Sultanahmet' te bir iftar vakti

Ramazan ayının gelmesiyle her sene çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan Sultanahmet yine bu yılda yerli ve yabancı turistlerin istilasına uğramış… bir yanda Ayasofya yönünde hummalı kaldırım çalışmaları devam ediyor… diğer yanda Sultanahmet cami avlusu ve parkında her yer tıklım tıklım olmuş!..

huşu içinde iftar açabilmek için piknik alanına çevrilmiş tüm çimenler… normal zamanda “üstüne basılmaz! “ uyarısı yazılı olan çimler açık hava çadırına dönmüş adeta!.. aile boyu çimenlere yayılmış yurdum insanının halleri!  restoranları aratmayan yemek çeşitleri içinde nasıl desem ki!.. tencereler, tabaklar,  bardaklar, sürahiler, çaydanlıklar, tüpler.. üzerine de çay içilecek tabi ki… abartmıyorum aynen böyle!!… gülmek ve şaşırmak arasında öylece bakakaldım seyran ederken çevreyi!.. 

      

nasıl da dertli dertli kaval çalıyordu bu amca!

gerçek şu ki herkes durumundan pek bir memnun gibiydi!.. hanımlar günün yorgunluğunu çimenlerde atıyor, beyler sanki evindeki rahat divanında uzanmış boylu boyunca yatıyor… bebeklerin altı değiştiriliyor! Bir yanda değişik değişik piknik örtüsü niyetine yaygılar yerlere seriliyor!.. öyle ya böyle bir konfor nerede yapılabilir ki başka!.. Allah daha çok versin!..  hani ufak yollu bir kumanya ile de iftar açılabilir pekala!.. amaç böyle mistik bir ortamda Ramazan ayının manevi atmosferi içinde iftar açmak değil mi ki !.. ama olur mu canım!  yurdum insanı işte, nerede, nasıl davranacağını pek ala bilir elbet!.. biz hangi zihniyete, kime akıl veriyoruz ki!.. bu da Ramazana özel bir kaos hali!..

Bu devri padişahımızda ortalıkta böyle salına salına dolanıyor, fotoğraf karelerine girdiğinin farkında endamlı endamlı yürüyerek cakalı pozlar veriyor!.. 

düşünsenize yüzlerce kavuklu ve yanlarında da Hürrem Sultanlar!... 

iftar vaktine kadar giderek artan kalabalık içinde; kimi fotoğraf çekmekte, kimi yer arama telaşında, kimi  Alaaddin'in sihirli lambası ve uçan halısı eşliğinde Osmanlı döneminden ışınlanıp  serilivermiş çimenlere! kimi Muhteşem Süleyman dizisinin setinden çıka gelmiş gibi!.. Padişahlar, sultanlar, şehzadeler, cariyeler, veledler... 

havuzun başında fıskiyenin çalışmasını sabırsızlıkla bekleyen çocuklar…

Bir ara Mehteran ekibi geçti önümüzden, ne yazık ki yetişemedik canlı konserlerini izlemeye…. Görüntüleriyle yetindik, ama fethetmenin kıvancı içinde seyran ettik.  Çevre restaurant ve kafelerde ney eşliğinde dönen Semazenler, rengarenk balonlar, pamuk helvacılar, dilim dilim karpuz satan, mısır satan seyyarlar…gelen ve giden turist kafileleri… 

Sultanahmet’in bu coşkulu ortamı turistleri de turistler kadar bizi de doğrusu çok etkiledi!.. Lale Devrinde miyiz biz!.. yoksa Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta mı? hangi dönemde ve hangi çağdayız bilemedik!.. ;)

ve nihayet fıskiyeler kuvvetle şıkır şıkır bir yukarı bir aşağı akıp durdular… beklemeye değdi :)

iftar vakti yaklaşıyor, güneşin ışıkları kubbelerden çekiliyor .... 

Ve..an geldi şerefiyeler yandı!.. vaktidir şimdi iftarları açmanın!.. Allah kabul etsin J

artık bu güzel atmosfer içinde keyif çayları içilebilinir... :)pembe kağıt helvalar, patlamış mısırlar...

ve yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şeyyyyyy J

 şimdi fıskiyelerden akan suyun ahenkle dans edişi
çok daha güzel gecenin bu saatinde...

Renkli ambiyansı ve manevi atmosferi içinde Sultanahmet'te iftar vakti , her şeyi ile ilginç ve keyifliydi J

Esin Bozdemir


Fotoğraflar: izler ve yansımalar