Tünel’den başlayan seyr-ü sefamız beni ilk önce Işıl Dural’ın Resim Sergisi ile ardından Fransız Kültür Merkezinde devam eden, Bülent Kılıç’ın 'Umuda Kaçış' sergisi ile buluşturdu. Fransız Kültür Merkezindeki sergi, bugün dünya çapında devam eden ve yaklaşık 60 milyon insanın topraklarından ayrıldığı bir büyük göç dalgasını özellikle Orta Doğu’yu kasıp kavuran mültecilerin göçlerini konu ediniyor. Ayrıca sergi kapsamında bir dizi etkinlikte düzenlemekte..
Etkinlik kapsamında; yönetmenlere, oyunculara, yazarlara, fotoğrafçılara ile HCR ve France Expertise International gibi uluslararası kuruluşlara da yer verilmiş. Ben bu etkinlikler içinde zamanım yeterli olmadığı için, sadece AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç'ın 26 Şubat'a kadar sürecek olan 'Umuda Kaçış' sergisini görme fırsatını elde ediyorum.
Agence France Presse (AFP) fotomuhabiri Bülent Kılıç, Haziran 2014’teki Türkiye-Suriye sınırından geçiş yapan mülteciler ile ilgili çalışmasıyla Perpignan’da Visa d’Or News 2015 Ödülü'ne değer görülmüş.
Bağımsız haber fotoğrafçılığı alanında çalışan en büyük uluslararası kurumlardan biri olan Hollanda merkezli World Press Photo (WWP-Dünya Basın Fotoğrafları Vakfı) tarafından geçen sene en iyi fotoğraf ödülünü kazanan Bülent Kılıç, bu yılki listede de ‘Son Dakika’ kategorisinde 14 Haziran’da çektiği “Aşılmış Sınır” adındaki fotoğrafla yer almış.
‘Umuda Kaçış’taki bu fotoğrafla Kılıç; sığınmacı bir adamın küçük bir çocuğu bu tarafa, sınırın öte tarafından atılan bombalarla bildiğimiz Urfa’ya bağlı Akçakale’den Türkiye tarafında geçirmeye çalıştığına tanıklık etmiş oluyoruz.
Sergide Bülent Kılıç’ın son üç yıllık süreçte çektiği basın fotoğraflarından bir seçki gösteriliyor. Sergideki fotoğraflar mekânlara göre sıralanmış ve Suriye’de çekilmiş fotoğraflarla başlıyor:
Kobane göçü, Tel Abyad Göçü, Bodrum Yunanistan’a geçilen bölüm, İstanbul sokaklarında çekilen kareler ve Midilli fotoğrafları ile devam ediyor. Fotoğraflara Bülent Kılıç’ın küçük notları da eşlik ediyor. Sınırda telefonunu bırakmadan önce son görüşmeyi yapan bir adam, Üsküdar’da bir çadırın altında toplanmış bir aile, Kobane’de bir binanın tepesinde bekleyen genç bir adam fotoğraflara yansıyan figürlerden bazıları.
Suriye’de 2011 yılının mart ayında başlayan ve ‘Arap Baharı’ ile tanıştıktan sonra, taraf olanlarla karşıt olanların birbirine karıştığı savaş, öylesine kaotik bir hale ve geri dönülmez bir yola girdi ki!..
Tepelerine bombalar yağarken can derdine düşen insanlar!. Her biri yerlerinden yurtlarından oldular!. Canını kurtarma telaşında ölümüne yürürken, karada, denizde her yere savruldular! Can pazarında, can yeleğine sarılanlar bile yine insanın kalleşliği ile karşılaştılar. Yelekler sahte, botlar delikti pek çoğunda. Hatta tv.larda gördük değil mi bazı sınır ülkelerinde (Yunanistan sınırında) yaklaşmakta olan botları ucu sivri değneklerle patlatıyorlardı bile. Şu insanın insana ettiği zulmün, vahşetin tarifi yok!.
Komşularımızda yaşanan ve tv.de haberlerde izlerken, kıyılarımıza vuran cesetlerle her birimizin yüreklerini acıtan Suriye’li ailelerin yaşadıkları dramları şimdi fotoğraf karelerinde yine içim burkularak bakıyorum...bitmeyen bir göç dalgası!. dinmeyen acılar…İnsanlığın bittiği noktadayız!.
Kılıç sergi kapsamında, göçle ilgili gözlemleriyle ilgili olarak, "Onlar için bir ışık yok" diyor ve devam ediyor: "Yarın ne olacaklarını bilmiyorlar, evsiz ve vatansız yaşıyorlar, herkes kendini onların yerine koysun: Yarın evinizi terk edeceksiniz ve ne zaman döneceğinizi bilmeyeceksiniz... Bir de çoluğunuz çocuğunuz olacak. İnsan dayanamıyor onların teknelere binişini izlemeye."...
26 Şubat ’a kadar devam edecek olan bu sergiyi Fransız Kültür Merkezi'nde görebilirsiniz.
Esin Bozdemir
Işıl Dural Resim Sergisi
Beyoğlu'ndan izler ve yansımalar
Fotoğraf sanatı, çıplak gerçekle yüz yüze bırakıyor insanı. Ben en çok girişteki çocuk fotoğrafını sevdim.
YanıtlaSilBu tür kültür-sanat etkinliklerini izlerken İstanbul'u daha çok özlüyor insan.
Sevgiler...
@Makbule Abalı,
SilTek bir fotoğrafla sayfalar dolusu duyguyu anlatabilir insan. Fotoğraf gazeteciliği, özellikle savaş fotoğrafçılığı ise hem riskli hem de insani boyutta çok daha zor olmalı. Bu dramı 7 den 70 e her yaş grubundan insan yaşasa da, çocukların görüntüleri çok daha tesirli oluyor. Öne çıkarılan o çocuk fotoğrafı oldukça etkileyici, evet. İstanbul kültür sanat etkinliklerinin merkezi, ama ne yazık ki sanatsal etkinliklerin icra edildiği salonlar birer birer kapatılmakta!. AKM. atıl bir şekilde duruyor. Üzülüyor insan. Sevgiler...
Resim sergilerini çok severim bir resime saatlerce bakıp çok şeyler görürüm . Bu güzellikleri. Paylaştığın içimin teşekkürler sevgiler
YanıtlaSil@Siyah kuğu,
SilBen teşekkür ederim. Keşke savaşlar olmasa! ve bizler savaş yerine barışın fotoğraflarını yorumlasak ahenkle..saatlerce konuşsak barışı sevginin diliyle birbirimize! sevgiler..