3 Mayıs 2010 Pazartesi

Bazen bir kuşun kanadında!


Dün,
Bütün gün ne yaptıysam şu üzerime çöken vinç kadar ağır, uyuşuk mu uyuşuk ve tembel kedi gibi miskin halimden bir türlü kurtulamadım. Yetmeyen bir uyku ile güne uyanınca insan sanki başka birine dönüşüyor. Bu beden bu huzursuz ruhun içine bir türlü sığamıyor.

Gün boyu söylenip durdum kendi kendime şikayet ettim her şeye…

Küçücük masum aksaklıklar dahi gözümde büyüdü de büyüdü! İçim daraldı. Bir kavanoz dolusu suyun içinde boğulmadan nefes almaya çalışıyor gibiydim! Balık gibiydim! Sudan çıkmış balığa benzer halim nasılda garip ve tuhaf geliyor bana…

Hiçbir şey yapmadım, yapamadım! Oysa ne çok şey vardı yapılacak. Elim hiçbir işe uzanamadı. Böyle sıkıntılı, tuhaf ve miskin halime hiçbir anlam veremeyerek kızdım durdum kendime! Garipsedim kendimi! Kendime yabancı gelen bir ben vardı benden çok uzak! O ben gitmiş, bir başka ben gelmiş gibi!

Aslında ben kıpır kıpır coşkulu, heyecanlı, koşturan….

Oysa biliyorum bu ruh çabuk değişir, gel-geç olur, gelir-gider hemencecik. Yarına da hiçbir şey kalmaz şaşırtır beni.

İnsan ne anlaşılmaz varlık böyle! Ne karmaşa, ne bilinmezlerle dolu. Halden hale giren, renkten renge dönüşüp duran! ”Kendi kendine dahi şaşırıp kalırken kendinden öte olup bitene şaşırmak niyedir ki! ” demeden edemiyorum.

Hayat bazen öyle, bazen böyle şaşırtıyor bizi! İnsana dair ne varsa, her şey!

Böyle düşüne ede, dala çıka bir o yana bir bu yana savrula dura! Geçirdim tüm günü.

Bu sabah,
Yepyeni bir güne merhaba derken, dünden bir eser yok bende! Pırıl pırıl bir günü kucaklamaya hazırlanırken, perdemin arkasından yansıyan siluetleriyle saksılarıma yerleşen sevimli misafirlerim! Güzel geçecek bir günü bana müjdelercesine tebessüm ettiriyor yüzümü…

Dünde kalan hüzünlerim, rüzgarlara savrulup uzak diyarlara gitmiş, yerini yüzüme vuran meltemlerin hafif serinliği içinde, yüreğime su serpilmişçesine tüy kadar hafifliğe teslim ediyor beni. Dingin, sakin ve huzurluyum bugün…

Ah şu parıldayan güneş, baharın renkli çiçekleri, balkonuma gelen misafir kumrular, öten kuşlar, içimi coşkuyla ferahlatan duygular…

Aydınlanan yüreğim ve sislerden arınmış aklımla, nefes alan bedenim pusulasını güneşe doğru uzatarak yolunu bulmaya çalışıyor şimdi…

Çünkü insan umutla, kendisini gülümsetecek ve yaşadığını hissedecek güzel şeylere tutunmak zorunda!..

Bazen gökyüzünün berrak maviliğine, bazen bir çocuk kahkahasına, bazen mis gibi bir bahar kokusuna,

Bazen de bir kuşun kanadında!....
Uçmak....


Esin Bozdemir


Fotoğraf & Video: izler ve yansımalar
( Video; daha önce yayınladığım Dumanlı Dağlar bölgesindeki çekimlerimizden oluşturulmuştur.)

6 yorum:

  1. Sevgili Esmir,
    bu ruh değişimlerini hepimiz yaşıyoruz sıklıkla. Önemli olan dönüşümü yakalayabilmek. Ne iyi olmuş dünde kalmadığın.

    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Çoban Yıldızı,

    İnsan duygusal olunca sadece özelinde değil hayatın içinde yaşanılan her şeyden etkileniyor. Ağlayan anneler, kimsesiz çocuklar, işsiz gençler, ayrılanlar, ihanete uğrayanlar, haksızlığa mağdur kalanlar olmasın istiyor!Ve dünyada öncelikle de içinde yaşadığımız ülkemizde tüm bunlar fazlasıyla yaşanıyorken kayıtsız kalamıyorum bende!..

    Allah'tan 4 mevsimi yaşayan, fazlaca kıymeti bilinmese de!güneşi bol ve bereketli topraklarımız var! Pozitif etkisini hemen hissedebiliyorum. Ve bu değişen ruh halleri biliyorum her insanda karşılaşılan bir durum ve iyi ki dönüşümüm çabuk oluyor...

    Güzel bir hafta dilerim.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. Esinciğim,
    Epeydir ''Dün'' diye bahsettiğin hallerdeydim..Yorgun, yoğun ve uykusuz...Okudukça kendimi gördüm.Ve biraz moral oldu sadece ben değilmişim diye..

    ''Bu sabah''...
    Her yeni günün sabahı yeni umutlarla başlamalı.Güneşi içimizi ısıtırken hissetmeli,gözlerimiz sadece bakmamalı..''Görmeli''..

    Telkin ettiğin şeyler öyle güzel ki..Azıcık gayretle gülümsetecek ne çok şey var sahi...
    Bu güzel yazın da tıpkı o etkiyi yarattı bende..

    Yaşama sevincin hiç bitmesin..
    Ellerine sağlık canım..
    Ve sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Zeugmacığım,

    İnsan zevkle okuduğu ve takip ettiği bloglarda, yazılarıyla hayata anlam katan ve hayatı sorgulayan, düşündüren blog yazarlarını sergiledikleri duruşlarıyla ve ortaya koydukları düşünceleri ile biraz da olsa kafasında canlandırabiliyor.

    Zeugma nasıl yazar, tepkisi nedir bilebilir. Biraz ara verdi neden? merak edebilir. Hayatlarımızda güzelliklerin olması bizleri hoşnut ederken, bilemediğimiz! sıkıcı durumların olma ihtimali bizleri uzakta da olsa endişelendirebilir!..Bende geçtiğimiz hafta içinde sitende gezinirken şu sıralar yazmayışın dikkatimi çekmişti. (!) Benzer dün'lerdeki duyguları taşımışız demek ki pek çoğumuz. Sevdiklerimiz hep güzellikler içinde yaşasın isteriz...

    İnsanlık hali bu! yaşamın içinde bizleri etkileyecek pek çok şey var. Sevinçlerde, hüzünlerde insana dair. Dönemsel bir ruh hali diyelim...

    Diliyorum en kısa zamanda, senin de yüreğine bahar yağmurlarının ardından ansızın çıkıveren gökkuşağının o sımsıcak renkleri dokunur!..Güneş sarar her yanını:)

    İz bırakan gülümsemelerin olsun hep...

    Bu arada, Öğretmenlik mesleğini idealist duygularla yerine getiren ve öğrencilerine anne şevkati ile yaklaşarak aynı zamanda 2. anneleri misyonu ile onları hayata hazırlayan bir Öğretmen ve bir kadın olarak seninde ANNELER GÜNÜNÜ en içten dileklerimle kutlar,

    Sevgi ve esenlikler dilerim...

    YanıtlaSil
  5. Kalp kalbe karşıdır Esinciğim..
    Hissettiklerin doğru çıktı bak...

    Değerli sözlerin için teşekkür ederim. Ben de senin anneler gününü kutluyor ve sevgiyle öpüyorum...

    YanıtlaSil
  6. Harika bir yazıydı..son paragraflar tam budur evet diyeceğim şekilde..
    Saygılar..

    YanıtlaSil