YKY
Kültür Sanat harika iki sergiyle sanatseverleri ağırlıyor. Biri 'Turhan Selçuk
Retrospektifi' diğeri 'Hoşgeldin Gazi'. Bu sergileri sona ermeden görebilmeyi
çok istiyordum, nihayet bu haftasonu sergileri görebildim. Her iki sergi de muhteşemdi
arkadaşlar.
Küratörlüğünü Cengiz Kahraman'ın yaptığı 'Hoşgeldin Gazi' Sergisi, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk kez İstanbul'a geldiği 1 Temmuz 1927'den Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybettiği 10 Kasım 1938'e kadar İstanbul'da geçirdiği günleri bir bütünlük içinde kronolojik sıralamayla ziyaretçiyle buluşturuyor. Dönemin önemli foto
muhabirlerinin çektiği fotoğraflar, gazetelerden derlenen hikâyeleriyle
birlikte sanatseverlere sunuluyor.
HOŞ GELDİN GAZİ
Atatürk'ün İstanbul Günleri
(1927-1938)
Her zamanki gibi yine, YKY Kültür ve Sanat farkı ile sergi salonlarında dolaşırken bir taraftan Atatürk'ün sesi bize eşlik ediyor. Daha önce hiçbir yerde görmediğimiz Atatürk'ün orjinal siyah beyaz fotoğrafları ve tarihi görüntülerin yer aldığı film gösterileriyle birlikte oldukça zengin bir sergideyiz. Sergi salonlarında gezerken izlediğim kısa metrajlı film, görseller ve o anlarda Atamızın sesini de duyunca! bu atmosferden oldukça etkilendiğimi söylemeliyim. Canım Atamız!. Işıklar içinde uyusun!.
17 Mayıs 'ta başlayan 'Hoşgeldin Gazi' Sergisi, 10
Kasım'a kadar sürecek.
TURHAN SELÇUK
Retrospektifi
Ancak, 17 Mayıs 'ta başlayan ve odağında; Turhan Sekçuk'un " Halkını seven
her dürüst ve namuslu kişide az çok Abdülcanbaz'lık vardır" diye
tanımladığı ünlü tiplemesi Abdülcanbaz'ın yer aldığı sergi 9 Ağustos 2019'da
sona erecek.
'Turhan Selçuk Retrospektifi' Sergisi, Türk karikatür sanatının modernleşme dönemi öncülerinden Turhan Selçuk'un yapıtlarını, geçmişten günümüze bütün dönemleriyle gösteren oldukça kapsamlı bir sergiydi. Selçuk'un 1940'larda başlayıp 2000'lere uzanan yetmiş yıllık sanat yaşamının bütün dönemlerinden örneklere yer verilen sergide, Selçuk'un usta çizimlerine bir kez daha hayranlık duyuyoruz. Konuşan, güldüren, düşündüren, duygulandıran müthiş çizimler! Büyük yetenek, büyük emek ve her biri ince bir zekâ örneği!
***
Sergide 400 civarında orjinal eserin yanı sıra karikatür ve mizah dergileri, Abdülcanbaz kitapları ve afişleri, Selçuk'un kendisinin yaptığı satranç takımı ve Nasrettin Hoca hatıra parası, kapak resimlerini çizdiği kitaplar, posta pulu, Andülcanbaz resimli sigara tabakası gibi birbirinden ilginç koleksiyon parçaları da yer alıyor. Böyle bir sergiyi görebilmek her zaman mümkün olmaz.
Serginin bitmesine son iki gün kaldı! Henüz vakit varken, İstanbul'daki sanatsever dostlarım, bu sergiyi siz de görün isterim. Çünkü, her iki sergi de
kesinlikle görmeğe değer.
Esin Bozdemir
İçeriği,konuları çok zengin bir çalışma;çok teşekkürler Esin..
YanıtlaSil@GÜVEN SERİN,
Silİyi ki YKY Kültür Sanat var. Burada düzenlenen sergiler çok başarılı çünkü. Keşke bu sergiler, başka şehirlerde de sergilenebilse yada konteynırlarla 'gezici sergiler' çoğalsa, ülkenin her köşesine ulaşsa! Ben teşekkür ederim Güven. Esenlikle...
Ne güzel bir sergi. O'NUN OLDUĞU HER ŞEY DE BİR GÜZELLİK KENDİLİĞİNDEN OLUŞUYOR ZATEN.
YanıtlaSil@tülin,
SilÖzel bir sergiydi. Kesinlikle; "O'NUN OLDUĞU HER ŞEYDE BİR GÜZELLİK KENDİLİĞİNDEN OLUŞUYOR"
Sevgilerimle Tülin Hanım. Esenlikler dilerim...
Kapıdağ yazınla başlasam:) Oradaki Kemal Bey'in altını çizsem önce; konu sergiler ve bize muhteşem bir Cumhuriyet bırakan Mustafa Kemal Atatürk olduğuna göre...
YanıtlaSilBir benzerine ben de rastlamıştım aslında Kemal Bey'in, bir dağa çıkarken geçtiğimiz bir köyde, hatta neredeyse burnumuzun dibi bir yerde bir köy kahvesinin yanındaki bir odaya düzenlenmiş şaşırtıcı bir müze ve muhteşem,doğal bir bahçe. Öyle sıcak ve öyle güzeldi ki... Ama ben senin kadar aktif bir blog yazarı olamadığım için altını çizememiş ve yazamamıştım, gönlüm unutmasa da:) Kemal Bey ve soluk aldıran ve bizzati o günün akışına dahil eden yazın en azından bir vesile oldu şimdi:) Demem o ki benzerlerini de tarihe not düşmeyi sanki bir görev bilmeliyiz:)
Turhan Selçuk'sa benim için çok özel; sanatını adının önüne koymuş, kendini geride tutmuş ve benim çocukluğuma kıymetli anılar, gelişimime de izler bırakmış bir mütevazi kişiliktir. Yoksa o öldüğünde şu cümleleri yazmış olur muydum, bir yazının içine:
"Replikleri aklına kazıyan biri hiç olmadım. Ama bu replik dilime dolanmayı başarmıştı. Kimse için bir anlam ifade etmeyecek bu kısacık cümle, sadece o anları ve o duyguları yaşayanlar için anlamlı olabilirdi. Benim için Abdülcanbaz, kanlı canlı bir varlıktı; tıpkı o replikteki duygu gibi.
Turhan Selçuk öldü yazınca... Sandım ki; küçük bir çocuğun Abdülcanbaz'ı da öldü..."
Ne güzel ki yaşıyorlar:)
Ayrıca Cannes yazının da altını çizmeliyim:))
Ve ayrıca, bazen de istanbul'u istanbul'dan yaşamak daha mı güzel acaba?:))
Bir de daha da uzatmadan çekilsem, çok güzel olacak sanki:))
@buraneros,
SilKemal Bey gibi altını çizmemiz gereken nice şahsiyet var aslında. Kesinlikle böyle nevi şahsına münhasır insanları tarihe not düşmek adına yazmalı! Sen de yazmalısın Sevgili Buraneros. Aslında eskisi kadar bloga yazı yazamıyorum! Oysa yazılmayı bekleyen daha pek çok gezi notlarım var. Diğer yandan benim bir de resim sevdam var :) Bir türlü blogda bu konuya yer veremedim. Ama resim yapmayı en az yazmak kadar, belki biraz daha fazla seviyorum diyebilirim. Bu yüzden kafamda uçuşan bir yığın proje var!. Artık ömrümüz ne kadarına yeterse!.
Turhan Selçuk, benim için de, hep özel bir insan ve özel bir sanatçı olarak kalacak. Bu yüzden Turhan Selçuk'un Retrospektifi'ni kaçırmak istemedim.
İstanbul'un artıları da eksileri de var tabi, ancak sanatın kalbi bu şehirde atıyor! bu da bir gerçek. Ne diyeyim; biz de bir dolu git-gel’ler yaşıyoruz bu mega şehirde o:)) Ama İstanbul’u, İstanbul'dan yaşamak da güzel şey doğrusu!
Olur mu hiç!. Yazılarını her zaman severek okuyorum. Ziyaretine ve değerli yorumuna, çok teşekkür ederim. Esen kal :)