10 Ekim 2013 Perşembe

Mıhlıçayı - Karabüvet Şelalesi


Ormandaki tüm sesleri dinle. Ağaçları izle, hayvanları ve tüm yaşayan şeyleri. Kitaplardan öğrendiklerinden fazlasını bulacaksın. (*)

Kazdağı - Şelaleler turumuz hem doğal hem de kültürel zenginliklerle  iç-içe, dopdolu renkli bir gün yaşatıyor bize.. 
Zeytinli – Hasanboğuldu Şelalesi ve Tahtakuşlar Etnografya Galerisinden sonra yine Kazdağları’ nın bir başka cennet köşesine doğru yol alıyoruz. Şimdi sırada Küçükkuyu yakınlarında yer alan Mıhlıçayı - Karabüvet Şelalesi var.

 
Jeepin üzerinde hafif engebeli ve keskin virajlı dağ yollarında
dolana dolana tepelere doğru çıkarken...
kâh hoplayıp zıplayarak, kâh ağaçlara dokunarak maceralı
ve bir o kadar da heyecanlı  bir  yolculuk seyri yaşıyoruz...
 
 
Orman yollarında giderken, Kazdağının endemik yapısını,
rengârenk çiçeklerini...
 
 
böceklerini, sincaplarını, kaplumbağalarını görmek,
çeşmelerinden buz gibi suları içip, bol oksijenli
dağ havasını solumak nasıl da iyi geliyor …
 
Ve… bu keyifli yolculuktan sonra Mıhlıçayına ulaşıyoruz.
Burası Piknik alanı olarak düzenlenmiş çok güzel, bakımlı ve temiz bir mesire yeri.
Konum olarak Mıhlıçayı’nın aktığı yer,
Hasanboğuldu gibi düzeyde değil…
Karabüvet Şelalesini ancak kuşbakışı görebiliyoruz.
Bu yüzden aşağıya uzun basamaklarla ineceğiz.
Ama bir manzara var ki muhteşem!
 
Sesini duyduğumuz, dağlardan süzülüp gelen ve
kuş seslerine karışan suyun aktığı yere,
şelaleye doğru  aşağılara bakmak kadar...
 
bulunduğumuz yerden, başımızı kaldırıp gökyüzüne,
ufuklara bakmak da bir o kadar heyecan verici…
Şimdi basamak basamak, aşağılara inecek ve
Karabüvet şelalesine varacağız.
 
Ve şimdi biraz da maraton zamanı...
jeepin içinde hareketsiz duran bacaklarımızın
açılma zamanıdır şimdi.)

 
ve... suyun yamacındayız artık..
Buradaki molamız 35-40 dakika kadar.
Rehberimiz,  Mıhlıçayı'nda eğer istersek
yüzebileceğimizi de söylüyor!
Turdan bir arkadaşımız suyun buz gibi
soğuk olmasına aldırmadan yüzme cesaretini gösteriyor...


Bu cennet köşe, bu güzellikler nasıl anlatılır bilmem ki..



sadece yaşamak gerek ve sahip olduğumuz bu güzellikler için Allah’a binlerce kez şükretmek!..


Şimdi hakkını vermeye geliyor tüm bu güzelliklerin :)
Böyle bir ortamda, bütün diyetler bozulur! yöre halkı bacılarımız, ablalarımızın el emeği yaptıkları otlu pideler afiyetle yenilir. Üzerine de ister yayıkta ayran iç, ister tavşan kanı demlenmiş çay.. ama bu şelale manzarasına karşı bu keyif de yapılır hani...
 
Sonra doğayı dinle, suyun sesini, kuşların ötüşlerini... yansımaları seyret... sıfırlansın beyninde ki tüm erorlar!. yenilensin hücrelerin, safî hayat dolsun içine… 
An’ları ölümsüzleştir bir de… hani olur ya, ne kadar istesen; ‘yine geliriz’ desen de, gelemediğin de olur hadi deyince!. O halde al fotoğraf makinanı, kameranı eline... gözünün gördüklerini üşenmeden çek, kaydet!  keyif al yaptıklarından!
hem sana spor olsun, hem de geriye dönüp baktığında ve maziyi andığında kare kare fotoğrafların olsun...
Anıların biriksin dursun...

 
Şimdi biz bunları yaptık mı yaptık!..
yeter ki canımız sağ olsun!

şu güzelim vatanımız hep var olsun!..Ne mutlu bize!

'NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! '
diyorum defalarca! hem de...
sesim yankılanıyor Kazdağlarında.) 

ve öylesine çoğalıyor ki...

 
Verdiğimiz bu mola sayesinde, yarıladığımız turun yol yorgunluğundan eser kalmıyor bizde. Bol oksijen almış ve zinde bir şekilde yine devam ediyoruz turumuza… 
Devam edecek..
Zeus Altarı




Fotoğraflar: izler ve yansımalar
(*) Kızılderili sözü

6 yorum:

  1. Sevgili ESin, eline, koluna, yüreğine, anlatımına, fotograf makinene :-) saglık. Bayıldım bu posta. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Güngör Ekinci,

      Gerçekleştirdiğimiz safariyi paylaştığıma değdi o zaman.)
      Teşekkür ederim Sevgili Güngör.. Sevgiler..

      Sil
  2. Öncelikle beynimin enter tuşuna basarak; Mıhlıçayı - Karabüvet Şelalesi ile Kazdağı'nın bu turunu sanki sizle dolaştım. Sonra, birkaç kez back space yaparak ve iyice özümseyerek, tekrar tekrar cennet yurdumuzun bu bildiğim yöresini kâh doğaya dokunarak, kâh çiçekleri koklayarak fakat koparmayarak, kâh şelalenin buz gibi berrak sularında yüzerek, bütün güzelliklerin hakkını vererek ama asla kirletmeyerek, kuş seslerinin eşliğiyle ve zaman zaman mola vererek... eski anılarla yenilerini harmanlayıp biriktirerek keyifle defalarca dolaştım.

    Ve… bu yolculukta ben de bir suç işledim sizinle Esin Hanım, sesim tahriş olup yankılanarak.. " NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE " ... diyerek.:)

    Soluklanmaya ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde paylaştığınız oksijeni bol... bu güzel post için tekrar teşekkür eder, size ve aileye güzel bir hafta sonu ve esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Osman Çağlar - Mavi Mısralar

      "Benim kadar suçlusun sen de!" diye başlayan bir şarkı vardı hani!
      Şimdi bu şarkıyı yurdun dört bir yanında herkes söylüyor.. Öylesine çoğuz ki biz.. seslerimiz yankılandıkça yankılanıyor...Hem de gururla söylüyoruz. " NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! "

      Böyle bir şeyin şakası bile olmaz!. İnsan annesini babasını evladını yok sayabilir mi! Burası bizim ANAVATANIMIZ, TÜRKÜZ, GURURLUYUZ, ÇALIŞKANIZ BİZ!..

      Ben de size ve ailenize iyi hafta sonları dilerim.
      Esenlikler...

      ;

      Sil
  3. Muhteşem muhteşem! Güzel anlatımınla desteklediğin şahane fotoğraflarını orada olmak isteğiyle coşarak ve sanırım biraz da kıskanarak inceledim. ;) Doyamadım yine geleceğim :)

    Ellerine, gören gözlerine, yüreğine sağlık

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Çınar,
      Teşekkür ederim Çınar'cım.. Doğama - doğamıza her zaman beklerim beklerim canım;)
      Güzelim İstanbul'un kalabalığından ve kaosundan bunaldığımda, hadi deyince gidemediğim için!.. ben de zaman zaman kaçamaklar yapıyorum kendi sayfama, kendi sığınağıma ;)

      üstelik tuhaf bir grip hali yaşıyorum..kısık kısık öksürüp durmaktayım..geçiremedim bir türlü..temiz havaya öylesine ihtiyacım var ki!..ben de ruhumu kanatlandırıyorum işte ;)

      Sevgilerimle...

      Sil