Şiirlerini ve yazılarını hep ilgi ile takip ettiğim değerli
blogger dostumuz Mehmet Osman Çağlar’ın, "Mavi Mısralar" şiir kitabından sonra
çıkarmış olduğu ilk öykü-romanı "Son Güz Fırtınası" nı ilgi ile ve bir solukta
okudum. Çağlar’ın sıra dışı yaşanmışlıklarını, edebi bir dille ve akıcı üslubu ile
kaleme aldığı romanında; bir geçmişe bir geleceğe savrulurken, biten her bölümün
sonunda ‘acaba bir sonraki bölümde neler olacak’ duygusunu sürekli taşıdım.
"Son Güz Fırtınası" yaklaşık 100 sayfadan oluşuyor. Çağlar’ın
bu ilk romanı kendi yaşamından kesitler içeriyor. Bazı hayatlar bir film
gibidir! Ya da öyle şeyler yaşanır ki, ortalama ve sıradan bir insanın yaşamına
hiç benzemez… ‘hayatımı yazsam roman olur’ denir, işte Çağlar’ın yaşadıkları da
böyledir.
Çağlar, ülkemizin geçmişinde iz bırakan iki (68/78) kuşaktan
biri olan 78’liler kuşağının bir ferdidir. Muhteşem coğrafyaya ve kültüre
sahip, medeniyetler beşiği ülkemiz Türkiye, yüzyıllardır süregelen kavgaların,
acıların, sancıların ortasında hep sıkışıp kalmış, ancak yine de bu halk, güneşli
günleri görebilme umudundan hiçbir zaman vaz geçmemiştir. Çağlar’ın gençlik
yıllarından itibaren en büyük özlemi daha iyi ve yaşanabilir bir Türkiye’dir. Ve bu uğurda yaşamında göze almadığı sıra dışılık
kalmamıştır. Öncü ve lider bir kişilik ve aynı zamanda romantik bir ruh
birleşince ortaya ilginç bir yaşam serüveni çıkıyor.
Yazar, kitabın önsözünde;
Neden “SON GÜZ FIRTINASI” yanıtlıyor. (Birkaç satır aktarıyorum.)
Neden “SON GÜZ FIRTINASI” yanıtlıyor. (Birkaç satır aktarıyorum.)
-Genç yaşlarda yaşayıp, soruların cevabını tam alamadığımız ama aramaktan da hiç vazgeçmediğimiz o karanlık ve karmaşık günlerin devrim ve aşklarının öykü romanıdır “Son Güz Fırtınası".
Romanı yazarken ve kendimle birlikte o günlerin özeleştirisini yaparken, gerçekle kurgu arasında gidip gelerek, diyalektik düşünüş ve olguları karşılıklı analiz etme kaygısını hep içimde taşıdım. (…)
Romanda; insanın, kendi kendisinin efendisi olarak, hiçbir lidere, partiye ve örgüte bağlı olmadan özgür kalmanın erdemini ve insan düşüncelerinin zamanla değişerek, değişime evrileceğini anlatmaya çalıştım… (…) -
Bu kitap bir anlamda, ince uzun bir yaşamın bir çeşit muhasebesi
ve geçmişle hesaplaşmasıdır.
Yazar, yaşadıklarını edebi kimliğinden uzaklaşmadan,
yüreğinin sesiyle ve kendi cümleleriyle öylesine güzel kaleme almış ki, bu
yüzden satır aralarında altını çizdiğim pek çok cümle oldu.
Romanın baş kahramanı ve aynı zamanda hikâye anlatıcısı
delikanlı, özgürlüğüne düşkün, denizi, kadınları ve ülkesini seven idealist bir
gençtir. Hayatı dolu dolu yaşamayı seven, çılgın, tutkulu, gözü pek ve bir o
kadar da dürüst bir insandır.
Diğer başat karakterler ise Dev-Lis’den arkadaşı Sevda ve yaşamında
buruk bir iz bırakan Carmen’dir. Romanın en sürükleyici bölümleri bu
karakterler etrafında dönmektedir. Deniz, Lerzan ve Cemal, Ercan Bey(dayı),
Serdar, Engin, Raif diğer karakterlerdir. Ayrıca, monoton olmayan mutlu bir
evlilik, çocuklar ve kalbinde her zaman özel bir yeri olan gizli bir aşkı daha
vardır kahramanın. Çok fazla detay bilgi vermeyeyim ki, kitabın gizemi
bozulmasın.
2010 yılından bu yana profesyonel anlamda ciddi bir şekilde
yazım dünyasının içinde olan Çağlar’ın ‘Son Güz Fırtınası' her ne kadar ilk
romanı olsa da, aslında yazım serüveni gençlik yıllarına uzanıyor. O yıllarda
kimi dergilerde öykü ve deneme türü yazıları olan Çağlar, romanında ‘İVA’
isimli öyküsüne de yer veriyor.
Hikâye döngüsü; Hamburg ve İstanbul arasında, Ankara’da, uzak denizlerde, Allahüekber
Dağları’nda, 12 Eylül’e doğru ve 1 Mayıs dönemlerinde geçiyor. Gençlik / öğrencilik yılları, ardından iş hayatında
yaşamış olduğu süreçler; bozulmuş ve
çürümüş düzende, ayrıca bürokrasi içinde de oldukça düşündürücü, ancak hepsi yaşanmış ve
‘hikâye’ diyemeyeceğimiz türden gerçeklikler. Ve
emeklilik sonrası yaşamını sürdürdüğü bir Akdeniz kentinde, denizle, şiirle,
yazıyla geçen… ve günümüze uzanan bir yaşam panoramasından kesitlerdir.
Aslında bir insanın yaşamı, hele bir de sıra dışı ise yaşadıkları, ne kadar sığabilir ki 100-200 sayfaya!. Mutlaka
daha söyleyeceği sözler, anlatacağı nice hikâyeleri olacaktır yazarımızın!.
"Son Güz Fırtınası" ile
yazım dünyasına ‘merhaba’ diyen Mehmet Osman Çağlar’ın, içinde bilgi ve birikim, sabır ve disiplin,
emek ve yaratıcılık barındıran bu değerli çalışmasını kutluyor, başarılı yazarlık
yaşamında daha nice eserleriyle buluşmayı ümit ediyorum.
Kaleminiz ve yüreğiniz hep var olsun.
Esin Bozdemir
Kitaptan Tadımlık Alıntılar:
'Son Güz Fırtınası' MEHMET OSMAN ÇAĞLAR
“Biz, bu kentin özgürlük sevdası, zindan tutkunları…Hem seviyor hem sevmiyorduk. Kötücül yaşamlara çözümler arayan aşkın hüzünleriydik. (...)
Genç yaşımıza rağmen hayat yorgunu, kırgını, rastgele ölü kent küskünleriydik. Oysa kalabalık içinde kaybolmuşken yaşama tapıyorduk. İnce belli kristal kırıklarının içimize batan büyüsü içinde hayal kırıklığının yaşama budalasıydık. Her devrim, her aşk, ardında bıraktığı her iz aynı değildi (...) “ (Sayfa, 13-14)
“Bazı günlerin içinde başka mevsimler vardır, sanki plakta takılı kalmış, cızırtılı…” (Sayfa, 30)
(…) “Ülkenin en karanlık, en acımasız dönemlerinin, en enayi, en şövalye çocuklarıydık. Muktedirlere, ezenlere, sömürüye, dış güçlere inat hep gülmez miydik ve gülmenin devrimci bir eylem olduğunu söylemez miydik?...En büyük çatışmanın ortasında dans eden, türkü söyleyen, sevişen romantik çocuklar, kentlerin duvarlarına slogan yazanlar (…) " Sayfa,47
"SON GÜZ FIRTINASI" Tüm kitapçılarda yerini almıştır.
Ayrıca kitabın Mersin satışlarından elde edilecek gelirinin bir kısmının LÖSEV'e aktarılacak olması çok anlamlıdır. Bu demektir ki; Mersin üzerinden sipariş vereceğiniz her + kitap bir hayata dokunacaktır.
İnternet üzerinden ulaşabileceğiniz linkler: bkz
Mehmet Osman Çağlar arkadaşımızın Mavi Mısralar adlı kitabını geçen yıl beğeniyle okumuştum. Mehmet Bey'in bir roman hazırlığı içinde olduğunu bloğundan biliyorduk. Kitabın yayınlandığını, dağıtımının başladığını öğrenince gerçekten sevindim. Yazmayı seven, yazdıkları zevkle okunan arkadaşlarımızın yeni bir kitap girişimleri bizleri de mutlu ediyor.
YanıtlaSilÇok güzel bir tanıtım olmuş. Ben de ilk fırsatta okuyacağım.
Mehmet Bey'i de kutluyorum. Verimli, güzel satışlar diliyorum.
@Makbule Abalı,
SilAralarında sizin de olduğunuz, değerli blog dostlarımızın kitap girişimleri bizleri son derece mutlu ediyor. Her çalışma, birikimin, sabrın ve emeğin birer ürünüdür, bu yüzden son derece değerlidir. Kitapta altını çizdiğim çok cümle vardı, sadece tadımlık birkaç alıntı paylaştım, çünkü romanın gizemi kaybolmasın istedim. Bu yüzden tüm okurların bu kitabı alıp okumalarını öneriyorum. Ayrıca kitabın Mersin satışlarından elde edilecek gelirin bir kısmının Lösev'e bağışlanacak olması da oldukça önemlidir. Ben de temennilerinize katılıyor, Mehmet Osman Çağlar'ı bir kez daha kutluyorum. Sevgiler, esenlikler dilerim.
Makbule Hanım, her zaman yaptığınız pozitif yorumlardan biri daha, çok teşekkür ederim. Dün dağıtım şirketiyle irtibata geçip, "değerli bir dosta göndereceğim için imzalayıp göndermek istiyorum," dedim. Teyit verdiler. Birkaç gün içinde adresinize ulaşacağını umuyorum. Tekrar teşekkürler...
SilKendi beyin rahatsızlığım ve arkasından uzun süren kızımın lösemi rahatsızlığı nedeni ile blog ve blog dostlarım ile iletişimim kopuk kopuk gelişti. Sevgili Mehmet Osman Çağlar ile yorumlarımızdan tanışmış ve dost olmuştuk. Şiir kitabı ne zaman çıktı hiç bir fikrim bile yok. Ama romanı sanırım çok yeni olduğu için facebogda rastladım.
YanıtlaSilKitabı internetten istedim, tanıtımın üzerine kitap kargomu daha bir bekler oldum. Sevgiyle...
Sevgili Nur Hanım, tekrar çok geçmiş olsun. Sizi devamlı takipteyim, şimdi iyi olmanız sevindirici. Bizim yorumlaştığımız dönemler bloglar çok daha iyi idi. Her şeyin kasıtlı psikolojik algı operasyonlarıyla bozulduğu gibi, geyik muhabbetler ve alıntılar kaliteyi çok düşürdü. Şimdi Facebook hem daha güncel, hem de sanat açısından çok daha kaliteli... Keşke sizin ve Esin Hanım gibi, Makbule Hanım da güzel yazılarını Facebook'u kullanarak paylaşsa. Çünkü çok daha kalabalık bir kitleye ulaşmak mümkün. Başta sağlık dileklerimle aileye sevgiler...
Sil@Yaşamın kıyısında,
SilHayatın içinde iyi günler olduğu gibi binbir çeşit zorlu günler de yaşanabiliyor.böyle süreçlerden geçerken zaman da nasıl geçiyor hiç anlamıyor insan. Ancak öyle sanıyorum ki, çok şükür o zorlu süreçleri atlattınız değil mi Nur Hanım! Her şeyin başı sağlık, tekrar geçmiş olsun. Bu zaman zarfında Mehmet Bey ve bazı blogger dostlarımız hiç boş durmadılar ve çok güzel şeyler ürettiler. 'Mavi Mısralar' şiir kitabı ve ardından'Son Güz Fırtınası' öykü-romanı her ikisi de birbirinden değerli çalışmalar. Şimdiden size iyi okumalar dilerim. İyi bir hafta dilekllerimle... Sevgiler, esenlikler dilerim.
Esin Hanım, hiç beklemediğim öylesine bir tanıtım yapmışsınız ki ne kadar teşekkür etsem az kalır. Aslında herkesin hayatı roman değil midir?.. Ve bu roman içinde kendi özeleştirisini yaparken veya yazarken düşünceler değişime evrilse de, vatan aşkı, yaşadığı topraklar, soluduğu hava, doğa, insanın en büyük aşkı değil midir... Bu cennet gibi ülkemiz öyle talihsiz bir coğrafyada ki, geçmişte yaşanan acıların sebebi, emperyal güçlerin oyunları genç kuşaklar tarafından ya hiç bilinmiyor, ya da çok az biliniyor. Bu açıdan, sizin de devamlı yaptığınız gibi, yıl dönümlerinde canlandırıp, tekrar tekrar -satır aralarında da olsa- anımsatmayı çok önemsiyorum. Ve siz bunu çok iyi yapan birkaç dost blogdan birisiniz. 27 Mayıs-12 Mart Muhtırası-12 Eylül vb. gibi tarihlerin, gençler tarafından, sebep-sonuç ilişkileriyle yeterince bilinmediğini, unutturulmak istendiğini biliyorum. Romana başlarken bu unsuru birinci plana almıştım ama yazdıkça sonu gelmediğini gördüm. Daha sonra okuduğumda, birçok şeyin eksik kaldığını, keşke şunları da ilave etseydim dediğim oldu.
YanıtlaSilFazlasıyla 'övgü dolu' yazınız ve zarif fotoğrafınız beni öylesine onurlandırıp mutlu etti ki, tekrar çok teşekkür ederim Esin Hanım. Size ve ailenize çok güzel bir hafta sonu dilerim.
Dostluk ve sevgilerimle...
Esen kalın.
@Mehmet Osman Çağlar,
SilEdebiyatımıza katmış olduğunuz bu değerli çalışmanız adına asıl ben teşekkür ederim Mehmet Bey. Kitabınızı okurken büyük bir keyif aldım, tanıtımını yaparken de yeni okuyacak olanların merak ve heyecanını ortadan kaldıracak şekilde çok fazla detay bilgi vermek istemedim.Haklısınız herkesin hayatı belki de bir roman! kim bilir.Şu güzel ülkemizin kaderi ne yazık ki yüz yıllardır hiç değişmiyor. Hep aynı emperyalist tezgâhlar, aynı tuzaklar.Tarihimizde iz bırakan böyle -kanlı- günler, sizin de değindiğiniz gibi sebep-sonuç ilişkileriyle birlikte tekrar tekrar anlatılmalı. Böylelikle, geleceği emanet edeceğimiz gençler, çocuklar bugün yaşadıklarımızı daha iyi analiz edebilsinler. Ülkelerine sahip çıksınlar.
Büyük bir sabır, emek ve titiz bir çalışmanın ürünü olan yeni kitabınıza dair düşüncelerim 'övgü' değil hepsi gerçektir. Kitabınızın geniş kitlelerce duyulması ve çok okurla buluşmasını temenni eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim Mehmet Bey..Kaleminiz hiç susmasın. Nicelerine...
Ben de size ve ailenize iyi haftalar dilerim.Esenlikle...
Kitabı ben de sipariş verdim. Merakla bekliyorum:)
YanıtlaSil@Turgay Aksoy,
SilO halde ben de, kitaba dair
sizin yorumlarınızı bekliyor olacağım ;)
Elimdeki kitapları bitirdikten sonra alıp okuyacağım ilk kitap. Tanıtım için teşekkürler...
YanıtlaSil@Recep Hilmi Tufan,
SilBir solukta okuyacağınıza garanti veririm..
Ben teşekkür ederim. Esenlikle..