Van'da bir doğa harikası: Muradiye Şelalesi

'Doğu'nun incisi' Urartu'nun başkenti Van gezimizin ilk günü, önce Van Kalesi'nden başlamış, ardından Urartu Müzesi'ni gezerek tarihi bir yolculuğa çıkmıştık. İkinci gün ise rotamızda Van'ın doğa harikası Muradiye Şelalesi var. Van'a yaklaşık 85 km mesafede bulunan şelaleye gitmek üzere sabah erkenden yola koyuluyoruz. Van'ın coğrafyası oldukça güzel. Denize öykünen koca gölüyle, girintili çıkıntılı dantel misali koylarıyla, görkemli dağlarıyla, tarihi kaleleri ve köprüleriyle Van daha ilk görüşte gönlümüzü fethediyor. 

Tendürek Dağından çıkan ve Bend-i Mahi Çayı üzerinde bulunan şelale Muradiye ilçe merkezine 10 km mesafede. Dolayısıyla yol seyrimiz muhteşem manzaralar eşliğinde geçiyor. Kayıtsız kalamayacağımız görüntüler ise bize fotoğraf molaları verdiriyor. Biz de hiç acele etmiyoruz. İstanbul'un kaos ikliminden uzaktayız, uzun yol yorgunluğumuz da sevdiklerimizle buluşunca geçiyor. Kavuşmanın hoşluğu, bir de üzerine rahat bir uyku alınca...artık bize içinde bulunduğumuz anların keyfini, sindire sindire yaşamak düşüyor.  Doğanın içindeyken aldığımız huzurun tarifi yok. Büyük şehirler ne kadar çok yoruyor bizi. Bunu İstanbul dışına çıktığımız zamanlarda çok daha iyi anlıyoruz. Bu yüzden yaşadığımız her an çok değerli. Yine dönecek olursam gezimize... Doğanın en güzel armağanlarından biri olan şelale, bize güldür güldür çağlayan sesiyle yaklaşmakta olduğumuzun sinyalini veriyor!. Debisi yüksek ve oldukça güçlü akan suyun sesini duyunca heyecanımız bir kat daha artıyor.

Şelale gezimiz, pandemi dolayısıyla sakin ancak yine de gelinlerin, sünnet çocuklarının, öğrencilerin ve yerli turistlerin ziyaretiyle az da olsa bir hareketlilik görüyoruz. Şelalenin olduğu alan büyük bir ören yerine dönüşmüş. Karayolu'nun kenarında yaklaşık 100 metre yükseklikteki kayalıklardan çıkan sular köpüre köpüre akıyor. Ve Muradiye Şelalesi tüm ihtişamıyla yüzünü bize gösteriyor. Nasıl güzel, nasıl etkileyici! 

Doğanın gücüne kim karşı koyabilir ki! Göl ne kadar durgunsa, şelale de o kadar coşkun akıyor!. Şelale bizi hipnotize edercesine kendine çekiyor. Seyrine dalıyor; şelalenin, kuşların ve rüzgarın şarkılarını dinliyoruz.  

Farklı açılardan Muradiye Şelalesi'nin fotoğrafını çekiyor, biraz da yakınına gitmek üzere vadinin aşağısına doğru iniyoruz. Paçalarını sıvamış suya  ayaklarını sokan çocukların neşesi bizi de sarıyor. Suyun içinde görülen taşlar ayaklarımızı kaydırsa da içimizdeki çocuk bizden önce atlıyor sulara...dizlerimize kadar değen suyla şelalenin çayla buluştuğu noktada Muradiye'nin serin sularında ferahlıyoruz. 

Bend-i Mahi Çayı'nın üzerinde bir de aynı adı taşıyan asma bir köprü var. Yaklaşık 60 metre uzunluğundaki bu köprü tıpkı Karadeniz'e gördüğümüz asma köprüler gibi,  uzun ve her iki yanı halat iplerle çevrili. Tutuna tutuna yürüdükçe beşik gibi sallanan köprüye biraz tedirginlikle bakıyoruz karşıdan. Üstelik üzerinde azımsanmayacak bir insan trafiği de var! Napmalı? biz de geçsek mi acaba ?! derken... 

Korkuyu çaya atıp, biraz sakinleşmesini bekledikten sonra biz de geçiyoruz üzerinden!. Hakikaten üzerinde yürürken, beşik gibi sallanıyor köprü! sıkı sıkı iplere tutunuyoruz! hatta duruma alışıyor fotoğraf bile çekiyoruz!. Ama manzaranın seyrine kapılmadan ve yüzümdeki tebessüm kaybolmadan biran önce de karşıya geçiyoruz. Karaya adım atar atmaz, karşıda bekleyen, küçük bir grup (gelin ve damat alayı) asma köprüden geçmeye hazırlanıyor. Az da olsa risk taşıyan asma köprü üzerinde ilginç pozlarla hatıralık fotoğraflar çektiriyorlar.

Bend-i Mahi Çayı ve Köprüsü

 Ve Muradiye Şelalesi'ne son bir kez daha bakıp yeni rotamıza doğru yola çıkıyoruz.

devamı: bkz

**

İzler ve Yansımalar Anadolu Yollarında
Van Gezisi
1. Van Kalesinde tarihe yolculuk tıklayınız
2. Urartuların Mirası Van Müzesinde  tıklayınız