11 Kasım 2018 Pazar

Veda Filmi ve 'Genç Atatürk'


Ölümünün 80. yılında Asrın Lideri Atatürk'ü sevgiyle, saygıyla özlemle anarken, O'na olan sevgimizin de her geçen gün dağ gibi yükseldiğine şahit oluyoruz. Bu duygunun en somut gerçeğini içinden geçmekte olduğumuz süreçlerde bizzat yaşayarak görmekteyiz!. Saltanattan, Cumhuriyete ve Cumhuriyet Türkiyesi'nden bugüne!.. "nereden nereye geldik!" derken ve geldiğimiz bu noktada, umudumuz, rehberimiz, ışığımız hep Atatürk! oluyorsa; "Atatürk'ün çağları aşan fikirleri hâlâ yolumuzu aydınlatıyor ve aydınlatmaya devam edecektir" diyorsak eyer... O'nu sadece anmak yetmez! anmak kadar, anlamak da gerekir!. Bu yüzden -farklı kaynaklardan- Atatürk'ü anlatan kitapları daha çok okumalı, filmlerini de daha çok izlemeli. 

Tarihi ve biyografi filmlerimiz ne yazık ki çok fazla değil! Oysa ne köklü bir tarihimiz var, gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen; ne çok hikâyemiz ve ne çok efsanemiz. Bilinenler kadar, bilinmeyen isimsiz kahramanlar ona keza. Diğer yandan ülkemizde sinema teknolojisi de bir hayli gelişti. Eskiye oranla Türk Filmlerini de son derece başarılı buluyorum. Artık büyük bir keyifle ülkemizde çevrilen filmleri de izlemekteyiz. 

Ve  ben bu hafta nihayet, uzun zamandır aklımda olan "Veda" filmini seyrettim.

Zülfü Livaneli'nin yönettiği
film 2010 tarihli. Adını sıkça duyduğum, medyadan fragmanlarını izlediğim filmi merak ediyordum. Oyuncular: Serhat Mustafa Kılıç (Salih Bozok), Dolunay Soysert (Zübeyda Hanım), Burhan Güven (Atatürk'ün son  dönemleri), Kaya Akkaya (Nuri Conker) , Ayhan Aktaş (Muzaffer Bozok) , Kenan Bal (Okul Müdürü), Ezgi Mola (Latife Hanım), Sinan Tuzcu (Atatürk'ün 25 ile 45 yaş arası).

Filmin Konusu: Çocukluk arkadaşı ve yaveri Salih Bozok'un gözüyle Atatürk'ün hayatını; Selânik'te başlayan arkadaşlığın önce silâh arkadaşlığına, ardından cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüşünü aktarıyor. Atatürk'ün hayatını etkileyen 3 kadından biri annesi Zübeyde Hanım, diğeri Fikriye ve Latife Hanımdır. Her 3 kadını canlandıran oyuncular, rollerinin hakkını layıkıyla vermişler. Filmde aşk da, savaşta, kahramanlık da dozunda sinemaya aktarılmış. Çanakkale, Dumlupınar Savaşları, İzmir'in Yunan işgali ve Selanik sahneleri oldukça etkileyici idi.

Filmde, bazı ufak tefek eksik gördüğüm ve 'şu şöyle olsaymış!' dediğim de oldu. Meselâ çocuk rolündeki Mustafa'nın gözleri mavi olmalıydı. Ya da Atatürk'ün kimi tarihi sözlerine de yer verilebilirdi belki. Hiç yok değildi ama biraz daha vurgulanabilirdi. Tabii ki, Atatürk gibi bir liderin hayatını iki- üç saate sığdırabilmek kolay değil. Filmin müzikleri güzeldi. Genel olarak filmi beğendim. Hatta yer yer göz yaşlarımı tutamadığım da oldu. Ama Atamızın Türk ulusuna veda edişi karşısında göz yaşı dökmemek mümkün değil ki zaten!. Onu anımsatan ne varsa, ben hep duygulanırım.

Veda, Salih Bozok'un anlatımıyla, derin ve sadakat dolu dostluğun, Atatürk'ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının ve çağları aşan asrın liderinin hikâyesi.İzlemeye değer bir film.


Ve bu güne kadar Atatürk'ün hayatını, devrimlerini, Cumhuriyete giden süreçlerini, biyografisini anlatan pek çok kitap okudum. İçlerinde beğendiğim de oldu, sıradan bulduğum da. En son okuduğum George W. Gaywrych'in 'Genç Atatürk' kitabını ise bu güne kadar yazılmış Atatürk biyografilerinden farklı olarak; Osmanlı Zabitinden Türk Devlet Adamına, özellikle 'Asker Atatürk'ü anlatıyor.

Mustafa Kemal'i devlet adamlığına hazırlayan askerlik sürecinin detaylı bir analizi, titizlikle kaleme alınmış. Sayfalar dolusu kaynakçaya dayanan kitap, titiz bir araştırmanın ürünü. 'Genç Atatürk'ü bir de George W. Gaywrych'in kaleminden okumanızı tavsiye ederken...

Atamızı 80. Ölüm Yıldönümünde sevgiyle, saygıyla, özlemle anarken;

SONSUZA DEK KALBİMİZDESİN!. İZİN SİLİNMEZ ATAM!..diyorum...

Esin Bozdemir

6 yorum:

  1. Merhabalar.
    Ebediyete intikal edişinin 80. sene-i devriyesinde büyük Atatürk'ü rahmetle, saygıyla, minnetle ve şükranla anıyorum. Bu yıl ki Diyanet takviminin 10 Kasım yaprağının arkasında "Çocuklarımızla İmtihan Ediliyoruz" yazısı vardı. İşte biz Atatürk'e böyle sahip çıkıyoruz. Ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Recep Altun,
      Hiç kimse gelecek nesli, Atatürk'ün ışığından alıkoyamaz. Buna kimsenin gücü yetmeyecektir!.
      Atatürk fikirleriyle daima bizimle, sonsuza dek kalbimizde yaşayacaktır.
      Değerli ziyaretinize çok teşekkür ederim. Esenlikle...

      Sil
  2. Atatürk gibi bir lidere bugün her zamankinden cok ihtiyac var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Derya,
      Kesinlikle! Atatürk gibi düşünmek, onun ilkelerinde yürümek, onun vizyonuna sahip olabilmek...
      bizi aydınlığa taşımaya yeter!.O'nu çok özlüyoruz...daima kalbimizde! hep bizimle!..
      Ziyaretinize çok teşekkür ederim. Esenlikle...

      Sil
  3. Bugün geldiğimiz noktada Atatürk'ü anlamak ve onun çizdiği ideallere ulaşmak için yolumuzu tayin etmeye ihtiyacımız var. Tarihimizdeki karakter ve olayları yeni nesillere daha iyi aktarmalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Beyaz Yakalı,
      Dün olduğu gibi bugün de, sadece biz Türkler içinde değil tüm dünyanın kabul ettiği, tartışılmaz tek liderimiz Atatürk!. O yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor!. Onu anlamak için tekrar tekrar okumalı ve sizin de belirttiğiniz gibi; bilgilerimizi yeni nesillere aktarmaya devam etmeliyiz. Değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Esenlikle...

      Sil