Safranbolu'nun doğal güzellikleri

Bir kültür hazinesi olan Yörük Köyü’nü gezdikten sonra,  bu defa Safranbolu’nun doğa harikalarından biri olan ve Dünya Mağaracılık literatürüne girerek, Türkiye’nin en büyük 4. mağarası arasında yer alan Bulak (Mencilis) Mağarasına gitmek üzere yola koyuluyoruz. Harita yönümüz gereği yeniden Safranbolu’ya gelip, Bağlar mevkiinden sapıp,  ilçenin kuzeybatı istikametinde bulunan Bulak Köyü’ne doğru yol alıyoruz. Yaklaşık 8 km. sonra mağaranın bulunduğu alana varıyoruz.

Bulak Mağarası'nın vadiye bakan cephesi

Birbirine bağlı 3 kattan oluşan mağaraya, vadi içinde, taş merdivenlerden dolanarak çıkıyoruz. Mağaranın toplam uzunluğu 6042 metre imiş. Bugünkü halini 3 milyon yıl önce alan mağara, 12’nci yüzyılda korunma amaçlı olarak da kullanılmış. 

 Mağaranın girişi

Uzunluğu 6 km. yi bulan mağaranın sadece 400 metrelik bölümü ziyaret edilebiliyor. Dar dehlizlerden geçerek yürüyoruz. 

 

Yolumuzu gün ışığı aydınlatıyor... 

Mağaranın içine doğru ilerledikçe gün ışığı da kaybolmaya başlıyor.  

Ve…. Artık biz de dünya harikası sarkıtların, dikitlerin arasındayız. Manzara büyüleyici, doğa kendi sanatını sergiliyor.  Baktığımız sarkıt ve dikitler adeta birer sanat eserine dönüşmüş. Birbiriyle bağlantılı 3 girişi olan mağaranın ilerisinde bir de şalale ve iki ayrı göl bulunuyor. Mağara girişinden 11 metre inildiğinde ise aktif bölüme ulaşılıyor. Ancak bu bölüm ziyarete açık değil. 

 

Bulak Mağarasında bir koridordan diğerine geçiyoruz. 

Bulak Mağarası için ‘gizemli bir cennet’ de diyebiliriz. Mağaranın içinde akan nehir, 15 metrelik bu şelaleden düşerek, yeraltına karışıp, 250 metre aşağıdan kayaların arasından tekrar yeryüzüne çıkmakta imiş.

Mağaranın bir kolu Bizans ve Osmanlı zamanında, şehir merkezine (Safranbolu’ya) giden su yolunun da kaynağını oluşturuyormuş. Günümüzde ise Bulak (Mencilis) Mağarası’nın nefes darlığı, astım ve bronşit gibi hastalıklara iyi geldiği tahmin ediliyor.

Mağaranın içi doğaldır ki buz gibi serin ve aynı zamanda nefes açıcı. Bu geziye çıkmadan önce hafif solunum yolu enfeksiyonu geçiren ve ağzı-burnu tıkalı olan bendeniz de mağaradan, ferahlamış bir şekilde çıkıyorum. Böylece bir taşla iki kuş vurup, hem bu doğa harikası mağarayı gezmiş hem de şifamızı almış olarak mağaradan ayrılıyoruz :) 

 Tokatlı Kanyonu 

Şimdi sırada Tokatlı Kanyonu var. Tokatlı Kanyonu’nu  aşağıdan, yukarıdan, dört bir yanından tavaf edeceğiz. Ve ülkemizde bir ilk olan, Kristal Teras’tan da Kanyona tepeden 'kuşbakışı' bakacağız. Ayrıca aynı lokasyonda yer alan tarihi İncekaya Su Kemeri’ni  de göreceğiz.

Yol bizi sırasıyla gideceğimiz bu doğa harikası yerlere götürüyor. Yapmamız gereken tek şey, seyir halindeyken yoldaki tabelalara dikkat etmek. Veee kahverengi tabelaları takip ederek Bulak Mağarasına fazla uzak olmayan Tokatlı Kanyonu’na varıyoruz.

Kristal Teras

Önce Kristal Teras’ın kafeteryasında  cüz-i bir ödeme yapıp, ardından en fazla 30 kişinin üzerinde bulunması şartı ile biz de cam terasa ayak basıyoruz. 

Tokatlı Kanyonu üzerinde yerden 80 metre yükseklikte ve 11 metre genişliğinde yapılmış olan Kristal Teras (Cam seyir terası), 75 ton ağırlığı taşıyabiliyormuş. Roketatar mermisiyle dahi kırılmayan cam seyir terası, ( her biri 750 kilogram taşıyabilecek kapasiteye sahip gözenekler, 3 santimetre kalınlığında) 3 parça camdan oluşuyormuş. 

Kristal Terasın üzerindeyiz !
Şimdi adrenalin sırası biz de ;) 

Kristal Cam Teras, Tokatlı Kanyonu’nun eşsiz manzarasını, cömertçe gözler önüne seriyor. 

Yaklaşık 400 kişiyi taşıma kapasitesine sahip olan ve 100 metrekareden oluşan terasa yine de güvenlik amacı ile bir seferde sadece 30 kişi alınıyor. 

Ve.. birkaç adım attıktan sonra heyecanım yerini bambaşka duygulara bırakıyor. Manzara müthiş!.. Aşağıda güzel bir şelale var.  Boşlukta yürümenin duygusu da bir başka!.. boşlukta bir noktayımmmm :))  

Tokatlı Kanyonu ve Kristal Teras 

İncekaya Su Kemeri

İncekaya Köyü’ndeki su kemeri 116 metre uzunluğunda, 
6 kemerli ve oldukça görkemli bir yapı.

Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından, Tokatlı Kanyonu üzerine yapılan bu eser, Safranbolu’nun merkezine 7,5 km uzaklıkta bulunuyor. Su kemeri, kaynağından ilçe merkezine -Safranbolu'ya- su taşıyabilmek amacıyla yaptırılmış. Bu yüzden Safranbolu kent merkezinde su yolları oldukça sağlam ve hemen her köşe başında birer çeşme görüyoruz. 

Tokatlı Kanyonu

Ve… şimdi de Tokatlı Kanyonu’na ineceğiz. Yürüyüşte sorun yaratacak herhangi bir sağlık probleminiz yoksa Tokatlı Kanyonunun parkurunu rahatlıkla gezebilirsiniz. Ara ara tahta oturma düzenekleri de olan merdivenlerden aşağıya kâh fotoğraf çekerek, kâh bakına bakına inerken hiç zorlanmıyoruz. Bunda sanırım mevsimin de etkisi var. Sonbaharda bu geziyi gerçekleştirmiş olmamız da önemli. Havalar ne sıcak, ne de soğuktu, gezmek için uygun bir zamanlamaydı diyebilirim.

 Tokatlı Kanyonu

Kanyonun bir ucu Tokatlı Köyü’nden başlayıp, Safranbolu’da eski çarşının Gümüş Mahallesine kadar devam ediyor. Artık doğa harikası bir alanın içindeyiz. 

Kanyonun içinde, Tokatlı deresi boyunca yürüdüğümüz parkur, görülmeye değer.

Yeşilin her tonu, rengârenk çiçeklerin, kelebeklerin,  yanı başınızdan geçen derenin verdiği serinlik ile işte budur! dedirtecek bir ferahlık duygusu sarıyor her yanımızı. Bu duygunun adı 'huzur'dur elbette!.

*****

*****

Ve buz gibi suların aktığı, kuş sesleri arasında, böyle bir manzaranın içinde olup da, otlu gözleme ve yanında ayranla midelerimizi şenlendirmeden olmaz diyoruz. Küçük bir dinlence verip, üzerine de birer tavşan kanı çay içmek !... nasıl da iyi geliyor J değmeyin keyfimize ;)

Alan oldukça büyük.. Kanyonun içinde usta seyislerin eşliğinde isterseniz at ile de gezintiye çıkabiliyorsunuz.  

Anlayacağınız Tokatlı Kanyonu'nda doğayla iç içe geçirebileceğiniz bir tam günü burada dolu dolu yaşayabilirsiniz. Biz vaktimiz sınırlı olduğu için ancak 1-1.5 saat kadar bir süreyi Tokatlı Kanyonu'na ayırabildik. Tadımlık da olsa geçirdiğimiz dakikalar güzeldi... 

Derenin içinde yüzen balıkların fotoğrafını çekerken,
kristal terasla göz göze geliyorum:) 

ben 'izler' diyorum, 
vadi ise 'yansımalar' diyor :)

Buradan ayrılmadan önce, bir de kanyonun içinden terasın görüntüsünü çekiyoruz. Ve... şimdi bu harika parkurdan geriye dönüş başlıyor. 

Fotoğraflarda gördüğümüz muhteşem manzaranın içinde artık biz de varız! Hiç bir şey gerçeğin yerini tutmuyor, bunu bir kez daha anlıyoruz.. o an'ları yaşamak tarifsiz bir duygu.

Yaşadığımız her an'ı ölümsüz kılmak ve öncelikle kendi tarihimize not düşmek için son bir kez daha deklanşöre basıyoruz.

Ve  anılarımıza bir yenisini daha eklemek üzere yine yollara koyuluyoruz...

Safranbolu Bölgesi, tarihi ve kültürü yaşatan dokusuyla sizi geçmiş zamana yolculuğa çıkarırken aynı zamanda, doğa harikası jeolojik oluşumlarıyla da unutamayacağız an'ları size yaşatacaktır.   İçinden şelaleler geçen ve gölleri olan mağaraları, nefes kesen vadileri, derin ve uzun kanyonları, dereleri, yaylaları ve yemyeşil ormanlarıyla bir doğa harikası. 

Kışın kar altında, baharda çiçeklendiğinde, yazın parlak güneşin altında, her mevsimde Safranbolu ayrı bir gizem ve başka bir güzellikle sizleri ağırlayacaktır.  

Siz de gidin-görün ve bu güzellikleri yaşayın derim... 

Esin Bozdemir 

Batı Karadeniz Gezimizin 

son durağı Amasra

yakında... 

Tarihi Yaşatan Kent Safranbolu -  

Safranbolu'da Bir Kültür Hazinesi: Yörük Köyü
Safranbolu'nun doğal güzellikleri

*****

TARİHİ SAFRANBOLU'DA YÜRÜYÜŞ MESAFESİ ile
GEZİ PLANI ÖNERİSİ:   

* Kale'den Safranbolu seyir ve aynı lokasyonda Kent Müzesi görülmeli * Dönüş Çarşı Gezisi - Demirciler Çarşısı - İzzet Mehmet Paşa Camii - Dereköy Su Değirmeni - Kaymakamlar Gezi Evi (Kapanış:17.30) - Cinci Hanı - Köprülü Mehmet Paşa Camii  - Güneş Saati - Arasta Çarşısı ve Akşam Gün batımında Hıdırlık Seyir Tepesi
* Safranla yapılan ürünleri ve Yöresel Lezzetleri denemelisiniz.. :) 

SAFRANBOLU'DA ARAÇLA GİDEBİLECEĞİNİZ
GEZİLECEK-GÖRÜLECEK YERLER:

*Yörük Köyü (7 km) - *Tokatlı Kanyonu - İncekaya Su Kemeri - Kristal Teras (7 km) * Düzce Kanyonu (7 km) - * Yazı Köy (4 km) - *Kent Ormanı  (6 km)