir yazı! Teşekkürler.
YanıtlaSilSayın alizafersapçı,
YanıtlaSilyorumunuz için teşekkür ederim...
İnanın yazınızı okurken bu sıcaklarda bir parça da olsa serinledim, huzur verdi yazdıklarınız.
YanıtlaSilSevgili Esinciğim;
YanıtlaSilGüzel paylaşımların için özel zaman ayırmak gerekiyor, biliyor musun?Sindire sindire okumak... bu da bana okyanus serinliği veriyor..
''Beşi bir yerde'' okuma tekniğini en kısa zamanda ben de uygulamak istiyorum. AfrodisyaS-Sanat Drgisi de aklıma takıldı. Abone falan olunamıyor mu acaba?
Gönül Çatalcalı'nın satırları şiir tadındaymış gerçekten..Muhteşemdi..
Teşekkür ediyorum sana..
Sevgilerimle...
Sevgili Zeugmacığım,
YanıtlaSilAfrodisyas Sanat Dergisine ulaşabileceğiniz adresi aşağıdaki sitede buldum;
web de bulabildiğim adres:
http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?t=875&page=2
AFRODİSYAS-SANAT
Karacasu Geliştirme ve Eğitim Vakfı yayınıdır.
BİR DERGİYİ YAŞATMAK OKURUN ELİNDE
“SÜRDÜRÜMCÜ OL”, DERGİNİ YAŞAT!
* Yıllık sürdürüm tutarı 40 TL. – Yurtdışı 50 Euro
Posta Çeki: Karacasu Eğitim ve Geliştirme Vakfı 532 60 89
Türkiye İş Bankası Üçkuyular Şubesi: 3425 - 0514726
* Sürdürümcü olmak ve seçtiğiniz kitabı istemek için,
karacasuvakfi@mynet.com ya da afrodisyassanat@mynet.com
ile iletişim kurmanız yeter.
İLETİŞİM – YAZIŞMA – SÜRDÜRÜM:
karacasuvakfi@mynet.com
0232. 422 30 15 – 0555.602 45 56
KARACASU GELİŞTİRME VE EĞİTİM VAKFI 1469 Sokak NO:66 Alsancak – İZMİR
Çok güçlü bir kadro...ben de elimde olmayan diğer sayılarına da ulaşmak istiyorum...
Okuma tekniğim aynen böyle canım... evin her yerinde kitaplar,dergiler...:)arkadaşlarım benim...:)
sevgilerimle
Çok çok teşekkür ediyorum bu detaylı bilgiler için..
YanıtlaSilZahmet oldu sana gerçekten canım...
Sevgilerimle...
ne demek Zeugmacığım...
YanıtlaSilbende yukarıda verdiğim "web adresi" linkinde ayrıca temin edebileceğim kitap evlerinin isimlerini not aldım...
yeter ki okuyalım ve bu güzel çalışmaları da destekleyelim ki daha çok okurla buluşabilsin canım...
sevgilerimle...
Sevgili Esmir !
YanıtlaSilBöyle yerlerde yetişen bir çocuktan şimdilerde doğayı seven bir yetişkinin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu anlaşılıyor. Hoffman ın öykülerinde anlatılan yerlere benziyor. Ne mutlu sanaki böyle bir çocukluğun olmuş.
Batıda şehircilik anlayışında bu işin uzmanları yıktıkları bir bina ile bir çok insanın geçmişini yerlebir ettiklerini ve böylece boşlukta mutsuz insanlar yarattıklarını biliyorlar.
Bir de yaşadıkları büyük savaşlardan yeterince ders çıkartmışlar.
Sevgiler...
Sevgili Ali Bey,
YanıtlaSilSizinde bahsettiğiniz gibi batı geçmiş hatalarından dersler alabildi!bunu somut olarak içinde yaşadığım Almanya örneğinde ve diğer Avrupa ülkelerinde gördüm ben!.hele ki Alman'ların aşırı mİlliyetçi tutumlarına, doğaya ve tarihlerine nasıl sahip çıktıklarına çok tanıklık ettim.Alınan devlet politikalarından da bu belli!Hitler'in faşizan ve acımasız tutumunu yaşamış olan o mutsuz kayıp nesil fazlası ile zarar gördü! şimdi mevcut değerlerine sahip çıkıyorlar!..
"http://izlerveyansimalar.blogspot.com/2011/05/cocuklugumun-masal-kenti-aschaffenburg.html"
yukarıdaki linkte yer alan yazıma yapmış olduğunuz değerli yorumunuz ve düşünceleriniz için teşekkür ederim...
Esen kalın...