Pandemi günlerinde, bloglarda da bir rehavet havası mı var? yoksa o
rehavet sadece bende mi var?! deyip dururken, sevgili ‘Leylak Dalı’nın
başlattığı ve ‘Bulutgölgesi’ nin pas ettiği bir kitap mimi ile üzerimdeki ağırlıktan sıyrılıp bloguma yeniden ‘merhaba’ diyorum! Ve işte yine karşınızdayım
sevgili dostlarım :))
Normalde mim’lere, söz verip yerine getiremem kaygısı içinde pek katılamıyorum. Ama söz konusu 'kitap' olunca Sevgili ‘Bulutgölgesi’ ne hayır diyemedim.
Aslında aklım, uzun zamandır yazılmayı bekleyen gezi yazılarımda, ama ve lâkin omzumdaki
ağrılar tamamen geçinceye kadar, bir müddet daha pc.başında öyle uzun saatler durmak
yok bana. Bu arada egzersizlerimi
aksatmadan yapıyorum. Omzumdaki sıkıntı da yavaş yavaş hafifliyor gibi! Bu, güzel bir gelişme benim için.
Temmuz ayına jet hızıyla girdik, yarıladık ve hatta gitti-gidiyor! moduna
girdik bile. Bu yüzden bundan sonraki postun konusu, artık bir ritüele dönüşen,
toptan bir ayın 'neler yaptım? nasıl geçirdiğimin' güncesini paylaşmak olacak.
Bu yazılar en çok da, corona günlerinde kendi güncel tarihime not düşmek adına önemli. Gönlüm daha çok yazabilmeyi arzu etse de yine de toparlayıcı minvalde bu yazılar da kayda değerdir diye düşünmekteyim. Ama daha sık yazanları da takdir ediyor ve takibimde olan blogerların yazılarını ilgiyle okuyorum. Şimdi
gelelim ‘Leylak Dalı’nın hazırladığı mim sorularına verdiğim yanıtlara.