Çanakkale ili Eceabat sınırları içerisinde yer alan ve OPET tarafından -Çanakkale Zaferi’nin 93. Yılı etkinlikleri kapsamında - 17 Mart 2008 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından törenle ziyarete açılan “Tarihe Saygı Parkı” ve aynı alan içinde yer alan “Tarihe Saygı Anıtı” kesinlikle görülmeğe değer. Şehitliklere yapılan ziyaretlerin ardından dönüş yolunda feribot iskelesinin hemen yanında yer alan 2500 metrekarelik alan üzerindeki “Tarihe Saygı Parkı” konumu ve tasarımıyla dikkat çekicidir. Park alanı içinde; Çanakkale Savaşı canlandırmaları, Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası haritası, Çanakkale Savaşı Komutanları büstleri ve Tarihe Saygı Anıtı yer almaktadır.
12 metre yüksekliğinde, 2.5 metre genişliğinde olan “Tarihe Saygı Anıtı” ünlü heykeltıraş Prof. Dr. Tankut Öktem‘in son eseridir. Ne yazık ki heykeltıraş eserinin son halini göremeyecektir. Çünkü, Haziran 2007’de Öktem tarafından projelendirilen “Tarihe Saygı Anıtı”ı sanatçının İstanbul’da 5 Aralık 2007’de bir trafik kazasında hayatını kaybetmesi üzerine, kızları Oylum Öktem ve Pınar Öktem Doğan tarafından, Tankut Öktem Atölyesi çalışanlarının - İşözen Adnan Gürsoy, Veli Turan, Turhan Bir, Mustafa Doğan, Selahattin Sevimli ve Ahmet Turan - katkıları ile hocalarının başladığı eser 2008 yılında tamamlanır.2008 yılında açılan “Tarihe Saygı Parkı” 2013 yılında yeniden bir düzenlemeye tabi tutulur. Bugün “Tarihe Saygı Anıtı” tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini selamlamaktadır.
"Tarihe Saygı Anıtı" farklı figürlerden oluşturulmuş bir kompozisyon içinde birer heykeller bütünüdür. Her yüzünde ayrı bir tema yer alır. "Tarihe Saygı Anıtı"; 'Atatürk Anafartalar’da', 'Kucağında yaralı bir Avustralyalı askeri taşıyan bir Türk askeri', 'İngiliz, Fransız, Yeni Zelandalı, Avustralyalı, Hintli askerler ile Mehmetçik', 'Seyit Onbaşı', 'Ellerini göğe uzatan bir Türk askeri' ile 'Metanetli bir kadın' figürlerinden oluşmaktadır.
TARİHE SAYGI ANITI
Bu anıt; tarihi insanlık adına kıvanç duyulacak olaylarla dolu, “özgürlüğünden” ödün vermemek için canını dahi vermekten çekinmeyen bir milletin, yaşadığı savaşın sonrasında barışın simgeleyen kompozisyonu ile gelecek kuşaklara bırakılacak bir sanat eseri olarak projelendirilmiştir. Anıt, bir bütünlük içerisinde sunulmuş olmasına karşın birkaç ayrı mesajı bünyesinde barındırmaktadır.
ATATÜRK ANAFARTALAR’DA
Anıtın bu yüzünde bulunan “Atatürk’ün Anafartalar”da figürü, Onun Çanakkale harbindeki etkin rolünü ifade etmektedir. Kucağında Avustralyalı vurulmuş bir kahramanı tedavi etmek üzere taşıyan Mehmetçik heykeli figürü, Türk Askeri’nin, düşmanının ölüsüne bile üzülen bir ruh yapısına sahip olduğunu gösteren ikili bir figürdür. Anıtta Türk askeri figürünün yanında, bir İngiliz, bir Fransız, bir Yeni Zelandalı, bir Avustralyalı ve bir Hintli Asker bulunmaktadır. Bu figürler kendi aralarında hem kompozisyonun genel ifadesini kuvvetlendirmekte, hem de varlıkları ile tarih içindeki yerlerini ölümsüzleştirmektedirler.
HAVRANLI SEYİD ONBAŞI
Anıtın bu yüzünde bulunan
Havranlı Seyid Onbaşı figürü; Balkan Harbi’nin kaybedilmesinin acısını ve
ezikliğini duyan Türk milletinin, dünyayı idare eden emperyalist ülkelere karşı
gösterdiği insanüstü direnişin bir sembolüdür. Bu figür yalnızca 280 kg.lık bir
mermiyi taşıyan güçlü bir askeri değil, aynı zamanda Türk milletinin şahlanan
direnişini simgelemektedir.
Bu figürün gerisinde yer alan bir
eliyle Yeni Zelandalı askere sarılmış onun acısına Yaratan’dan yardım isteyen
figür. Türk askerinin Yaratan’la bütünleşen acıma duygularıyla dolu ve rikkatli
bir kalbi olduğunu simgelemektedir. Bu askerin göğe yükselen eliyle hemen
Atatürk figürünün yanında yer alan, iki eliyle Yaradan’dan yardım isteyen
Mehmetçik’in iki eli havada, yalnız gökyüzüne uzanan eller niteliği
taşımaktadır, barış için uçan birer güvercin görünümünde olacaklardır.
SAVAŞIN ANNESİ
Tüm savaşanların doğuranı, anne - ki, Atatürk’ün yazısında yer almıştır – kompozisyonda tüm anneler adına bir Türk annesi olarak simgelenmiştir. Buradaki figür acısını metanetle karşılayan güçlü ama üzgün, kahırlı ama kahraman anneyi temsil eder.
Bu anıt aynı zamanda izlenilen tüm acıların bir daha yaşanmaması için insanların insanlardan istediği ve Atatürk’ün sözleriyle “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” olması dileğini simgeler. Bir düşmanlık anıtı değil, bir dostluk anıtıdır ve insanlığa birçok nedenle ders verdiği için de ders alınmalıdır. Bundan bir sonuç çıkarılmalıdır. - Prof. Tankut Öktem (Temmuz 2007)
Ünlü heykeltıraşımız Prof. Dr. Tankut Öktem’i saygı ve rahmetle anıyorum.
***
Ve, Çanakkale Zaferi'nin 103. yıldönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu topraklarda şehit düşen bütün vatanseverleri Saygıyla, Rahmetle ve Minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Esin Bozdemir
Çok anlamlı gerçekten, Allah rahmet eylesin; Atatürk'ümüz ve tüm şehitlerimizin mekanı Cennet olsun. Emeğine sağlık. :)
YanıtlaSil@bücürükveben,
SilTürk Milletini hiçbir güç tarihten silemez! ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!
Çanakkale Savaşları bunun en iyi kanıtıdır. Koşullar ne kadar ağır olursa olsun, Türklerin gücü ve inancı bütün zorlukları yenebilecek bir güçtedir. Başta GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmak üzere TÜM ŞEHİTLERİMİZİ SAYGIYLA, MİNNETLE, RAHMETLE ANIYORUZ.
Teşekkür ederim sevgili Müjde :)
Esenlikle...