Tarihte bugün 27 Ocak 1901'de Sultanahmet Meydanı’ndaki Alman Çeşmesi, Kayser Wilhelm'in 42. Doğum gününde törenle açılır.
Sultanahmet Meydanı’nda, I. Ahmet Türbesi’nin tam karşısında kendine has mimarisi ile güzel bir çeşme görürsünüz. İşte o çeşme Osmanlı Alman dostluğunun bir simgesi olarak 1898 yılında Alman İmparatoru Kayser Wilhelm tarafından Sultan II. Abdülhamid’e armağan edilmiştir. Ve bu yüzden halk arasında ‘Alman Çeşmesi’ olarak anılagelmiştir.
Bizanslılar’ın Hipodrom, Osmanlılar’ın ise At Meydanı dediği meydanın başında yer alan çeşme, Mimar Spitta tarafından çizilmiş. Ve çeşme, Mimar Schoele başta olmak üzere Carlitzik ve Joseph Antony’nin de içinde bulunduğu mimari ekiple şekillendirilmiş.
Bu çeşme Alman mimarisinde örneği görülen çeşmelere benzemediği gibi, klasik Osmanlı çeşmelerine de benzememektedir.
İmparator II. Wilhelm’in hediyesi olan Sultanahmet Meydanı’ndaki Alman Çeşmesi, Kayzer’in 42. Doğum günü olan 27 Ocak 1901 günü törenle açılır.
Peki İmparator II. Wilhelm bu hediyeyi Sultan II.Abdülhamid’e neden vermiştir! Bu, öyle ülkeler arasında alışılagelmiş türden pek formalite bir hediye değildir çünkü.
devamı:
Esin Bozdemir
Ardında ne gerçekler varmış aman aman. Sultan Ahmet meydanına gidecem ilk Türkiye ziyaretimde. Özledim İstanbuluu
YanıtlaSil@İstanbul'un kalbi Sultanahmet, her ne kadar kısa bir süre önce acı veren kayıplarla anılsa da, tarihi değerinden hiçbir şey kaybetmez yine de!. Gurbette olunca memleket hasreti çok daha derin oluyor değil mi!.o zaman tez olsun kavuşmanız ;)
SilHiç kendi menfaatleri olmasa yaparlar mı? ...
YanıtlaSil@bahce perim
SilKomşu ülkelerle sıcak dostluk ve işbirlikleri olur, bu doğal ama
enayi yerine konulmak ancak aymazlara has bir durum!.
yazı ve bilgilendirme güzel olsa da sultanahmet yazısını görünce ister istemez biraz içim burkularak okudum. dilerim tekrarı olmaz...
YanıtlaSil@önce bana sor,
SilSultanahmet'te yaşanan acı olay unutulmayacak elbette..
temennimiz bir daha bu acıların yaşanmaması...
* bu arada sayfama hoş geldiniz. Ziyaretiniz için teşekkür ederim.
Sultanahmet Meydanı denince artık bu ülkenin neredeyse her karış toprağı için duyduğumuz üzere acı, hüzün duyuyor olsak da oradaki çeşmenin tarihini okumak güzel. Teşekkür ederim.
YanıtlaSil@Kalemderi,
SilNe yazık ki, öyle günlerin içinden geçiyoruz ki! acı, keder ve gözyaşı bizi bir an olsun terk etmiyor. Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan büyük acı yüreğimizi yaktı. Dileriz bir daha yaşanmaz. Alman Çeşmesi'nin ilginç tarihi, Türk ve Alman dostluğunun perde arkasındaki sırları da gün yüzüne çıkarıyor. Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim.
Aşağıdaki bir önceki postunuzda, ülkemizin cennet köşelerinden belirli bir güzergahı takip ederek, adım adım yaklaştığınız Işık ülkesi Ksanthos'ın önemli ve çarpıcı yazı serinizi yine büyük bir ilgi ve beğeni ile okudum, birbirinden muhteşem görsellerin arasında kaybolarak hayranlıkla dolaştım. Farklı tarihler ve medeniyetlerle yoğrulup günümüze ışık tutan bölgemizin unesco dünya mirasları listesinde yer almasının boşuna olmadığının onuruyla gururlanıp, emekleriniz ile oluşturduğunuz bu antik kentler serisi ile nasıl büyük bir katkıda bulunduğunu görmekten de kıvanç duydum.
YanıtlaSilSavaş olgusunun konjonktürel sonucu, yontu ve harabeler arasında savaş izlerini takip ederek gezindikten sonra, biraz yorulmuş olmalıyım ki, yüzyılı geçen tarihi ve yıl dönümü ile Sultanahmet'in simgesi Alman Çeşmesi'nde konaklamak ve serinlemek iyi geldi. Dünyanın en önemli coğrafi konumuna, sebep ve sonuç ilişkileri ne olursa olsun, ülkemize lütfedilmiş bu eserlerin değerleri bilinerek hak edildiği biçimde ebediyete kadar korunması dileklerimle, emekleriniz için size tekrar teşekkür ederim.
Ailenize şimdiden güzel bir hafta sonu dilerim.
Esen kalın.
@Mehmet Osman Çağlar,
SilIşık Ülkesi Likya Birliğine dahil olan antik kentleri peş peşe dolaşmak, o dönemi daha iyi algılayıp, anlamamıza vesile oldu. Gezi öncesi genel olarak bilgi birikimine sahip olsak da, sonrasında yerinde gezip görmek o etkiyi çok daha farklı kılıyor. Bu yüzden elimden geldiğince o duyguyu okuyuculara da vermek gayreti içinde oluyorum. Unesco Dünya Mirası Listesine girmiş olması oldukça sevindirici.
Antik Çağlar'ın ardından biraz daha yakın çağa geldiğimizde...
Alman Çeşmesi'nin yanında, heybesi dolu bilge bir adamı, şiir okurken görmüşler! demek ki o sizdiniz :) Sanata, tarihe ve emeğe verdiğiniz değer için asıl ben teşekkür ederim Mehmet Bey.
Ben de size ve ailenize güzel bir hafta sonu dilerim.
Esenlikle...
Dün ben de yorum birakmistim buraya, ulasmadi mi yoksa?
YanıtlaSilSevgili Ayşe
Silyorumun 'Alman Çeşmesi' postumun bağlantılı olduğu diğer linkte..
teşekkür ederim.
http://izlerveyansimalar.blogspot.com.tr/2015/01/alman-cesmesi-deutscher-brunnen.html
İstanbul'a birkaç kez gittim ve her seferinde Sultanahmet Meydanı'nda bulundum ama bu çeşmeye hiç dikkat etmemişim iyi mi? Keşke elimize bir broşür falan alsaymışız. Yönlendiren de olmayınca koskoca yapıyı es geçmişiz her seferinde :(
YanıtlaSilDiğer postuna gittim, tüm detaylarıyla, en ince noktasına kadar hem harika görsellerin hem verdiğin bilgiler eşliğinde öğrendim Esinciğim, sevgili rehberim. Çok makbule geçti inan. Hikayesi ne kadar ilginçmiş sahi. Bir de kaçakçılık olayı devreye girecekmiş demek. Yuhh diyorum!
Bir dahaki İstanbul seyahatimizde mutlaka görülecek. Bu bilgiler pekiştirilecek sayende yine.
Ellerine, emeğine, objektifine, harcadığın vakte çook teşekkürler Esinciğim.
Sevgiler...
@Zeugma,
SilBu çeşme Sultananhemet'in simgesi adeta Zeugmacığım, ama ne yazık ki, çeşmenin bulunduğu Sultanahmet Meydanı'nda dahi 'Alman Çeşmesi'nin varlığına işaret eden bir yönlendirme tabelası yok. 'Milyon Taşı' da aynen böyle. Evet bir daha ki İstanbul gezinizde Sultanahmet'i merkez alarak, bir gezi planı hazırlar, görülmesi gereken yerlere, mutlaka Alman Çeşmesini de dahil edersiniz ;)
Değerli yorumun ve beğenin için çok teşekkür ederim Zeugmacığım.
Sevgilerimle..
1-2 yıl öncesine kadar, İstanbul'u turistik açıklamalarla gezdiren günübirlik gezi otobüsleri vardı. Şimdi var mı bilmiyorum. Ama o gezilerde bile önceden fark edilmeyen pek çok eseri fark edebiliyor insan. Bakmasını, görmesini bilmek önemli gerçekten. Çok farklı bilgileri harika fotoğraflar eşliğinde öğreniyoruz.
YanıtlaSilTeşekkürler emekleriniz için.
@Makbule Abalı,
SilVaktiniz sınırlı olduğunda, bir şehri keşfetmek için yürüyerek sokak sokak dolaşmak yerine, turistik amaçlı hizmet veren 'Sightseeing Tours'ile 'otobüsle şehir turu' yapmak çok daha mantıklı oluyor. Biz de, yurt dışı seyahatlerimizde sıklıkla kullanıyoruz bu tür hizmet veren turları.
Tarihiyle, kültürüyle ve coğrafi konumuyla dünyanın göz bebeği olan İstanbul'da bu tür turlar 'İstanbul sightseeing Tour' lar çok daha gelişmiş araçlarla hem konforlu hem de donanımlı bir şekilde hizmet vermeyi sürdürüyor. Sadece karadan değil, tekne turları ile de İstanbul'u boğaz manzarası eşliğinde gezmek de güzel. Ayrıca sırf Milli Sarayları gezdiren turlarla da İstanbul'un o tarihi dokusunu doyasıya yaşamak ayrı bir keyif. Alternatif çok. Çünkü yaşayan şehir İstanbul'un 'meraklı ziyaretçilerine' anlatacağı şeyler çok..
İstanbul ıskalanmayacak kadar özel bir şehir. Kendine has bir dokusu ve ruhu var!. Karşımıza çıkan her eserin, dokunduğumuz ve görebildiğimiz her taşın bir hikayesi var. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Esenlikle dolu, iyi pazarlar dilerim..