6 Ocak 2011 Perşembe

"Vefa" Uzaklarda kalan bir ses !



Uzun süredir düşündüğüm dostluk, arkadaşlık, sadakat gibi kavramların, bizim içini ne kadar doldura-bildiğimize ve manâdaki derinliğin, gerçeklerle hiç örtüşmeyen acı yüzüne! tabii ki, bir de “vefa” kavramına ve ona atfettiğimiz duyguya, takılı kalmakta aklım!.. Ne dostluk, ne arkadaşlık, ne sadakat, ne de vefa… tam karşılığını bulabiliyor zamanımızda!

Genellikle çabuk tüketilen ıvır zıvır nesneler, araç-gereçler kadar bile hükmü olmayan… ihtiyaç karşılandığında yani; karnı tok sırtı pek hale ulaşıldığında ve görev süresi tamamlandığında, üzerinde yazılı olan “son kullanılma tarihleri… ” gibi uyarılar dahi dikkati alınmayarak, büyük bir açgözlülükle ve özensizce tüketiyoruz her şeyi!..

İçimize böylesine nüfuz etmiş iken tüketim çılgınlığı! İnsan ilişkilerine kadar, neredeyse tüm yaşamımıza hızla yayıldığını fark ediyorsun… hal böyle olunca da;

“ tüketmek için mi yaşıyoruz! yoksa yaşamak için mi tüketiyoruz “ karmaşası içinde, ne olduğunu bilemediğin bir yığın tuhaf yaratıklar ve davranışların sergilendiğini görüyorsun her yerde!..

İnsan denilen bu çok karmaşık canlıları anlamak mümkün değil iken! Tüm olup bitenlere zaman ayırıp kafaya takmanın da bir o kadar ahmakça olduğunu düşünmeden de edemiyorsun!..

“ Tüketilen şeyler çöp olup atılıp gitmişse eğer, senin tüm bu gereksiz şeyleri kafanda biriktirip taşımanın ise akla mantığa sığacak hiçbir izahı olamaz! “ diye söylenip durursun kendi kendine…

Çünkü adı üstünde insan denen beşer bazen düz yolda bile düşer sonrada kendi haline bakar şaşar!..

Ama hep mi şaşırır insan hep mi yanılır! Az da olsa yanılmadığını görmek ve bilmek istemez mi! Dilde hafif ama özde ağır olan o kelimelerin hakkını veren-ler olası değil midir ki hiç!

Bakınırsın etrafına daha alıcı gözlerle!.. Bilirsin hepsinden vardır, vardır elbet!..

Var gibi görülen ama aslında hiç olmayan! Yok gibi sandığın ama aslında hep yanında var olan!.. varlıkları bir bir getirirsin gözünün önüne! Yüreğine sımsıcak sular serpiliverir adeta! Daha bir sarılırsın senin için var olduğunu bildiklerine!

Ve en çok da karşında duran ve seni hiç yanıltmayan, aynada gördüğün o bir çift sana bakan gözlere…gülümsersin :) kendine!

Sonra da dilinin ucunda olan bir şarkıyı mırıldanır durursun bozuk plak gibi durmadan!


“ Vefaaa….uzaklarda kalan bir his.., doooost eski şarkılardan bir iz, şefkatseee bardaki sarışın kız!.. dizlerimde dermaaaan, kandilimde yağğğğ bitti, bulamadımmm gitti!....Vefaaaaaa arıyorum!….”

Tam da böyle kendini kaptırmış söyleye-dururken :) öyle bir davudi sesle kendine gelirsin ki!

“ booooooozaaaa! ” sokaklarda yankılanan o ses “ boooooooozaaaaa! ”

Avaz avaz bağırırken…düşünürsün bir yandan da;

"Vefa" uzaklarda kalan bir his ve bir sestir aynı zamanda!...nasıl da gözünde canlanıverir o eski sokaklar, hemen oracıkta...!

Ellerinde güğümleri, bellerinde bardakları ve sattıkları boza kadar koyu kıvamdaki gümbür gümbür yeri göğü çınlatan o davudi sesleriyle bozacılar… Geçmişin tarçın kokulu anıları geliverir aklına!.. Soğuk kış gecelerimizi aydınlatan ve tüm aileyi büyük bir neşe ile bir araya getiren ve damaklarımızda bıraktığı o mayhoş tadı ile !..

“ booooooozaaaa! “ .... derken bir daha dikkat kesiliverirsin!..
uzaktan sana doğru gelen ve gittikçe yaklaşmakta olan sese!...

ve işte şimdi o hasret kaldığın sesi çok uzaklardan duyarsın yine;
“booooooozaaaa!” .... " Aaaa!.aaa!…aaa!….inanmıyorum! …bozacı şu anda bizim sokakta!.. "

Tam da vefayı kafana takıp diline doladığın şu an da; “ boooooozaaa! ”
Ve gittikçe yükselir ses daha da!..

Hem de meşhur Vefa Bozacısı artık " aaaaa !..ay ay ayyy!.. :)))  " tam da kapının önünde!..
üstelik bir zil sesi kadar da yakının da! olduğunu görürsün...!

O an, hayal mi! gerçek mi! bu yaşananlar diyerek... kendinle konuşurken; “Allah’dan başka bir şey isteseymişim keşke, olacakmış meğer! “ der durursun...

Üzerinden atamadığın şaşkınlığın, gecenin o soğuk ayazı ve sessizliğini yırtarak kulağına kadar uzanarak gelen ve gözünde canlandırdığın mis kokulu bol tarçınlı bir bozaya kavuşma hayali içinde sabırsızlanırken....

" Hakiki Vefa Bozası alır mısınız! " diyen megafondaki sese yanıtınız gecikmeden;

" Vefaysa !  alıyorum usta ! "oluverir bir anda!...

Dilimde yeniden; " ayışığında yola koyuldum...elimde kandil; 'çok pardon; boza yani:)) ' cebimde  mendil, vefaaaaaaaaaaa arıyorum... "

kapıyı kapatırken.... tüm vefasızlara inat, üstelik şu sıralar biraz ekşi, biraz tatlı kıvamındaki bozalar gibi nahoş dönemlerden geçerken;“ bozacıların şahitlerinin neden şıracılar! ” olduğunu daha iyi anlarsın…ve üzerine serptiğin bol tarçınlı vefa bozası ile kadeh kaldırırsın bu hayata!..
inceden inceye gülümseyerek!.. :)

Esin Bozdemir

19 yorum:

  1. bozaaaaa amanin:) vefali insanlarda var hala ve herseye ragmen!

    YanıtlaSil
  2. Vefadan, vefa bozacısına uzanan öylesine güzel,yüzümde tatlı bir tebessüm oluşturan yazınız için teşekkürler,Esmir.Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili beste,
    Olmaz olur mu! hemde uzak'taki yakın olan vefalılarım var!
    nasıl da duyarmış sesimi beste'nin sevimli naneleri:)
    booozaaa:)

    YanıtlaSil
  4. Sevgili nehire,
    nehir gibi gizemli! dizelerin sahibi kadar olmasalarda kelimelerim!usumdaki kışa dönmüş vefa'yı, tarçın kokulu bir bahara taşımak istedim boza ile:)yüzündeki tebessümmmmmlerin daim olsun nehirecim :)
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  5. Düşündüren, duygulandıran, gülümseten bir paylaşım. Resim de öyle.
    Vefaaaa, bozaaaa!

    YanıtlaSil
  6. Çok anlamlı bu nostaljik postunla, hem geçmişe güzel bir yolculuk yaptırdın, hem de düşündürdün sevgili Esin. Dostlukların, dostların unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde, sanat güneşimiz rahmetli Zeki Müren'in, "elimde kandil gözümde mendil vefa arıyorum, dost arıyorum, aşk arıyorum," ölümsüz şarkısıyla, bozacıların şahitlerinin neden şıracılar! olduğunu olağanüstü güzel sıfatlarla süslediğin ve etkilediğin için teşekkür ederim dostum.

    Gerçekten çok güzeldi, vafalı dostların hayatımızdan eksik olmaması temennilerimle sevgiler..

    YanıtlaSil
  7. sevgili esmir : adaşım böyle demek hoşuma gidiyo :) inan vefa ,dostluk benim de çok sorguladığım mevzular ama olmayınca da olmuyor ..çok kırgınlıklar yaşamış biri olarak yine de umuduma kaybetmiyorum tabii ama zeki müren e katılıyorum vefa uzaklarda kalan bir his :) neyse aramaktan yılmamak lazım ..

    YanıtlaSil
  8. Esinciğim tıpkı satırlarına döktüğün bu duygular içindeyken 1 yıl önce demişim ki ben de:
    ''İstanbul'da bozasıyla ünlü bir semt'' demeyeceğim elbette.
    Dostluk ve sevginin gerektirdiği davranışları kesintisiz kılmayı sağlayan insani ve çok değerli bir duygudur vefa. Dolayısıyla sevgiyi sürdürme hali, dostluğun olmazsa olmazıdır. Ahlâki bir güzelliktir, erdemdir, doğruluk ve dürüstlüktür...
    Bozuk kişilik ve ruh halleri davranışlarına yansımış hastalıklıların umursamadığı.
    Onlara acımaktan başka elimizden ne gelebilir ki?''
    şeklinde nitelemişim vefayı...
    Sen daha detaylı aktarmışsın içindekileri.Ve gerçek bir bozacıyla çakışıp ironi yaşatmış sana..
    Çare olarak şunu önerebilirim:
    Kafaya takmayıp aldığın kadar vereceksin. Fazlasını değil. Kimsenin ayrılacığı yok ki sürekli pışpışlayıp duralım. Kimileri kraliçe muamelesi görmek istiyor ciddi anlamda. Hiç gözünün yaşına bakmadan geri adım atacaksın. Olmadı, hayatından sileceksin. Bunu anlayacak ki ayağını denk alsın.Dostluk hiçbir zaman tek taraflı olmaz. Ruh eşini bulmak gibidir. Bulduğunda da nirvanaya ulaşmaya benzer...
    Neyse..Çok konuştum..

    Eline sağlık sevgili Esinciğim. Benim de en az senin kadar önemsediğim bir konuya temas etmişsin..
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  9. alizafersapcı,

    Teşekkür ederim değerli yorumunuz için...Saygı ve esenlikler dilerim...

    YanıtlaSil
  10. Jivago,

    Zeki Müren'in yorumu çok daha farklı bir lezzet katıyor Vefa'ya yüklediğimiz anlamlara...

    Hayatın içinde her tür insanla karşılaşabilmemiz olası!..temennimiz doğru insanlarla bu zorlu hayat yolunu daha bir anlamlı ve yaşanır kılabilmek...En önemlisi de sahip olduklarımızın da kıymetini bilebilmek!
    Esen kalın..

    YanıtlaSil
  11. Lityummm,
    Sevgili adaşım:)
    vefa damakta hoş bir tad bırakan harika bir boza:)
    diğer kelamında ise; sen olan...sana senden yakın!bana benden yakın olunabilme hali demek daha doğru sanırım:)
    neyi arıyorsak kendimizde arayalım!en yakın dost insanın yine kendisi!o'nu çağır gelecek sana vefa:)ayhh çok ulvi oldu bu söylem:)sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
  12. Sabahattin Gencal,

    14 Şubat Dünya Öykü Gününde DAMLA/ ÖYKÜ ÖZEL SAYISINI çıkaracak olmanızdan dolayı sizi tebrik ederim.

    Etkinliğinize katılımın artması konusunda daha geniş kitlelerce duyurulmasını dikkate alacağım.

    Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
    Saygı ve selamlarımla...

    YanıtlaSil
  13. Zeugmacığım,

    Geçen yıl ki yazını; (http://anfaengerwriter.blogspot.com/2009/11/vefa.html)

    yorumundan sonra okudum...Vefa konusundaki duygu ve düşüncelerine aynen katılıyorum.

    Bu tür insanlara yanıt; hak edene hak ettiği kadar vermek gerektiğini...zamanla öğreniyor insan!

    Değerli yorumların ve yazıma yapmış olduğun önemli paylaşımından dolayı çok teşekkür ederim...

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  14. Sevgili Esmir !
    Vefa bir bozacı güğümünden gecenin bir vakti satın alınabilinir mi aceb ?.
    Satın alınsaydı iyi olurdu bu hissi kalbinde taşımayanlar için.
    Boza belki de Vefa duygusunu yeşertebilecek özel bir içecektir diyerek ironi ye gitmeye teşbih yollarında kaybolmaya gayret ettim.
    Vefa hissi daha ufacıcık yaşlarda aile ortamındaki görgü ve kültürle öğrenilen bir duygu. Bir de şaşmayan bir hafızaya yazacak kuvvetli bir zeka ve incelik gerektirir.
    O semtte doğmuş büyümüş ve o bozayı kaynağında içmiş bir bebenin hatıralarını yeniden canlandıran güzel yürekli kıza sevgilerimile...

    YanıtlaSil
  15. Ali İkizkaya,

    Keşke satın alınabilecek kadar kolay olsaydı! belki de bu yüzden mayanın iyice tutması için bekletilmesi gerekiyor! biraz ekşi, biraz tatlı ama özel bir tatta:)adı üstünde vefa bozası bir başka:)dilerim o semt'de (VEFA) diğer semtler gibi! kaybolup gitmez...

    Vefa boza'lı :)güzel bir haftasonu dilerim...
    Esen kalın...

    YanıtlaSil
  16. ne güzel kavramlarımız vardı yaşayan. bugün var güçü ile içleri boşaltıldı. yerlerini alışveriş çılgınlığı aldı. tüketmek tükettikce daha çok tüketmek.
    kısa süreli bir mutluluk getirmesinin gizini çözemeden.
    dediğin gibi insan ilişkileride acımasızca tüketiliyor.
    bilmem kaldımı bir köşelerde?

    YanıtlaSil
  17. israfın haram olduğunu öğrene öğrene büyüyen bir nesi artık kalmadı yavaş yavaş sevgili Esin.. O nedenle her şey tüketilmekte hatta tüketilmeden tadıına bakılıp atılmakta.. Haline acıyıp bir sıcak çorba vermek için içinin titrediği bir düşkün zannettiğin bakarsın cebinden malbora sigeresını çırtıp tüttürüvermiş.. ya da çöp toplayanlara ellerine kıyamayıp eldiven almaya kalktığında seninkinden daha kaliteli bir cep telefonu ile konuştuğunu görüp şaşar kalırsın..

    Benim en zoruma giden en alışamadığım ve bana en acı gelen "SEVGİ" nin tüketilmiş olması.. o nedenle "vefa" sadece ve hiç olmazsa kelime olarak kaldığı ve bize o güzel emsalsiz duyguyu hatırlattığı için belki bozacının sesini duyunca ya da şarkılar da terennüm edilince hisleniyoruz..
    Her zamanki gibi düşündüm duygulandım.. ve tekrar tekrar okudum sevgili Esin..

    YanıtlaSil
  18. Zeki Müren'in kandil şarkısında olduğu gibi zor bulunur oldu vefa ve dostluk.

    Oysa; dostluklar karşılıklı sevgi saygıyla oluşturulup çokça da emek ister. Herşey de olduğu gibi bunu da kolayca hoyratça tüketip yok eden bir toplum olduk.

    Vefa ve dostluktan şarkıya ve Vefa Bozasına ne hoş bir geçiş yapmışsın.

    Dilerim; gönlünde dost tahtına oturtmaya layık gördüğün, vefalı arkadaşların çok olur çevrende.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  19. Vefa algıda bazen dost sesi,bazen bir semt.Boza enfes bir tat,birde onu anımsatan anılar olursa tadına doyulmaz, iyi haftalar.

    YanıtlaSil