Gelibolu Yarımadası’nda 1915-1916 yıllarında Osmanlı
İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan ve iki tarafın da çok ağır
kayıplar verdiği Çanakkale Savaşı, kuşkusuz tarihin en önemli konularından biridir. Gelibolu Yarımadası’ndaki şehitlikler ve anıtlar, İtilaf Devletlerinin
deniz harekâtındaki başarısızlıkları üzerine giriştikleri ve yine sonuçsuz
kaldıkları kanlı kara savaşlarının yıkımını göstermekle birlikte, asıl önemini
kahraman Türk ordusunun tarihindeki en önemli zaferlerinden birini bütün
açıklığıyla gözler önüne sermesinden almaktadır. Gelibolu Yarımadası’nı ziyaret edenler bu yarımada’nın neredeyse tamamının şehitlik olduğunu görürler. Pek çok anıt mezar sembolik olsa dahi bastığınız toprakların altında, yüz-binlerce şehidin yattığını bilmek, size tarifi imkânsız duygular yaşatır.
Gerek tarih kitaplarından ve rehber
kitaplardan edinilmiş olan bilgiler, gerekse savaştan geriye kalan eşyalardan
(araç gereçler ve mektuplardan) ve dinlemiş olduğunuz savaşa ilişkin anılarla derinden sarsılırsınız.
Çünkü bu öyle bir savaştır ki, Osmanlı ordusu’nun II. Dünya savaşına kadar
tarihin gördüğü en büyük askeri güçlerinden birini, Mehmetçiğin büyük
özverileriyle bozguna uğratmış olmasıdır. Savaş sonrasında 253.000 civarında
Türk askerinin şehit düşmüş olması, bu özverinin ne denli büyük olduğunu
göstermektedir.
Gelibolu yarımadası, Türk ordusu’nun büyük direnişinin ve zaferinin somut kanıtlarıyla dolu bir açık hava müzesi gibidir. Bu yüzden bu büyük ve kanlı savaşın yaşandığı topraklara, Gelibolu’ya yapacağınız geziyi çok iyi planlamanız gerekmektedir. Belirlenen her iki güzergâhın başlangıç noktasının Eceabat olması size zaman kazandıracaktır. ( 1. Eceabat - Seddülbahir Güzergâhı 2. Eceabat - Anafartalar Güzergâhı )
Gelibolu yarımadası, Türk ordusu’nun büyük direnişinin ve zaferinin somut kanıtlarıyla dolu bir açık hava müzesi gibidir. Bu yüzden bu büyük ve kanlı savaşın yaşandığı topraklara, Gelibolu’ya yapacağınız geziyi çok iyi planlamanız gerekmektedir. Belirlenen her iki güzergâhın başlangıç noktasının Eceabat olması size zaman kazandıracaktır. ( 1. Eceabat - Seddülbahir Güzergâhı 2. Eceabat - Anafartalar Güzergâhı )
Eceabat - Seddülbahir Güzergâhı : Gelibolu kara savaşlarının bir hattını oluşturan bölgeleri göreceğiniz bu güzergâha, Çanakkale’den Eceabat ya da Kilitbahir bölgesine yapılacak bir feribot seyahatiyle başlayabilirsiniz. Yada Eceabatt’tan kısa bir kara yolu seyahatiyle Kabatepe Tanıtım Merkezine ulaşarak gezi öncesi kapsamlı bilgi alabilirsiniz.
Gelibolu Yarımadasında şehitlik alanı oldukça büyük ve görülmesi gereken çok yer var. Biz birkaç kez geldiğimiz Gelibolu Yarımadasına, bu defa atlamış olduğumuz yerleri tespit ederek, güzergâhımızı bu doğrultuda Eceabat - Seddülbahir hattı üzerinde oluşturduk. Bu yüzden önce Feribotla Çanakkale’den Eceabat’a geçiyoruz.. Ve ardından Eceabat - Seddülbahir Güzergahında yer alan noktaları görmek üzere yola koyuluyoruz yine.
Gelibolu Yarımadasında şehitlik alanı oldukça büyük ve görülmesi gereken çok yer var. Biz birkaç kez geldiğimiz Gelibolu Yarımadasına, bu defa atlamış olduğumuz yerleri tespit ederek, güzergâhımızı bu doğrultuda Eceabat - Seddülbahir hattı üzerinde oluşturduk. Bu yüzden önce Feribotla Çanakkale’den Eceabat’a geçiyoruz.. Ve ardından Eceabat - Seddülbahir Güzergahında yer alan noktaları görmek üzere yola koyuluyoruz yine.
Kilitbahir Kalesi: Fatih Sultan Mehmet tarafından denizden gelecek tehditleri önlemek için Çanakkale Boğazı’nın ortasında ve en dar yerinde Anadolu yakasındaki Çimenlik Kalesi ile karşılıklı olarak 1462-1463 yılında yaptırılmıştır. (bkz) Etrafı surlarla çevrili olan kalenin modeli, üç dairenin birleşimiyle yonca biçimindedir. Fatih Sultan Mehmet’in Bizans’ı kuşatma hazırlıkları sırasında inşa ettirdiği bu kale, Çanakkale Muharebeleri sırasında önemli bir savunma hattı oluşturmuştur.
Kilitbahir Kalesi çevresinde Hamidiye, Mecidiye ve Namazgah tabyaları bulunuyor. Bu tabyaların her biri bir höyüğü andıran görüntüleri ile dikkat çekici.
Namazgah Tabyaları
Çanakkale Savaşları sırasında kullanılan bu
tabyalar eski bir tarihe sahiptir. II. Abdülhamit tarafından yaptırılan
Hamidiye Tabyalarının bitiminde Abdülmecit tarafından yaptırılan Mecidiye
Tabyaları bulunmaktadır. Bu tabyalar oldukça stratejik bir konumdadır.
Özellikle 18 Mart 1915 tarihinde yoğun saldırılara hedef olmuştur. Yüzbaşı
Hilmi Bey Komutasındaki bu tabyanın bir başka önemi ise Seyit Onbaşı adlı
kahramanın doğuşuna tanıklık etmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Seyit Onbaşı Anıtı
Seyit Onbaşı’nın Anıtı; Hamidiye Tarabyalarının bitiminde Kilitbahir - Behramlı - Alçıtepe Karayolu üzerinde ve yolun sol tarafında bir falezin üstünde denize
nazır bir konumdadır. (Burada belirtmek gerekirse anıt aslına uygun değildir. Gerçekte Seyit Onbaşı mermiyi kucağına değil sırtına alarak kaldırmıştır.)
Seyit Onbaşı hemen sağ taraftaki tepede bulunan
Mecidiye Tabyası’nda numaratör olarak görevlendirilmiştir. 18 Mart 1915
günü boğazın içlerine kadar girmiş olan itilaf donanmasının Mecidiye Tabyasını bombalaması üzerine burada bulunan askerlerin çoğu şehit olmuştur. Sağ kalan az sayıdaki askerlerden birisi olan Onbaşı Seyit ise, mermiyi topun ağzına sürecek olan mekanizmanın (vinç) zarar görmesi üzerine 276 kiloluk top mermisini tek başına taşıyıp namluyu sürmüş, İngiliz Ocean savaş gemisine isabet ettirmiş ve geminin mayınlara çarparak batmasına sebep olmuştur. (Aşağıdaki fotoğrafta Mecidiye tabyasındaki bu tarihi olay canlandırılmıştır.)
Seyit Onbaşı’nın bu kahramanlığı savaşın en kritik
noktalarından biri olmuştur. Çünkü bu zırhlının batmasıyla İngiliz komutan
çekilme emri vermiştir. Seyit Onbaşı'nın burada Öyküsünü mutlaka okumanızı öneririm. 'Kocaseyit'i hiç böyle bilmediniz!'
*****
*****
*****
'Tarihi sırtlayan topçu'
Seyit Onbaşı vazife anında...
*****
*****
Seyit Onbaşı hakkındaki kaynaklara göre, kahraman asker
savaştan sonra sağ çıkmış ve memleketi Havran’a dönebilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’le
birkaç kez karşılaşma, sohbet etme fırsatı bulmuştur. Seyit Onbaşı böylesine büyük
bir savaşta, bireysel kahramanlığın ne derece önemli olduğunun da bir somut bir
kanıtı olmuştur.
*****
Mecidiye Şehitliği
18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazında yapılan deniz
savaşı esnasında itilaf donanması tarafından açılan ateş
sonucu Mecidiye bataryasının cephaneliği isabet alır. Cephaneliğin patlaması
sonucu bataryada görevli 13 er şehit olur. Bu kahraman vatan
evlatlarının toplu olarak gömüldüğü alan 1919 yılında Mecidiye
Şehitliği olarak düzenlenir. 70 metrekarelik bir alanı kaplayan
ve etrafı duvarla çevrili olan bu şehitliğin ortasında yer alan
Mecidiye Anıtı 18 Mart 1915'de Mecidiye Bataryasındaki
patlamada şehit olan 13 kahraman evladı ile aynı gün
insanüstü bir güç ve kuvvetle 276 Kg. lık top mermisini kaldıran
Mehmet Seyit Onbaşı anısına 1969 yılında dikilmiştir.
Behramlı Köyünde 'Tarihe Saygı Müzesi'ni geziyoruz.
Ayrıntılı bilgi yukarıdaki foto.da. bkz.
(yazıyı daha rahat okuyabilmek için üzerine tıklayınız)
(yazıyı daha rahat okuyabilmek için üzerine tıklayınız)
Behramlı yönündeki bir diğer ziyaret noktamız ise Soğanlıdere Şehitliği oluyor. Soğanlıdere 'Hastane' Şehitliği'nin önemi ise sembolik değil, gerçek bir şehitlik olmasıdır.
23 Aralık 2003 tarihinde başlatılan Şüheda Kabristanları kapsamında yapılmış olan şehitlikte, isimleri ve memleketleri tespit edilmiş 600 şehit yatmaktadır burada.
Soğanlıdere Şehitliği
Soğanlıdere Şehitliği, anıtsal üslûbu ve sembolik değeri bakımından asker miğferi şeklinde yapılmış olan mezar taşları oldukça dikkat çekicidir. Her bir sembolik miğfer altındaki yüzün "boş" olması ise, bu şehitliğe yüksek bir sembolik değer kazandırmaktadır. Şehitliğe tepeden bakıldığında ise, ay yıldız figürü görünmektedir.
Ve bu görüntü doğal olarak bizi fazlasıyla etkiliyor. Gözlerimizde yaşlar, boğazımız düğüm düğüm... Tüm şehitlerimizi büyük bir minnetle, saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Ve bu görüntü doğal olarak bizi fazlasıyla etkiliyor. Gözlerimizde yaşlar, boğazımız düğüm düğüm... Tüm şehitlerimizi büyük bir minnetle, saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Esin Bozdemir
İnsana o sihirli dünyayı hissettiren, duyuran bir çalışma.Elinize, emeğinize sağlık. Yıllar önce bir seminer nedeniyle Çanakkale'de bulunmuştuk. En kısa zamanda tekrar gitmek gerektiğine inandım..
YanıtlaSilEşimin iki dedesi Çanakkale'de savaşmışlar. Biri şehit olmuş, diğeri bir şarapnel parçasıyla bir gözünü kaybetmiş.Çocukları, torunları "canlı tarih" olarak yıllarca dinlemişler.
Yıllar sonra o günlerde imkansızlıklar içinde verilen zorlu mücadeleyi daha iyi anlıyor insan. Ruhları şad olsun.
Nusrat mayın Gemisi birkaç yıl önce satışa çıkarılmış.Tarsus Belediyesi satın almış. Önce Mersin'e getirildi sonra tekrar Tarsus'a götürüldü. Şimdi Tarsus'ta.Bu bilgiyi paylaşmak istedim.
Esenlikler dilerim.
@Makbule Abalı,
SilÇok özel topraklar...bastığınız yerde yüz binlerce şehidin yattığını bilmek! tarifi mümkün olmayan bir duygu. Bu topraklarda şehit düşmüş olan dedelerinizin de ruhları şad olsun. Bizim köklerimiz de bir yanımız Selanik ve savaşın yaşandığı topraklara komşu olan Balıkesir.. Çanakkale Savaşına Anadolu'nun dört bir yanından ve her yaş grubundan hatta çocuk denecek yaştan Mehmetçiklerimiz katılmış ama en çok Marmara Bölgesinden..Yapılan istatistiklerde ortalama; Bursa (4737)
Balıkesir (2779) şehit vermiş.. Bu yüzden Balıkesir ve Bursa halkında da şehit aileleri çoktur. Ne büyük bir mücadele, ne büyük bir can harbi!. yüz binlerce şehit..Her birinin mekanları cennet olsun.
Nusret Mayın Gemisi ile ilgili daha önceki yazı dizimde yaptığım araştırmalarımda bu bilgiye sahip olmuştum. Çünkü bazıları Çanakkale'de gördükleri geminin gerçek Nusret Mayın gemisi olduğunu zannediyorlar, Oysa gerçeği Tarsus'dadır. Ve gemi ne yazık ki uzun süre Mersin'de atıl halde bırakılıp, nihayetinde Tarsus Belediyesi'nin girişimleriyle bugün yenilenmiş bir şekilde Çanakkale Savaşlarının da yer aldığı bir çevre düzenlemesi ile anıt bir gemi olarak halkın ziyaretine sunulmuştur.
http://izlerveyansimalar.blogspot.com.tr/2014/03/nusrat-mayin-gemisi.html
Tekrar sizin aracılığınızla verdiğiniz bu bilgi ve anımsatma adına teşekkür ederim Makbule Hanım. Esenlikler dilerim..
Çok bilgilendiren bir yazı olmuş. üniversite gezisinde gitmiştim oralara.
YanıtlaSil@sevdicann
SilYine giderseniz, pek çok değişiklik yapılmış olduğunu görebilirsiniz..
Esenlikle..
Atlas Dergisi'nin bu ay ek olarak verdiği Çanakkale tarihi alanlar kitapçığını verdiği harita eşliğinde adım adım giderek okuyorum. Umarım bir gün gitmek ve adım adım dolaşmak bana da kısmet olur.
YanıtlaSil@Mehmet Bilgehan Merki,
SilGezilecek pek çok ziyaret noktası bulunuyor. Son yıllarda ardı ardına gittiğimiz için, diyebilirim ki yüzün üzerinde ziyaret noktası var. Biz tamamı olamasa da tamamına yakın noktayı dolaştık bu yıllar zarfında.. Bu yazı dizisini kendi çizdiğimiz rotamız doğrultusunda mümkün olduğunca fotoğraflarla anlatmaya çalışıyorum. Destan yazılan bu kutsal topraklar anlatılmaz ancak 'gidip-gördüğünüzde' yaşanabilir...çünkü siz de tahmin edersiniz ki; tarifi imkânsız bir duygu!.. Vatansever her Türk insanı'nın önceliği olmalıdır Çanakkale / Gelibolu Yarımadası!. En kısa zamanda bu ziyareti gerçekleştirmenizi temenni ederim. Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim Mehmet Bey.. Esenlikle..
Çok başarılı bir anlatım olmuş..Teşekkür ederim
YanıtlaSil@Lost,
SilÇok özel ve çok geniş kapsamlı bir lokasyon..
Fotoğraflar ve kısa bilgilerle anlatmaya çalışıyorum.
Ziyaretiniz ve değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim.