Uzun zamandır gitmeyi düşündüğümüz Doğu Anadolu Bölgesi gezimizi nihayet gerçekleştirdik. Gezimize öncelikli olarak görmeyi planladığımız ilk rotamız olan Erzincan - Kemah yöremizden başladık. Önceden yaptığım internetteki küçük bir araştırma ile " uçak mı? otobüs mü? kendi özel aracımızla mı olsun? " derken en sonunda bu uzun yolculuğu trenle yapmaya karar vererek; içinde lavabosu, buzdolabı, kliması ile oldukça konforlu görülen yataklı vagonla 2 kişilik odamızda yerlerimizi ayırdık. Haziran’ın İkinci haftasında sabah saat: 08.00 de kalkan ve Kars’ a kadar yol alan Doğu Ekspresi ile Erzincan-Kemah’ a gitmek üzere yola koyulduk.
Eşim yaklaşık 20 yıllık bir aradan sonra ilk kez gideceği doğup büyüdüğü toprakları görecek olmanın heyecanı, bende daha önceden hiç görmediğim Türkiye’nin bir başka köşesine gidiyor olmanın apayrı merakı içinde kompartımandaki yerimizi aldık.
Tarifsiz ruh halleri içinde, zaman zaman eşimde biraz hüzün ve keder, bende sınırsız heyecan ve coşku, gördüğüm her karede içim kıpır kıpır ama her şeyin ötesinde huzurlu bir şekilde yolculuğumuz başladı.…
Kompartıman küçük ama gerekli şeylerin ergonomik olarak düzenlediği kompakt ve şirin bir otel odasını andırır gibiydi. Her şeyden önemlisi ise yalnız bize ait özel ve hijyen bir odada bulunuyor olmanın getirdiği rahatlık duygusuydu. Özellikle yataklı vagonun, trenin en sonunda yer alması bizim oldukça işimize yarayacaktı. Neden derseniz? Trenin ön tarafını rahatlıkla görebilecek böylece, kıvrıla büküle giderken yol boyunca, vadilerden ve tünellerden geçerken çok daha efektif bir şekilde çevreyi gözlemleyip, fotoğraf çekebilecektik. Eşim birazda çocukluğu ile buluşmaya gider gibiydi! Yeni yüzler ve insanlarla tanışmaya, yeni evler görmeye ve kim bilir hangi halde terk edilmiş, soluk kapılar ve pencerelerle yüzleşmeye, adeta eskileri yad etmeye gidiyordu! Hem bol bol fotoğraf ve film çekecektik hem de özlem giderecektik. Her ikimiz için farklı duygular taşıdığımız ama aynı sevinç ve yürekle çarpan kalbimizde ayrı bir yeri vardı bu yolculuğumuzun.…
Fotoğrafçılık her ikimizde de büyük bir tutku haline geldiğinden beri, yaptığımız tüm seyahatlerde ellerimizde kamera, gördüğümüz her karede anlatılmaz güzellikleri, ‘sonsuza dek yaşatmak ister gibi! ’ fotoğraf çeker hale geldik. Özellikle son teknoloji dijital kameralarda sınırsız sayıda çekilebilen fotoğraflar ise bu keyifli yolculukları çok daha verimli hale getiriyordu. Vagonda camın ardından bakarken gözlerimizin önünde akıp giden ve hayran kaldığımız tüm güzellikleri kaçırmamak istercesine birbiri ardına deklanşöre bastık durduk.
Doğada bulunmak gerçekten var olmak istediğimiz en önemli yerlerden biri. Ve bizim fotoğrafa olan bu tutkulu bağlılığımız, pek çok seyahatler gerçekleştirmemize neden olurken, gördüğümüz doğal güzellikler karşısında her fotoğraf karesine yansıyan resimlerde aslında hayatın ta kendisi! Ve onu yeniden yaşatma gayreti ile gerçekleştirdiğimiz bu yolculuklar ise çoğu kez keyifli bir maceraya dönüşür oldu.
Yol uzun, ama bilinmeyene doğru yol alırken hissedilen o heyecanla, daha önceden hiç görmediğim coğrafyalardan geçerken, trenin o kendi halindeki hızı ve değişmeyen akustiği ile yüksek dağların ardından doğan güneşi ve gece gökyüzündeki ayı izlemek inanılmaz güzeldi. Ayın aydınlattığı geceyi ve gökyüzündeki yıldızları, erişilmez yüce dağları sessizce seyretmenin keyfini yaşadım. Birde yol boyunca önce Kızılırmak ve ardından Fırat Nehri’nin hemen yanı başımızda bize eşlik etmesi ise bambaşka bir görüntüydü. Ardından, nice ağıtlar yakılan ve gözyaşları dökülen, meşhur Fırat Nehri demek buydu!
Yol uzun, ama bilinmeyene doğru yol alırken hissedilen o heyecanla, daha önceden hiç görmediğim coğrafyalardan geçerken, trenin o kendi halindeki hızı ve değişmeyen akustiği ile yüksek dağların ardından doğan güneşi ve gece gökyüzündeki ayı izlemek inanılmaz güzeldi. Ayın aydınlattığı geceyi ve gökyüzündeki yıldızları, erişilmez yüce dağları sessizce seyretmenin keyfini yaşadım. Birde yol boyunca önce Kızılırmak ve ardından Fırat Nehri’nin hemen yanı başımızda bize eşlik etmesi ise bambaşka bir görüntüydü. Ardından, nice ağıtlar yakılan ve gözyaşları dökülen, meşhur Fırat Nehri demek buydu!
Dilimde “Şu Fırat’ın suyu akar serindir oy oy!” söylüyorum bir yandan da yağan yağmurlardan biraz çamurlanıp rengi kızıla çalmış nehri seyrediyordum. “İçim kan ağlıyor! yüreğim yaralı!” der gibi, biraz hırçın ve kederli al al olmuş akıyordu.
Gökyüzündeki bulutlar; her biri birbirinden farklı görselliğe bürünüp filler, atlar olmuş şekil şekil bizi takip ediyordu. Klimalar sayesinde rahat geçirdiğimiz sıcak yaz gecesini, şiddetli yağan yağmurla birden bire değişen havanın getirdiği şaşkınlık içinde; hele ki gökyüzünde çok ender rastlanabilecek o gök kuşağının renkli ambiyansı içinde gördüğüm manzara canlı bir gerçek tablo görüntüsündeydi. Boncuk boncuk cama vuran damlaların gölgesinde ve yağan yağmurun sesi ile bir o yana bir bu yana beşik gibi sallanan trende uykuya yenik düşerek gözlerimi kapıyorum...
Günün ilk ışıkları kompartımanımızı aydınlattığında, yemyeşil vadilerden ve sarp yamaçlardan kıvrıla kıvrıla geçmekteydik. İrili ufaklı dereleri, ovaları, sarp kayalıkları, tarlalarda çalışan işçileri, çobanları ve koyun sürülerini, bizi takip eden kuşları, çiçekleri anlatmaya kelimeler yetmiyor!..Her biri ayrı güzellikte, memleketimin toprakları…
Ansızın kararıveren odamızda, anlıyorduk ki yine yeni bir tünele daha girmişiz. “ Keşke her tünelde başka bir zaman tüneline girip çıkıversek ne iyi olur!” diye iç geçirdiğim oluyordu. Sonra tekrar aydınlığa çıkıyorduk. Önceden listelediğimiz durakları sırasıyla ve merakla takip ediyorduk. Her durakta, başka başka izler ve yansımalar!..
Seyahatimin bundan sonraki ayrıntılarını da sizlerle paylaşmak ümidi ile…
Sağlıkla ve sevgiyle kalın…
Esin Bozdemir
Fotoğraflar: Tren camından kamerama yansıyan görüntülerdir.
Video görüntüler : Doğu Ekspresi ile Anadolu Manzaraları
Fotoğraflar: Tren camından kamerama yansıyan görüntülerdir.
Küçük Bir Not:Zaman olarak aceleniz yoksa, size eşlik edecek bir yol arkadaşınız ve birde kameranız yanınızdaysa, elbet uzun yollar için hafif aperatifleri de hazırlamışsanız; farklı bir bakış açısı ve farklı bir deneyim katmak istiyorsanız hayatınıza, bu keyifli ve uzun tren yolculuğunu özelliklede yataklı vagonlarda mutlaka denemelisiniz.
TCDD hk.da detaylı bilgi için >>
TCDD hk.da detaylı bilgi için >>
Devamını bekliyorum sabırsızlıkla.Çünkü bu biraz da benim çocukluğuma, sanal da olsa, yolculuk olacak. Tren önerinizi de aldım, gidiyorum.
YanıtlaSilSevgili Aysema Hanım,
YanıtlaSilTrenle yapacağınız seyahatiniz için şimdiden size keyifli ve hayırlı yolculuklar dilerim. Bende, yolculuğunuz arifesinde sizin yazılarınızı merakla bekliyorum. Her şeyin güzel olmasını temenni eder...Uzaktaki yakınlarımıza ve tüm güzel insanlarımıza sizin aracılığınızla sevgi ve selamlarımı gönderirim. Güle güle gidin ve sağlıkla, güzelliklerle gelin...
Blogunuza Ali beyin blogundan geldim.Trenle yaptığınız doğu yolculuğu belleğimin köşe bucağında kalmış hayallerimi gün yüzüne çıkardı.Yıllar önce güneye trenle yaptığımız 4 mevsim Anadolu yolculuğumuzu hatırlattı.Ellerinize sağlık paylaşımınız için teşekkürler.Sevgiler.
YanıtlaSilSevgili sufi,
YanıtlaSilSizi yıllar öncesine döndürüp, hayallerinizi tekrar canlandırabildiğsem ve hoşluklar katabilmişsem yüreğinize ben teşekkür ederim.
ya nasıl keyifle okudum, nasıl kendi tren yolculuklarıma gitti aklım... yüreğim uçtu geldi sizinle... nicelerini dilerim...
YanıtlaSilSevgili Evren, teşekkür ederim.
YanıtlaSilSayın Esmir nasıl bir mutlu oldum bilemezsiniz zira yazınızın aralarına serpiştirdiğiniz fotoğraflarda memleketimin yollarını gördüm 3 gece 2 gündüz süren istimli trenle yaptığımız yolculukları düşledim ve nede güzel anlatmışsınız hayram kaldım bir seyahat bu kadar güzel anlatılır elinize sağlık.
YanıtlaSilSağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hafta geçirmenizi diliyorum.
Sevgi ve Saygılar
Gurbete ilk çıkışım.. evimden 14 yaşında okumaya yollanışım doğu eksperi ile idi sevgili esin..
YanıtlaSilŞu emek verilen ve her tür emeğin değerlendirilmesinin yapıldığı yazılarını okurken, o tünellerden zaman tüneline düşüp neler hatırladım!..
En sevdiğim ve de hâlâ tercih ettiğim seyahat şeklidir tren.. Ve ben Ankara /İstanbul arasında hep trenle gide gele seyrederim doğayı..
Büyük bir iç geçirişle okudum yazdıklarını.. "keşke" lerle dolu ... "ah!..." larla seslenmiş olarak!
Henüz nüans olabilir ve farklılık arzedebilir ama duygularımız ve benimseyişlerimiz arasında benzerlikler bulmanın sevinci içindeyim..
Ne guzel!!! Kac sehirden gectiniz? Daha onceden bildiginiz yerler mi? Degismis mi cok yoksa ayni mi idi?
YanıtlaSilHep boyle uzun bir tren yolculugu yapmak istemisimdir.
Didemciğim,
YanıtlaSilOto yolun dışında daha önce hiç görmediğimiz değişik coğrafyaları görmek için ilk kez Doğu Ekspresini tercih ettik...gerçekten de trenin geçtiği yerler şehirlerin dışında çok daha görülmeye değer doğal güzellikteydi...Farklı bir bakış açısıyla Anadolu'yu keşfetmek güzeldi...sevgiler...