“Galata sokaklarında 1928’in Kurban Bayramı öncesi. O zamanlarda İstanbul’da kurban olarak büyükbaş hayvan kesilmiyor, insanlar koyun ve koça rağbet ediyor. Ve burada, ara sokaklardan birinde yayalar sağda solda yürümeye çalışırken kurbanlık koyunlar ana geçiş hakkını almış eline, bir yün yumağı halinde ilerliyor.”
Bir an düşünün !. caddeler, meydanlar, sokaklar, camilerin avluları hatta kamu binalarını dahi koyun ve koçlar istila etmiş. Besili, boylu, poslu koyunlar sürü halinde dolanmaktalar. Kırmızı boyalı, boyunlarında renkli boncuklar asılı. Başlarında Arnavut asıllı çobanlar, yerel kostümleri içinde son derece alımlı. Koyunların etrafını çeviren kalabalıklar ve köpeklerle de tamamlanan bir tablo gelsin gözünüzün önüne… ve tabii bir de en ilgi çekici, uzun uzadıya süren satış pazarlığı…
Bayram arifesinde kulakları sağır eden davul sesi ile namaza kaldırılan insanlar ve ardından atılan top sesleri içinde kılınan namazlar, akabinde bayramlaşma fasılları… Yeni elbiselerini giyen insanların özellikle çocukların sevinç içinde üzerlerinde taşıdıkları kıyafetleriyle hareketli meydanlarda ve caddelerde gezintiye çıkarak atlı karınca ve kukla oyunlarını izlemek üzere Gülhane Parkına gitmenin sabırsızlığı ve heyecanı içinde bayramı geçirmeleri…
Dini törenlerin ve sohbetlerin yapıldığı, kurban etinin fakirlere dağıtılarak, yardımlaşmanın sağlandığı… Bayramın insanlık, dayanışma ve kardeşlik olgusunun ayırım gözetmeksizin hayata geçirildiği o eski Kurban Bayramları…
Ve geçen zaman içinde 2000’lere geldiğimizde, değişen pek çok şey gibi bayram ritüelleri de giderek değişime uğradı…
Artık bugün bayramlar, çalışan insanlar için dinlenmek düşüncesi ile (şayet bütçe de elverişli ise şehir dışında geçirilen) bir tatil olarak değerlendirilmekte..
Bugün artık herkes bir giydiğini 2. kez giymek istemeyecek kadar lükse düşkün oldu!… çocuklar için dahi bayramlık elbise giyecek olmanın bir heyecanı kalmadı gibi!… Konu komşu ziyaretleri, el öpme fasılları hemen hemen bitti.. Aynı apartman da herkes birbirine lütfen selam verirken komşularla bayramlaşmak da neyin nesi diye düşünülüyor!.. Yakın çevre, arkadaş, eş- dosta teknoloji sağ olsun!.. arka arkaya gelen mesajlarla cep telefonlarımız en yoğun günlerini yaşıyor, hatta tek tek girip yazma zahmetine bile gerek kalmadan toplu mesaj ile adeta yerini bulsun babında kutlamalar yapılıyor.
Ve artık herkes birbirine sadece bir tuşa dokunmak kadar yakın ama bir o kadar da soğuk ve mesafeli!..
Kaotik ve yozlaşmış düzende her şey anlamını yitirmekte birer birer… haksızlıklar, yalanlar ve sahtekarlıklar içinde insanlık al-aşağıya inerken bayramların da bir anlamı kaldı mı ki artık!..
Bu bayram kimin!
Yine de bu bayram sizin olsun!..
Size de, size de iyi bayramlar.
YanıtlaSil2000'Li yıllarda koyun, keçi sürülerini güden çobanları da maalesef şehrin en ücra, bakımsız köşelerlne hapseder olduk koku olmasın, pislik olmasın diye bunca olumsuzluk arasında bayramınız kutlu olsun
YanıtlaSilyine nefis bir yazı yazmışsın.
YanıtlaSil"değişmeyen tek şey değişim"
"nerde eski bayramlar"ın adı kaldı.
bayram tatilleri gezi merasimi olmakta. belkide doğru..
mutlu bayramlar...
Tekrar tekrar okudum sevgili Esmir.
YanıtlaSilKeşke size haksızsınız diyebilsem. Tüm bunların baş nedeni sevgisizlik.
Ardından bir sürü bildik, bizim dışımızda neden sıralayabiliriz ama
keşke içimizdeki sevgiyi muhafaza edebilsek, dostluğu, birbirimize güven duymayı başarabilsek.
Biz yine de umudumuzu koruyalım.
Ben de sizin bayramınızı kutluyorum.
kocaman ailemizin bir araya geldiği çocuk bayramlarımı düşündüm bu sabah... yaşam yorgunluğunun üzerime hastalık olarak çöktüğü bir kaç günü ve ardından bu sabah ardı ardına gelen telefon konuşmalarını.
YanıtlaSilyalnızlaştıran bir değişim hızı ve buna paralel yine de içimizde büyüttüğümüz çocuk sevinçleri. yıllar sonra belki de ilk defa bu sefer bir bayram elbisesi almak istedim kendime. olmadı.
bir sonraki bayrama sakladım umudumu. kocaman bir aile olma ihtimali ile birlikte.
öpüyorum sevgiyle. bayram tadında nice sabahlara uyanmak umudu ve heyecanıyla.
Benin gibi eskiye sonsuz özlemi olana çok güzel bir yazı ve çok zevkle okudum.
YanıtlaSilNeden bilmiyorum o tarihlerde yaşamak çok istemişimdir. Bugünkü teknolojiyi kullanmama rağmen seviyorum insanın insan gibi yaşadığı eski yılları:(
Elimi öptürdüm, yanaklarından öper iyi bayramlar dilerim...
yurt dışında yaşamış bir insan olarak nerede o eski bayramlar diyecek durumda bile değilim ben :9 bunu belki değil fakat nerede o eski insanlar cümlesini sık sık sarf ediyorum yazık ki...
YanıtlaSilher neyse, dilerim ki sen eski bayramlar tadında bir bayram yaşarsın.
bu arada, son cümleye bayıldım zira eski Türk filmlerini hatırlattı bana :)
Sevgi'den sevgiler...
süper bi yazı olmuş..çoook haklısın...
YanıtlaSilbayramın kutlu olsun...
Eskiden daha önemliydi sahip olduğumuz değerler.
YanıtlaSilYenik düştük galiba bu anlaösız değişime.
Çok güzel bir yazı okudum; sevgiyle kalın, bayramınız kutlu olsun ...
Bayrama ait duygularımız samimiyetle ters orantılı ortadan kayboldu.
YanıtlaSilHep yorgun ruhlarımız iş ev arasında sıkışıp kaldığı için ufacık bir izin günü bulduğunda dinlenmeye ayırır oldu bayram günlerini.
Belki bizler o ruhu kaybettik bari çocuklarımıza yeniden aşılasak o ruhu yavaş yavaş.
Nasrettin Hoca'nın göle maya çalması gibi .
Belki tutar:)
İyi bayramlar adaşım :)
Umudun tükenmediği huzur dolu bayramlar olsun,sevgiyle kal Esmir...
YanıtlaSilEsinciğim yazını okurken bayram için yaşadığım heyecanlar aklıma geldi. O güne has yapılan her şeyin ayrı bir güzelliği ve anlamı vardı.Benim çocukluğumun bayramlarının yaz mevsimine denk gelmesi çok daha unutulmaz olmasına sebeptir. Kurbanlıklar yaz başında alınır, beslenir,onla arkadaş olunur,kesilmeye götürülürken de bin türlü komplo teorileri geliştirilir, olmayınca da bir güzel ağlanırdı :)) İlk aklıma gelen bunlar sanırım. Daha o kadar çok şey var ki bugünden farklı olan ve yaşanılan...Bu yüzden ben her bayram buruk olurum; geçip,göçüp gidenleri hatırlar bir türlü tad bulamam burulurum...
YanıtlaSilEsinciğim ne kadar zor olsa da eski tadı bulmak mümkün olmasa da en azından bizler o günleri yani bayram gibi geçen bayramları yaşatmalıyız.Ben kendi adıma yorgunluktan,rutinlikten ölüyor olsamda gitmiyorum hiç bir yere. Çocukluğumda ne yapılıyorsa el öpme, ev ziyaretleri v.b tür şeyleri yapıyorum seve seve.Çocuğumun çocukluğuna dair böyle anıları olsun ve bayramların farkını tadsın istiyorum.
Ne çok uzattım değil mi? :)))))))) Tekrar bayramını kutlar sevgiyle kocaman kucaklarım!!!
Biz yine de bir tuşa dokunmak kadar yakın olmaktansa el-ele göz-göze yakın olmayı tercih edenlerdeniz çok şükür.İşte bayramlardaki bu sancılı yakarışımızın sebebi de ondan olsa gerek.SÇS güzel dost.Hanen çiçek kokularıyla dolup tebessümlerle şenlensin dilerim.tontini.
YanıtlaSilTam anneannemin dogdugu yil...Tabiki eski bayramlarla cok farkli simdiki. Daha hizli yasaniyor, tatil manasina geliyor v.s.
YanıtlaSilHerseye ragmen diliyorum icimizdeki sevinc bitmesin, cosku ile yasamaya bakalim.
Ailenle sevdiklerinde cok guzel bir bayram gecirmen dilegi ile...
Mutlu bayramlara sevgili Esmir :D
YanıtlaSilNe güzel yazmışsınız.Ellerinize sağlık. Birbirine selam vermeyen insanlar,soğuk, sıradan, manasız toplu mesajlar. Bayramlarda en çok özlediklerimden biride tebrik kartları. Artık onlarda tarihe karıştı. Şimdi posta kutuları faturalarla dolu. Her ne kadar istemesekte bazı güzellikler zaman içinde kayboluyor galiba. Tüm değişimlere rağmen mutlu bir bayram geçirmeniz dileği ile; iyi bayramlar:)
YanıtlaSilSevgilerimle
Ellerinize sağlık. Ne güzel yazmışsınız. Birbirine selam vermeyen insanlar, soğuk, manasız mesajlar. Bayramlarda en çok özlediklerimden biride artık gönderilmeyen tebrik kartları. SMS ve e-mailler sayesinde posta kutuları faturalarla doldu. Gün geçtikçe güzel değerlerimiz zamanın içinde kayboluyor. Kahve ile ikram edilen lokumlar, gümüş tepside sunulan likörler, çocukların ceplerine konan ufak limon kolonyası şişeleri ve mendiller kaç ailede kaldı acaba?
YanıtlaSilTüm değişimlere rağmen mutlu ve sağlıklı bir bayram geçirmeniz dileği ile, iyi bayramlar...
Sevgiler