Ve birgün benim de, "Cannes'da, meşhurların yürüdüğü o kırmızı halıda yürüyeceğim hiç aklıma gelmezdi!!!" desem, buna kim inanır!?? Of tabii ki bu kadar da değil !! :))) ' ancak o kırmızı halının döşenmesine sayılı günler kala, o yolun başına kadar gittim ve oraları da gördüm ya! ne diyeyim! "şaşırtıyorsun beni hayat!" diyorum :)) Bir de bu kırmızı halıda yürümüş ve aldıkları ödüllerle ülkemizi taçlandırmış iki isim var tabii, onları da burada anmadan geçmeyeyim. 1982 yılında Yılmaz Güney'in "Yol" filmi, 2014'de de Nuri Bilge Ceylan'ın "Kış Uykusu" filmi, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülüne layık görülmüştü. Bunlar da sinema tarihimiz adına gurur duyacağımız unutulmayacak ödüllerden.
Fransız Rivierası olarak bilinen Côte d'Azur bölgesinin en popüler şehirlerinden biri olan Cannes, Elegant Avrupa gezimizin en hoş destinasyonlarından biri oluyor. Çünkü Mayıs'ın ilk haftasında gerçekleştirdiğimiz Cannes gezimiz, tesadüftir ki, iki gün sonra başlayacak olan ve bu yıl 72.'si düzenlenecek olan Cannes Film Festivali zamanına denk geliyor. 2019 Cannes Film Festivali'nin bu yıl ki tarihleri ise 14-25 Mayıs, yani ramak kalmışız festival gününe! Bu yüzden kalabalık bir şehirle karşılaşıyoruz Cannes'da.
Cannes Film Festivali'nde her yıl ortalama 20 film yarışıyor ve bu filmler juri başkanı ve juri üyeleri tarafından ödüllendiriliyor. Bir hafta sonra sonuçlar belli olacak ve Altın Palmiye kime verilecek belli olacak. Tabi ki ben de bir hafta süren gezimiz esnasında Cannes Film Festivali'ne dair haberleri her zamankinden daha fazla merakla takip ediyorum.
Bu yılın kazananları ise; Quentin Tarantino, Pedro Almodóvar, Terrence Malick, Dardenne Kardeşler, Ken Loach ve Bong Joon-ho gibi önemli isimlerin, yeni filmleriyle yer aldığı festivalde Altın Palmiye’yi Bong Joon-ho imzalı Parasite kazanır. Bu ödülle birlikte Joon-ho, Cannes Film Festivali’nin 72 yıllık tarihinde Altın Palmiye kazanan ilk Koreli yönetmen olur.
Bu yılın kazananları ise; Quentin Tarantino, Pedro Almodóvar, Terrence Malick, Dardenne Kardeşler, Ken Loach ve Bong Joon-ho gibi önemli isimlerin, yeni filmleriyle yer aldığı festivalde Altın Palmiye’yi Bong Joon-ho imzalı Parasite kazanır. Bu ödülle birlikte Joon-ho, Cannes Film Festivali’nin 72 yıllık tarihinde Altın Palmiye kazanan ilk Koreli yönetmen olur.
Ve dönecek olursam tekrar gezi notlarıma;
Nice gezimizin ardından, yaklaşık yarım saat sonra ulaştığımız Cannes, renkli ve neşeli yüzüyle karşılıyor bizi. Basın görevlilerinden, kamera ve ışık düzenlemelerine, güvenlik birimlerinden, sahilde ünlülerin yatlarına kadar, her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. Ama ne bir panik hali ne de bir kaos görüyoruz!.
***
1991 yılında vizyona giren ‘Boyz N the Hood’ (Artık Çocuk Değiller) adlı filmiyle Oscar’a aday gösterilen ve Cannes Film Festivali'nde Özel Ödül alan ABD'li ilk siyah yönetmen John Singleton 2019 Başında, 51 yaşında iken hayata veda eder.
Cannes Film Festivali'ni sembol eden eski film makaralarının tasvir edildiği heykelde; Genç yaşta hayata veda eden 'John Singleton'ın Anısına Saygıyla!' ibaresini okuyunca, biz de "Işıklar içinde uyu, John Singleton" diyor ve tatil dönüşünde bir kez daha ‘Boyz N the Hood’ (Artık Çocuk Değiller) filmini izlemeyi aklımızın bir köşesine not ediyoruz.
Turist otobüsleri de Cannes Film Festivali'nin ruhuna uygun,
çok güzel değil mi! Efsane Aktrist Elizabeth Taylor'u nerede olsa tanırım ama :))
♥
Casino önünde bizim de bir hatıralık pozumuz olsun!
maksat biraz da eğlence olsun, yoksa kumarla hiç işim olmaz ツ
maksat biraz da eğlence olsun, yoksa kumarla hiç işim olmaz ツ
♣
"Kuşkusuz hayatın ve ölümün üstüne oynanandan daha büyük bir kumar bilmeyiz."
Arthur Schopenhauer
♠
"Kaybedecek kadar zengin, kazanmayı isteyecek kadar yoksul olmadığımdan
asla kumar oynamam." Alexandre Dumas
♦
derken...
Cannes'in renkli sokaklarında dolaşmaya devam ediyoruz :))
Renkli mi renkli bir şehir Cannes.
Gözlerim hangi yana bakacağını bilemiyor!
Turist otobüslerine bayılıyorum :)
Şahane çizimler öyle değil mi!
Renkli mi renkli bir şehir Cannes.
Gözlerim hangi yana bakacağını bilemiyor!
Turist otobüslerine bayılıyorum :)
Şahane çizimler öyle değil mi!
***
Kaktüslerin arasında ve bir kaide üzerinde;
şahlanmış bir at ve kadın heykeli oldukça estetik görünüyor.
şahlanmış bir at ve kadın heykeli oldukça estetik görünüyor.
Öncelikle rehberimizle birlikte panoramik bir şehir turu yapıyoruz. Dünya jet sosyetesinin ve ünlülerin yatlarının, gösterişli kotralarının bulunduğu sahilde ve Cannes Film Festivali'nin yapılacağı yere kadar grupla birlikte gezip, bu meşhur alanda hepbirlikte birer hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra, bize ayrılan tahmini 40 dakikalık serbest turumuzda da Cannes sahilinde ve içerilere pek de açılmadan küçük bir keşif gezisi yapıyoruz. Lüks oteller, alışveriş mağazaları, renkli turist araçları, yemyeşil parklar...
Lord Henry Peter Brougham'ın Mermer Heykeli
Bir şehri keşfetmenin, onu tanımanın en önemli ipuçlarını bize;
meydanlara bulvarlara ve tarihi binaların önüne konumlanan heykelleri gösterir.
Ve işte ben de, Cannes gezimizde ilk gözüme çarpan -üzerinde 'Lord Henry Peter Brougham' yazan - heykeli dikilen şahsı araştırıyorum.
Edinburg doğumlu olan Lord Henry Peter Brougham, hukuk eğitimini aldığı bu şehirde bir dönem Avukatlık yapar. Daha sonra hayatının önemli bir kısmı İngiltere'de geçer. İngiltere'nin Yüksek Şansölyesi ünvanını alan, Lord Henry Peter Brougham, yaptığı reformlarla İngilizlerin sevilen seçkin devlet adamlarından biri olur. 1832 Reform Yasası'nı ve 1833 Kölelliğin Kaldırılması Yasası'nı yürürlüğe koyar. Ceza Mahkemeleri'ni kurar, Köle Ticareti'nin kaldırılmasında ve Londra Koleji'nin kurulmasında önemli rolü olur. Edinburgh Üniversitesi Rektörlüğü de dahil olmak üzere çok sayıda akademide görev yapar.
Bilim, siyaset, sömürge politikası, edebiyat, şiir, cerrahi, matematik, felsefe ve güzel sanatlar hakkında yazılar yazar. Dahiyane ve bilimsel düşünceleri kadar, dört tekerlekli, atlı araba tarzında olan ve kendi adını taşıyan Brougham'ın da tasarımcısıdır. (Koç Müzesi'nin zengin araç koleksiyonunda da sergilenen ve eski Hollywood filmlerinde de aşina olduğumuz Brougham tarzındaki araçları görünce siz de anımsayacaksınız. bkz. burada ) Demem o ki, bu meydana boşuna dikilmemiş Lord Henry Peter Brougham'ın heykeli!
Bilim, siyaset, sömürge politikası, edebiyat, şiir, cerrahi, matematik, felsefe ve güzel sanatlar hakkında yazılar yazar. Dahiyane ve bilimsel düşünceleri kadar, dört tekerlekli, atlı araba tarzında olan ve kendi adını taşıyan Brougham'ın da tasarımcısıdır. (Koç Müzesi'nin zengin araç koleksiyonunda da sergilenen ve eski Hollywood filmlerinde de aşina olduğumuz Brougham tarzındaki araçları görünce siz de anımsayacaksınız. bkz. burada ) Demem o ki, bu meydana boşuna dikilmemiş Lord Henry Peter Brougham'ın heykeli!
***
Peki, Lord Henry Peter Brougham'ın Cannes ile bağlantısı nedir?
Birgün, Lord Henry Peter Brougham'ın yolu, o zamanlar küçük sahil kasabası olan Cannes'a düşer ve bu kasabanın manzarasına hayran kalan lord burada ev yaptırmaya karar verir. Lord Henry Peter Brougham, Cannes'in keşfedilmesine neden olur. Böylece İngiliz aristokrasisi Cannes'da yazlıklar yaptırır. 20. yüzyılda ise lüks otellerin ve kumarhanelerin yapılmasıyla Cannes dünya sosyetesinin gözde destinasyonlarından birisi olur.
Fransızlar, Cannes'in dünya sosyetesinin gözde destinasyonlarından biri olmasına vesile olduğu için ve yaşamının son yıllarını bu şehirde geçirdiği için Lord Henry Peter Brougham'ın anısına Cannes'in en işlek bulvarına heykelini dikerler.
Yazar: Prosper Mérimée'nin küçük bir büstü
D. 28 Eylül 1803 Paris /Fransa - Ö. 23 Eylül 1870 Cannes / Fransa
Fransız, drama ve kısa hikâye yazarı, aynı zamanda arkeolog, tarihçi ve çevirmen.
Özellikle Carmen adlı kısa romanı ile bilinir.
***
Yönümüzü sahile yönelterek öncelikle "Vieux Port" liman bölgesini dolaşıyoruz. Ülkemizde de aşina olduğumuz benzer liman görüntüleri; yatlar, kotralar hepsi göz alıcı!
"Vieux Port"
Pek çok ünlü isim, Cannes Film Festivali'ne özel yatıyla geliyormuş.
Vieux Port'ta yürürken, birbirinden bakımlı ve gösterişli yatları görünce;
"Acaba hangi ünlünün yatıdır bu? " merak ediyoruz!.
"Acaba hangi ünlünün yatıdır bu? " merak ediyoruz!.
***
Vieux Port'tan "Place de la Castre"
"Place de la Castre" (Kale)
Burası Cannes şehri'nin en eski yerleşimi Le Suquet
Tarihi yapılarla çevrelenmiş olan Eski Şehrin içerisinde ise "Notre Dame de l'Esperance" Kilisesi, "La Castre" dedikleri orta çağdan kalma Kale ve içerisinde bir de Şapel ve Müze bulunmakta. Biz yeterli zamanımız olmadığı için, biraz da buluşma saatimizi sekteye uğratmamak için, çok da uzak olmayan mesafedeki kaleye, ne yazık ki sadece karşıdan bakmakla yetiniyoruz. Siz daha geniş bir zamanda gelirseniz Cannes'a aklınızda bulunsun. Çünkü Cannes şehrinin manzarası eminim tüm şehre hakim olan Kale'den çok daha güzel görünecektir. Tabii gördüğümüz bu kale bize şehrin yerleşiminin de bir hayli eski olduğunu anlatmaya yetiyor.
Bugün jet sosyetenin ve Fransa'nın varlıklı ailelerinin yaşadığı bir sahil kenti olan Cannes bir zamanlar mütevazi bir balıkçı kenti imiş. Şehrin yerleşimi ise M.Ö. 2. yüzyıla değin uzanıyormuş. Cannes Koyu'nda yer alan şehir 2000 yıl boyunca balıkçı kasabası olarak kalmış pek de fazla gelişememiş. 16. Yüzyılda ise Cannes keşişlerin merkezi olmuş. Koyun hemen yakınında yer alan Lerins Adaları, St. Honorat keşişlerinin manastıra kapandıkları yer olmuş. 19. Yüzyılda, şehrin ulaşımının demiryolu ile sağlanmasıyla, diğer şehirlerle bağlantı sağlayan Cannes, bu tarihten sonra hızla gelişmeye başlamış.
Donat Joseph Mero
Kaleye çıkan ve üzerinde "Association des Beaux Arts de Cannes" okunu gösteren, dar yokuşun hemen başındaki büst ise dikkatimizi çekiyor. Büstün "Donat Joseph Mero" adında Cannes'da 1865 ve 1874 yılları arasında 9 yıl Belediye Başkanlığı yapmış ve Cannes halkının büyük sevgi ve saygısını kazanmış bir kişiye ait olduğunu öğreniyoruz. Büst ünlü heykeltıraş Denys Puech tarafından yapılmış.
St Antoine Caddesi'nden karşıya geçiyoruz.
Kale'nin bulunduğu lokasyonda çalışan
pembe renkli halk minübüsleri de şirin mi şirin!
"pembe, pembe gönlüm sendeee" ;)
Donat Joseph Mero
Kaleye çıkan ve üzerinde "Association des Beaux Arts de Cannes" okunu gösteren, dar yokuşun hemen başındaki büst ise dikkatimizi çekiyor. Büstün "Donat Joseph Mero" adında Cannes'da 1865 ve 1874 yılları arasında 9 yıl Belediye Başkanlığı yapmış ve Cannes halkının büyük sevgi ve saygısını kazanmış bir kişiye ait olduğunu öğreniyoruz. Büst ünlü heykeltıraş Denys Puech tarafından yapılmış.
Cebimizi yakacak kadar pahalı olan restoranlara girmek pek cazip gelmese de, Cannes’da gezerken meydanlarda ve dar sokaklardaki pastanelerde bir hayli zangin çeşitleriyle makaronları görüyoruz. Makoranların tadına bakabiliriz veya dondurma yiyebiliriz ama! Ancak ben, el yapımı meyve özlü dondurma hakkımı şöyle keyfini çıkara çıkara tadabileceğim, bir sonraki destinasyonumuza bırakıyorum zira çok az bir vaktimiz kaldı.
***
Genç delikanlılar hararetle petank -Fransızların en popüler açık hava oyunu-
oynuyorlar. Tekler ve çiftler karşı karşıya :)
***
Yaş alınsa da dinç ve zinde kalmanın en pratik yolu spor yapmak.
Bu delikanlılar da, pırıl pırıl bir havada, hem güneş alıyorlar,
hem de neşeyle, fiziksel bir aktivite içinde oluyorlar.
***
Günümüzde Fransa'da 700 bin civarında lisanslı Petank oyuncusu varmış. 4m X 15 m boyutlarında kum, çakıl, toprak, çim türü zeminlerde, 70 - 78 mm çapında (gülleye benzer) metal toplarla, tekler, çiftler veya üçler kategorilerinde oynanan ve Dünyada çok yaygın bir sistem olan Petank oyunu, ülkemizde de hızla yaygınlaşmakta.
***
Cannes'in halk plajları
(Carlton Beach Club ve Palm Beach Club gibi, şehrin
Özel Plajları olduğu gibi ücretsiz halk plajları da mevcut )
(Carlton Beach Club ve Palm Beach Club gibi, şehrin
Özel Plajları olduğu gibi ücretsiz halk plajları da mevcut )
Nereye gidersek gidelim,
turkuaz rengiyle Akdeniz'in ışıltısı bir başka 💙
Yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda olan Cannes’ın en ünlü sahil yolu olan Promenade de la Croisette. Sahil şeridi, seyrine doyum olmaz muhteşem bir Akdeniz manzarasına bakıyor. Nice'de gördüğümüz mavi renkli sandalyeleri burada da görüyoruz. Sahil yolu üzerinde ise çok sayıda kafe ve restoran bulunuyor.
Her yıl binlerce turisti ağırlayan Cannes, ününü prestijli Film Festivali'ne borçlu olsa da, harika iklimi, sıcacık güneşli havası, denize açılan Arnavut kaldırımlı tarihi sokakları, pırıl pırıl pilajları, kumsalları ve masmavi deniziyle, Akdeniz'in en renkli şehirlerinden biri. Cannes gezimizi, liman yolunu boydan boya gezerek tamamlıyoruz.
Ne kadar rengarenk gerçekten, bayıldım. Cannes Film Festivali deyince aklıma ilk çocukluğum ve Brigitte Bardot geliyor. Şimdi nine olmuş:( Çok teşekkürler, eline sağlık.
YanıtlaSil@bücürükveben,
SilCannes Film Festivali bize, özellikle sinema dünyasının efsane aktrislerini hatırlatır değil mi!
Brigitte Bardot'da hem çok güzel bir kadındı hem de iyi bir oyuncuydu. Zaman hiç kimseye iltimas geçmiyor. Yine de fazla kiloları dışında bence hâlâ güzel bir kadın. Ziyaretin ve değerli yorumun için ben çok teşekkür ederim Müjde. Esenlikle kal...
Doğrusunu istersen aklıma gelip de Cannes nasıl bir şehirdir, biraz araştırıp öğrenmek hiç aklıma gelmemişti. Film Festivaline odaklanmaktan olsa gerek:) Sayende güzelce gezdim, bilgilendim, çok beğendim. Gerçekten de her yönüyle hoş bir sahil kentiymiş. Pembiş halk minibüslerinden çufçuflarına kadar:) Nice'e de oldukça yakınmış. Ziyaretiniz zamanlama olarak gayet uygunmuş. Ünlülere ait yatları görmek ayrı bir heyecan olsa gerek. Ellerine, emeğine sağlık Esinciğim. İyi ki gitmiş, görmüş, emek verip yazmışsın. Bir dahaki durak bakalım neresi? Sevgilerimle...
YanıtlaSil@Zeugma,
SilElegant Avrupa turumuzun destinasyonları arasında Fransa’nın Akdeniz'e açılan ve Fransız Rivierası yani Cote d’Azur olarak adlandırılan ( Nice, Cannes, Monaco, Marsilya'nın yer aldığı) bölge de vardı. Dediğin gibi adını çoğunlukla Cannes Film festivali ile duyduğumuz şehir benim de hiç üzerinde kafa yormadığım bir yerdi! Ama Fransa'nın güney kıyıları tıpkı bizim Akdeniz sahillerimiz gibi coğrafi doku gereği zaten çok güzel!.Cannes'da, Nice ve Monaco gibi pırıltılı bir şehirdi, şık bir güzelliği vardı Zeugma'cım. Biz de 'Elegant Tur' avantajıyla bu aklımıza hayalimize gelmez yerleri de gördük!. Hiç görmedik demeyelim kendimize :)) Bu koca evrene Allah vermiş bütün güzellikleri! onu güzelleştiren de, çirkinleştiren de hep insanoğlu! Ne diyelim kendi üzerinde yaşadığımız coğrafyanın katbekat artıları var. Ama hep eksilerdeyiz! bildiğimiz şeyler işte! Bu geziler ister istemez kıyas da yaptırıyor bizlere...Ah ünlülerin dünyası!! öyle baktık işte yatların önünden geçerken :)) "belki kafasını uzatıp çıkan olur" dedik içimizden sadece. Yada vardılar da! biz onları (makyajsız halleriyle!)tanıyamamış bile olabiliriz.
Değerli yorumuna, ziyaretine, ben çok teşekkür ederim. Asıl bundan sonraki durak of ki ne off ;)) "tam benlik!" dedirtti bana!. Bakalım siz de hemfikir olacak mısınız? Sevgilerimle...
Ne güzel bir gezi oldu, teşekkürler Esincim. Akdeniz havası geldi fotoğraflarla. Festival havası da :)
YanıtlaSil@Handan,
SilAhh Akdeniz'in havası bir başka değil mi!. Beğenilerin için, ben çok teşekkür ederim Handancım. Sevgilerimle...
cannes da ha maşallah maşallah :)
YanıtlaSil@deeptone
Silツ❤