Fahri Korutürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fahri Korutürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Nisan 2015 Pazartesi

Tarihte bugün; 6 Nisan 1973'te Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı seçildi.


Tarihte bugün; 6 Nisan 1973'te emekli Amiral Fahri Korutürk (15'inci turda 365 oyla) Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanlığı görev süreci, Türkiye'nin en çalkantılı olduğu bir dönemde Korutürk'ün rolünü de kilit bir konumuna getirmişti. Zira bu devirde kurulan koalisyon hükümetlerinin oluşumu ve yaşaması için Korutürk büyük çaba sarf etmiş kendisinin de deyimiyle Türkiye'yi bu devirde hükümetsiz bırakmamıştı. Devrinde Kıbrıs Harekâtı gerçekleştirilmiş ve anarşi tüm hızıyla yayılmıştı. Kendisi bu devirde özellikle devletin itibarını yeniden kazanması için çok uğraş vermişti. 

18 Mayıs 2012 Cuma

FAHRİ KORUTÜRK - Bir Devlet Adamı'nın Örnek Yaşamından Alınacak Dersler


Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile ilgili yazımızın ilk bölümünde Cumhurbaşkanı’nın daha henüz genç bir Subay iken Büyük Önder Atatürk ile yaşadığı “O AN” a yer vermiştik.

Bu bölümde ise; Cumhurbaşkanlığı eski başdanışmanı ve basın sözcüsü Ali Baransel’in baştan sona bir ders kitabı niteliğinde olan ve okuyucuyu yakın tarih yolculuğuna çıkardığı “Bıçak Sırtında” kitabında yer alan; Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün devlet adamlığını, ilkelerini, çocuklarıyla olan ilişkisini ve temsil ettiği makamın saygınlığını nasıl koruduğuna dair çarpıcı anı, hatıra ve anekdotlardan bazılarını sizlerle paylaşıyoruz.


Fahri Korutürk’ün ilkeleri;
Babasının Moskova Büyükelçiliği yıllarında eğitimini İsviçre’de sürdüren oğlu Salah, Bahriye subayı olmak istemektedir. Bu yüzden Türkiye’ye döner dönmez Deniz Lisesi’ne girer. Dersleri çok iyidir. Ama geometri terimleriyle yıldızı bir türlü barışmaz. Bu yüzden ilgili dersten sınıfta kalır. O sırada Deniz Lisesi’nde iki yıl sınıfta kalanlar okuldan çıkarılmakta, bir de tazminat ödemek zorunda kalmaktadırlar.

Salah’ın okuldan çıkarılma olayı, Korutürk’ün Kontenjan senatörü olduğu yıllara denk gelir. O sırada Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Celal Eyicioğlu, Fahri Korutürk’e gelerek, "Biz böyle insanlar mesleğe girsin diye uğraşıyoruz. Ama okula girmiş, başarılı bir öğrenciyi çıkarmak durumunda kalmışlar. Olmaması gereken bir şey. Salâh’ın sınav kâğıdının bir kere daha okunmasını istiyoruz. Bunun için bir dilekçe verseniz," der.
Ancak Fahri Korutürk, Deniz Kuvvetleri Komutanı’na "Ben böyle şeyler yapmam!” yanıtını verir,

“Hiç bir zaman böyle bir şey düşünmedim. Bizim arkadaşlarımızdan Namık Taçkın vardı. Oğlu Erkut Taçkın (müzisyen) da böyle bir sebepten okuldan çıkarıldı. Namık bana geldiği zaman, kurallar nasılsa onun dışına çıkamayacağımızı söylediğimi hatırlıyorum. Şimdi bir arkadaşıma, bir meslektaşıma bunu söyleyip te sonra kendim böyle bir şey yapabilir miyim? Neyse tazminat tutarı veririz, başka yerde okur."

Böylece Salah, Deniz Lisesi’nden çıkarılacak, Korutürk de kendini yiyip bitiren oğlunu “Üzülme. Bunlar çok normal şeyler. Başka imkânların da var," diye teselli edecektir.
* * *

3 Mayıs 2012 Perşembe

FAHRİ KORUTÜRK’ ÜN BÜYÜK ÖNDERLE YAŞADIĞI "O AN"


Bir Deniz Yüzbaşısı olarak Atatürk’le ilk karşılaşmasından 38 yıl sonra Anıtkabir’de yine Büyük Önder’in huzuruna bu kez, Cumhurbaşkanı göreviyle çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nin VI. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün yaşadığı "O AN" ve Anıtkabir'deki duygusal anları...


“O AN”

1935 yılında, o güne kadarki yaşamı hep İstanbul’da ve denizde geçen genç subay ilk kez Ankara’ya gitmiştir. Ankara’da mutlu bir rastlantı “Başkomutan” ile tanışmış ve üstelik O’nun tarafından belirlenen bir senaryoda rol almış; O’nun isteğiyle “bilinmeyen yabancı” rolünü oynamıştır.

“Başkomutan” ile Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’nda görevli bir Deniz Kurmay Stajyerinin Ankara’da bir lokantada karşılaşmasının “inanılmaz” ayrıntıları, -30 yıl sonra- bizzat olayın kahramanı tarafından yazıya aktarılmıştır.

Denizaltıcı Albay Raşit Metel, 14 Eylül 1957–20 Haziran 1960 tarihleri arasında Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevinde bulunduktan sonra, Moskova Büyükelçiliğine atanan (E) Oramiral Fahri S. Korutürk’e bir mektup yazmış ve kendisinden 1935 yılında Atatürk ile karşılaşmalarını kaleme almasını istemiştir.

1 Aralık 1965 tarihli ve (E) Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Fahri S. Korutürk tarafından kaleme alınan bu tarihi karşılaşmanın öyküsü; 1935 yılında bir bayram öncesinde Ankara’da Karpiç Lokantası’nda genç bir deniz subayının Atatürk ile karşılaşmasıdır.