25 Nisan 2015 Cumartesi

Bu Topraklarda Birlikte Yaşamaktan Mutluyuz !


Gün geçmiyor ki haksız ithamlar, söylemler, iftiralarla güne uyanmayalım!. Hain düşman sürekli pusuda! bir de gafiller var düşmanın tuzağında!. Ülkemizin dört bir yanı yangın yeri ve emperyalizmin kuşatması altında! Osmanlı yedi düvele karşı savaştı!.. şimdi sıra Cumhuriyetimize mi geldi! Suriyeli komşularımızdan, Alevi kardeşlerimize, Kürt kardeşlerimizden, Ermeni vatandaşlarımıza kadar sürekli bir sorunlar yumağı içine atılıp durmaktayız. Oysa bizim birbirimizden herhangi bir şikayetimiz yok. Biz hep birlikte bu topraklarda yaşamaktan mutluyuz!. Size ne oluyor ki!. ‘Sizin nedir bizim topraklarımızla alıp veremediğiniz?’ diye sormayacağım. Nedenini tahmin etmek hiçte zor değil.

Öyle özel bir coğrafyaya sahibiz ki, yüzyıllardır bu topraklarda gözü olmayan yok!. Haince planlar da bir o kadar çok. Onlar Büyük Ortadoğu Projelerini hayata geçirmekle meşguller. Bizimle uğraşmalarının sebebi hep bu yüzden. Gemiyi gördüler yandan çarklı gidiyor!. Birileri; ‘batan geminin malları burada’ dedi adeta.. Bu kargaşalıkta bir de Ege adalarımızda yaşanan işgallere ne demeli!. Siz burada ‘aksırıncaya, tıksırıncaya kadar' karnınızı doyurmakla meşgul iken, bak komşun sessiz sedasız yerleşti adalarımıza. Üstelik bayrağını dikecek kadar da işi ilerletti. Bu yaşadıklarımız ‘şaka gibi’ ama ne yazık ki hepsi birer gerçek! Şimdi de gündemimizde sözde Ermeni 'Soykırımı’ iddiaları. Vatan savunmasının adı ne zaman ‘soykırım’ oldu! Hitler’in yaptığı ile eş mi tutuluyor yaşanılanlar!. Asıl soykırımı kimler yapmış dönüp bir baksınlar kendilerine. Hele ki okyanus ötesi ve batı ağzını hiç açmasın!. Onlar önce yerli halkına ‘Lakota HalkınaKızılderililere yaptıklarına baksınlar. Hiroşimaya, Nagazakiye baksınlar,  Vietnam'a baksınlar, Irak'ta katlettikleri bir buçuk milyon Irak'lıya baksınlar..! Bosna'ya baksınlar... Cezayir'e baksınlar, Ruanda'ya baksınlar... Biz vatanımızı savunduk !.. 

Ortaya atılan iftiralar yenilir yutulur gibi değil. Bu yüzden hiç birimiz ‘bana ne’ diyemeyiz. Bu vatan bizim!. Biz hep birlikte yüzyıllardır kardeşçe yaşıyoruz. Çanakkale’de onca şehidimiz boşuna mı toprağa düştü. Bir yandan kürt kardeşlerimizle aramızı açmaya çalışanlar, diğer yandan Ermeni kardeşlerimizle aramızı açmaya, bizi bölmeye çalışanlar!.. Bizi bölemeyeceksiniz!. Ortalığı arap saçına çevirmeyi becerdiniz ama bizi bölemeyeceksiniz!. köklerimizden koparamayacaksınız!.

Ve şimdi bizlere uyanık olmak düşüyor. Bunun için tarihimizi iyi bileceğiz. Dersimize iyi çalışacağız. 'Türküm, doğruyum, çalışkanım'!  diyeceğiz. Başımız her zaman dik!. Çünkü doğru olan bizleriz, eteklerimizdeki çiçekleri dökmeye görelim..Hangimiz de çöpler, taşlar var! görürsünüz. Biz İsviçre'de gösterdik elimizde kapı gibi belgemiz var!. 

‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!’ söylemi yerinde bir söylem. Bu güne kadar yüzeysel idi ise bilgilerimiz, biraz daha geniş kapsamlı okuyacağız. Okudukça öğreniyor, öğrendikçe aydınlanıyor insan. Ve ne büyük haince iftiralar, haksızlıklar olduğunu daha iyi anlıyor. Adamların işi yüzyıllardır komplo kurmak zaten. Onca insanımız haksız yere içeride yattı. Neymiş ‘yalanmış hepsi!’ değil mi!. Bu sayede özel odalarımıza kadar girdiler. Okumak, geniş kapsamlı-araştırmak aydınlanmadır. Medyamız ve basın yayın organlarına kadar işgal her yerde iken, lütfen dar pencerelerden bakmayın. Gözlerinizi açın. Gerçekleri bilmek, bilinçlenmek ve inanmak en etkileyici ‘silahımız’ dır.

Bir savaş yaşanmış mı? evet. Tehcir: yani göç yaşanmış mı ! evet yaşanmış. Bu olayları tarihi süreç içinde değerlendirmek gerek. O günkü şartlarda tehcire sürükleyen gerekçeler.. vs. nelerdir. Kucak açtığın, bağrına bastığın bazı Ermeniler (Taşnaklar Çeteleri) düşmanla işbirliği yapıp, Türkler’i arkadan vurmuş mu? ’evet’. Toprağın, taşların dili olsa da konuşsa!.  Tarifi mümkün olmayan acılar da, gözyaşları da, kanlar da (işkenceler de; kadınlarımıza tecavüz, yakıp yıkmalar. vs.)  inanılmaz kayıplar yaşanmış işte! Tüm bunlar yaşanmış. Keşke şu akıl almaz savaşlar hiç yaşanmasa imiş!.. 

Bugün de emperyalizm hiç durmuyor; topla tüfekle görülen bir savaş yok belki ama, aymazlar sayesinde onlar, savaşmadan emellerine birer birer ulaşmaktalar.  Başımızı ağrıtan 'komplolar', haince planlar hep yürürlükte. İşte bu yüzden; çocuklarımıza ulusal egemenliğin tam sağlanabilmiş olduğu özgür bir yaşam ve ülke bırakmak istiyorsak eğer lütfen okuyalım. En büyük zenginliğimiz ‘bilgimizdir’. İnsan, kaynağına ve daha doğru bilgilere sahip oldukça, bu yaşanılanları çok daha iyi analiz edebilir. Söz konusu ‘vatan’ise gerisi teferruattır!. Barış içinde, hep birlikte yaşamak en büyük gücümüzdür bizim. Ve Türk milleti güçlüdür.

Biliyorum hava güzel, mevsimlerden bahar; ama vatan varsa, aşklarımız da, hayallerimiz de, umutlarımız da vardır!. yeter ki vatan sağ olsun! bizlere o zaman her mevsim bahardır!.


Esin Bozdemir


 * * * * * *  * * * * * * *

Not: Yaşanmışlıkları doğru olarak bize sunan  en önemli kanıtlar gerçek ‘belgelerdir’. Bunlar; üzerinde tahrifat yapılmamış olan gerçek belgeler, belge niteliği taşıyan gerçek fotoğraflar, dokümanlar ve görgü tanıkları ile yapılan röportajlar, arşivlerdeki yazılı- sözlü yayınlardır. Aşağıda vereceğim linkler kısaca ana hatlarıyla tarihsel süreç içinde Türk- Ermeni ilişkilerini anlatıyor. LÜTFEN OKUYUNUZ!  ( Türk Ermeni İlişkilerindeki Tarihsel Gerçeklerburasıburası   

Türk-Ermeni İlişkilerindeki Tarihsel Gerçekler 

SONUÇ: Osmanlı Ermenileri Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş sırasında isyan ederek düşman saflarına geçmiş; Bulgar, Rus, İngiliz ve Fransız ordularının öncü birlikleri olarak Türk ordusuyla savaşmış, bir bölümü ise silahlı çeteler teşkil ederek masum sivil halkı katletmiştir. Söz konusu fiiller gerek o dönemdeki, gerekse günümüzdeki devletlerin ceza yasalarında vatana ihanet suçunu oluşturmakta ve bu suç için bu ülkelerin yasalarında idam cezası öngörülmektedir. Buna rağmen Osmanlı Devleti isyancı Ermenileri çoğu kez affetmiş, ancak affedilenler yeniden isyan ederek düşman orduları lehine faaliyetlerine ve sivil halkı katletmeye devam etmiştir. Ermeni isyanları savaşın sonucunu etkileyecek boyuta erişince ve masum sivil halka karşı girişilen katliamlar bölgenin nüfus yapısını değiştirmeye başlayınca Osmanlı Devleti bağımsız bir Ermenistan kurma amacında olan isyancı Ermenileri kendi toprakları içindeki savaş yaşanmayan bölgelere göç ettirmek zorunda kalmıştır. (devamı burada; Türkçe - Belgesel (Broşür) - İngilizce - Belgesel (Broşür)

*****
Tarihçi Fethi Karaduman Ermeni Sorunu’ 

SONUÇ OLARAK; ERMENİ SORUNU, ÖZELLİKLE OSMANLI DEVLETİ’NİN SON PAYLAŞIM DÖNEMLERİNDE EMPERYALİST ÜLKELERİN ÇIKARLARINI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN YARARLANDIĞI BİR OLGU OLAGELMİŞTİR.

Aslında Ermeni sorunu olarak adlandırılan olgu, sömürgeci, yayılmacı güçlerin yüzyıllardır uyguladığı böl-parçala-yönet politikalarına özgü bir örnek olarak tarih sahnesinde yer bulur. Sömürgeci güçler; yüzyıllardır bir arada yaşayan aynı coğrafyayı paylaşan, benzer kültürel kaynaklardan beslenen insanların, etniksel, dinsel, mezhepsel ayrılıklarını kullanarak bu toplulukları birbirlerine karşı kışkırtmış, bölmüşlerdir. Yaşananlardan sömürgeci güçler beslenip semirilirken, bölünen, parçalanan, kırılan, kırdırılan sömürülen topluluklar zayıf düşmüşler ve çok büyük acılar, kayıplar yaşamışlardır. Bu bağlamda, kesin tarihsel bir gerçektir ki, 19. Yüzyıldan başlayan süreç içerisinde “Ermeni Sorunu”, emperyalist devletlerin Osmanlı Devletini parçalama politikasının bir aracı olarak sürekli gündemde tutulmuştur. Diğer bir deyişle, Sömürgeci güçler, kendileri için yaşamsal önem verdikleri çıkarları uğruna Osmanlı Devleti’ni çökertip, paylaşmak üzere “Ermeni Sorunu”nu ortaya çıkartmışlardır. Bu süreçte azınlıklar devlet kurma yolunda cesaretlendirilerek kışkırtılır, ayaklanmalar çıkartılır. Emperyalistlerle işbirliği yapan Ermeniler de aynı amaçla kullanılmıştır." (*) ERMENİ SORUNU - Fethi KARADUMAN yazının tamamı için buraya bakınız
*****

ABD’li tarihçi Prof. Mc Carthy, soykırım iddiaları konusunda bakınız ne demiş! ‘Soykırım iddiaları asılsızdır!

“Ermeni soykırımı yoktu. Bir savaş vardı. Bu savaşta Ermeni isyancılar yönetime karşı ayaklandı. Yönetim tepki verdi, Ermeniler öldü. Bazen Türkler tarafından öldürüldüler. Ama Türkler de Ermeniler tarafından öldürüldü. Ermeniler’den çok daha fazla Türk öldü.

Şunu anımsamamız gerekir ki; Osmanlı İmparatorluğunun varlığı tehdit altındaydı; Sırbistan, Bosna, Romanya, Yunanistan ve Bulgaristan Avrupalıların müdahaleleri nedeniyle zaten yitirilmişti. Avrupalılar, Osmanlı İmparatorluğunu 1878’de bölmeye karar vermişlerdi ve 1890’da bu planı yürürlüğe koydular. Salt Rusya’dan korkuyordu. İşte, Ermeni isyancıları da bunu istiyordu. Osmanlıların Ermeni isyancılarını hapse atmasını ve idam etmesini bekliyorlardı...

Bu durumda Avrupa’daki gazeteciler masum Ermenilerin öldürüldüğü haberleri yayacaklar ve Ermenilerin siyasal özgürlüğünün olmadığını yazacaklardı. Müslümanların Ermeni kışkırtmasına ve saldırılarına Ermenileri öldürerek tepki vermesini istiyorlardı. Avrupa gazeteleri ölen Müslümanları değil, ölen Ermenileri haber yapacaktı ve bu nedenle, kamuoyu bu şekilde İngiliz ve Fransızların Rusya’yla işbirliği yaparak imparatorluğu çökertmesine olanak sağlanacaktı..

Tehcir edilen kişilerin %80’den çoğu yaşamda kaldı. Prof. Halaçoğlu burada zaten; O da söyleyebilir doğru mu, değil mi. Bu, tabiî, soykırım değil %80’i yaşamda kalmışsa. Halkın %80’inin yaşamda kaldığı soykırım olmaz. Örn. Yahudilerin yüzde kaçı yaşamda kaldı, ona bir bakalım. Bu bilgiler yayınlanmadan önce bile zaten soykırım olmadığını biliyorduk. Neden; çünkü, İstanbullu, İzmirli, Edirneli Ermeniler tehcire tabi tutulmadı, yaşamda kaldılar….

...Gerçek bir soykırıma bakalım. Örneğin Hitler Almanyasına bakalım. Gerçekten soykırım yaptı Yahudilere değil mi? Peki, Berlin’de yaşayan Yahudilere ne oldu; yaşamda kaldılar mı savaşta; hayır, kamplarda öldürüldüler. Büyük kentlerdeki Yahudiler ne oldu; yaşamda kaldılar mı; hayır, öldürüldü hepsi. Peki, İstanbul Ermenileri ne oldu; herkes gibi bunlar da savaşta yaşadılar ve hâlâ da yaşıyorlar. Demek ki soykırım değil bu...

Ayrıca, bir şey söyleyeyim size. Osmanlılar çok zekiler, eğer Ermenileri öldürmek isteselerdi, %80’i yaşamda kalamazdı Ermeniler. Çok basit. Bir de, bir şey daha söylemek istiyorum. Türkler 1071’de, işte Ermenistan denilen topraklara girdiler ve Ermeni sorunu 1915’te başladı. Burada bulanan, 1071’de yaşayan Ermenilerin soyu 1915’e dek sürdü. ‘Türkler katliam yapan manyaklardır’ diyebilmek için, dokuz yüzyıl düşündüler öyle mi karar verdiler?! Dokuz yüzyıl düşündüler; ha, tamam öldürelim Ermenileri mi dediler?! ”  NTV-MSNBC, 21 Mart 2005 TBMM, 26 Mart 2005 (tamamı burada - pdf dosya burada)

4 yorum:

  1. teşekkür ediyorum size bu güzel paylaşım için. Biz mutluyuz birlikte gerçekten... Hepimiz insanız ve kimsenin kimseden üstünlüğü yok.. Bu zulüm artık durmalı.....:((( Çocukların kanı akmamalı..:((((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @nahide zereyak,
      Sayfama hoş geldiniz.Ziyaretiniz ve düşüncelerinize ben teşekkür ederim.
      Yıllardır birada yaşayıp gittik bizler. Hiç kimse bir diğerinin ne dilini ne ibadetini ne mezhebini sordu, sorguladı.
      Ortamı sürekli birileri gerip zorla bizi birbirimize düşürme gayreti içindeler. Oysa biz birada yaşamaktan mutluyuz.
      Geçmişe değil, geleceğe bakalım artık..Sorunlar ve acılar istemiyoruz hiç birimiz.

      Sil
  2. İlginç olan Puşkin gibi bir edebiyatçının yazdığı satırlarda "kendisi, Doğu Anadolu işgalinde asker olarak bulunmuştur." Rus komutanların hiç bir şekilde Ermeni çetecilere söz geçiremediklerini, kendi komutanlarından birisi en sonunda yapılan taşkınlığa dayanamayıp - Türk köylerinin yakılması, çocuk ve kadınlara tecavüz- Ermeni çetecilerden birini yaraladığını yazar. Bir çok Rus komutanının bu şekilde orduya istihbarat geçtiği bilinmektedir.
    Sırf bu gerçeği yazdı diye Puşkin'in köklerinin Türk (!) olduğu iddia edilmiş. Bizler, kendi tarihimizi bilmedikçe bu suçlamalara cevap veremeyiz.
    Güzel yazmışsın. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @bahçe perim,
      Arşivler gerçeği gün yüzüne çıkarıyor. Asıl vahşeti, katliamı kimler yapmış biliniyor!..ama onlar hâla bu savaşı başka bir yere çekmeye çalışıyorlar. Niyetler başka. Bir gerçek var ki en hakiki soykırım emperyalizmin kendisidir!.

      Tarihimizi bilmek ve yaşanılmış olan hakiki gerçeklikleri inançla savunmak...
      dostu,düşmandan ayırarak ülkemizin egemenliğini korumak, sahip çıkmak hepimizin vatandaşlık görevi olmalıdır.
      Başımız her zaman dik bizim!. Yeter ki okuyalım, sahip olduğumuz değerlerin farkında olalım..
      Düşüncelerin ve değerli yorumun için teşekkür ederim bahce perim.. Sevgilerimle

      Sil