İçinden baharlar geçen trenlere binmeli yeniden...

Ne zaman gurbet ve sıla üzerine eski bir Türk filmi izlesek, mutlaka bir karesinde Haydarpaşa Garı görülür. Bu tarihi mekandan kalkan trenlerin içinde, özellikle Doğu Ekspresi Treni, Anadolu’nun kalbine doğru gece gündüz, uzun ince demir raylar üzerinden salınıp gider. Adına türküler yakılır, gurbetin, sılanın hesabı! ondan sorulur;

Gün gelir “kara tren gecikir belki hiç gelmez" olur. Gün gelir “tren gelir hoş gelir”  Bir yanıyla hüznümüz, bir yanıyla da sevincimiz olur…Ama illa ki Anadolumuz! olur...

Doğu Ekpresi ile bundan 7 yıl önce İstanbul  Haydarpaşa'dan başlayıp Kemah'a ve daha sonra Erzincan Kemah'tan Kars'a uzanan, güzel yurdumuz Anadolu'nun bambaşka renkleriyle buluştuğumuz ve unutamadığımız tren yolculuklarımızı gerçekleştirmiştik.  

Biz bu yolculuğa çıkmadan önce bir hayli heyecanlıydık ve bir o kadar da hazırlıklı. Ben ağırlıklı olarak fotoğraf çekimleri ile meşgulken eşim de kamerada video kayıtları yapmıştı. Ama trende hareket halindeyken gerçekleştirdiğimiz bu kayıtlar öyle zannettiğiniz gibi çok da kolay olmuyordu. Daracık, yarım açılan pencerenin aralığından kolumuzu uzatıp, doğru kareyi çekebilmek için amansız bir çaba harcamıştık!.. kollarda hafif darbeler ;) kâh, koridorun bir ucundan diğerine, kâh trenin bir sağından bir soluna vadilerin görüntülerini titizlikle çekerken  yaşadığımız o anlar!..  ama sanmayın ki biz şikayetçi idik!  bkz

Çünkü tren, bazen dağların, ovaların, vadilerin arasından bazen ormanların ve Fırat Nehri'nin (Karasu) kıyısından kıvrıla kıvrıla yol alırken... öylesine güzel manzaralarla karşılaşıyorduk ki!. gördüğümüz her kare, görsel bir şölen oluyordu bizim için. Ben, ilk kez bu kadar yakınımda, sarp kayaların tepelerinde, pikeler yaparak uçan kartalları görüyordum meselâ.. 

Sonra dağların eteklerine yayılan sarı kızları, kanat takmışcasına özgürce koşan atları görüyordum... hele ki tarihe meraklı ben, kadim çağlardan günümüze uzanan o tarihi taş köprülerin üzerinden geçerken nasıl da heyecanlanıyordum!. 

*****

*****

Dağların tepesine kurulmuş olan o görkemli kaleleri gördükçe, okuduğum kitaplardan öğrendiğim tarihi bilgiler birdenbire canlanıveriyordu gözümde!. boşuna medeniyetlerin, uygarlıkların beşiği değildi bu topraklar. Müthiş bir coğrafya, müthiş bir kültür.  

Pasinler - HASANKALE

Mola verdiğimiz yada yolcu alıp, indirdiğimiz küçük köy istasyonlarında karşılaştığımız o tatlı çocuklarla kısa dakikalar da olsa yaşadıklarımız ise bambaşka duygulardı. Yoksulluğun, yoksunluğun kimi çaresizliğin görüntüleri karşısında hüzünlendiğimiz de oluyordu. 

Geziler sonrasında sıra bir de, yüzlerce fotoğrafın tasnif edilip, video kayıtlarının düzenlenmesine gelir ve asıl iş bundan sonra başlardı! tabi iş dediysem de, bu hep severek, isteyerek, gönüllü bir baş koyuş olurdu! Bu güzellikler sadece bizde kalmamalıydı çünkü, bilirdik ki, her şey paylaşılırsa güzeldir. İstedik ki, bu yolculuklar başka gezginlere de ilham versin, ayrıca memleket, bir tek Ankara'dan beri değil ki!. ötesi de var bunun..önce kendi memleketini göreceksin, sonra bileceksin hali nicedir. Vatan toprağı değerlidir. Benzemez başka bir toprağa. Yani demem o ki,  gezdikçe, gördükçe, tanıdıkça, memlekete duyulan sahipleniş de, inanın bir başka oluyor.  

Tekrar gelecek olursak gezilerden sonrasına, yani işin bir de mutfak kısmına ;) saatler, günler ve haftalar süren çalışmaların ardından, ben gezi notlarını eşim ise özenle hazırlamış olduğu video kayıtlarını bölümler halinde düzenleyerek 'Doğu Ekspresi ile Anadolu Manzaraları' serisini sırası ile sizlerle paylaşmıştık. 

*****

'Doğu Ekspresi ile Anadolu Manzaraları' serisine gösterdiğiniz ilgi bugüne kadar öylesine çoktu ki... bir hevesle ilk kez Doğu Ekspresi ile geziye çıkacak olan gezginlerden, yerli ve yabancı turistlere, öğrencilere kadar... sayısız mesaj alıyorduk. 

Tüm bunlar bizim yol boyunca uykusuz geçen saatlerimize ve ardından günlerce süren o hummalı çalışmalarımıza... özellikle eşimin  büyük bir titizlikle hazırladığı (kamera-kurgu: Abdullah Bozdemir) video kayıtlarının yapım aşamalarında harcadığı zamanlara, tüm emeklerimize fazlasıyla değdi... ve bizleri yeni yolculuklara çıkarken inanılmaz motive etti. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. İyi ki bu geziyi gerçekleştirmişiz  ve iyi ki sizler de bizlere yoldaşlık etmişsiniz. 

Ne yazık ki artık Haydarpaşa Garı'ndan trenler kalkmıyor. Şimdi istesek de Haydarpaşa'dan kalkan trenlere binemeyeceğiz. Yerini hızlı trenler alıyor...hayat her geçen gün daha da hızlı akıyor. Oysa nostalji korunmalıydı..hiç değilse tıpkı Almanya'da, İsviçre'de ve daha pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi, yaşamı kolaylaştıran hızlı trenler olsa da, eski trenler turistik amaçlı 'Nostalji Treni' olarak kullanılabilirdi. Dileriz, gecikmişte olsa bu temennilerimiz gerçek olur.  

Sözün özü, yaşanılan anları kayıt altına almak bu yüzden çok ama çok önemli. Söz uçar, yazı kalır... anıları tutan bellekler de zamanla aşınır, hafızalardan silinir gider..bu yüzden her ânı olamasa da hiç değilse, yaşanılan o özel anları mutlaka kaydetmeli. Görüntü ise kaydedilen, düzenlemeli, küçücük de olsa, o güne ait notlar üzerine yazılmalı. Geriye kalan anılar özenle korunmalı.  

Tarihe tanıklık eden Haydarpaşa Garı ve Haydarpaşa'dan kalkan trenler birer nostalji oldular artık. Ama bizim elimizde kayıtlarımız var :) o günleri yeniden yaşayabilmek mümkün şimdi. 

Yoğun istek üzerine ;))) bu şaka değil gerçek çünkü;) Doğu Ekspresi ile gerçekleştirdiğimiz tren yolculuklarımızı daha önce izlemeyen yeni okurlarımız için de bir kez daha paylaşmak istiyorum. Her ay, yeni bir bölümle, Anadolu'muzu geziyoruz hep birlikte...

Yapmış olduğumuz Doğu Ekspresi yolculuğumuzun
birbirinden güzel görüntülerinden oluşan videoyu seyrinize sunarım… 

İYİ SEYİRLER DİLERİZ.

Esin Bozdemir

  ©izler ve yansımalar