Antik Likya Kentleri gezimiz Pınara, Letoon ve Likya'nın başkenti Ksanthos’tan sonra Patara ile son buluyor. Ksanthos Antik Kenti’ni ziyaret ettik ve şimdi Likya kentlerinden olan, ülkemizin en temiz ve bozulmamış antik koyuna sahip Patara’ya gitmek üzere yola koyuluyoruz yeniden. Patara antik kenti Fethiye - Kalkan arasındaki bereketli Xanthos vadisinin güneybatı ucunda yer alıyor. Ana yoldan Gelemiş yoluna sapıldığında 5 km.lik yol bizi Patara harabelerine götürecek.
Patara Likya dilinde Pıttara, Hitit dilinde ise Patar olan
kentin günümüzdeki adı Gelemiş’tir. Günümüzden 4000 yıl öncesine uzanan
tarihiyle çok eski bir kent. Patara’da Likya Birliğinin başkentliğini yapmış.
Likya birliğinin üç oy hakkına sahip altı kentinden biri ve belki de en
önemlilerinden biri Patara.
Ksanthos Antik Kenti’nden hareketle aracımızla yaklaşık yarım saat sonrs Patara’ya varıyoruz. Şimdi, sahile doğru yayılan antik kenti keşfetmeye geliyor.Gelemiş köyünden 2 km sonra yol kenarında Patara'daki kalıntılarının arasındayız artık. Fethiye Kaş arasındaki sahilde bulunan kentin tiyatrosu ile birçok yapısını yüzlerce yıl örten kum tabakası aynı zamanda kentin mihenk taşları olan eserlerin korunmasına yardım etmiş.
Yapılan kazılar sonucunda bu kenti İskender'in kuşattığı biliniyor.
Patara, Roma döneminde de çok önemli bir kent olmuş ve Likya-Pamphilya eyaletlerinin
başkentliğini yapmış. Patara limanı, hububat deposu ve sevki açısından önem
taşımış. Roma İmparatoru Hadrian karısı Sabine ile Patara'ya gelmiş, bir müddet
burada dinlenmiş. Roma İmparotorluk çağında Patara, Apollon'un önemli bir
kehanet merkezi olarak da ün yapmış.
Patara Antik Kenti Genel Görünüm
Lykia
Birliği içindeki Pınara, Xanthos, Olympos ve Myra gibi Patara da üç oy hakkına
sahipti. Ve Birlik toplantıları çoğu kez birliğin limanı durumunda olan
Patara'da yapılmakta idi. Roma egemeliğine geçtikten sonra da önemini koruyan Patara,
hem Roma valiliklerinin adli işlerini gördüğü bir merkez olmuş hem de, Roma'nın
doğu eyaletleriyle bağlantısını kurduğu bir deniz üssü olarak da önemini hep
sürdürmüş.
Patara Antik Kent Yolu
Şehir Bizans döneminde de önemini devam ettirmiş,
Hristiyanlar için önemli bir merkez olmuş. "Noel Baba" diye anılan
Saint Nicholaos’ın da Pataralı olduğu söyleniyor. Ayrıca St. Paul Roma'ya
gitmek için Patara'dan gemiye binmiş. Böylece Erken Hristiyanlık döneminde bir
Piskoposluk merkezi olmuş.
Patara Antik Tiyatro arkada Meclis Binası
gün batmaya hazırlanırken, güneş kızıla boyuyor dokunduğu her yeri..
antik kent bakır rengine dönüşürken, daha bir gizemli hale geliyor...
*****
*****
İmparator Konstantin'in başkanlık ettiği M.S. 325'teki Nikaia konsülünde Lykia'nın tek imza yetkilisi din adamı Eudemos'un Patara Piskoposu oluşu kentin bu devinde gözde oluşunun kanıtıdır.Sonra bu güzel liman kenti kumların altında ‘uyuyan güzel’ olarak kalır ve derin bir uykuya dalarak günümüze kadar gelir.
Başka açıdan Antik Tiyatro
gün batmaya hazırlanırken, güneş kızıla boyuyor dokunduğu her yeri..
antik kent bakır rengine dönüşürken, daha bir gizemli hale geliyor...
*****
*****
Ayrıca çok önemli bulduğum bir detay ise:
Patara ile 23 kentin kurduğu ortak idare biçiminin günümüzde Amerika’da ve Avrupa’da uygulanan federatif yapılanmanın öncüsü olmasıdır.
Antik çağ deyip geçmemeli, insanoğlu Milattan sonraya uzanan çağlarda dahi, Batı Anadolu’nun bu bölgesinde, birlikte uyum içinde pekâlâ yaşanabileceğini keşfetmiş ve ilk demokratik meclisini kurabilmiş. Yaptığım araştırmalarda bakın bu uygulamalar nasıl oluyormuş: Önce delegeler hangi kenti uygun gördüklerini seçiyor sonra da, her kentten temsilciler birleşerek orada genel bir kongrede toplanıp, ardından oylamaya geçiliyormuş. Kentlerin en büyüğünün üç, orta büyüklükte olanların iki ve geriye kalanların ise bir oy hakkı varmış.
Meclis Binası'nın restore edildikten sonraki hali
(Görsel burdan)
(Görsel burdan)
2010'da TBMM tarafından restore edilmiş olan ve ayakta kalan en eski demokratik meclis binası bu şehirdedir.
"Eğer mükemmel bir konfederasyon cumhuriyet örneği vermem gerekirse Likya'yı gösteririm". Montesquieu, De L'Esprit des Lois (1748)
Kongrede kamu hizmeti ve yardımlar için ödemeler kararlaştırılıp kentlere yönetici hâkimler (*Lykiarkh) seçildikten sonra birliğin memurları ile adalet kurulu belirlenirmiş. Bu kurul Roma öncesi dönemde savaş, barış ve antlaşmalara karar verirmiş.
MS 2. Yüzyılda Apollon Bilicilik Merkezi’ne Rhodiapolisli Opramoas pek çok armağan vermiş. Kente vakti zamanında 20 bin denar bağışlamış. Hatta Patara’nın İlkçağın kehanet Merkezi olan Delphi’den daha zengin bir bilicilik merkezine sahip olduğu ve Likya Birliği belgelerinin de saklandığı arşiv merkezi konumunda olduğu konunun uzmanlarınca tespit edilmiş. Yapılan çalışmalarda bulunan ‘Uzaklık Taşı’ çevre kentlerle ilgili pek çok konunun da gün yüzüne çıkmasına yardımcı olmuş.
*Tepeye doğru uzandıkça antik kalıntılar arasında Bizans bazilikası ve kutsal alanlar bulunuyor.
*Tiyatro ise tepenin yamacında. Yaklaşık 4800 kişilik tiyatro görülmeğe değer.
*Liman Hamamı, deniz feneri, ana cadde, kente giriş kapısı…
*Görkemli Roma Zafer Takı (Metius Modestus) nı görüyoruz. Zafer takı, MS 1. yüzyıl sonlarında yaptırılmış.
*Tiyatronun yaslandığı tepede büyük bir sarnıç ile bir anıt mezar bulunuyor… ve daha pek çok eser…
Antik bir liman kenti olan Patara’da zamanın ruhuna dokundukça, keşfetmenin heyecanı içinde nice öğretilere doğru yol alıyorsunuz. Attığınız her adımda ve asırlık taşların fısıltılarında ruhunuzu besleyen ve sizi bilgeliğin ışığına doğru çeken bu duygular yaşamaya değer.
Esin Bozdemir
LİKYA KENTLERİ
Zaman makinesi icat edilmedi ama zamanda yolculuk yapmış gibi hissediyorum böyle fotoğraflara baktıkça...hele o güzel yol...orada uzun uzun giysilerler, ayaklarında sandalet benzeri şeylerle yürüyen Likyalıları gözümün önüne getirdim sayende..Bir gün birileri de kumların altından avm lerin, Kız Kulesi'nin filan kalıntılarına bakacak...düşünmeden edemiyorum..hani Maymunlar Cehennemi'nin ilk filminin o son çarpıcı sahnesi gibi :( Çok teşekkürler...
YanıtlaSil@bücürükveben,
SilAntik çağlar / İlk Çağlar deyip geçiyoruz...biraz da geri kalmışlığı düşünerek! oysa bundan yüzyıllar önce bu topraklarda Likyalılar ilk meclisi (tartışma konusu olsa da ilkliği) 'Patara'da' kurmuşlar. Ünlü Fransız aydını Montesquieu, 1748 yılında basılan “Yasaların Ruhu” adlı eserinde, Likya’yı mükemmel bir cumhuriyet modelinin örneği olarak göstermiş. Tarihten ders almak dururken... şimdi yaşadıklarımız ne hazin!.
Senarist olunca tasvirler de böyle görkemli oluyor :) ama işte o 'bir gün birileri...' demişsiniz ya! orası çok vahim!. olur gerçekten de!. bakar kalır, şaşarız.. artık şaşıra-mıyoruz bile!. o sahne benim de gözümde canlandı :( Ben teşekkür ederim. Esenlikle..
Bilgileri okurken "Kim Milyoner Olmak İster final sorusu cevabı gibi" diye düşündüm :) Hepsi çok değerli. Fotoğraflarsa sanırım kentin kendi kendini anlatması demek oluyor ve muhteşemler...
YanıtlaSil@Kalemderi,
SilŞu kadim topraklarımızda koskoca bir tarih yatıyor. Ve keşfedilmeyi bekliyor. Gezilerimizde fotoğrafa oldukça önem veriyoruz. Bazen uzun sayfalar dolusu yazının yerini tek bir fotoğraf anlatmaya yetiyor. Teşekkür ederim.
Çok güzel resimler sizinle gezmiş kadar oldum. Teşekkürler
YanıtlaSil@Siyah kuğu,
SilZiyaretiniz ve değerli yorumunu için ben teşekkür ederim..
Yine çok sevdiğim yerlerdesin Esin 'ciğim ;sıcaktan ayaklarım yana yana gezdim sayfanda...Çok güzel fotoğraf ve bilgilerle donatmışsın teşekkürler.Sevgiler.
YanıtlaSil@Arzu Sarıyer,
SilPatara'nın antik limanında ve yumuşacık kumsalında...geçmiş zaman rüzgârlarıyla ufka bakıp, güneşi batırmak dahi bir başka güzel.. Masal gibi adeta değil mi! Ben teşekkür ederim Sevgili Arzu Öğretmenim.. Size ve ailenize dingin bir hafta sonu dilerim. Sevgi ve esenliklerimle..
Gene harika fotoğraflar eşliğinde adeta yeniden can bulan harabeler. Arşivlenecek zengin bilgiler.
YanıtlaSilAntik çağda her kentten temsilciler seçerek bir meclis oluşturmak, doğrusu şaşırtıyor insanı.
Emeğinize sağlık. Sevgiler...
@Makbule Abalı,
SilArkeolojik kazılar sonucunda, yapılan araştırmalarla gün yüzüne çıkan bilgiler, nasıl şaşırtıcı ve inanılmaz değil mi!.Diğer yandan içinde yaşamakta olduğumuz coğrafyanın bırakın uzak tarihini (100 yıllık) yakın tarihini dahi tam olarak bilmiyoruz. Oysa tarihten alınacak ne çok dersler var.
Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim Makbule Öğretmenim. Sevgi ve esenlikler dilerim.
Antik Likya kentleri Pınara, Letoon ve Likya'nın başkenti Ksanthos’tan sonra sıra geldi Patara'ya. Bu dörtlemeye bayıldım ben. Notlar aldım. Harika rehberliğin ve görsellerin eşliğinde belki adlarını duyduğum ama hiç hatırlamadığım bu antik kentleri en kısa zamanda görmeyi diliyorum. Büyük bir heyecanla...
YanıtlaSilPatara Antik kent yolu Efes harabelerindeki yola ne çok benziyor. 4 bin yıllık geçmişine rağmen her yanda muhteşem bir işçilik gözlemleniyor bu arada. O asırlık taşların fısıltısı ve hemen önünde uzanan sahil insanı nasıl büyülemesin Esinciğim...
Ellerine, emeğine sağlık diyorum kocaman teşekkürlerimle...
Sevgiler...
@Zeugma,
SilAntik Likya Uygarlığı Kentleri (Haritada görülen) toplamda 23 kentten oluşuyor. Federatif bir yönetime bağlı olan Likya Birliği'nin içinde en önemli kentler; Patara (başkent), Xanthos, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos...Daha küçük kentler ise; Andriake, Sura, Kyaenai, Limyra, Theimmusa, Simena, Istlada, Trebende, Aperlae. Biz antik kentler gezimizi herhangi biri tura bağlı olmaksızın; kendi rotamız dahilinde özel aracımızla kâh konaklayarak, kâh aralarda tekne turu ve yürüyürek toplamında 15 güne yayarak gerçekleştirdik. Bu harika bölgenin içinde henüz tanıtamadığım 'Kelebekler Vadisi' ve birkaç küçük antik kent daha bulunuyor. Aslında 'Likya Yolu' olarak çizilen ve rehber eşliğinde gidilen güzergâhı da tavsiye ederim. Ama bu kentler içinde en önemli kentleri gördüğümüzü söyleyebilirim. Kesinlikle tavsiye ederim Zeugmacığım. Harika bir coğrafya içinde geçmiş çağların izlerini taşıyan harabeler arasında, denizle, güneşle ve mitolojik kahramanlarla buluşmanın ve yaşadığın o unutulmaz anların yok başka bir tarifi. Phaselis, Olimpos, Yanartaş, Kelebekler Vadisi, Noel Baba Müzesi'nin de yer aldığı Myra, Simena ve en son paylaştığım antik kentler...sanki hepsini saydım gibi ;) kısaca Likya'yı görmelisin diyorum ben de :) Değerli yorumun ve rehberliğime olan güvenin için ben teşekkür ederim. Sana ve ailene iyi pazarlar dilerim. Sevgilerimle..
Biz Can'la balayında gitmiştik oraya. Evelki yaz çocuklarla Çıralı'ya giderken önünden geçiyorduk haydi gezelim dedim. Orada pek bir şey yoktu ki dedi benim ısrarımla girdik yine de. Hahaha sanırım balayında insan pek leyla leyla dolanıyor:D Gezerken anladım ki ben ona o bana bakmaktan çevreyle pek irtibatımız olmamış. Neyse bu sefer hakkını verdik :)
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş. Elinize, kaleminize sağlık...
YanıtlaSil@Tahsin Deniz ARPACI,
SilEmeğe verdiğiniz değer adına çok teşekkür ederim.
Sevdiklerinizle birlikte güzel bir pazar geçirmeniz dileklerimle...
Esen kalın...