31 Aralık 2012 Pazartesi

HOŞGELDİN 2013



Hoşgeldin!..
Yeni yıl 2013
Hoş gel olur mu.)
Güzellikler getir her birimize!
Ülkemizde ve dünyada!..
Barış ve adalet olsun, savaşlar son bulsun!
'Artık yeter!' diye diye... nihayet ‘yeter artık!’ dediğimiz olsun!..
ve bitsin bu haksızlıklar, bu ayrılıklar, acılar!..

Sevgi olsun daima!.. Sevdiklerimizle birlikte sağlıklı, huzurlu ve
bereketli bir yıl olsun...
Madem ki hayat bir armağandır bize!
kadrini kıymetini bilerek, daha da insanca yaşamak olsun andımız!
Hep umutla!.. hep sevgiyle ve barış içinde...
farkında olarak yaşamak, yaşamak olsun!..
kalın sağlıcakla!..

MUTLU YILLLAR HEPİNİZE J




görsel: deviantart

Eski yıla koca bir çizik attım!

 
Bir defter daha kapanmak üzere!..ömrümüzden koskoca bir yıl daha devrildi geçti!
biz mi devrildik o mu devrildi bilemedik!..

Kimine ahlar, vahlar ve ne umulmadık kederler yaşatırken, kimine de keyifler, neşeler  ve akla hayale gelmeyen sürprizlerle dolu unutulmaz anlar yaşattı!..
Bir yılın bilançosunu, kâr ve zarar hanelerini, bana verdiklerini ve benden aldıklarını düşündüm bir de!..
Ayağıma takılan irili ufaklı çakıl taşlarına rağmen, bitip tükenmeyen bir azimle doğru bildiğim yolda , ilerlerken zaman zaman içimi karartan kuytuluklardan sabır ve sükûnetle çıkmasını başarabildiğim...ve kendimle eğlenerek dalgalı denizlerde yüzebildiğim...dik yamaçların zorluğuna aldırmadan tırmanmayı seçen bir ruha sahip olduğum gerçeği içinde.. düşe kalka yürürken....
Öyle bir geldi ki eskici!!!
üzerimde akrebin kuyruğu gibi!
derin izler bırakarak geçti gitti!..
Dışım yel değirmenleri gibi esintili!
Ya içim!.. içimdekiler!..
geriye kalanlar!..
Ne varsa Allah kerim!..
Birden;
“bir ben var benden içeru!” ‘ deyu deyu!..’
mırıldanırken buldum kendimi!..
Yıllık bilançoma göz gezdirirken... bir şifre de ben koydum 2012 yılına .)
Rakamları konuşturdum önce! 2012 =  2 çift /0 hiç / 1 tek / 2 çift
‘İki – Çift- BİZ olmanın kuralı! 1+1 dir!.. eksilince Birimiz..TEK BAŞINA BİZ BİR HİÇiz! ancak ikimiz –Bir ÇİFT EDERİZ ’ ... J

23 Aralık 2012 Pazar

Bugün Devrim Şehidi Kubilay'ın katledilişinin 82. Yılı!


O, Mustafa Kemal'in ve 
Kahraman Türk Ordusu'nun bir Askeri!


Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin‚ ana adı Zeynep. 1906 doğumlu Giritli bir ailenin çocuğu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet Öğretmeni. 1930 yılında İzmir´in Menemen İlçesi´nde askerlik görevini yapıyor. O, Mustafa Kemal'in Askeri! Kahraman Türk Ordusu'nun 24 yaşında gencecik bir Asteğmeni.
Bu genç insan‚ Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait İsyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı‚ “Menemen Olayı – Kubilay Olayı” olarak tarihe geçti.
Kubilay “devrim şehidi ” olarak simgeleşti. O bir semboldü. Çünkü bu katliam aslında Atatürk ve Devrimlerine, Cumhuriyet'e karşı yapılmış bir katliamdı!. 82 Yıl önce yapılan bu vahşetten ders alındı mı!! 
“Kubilay Olayı” Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir.
Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi.

21 Aralık 2012 Cuma

İstanbul'a kar düşünce!..


Mevsimin ilk karı salına salına inince İstanbul semalarına...
martılar kanat çırpıyor coşkuyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda!
veee.... kırmızı başlıklı kız pufidik pufidik karlar yağarken, pür telaş koşuşturanların aksine, telaşsız ve aheste içine sindire sindire sekerek ilerliyor yolunda!.. 'ohhhh dünya varmış!.. yağsın beyaz karlar... içimize ferahlık, dışımıza aydınlık getirsin....'

'karnınız mı aç martıcıklarım!.. alın bir parça  simit de  size, göz hakkınızdır...aaa!...neredeyse havada kapacaksınız elimdeki nimeti!.. Nimet dedim de aklıma düşürdünüz 'Nimet ablamızı'!..e..artık bir bilet de biz alalım...almak niyetinde değildim aslında!..bana çıkmaz ama belli mi olur! belki de çıkar ne de olsa bugün dana'nın kuyruğu mu kopacakmış, yoksa kıyamet mi kopacak!!..ha ha hayyyyy...!bu memlekette her gün kıyamet kopuyor ya...hayret birşey doğrusu!.. halk sokaklarda!ekmeğinin derdine düşmüş!..ekmek aslanın ağzında mı!lambaya püfffff diye'nin iki dudak arasında mı! adalet istiyoruz adalet!..martıcığım! kul hakkı, göz hakkı, hak-hukuk ama nerdeee!..'

14 Aralık 2012 Cuma

Acelen mi var!


“Bazen hepimiz bir filme hapsolmuşuz hissine kapılıyorum.
Repliklerimizi biliyoruz, nereye doğru yürüyeceğimizi biliyoruz,
nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece kamera yok.
Yine de çıkamıyoruz filmin içinden.
Ve film kötü...” 


(*)

kaybettiklerimizin anısına...


13 Aralık 2012 Perşembe

Halkın ekmeğidir adalet !




HALKIN EKMEĞİ
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek,başlar açlık,
bozuldumu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!

Bolsa insanın önünde ekmek,lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire...
Bilirsiniz, nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.

Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o, günde bir çok kez gerekli.

Sabahtan akşama dek,  iş yerinde, eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.

madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeği kim pişiren?

Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.

Bol,pişkin,verimli.

BERTOLT BRECHT

 
 *****
 
Ve yine sözleri Bertolt Brecht'  ten adapte edilmiş,
bestesi Sarper Özsan 'a ait..
Cem Karaca yorumu ile 

"Durduramayacaklar
halkın coşan selini!"



 
 
 


4 Aralık 2012 Salı

Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde Tarihe Yolculuk


Roma İmparatorluğu’ndan Bizans’a, Bizans’dan Osmanlı İmparatorluğu’na ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan, Meşrutiyet ve ardından Cumhuriyet Türkiye’si ve günümüze gelinceye değin her tür hareketin ve eylemlerin merkezi olmuş bir meydandır Sultanahmet Meydanı… Sarayları, mescitleri, camileri, imarethaneleri, çeşmeleri ile… Osmanlı’nın ve devrin Saltanat ve sanata yansıyan izlerini bu görsel ambiyans içinde nüfus eder ve (Muhteşem dizilerin! desteği ile de!) yüzyıllar öncesine dönersiniz !

2 Aralık 2012 Pazar

Sultanahmet Meydanı’nda tarihe dokunmak!

İstanbul’un kalbidir Sultanahmet!. her köşesi buram buram tarih kokar!..  Ayak bastığınız taşlı yollarında, göğe uzanan gizemli ve tılsımlı sütunlarında, camilerinde,  bahçe ve avlularında dolaşırken ve mezar taşlarında okuduğunuz isimlerde, düşünürsünüz,  kimler gelmiş kimler geçmiştir bu topraklarda!.. ‘ab-ı hayat’ suyundan da içseniz nafile! Sultan Süleyman’a bile kalmamıştır bu dünya! ‘ dersiniz …. ve yüzyıllar öncesine dokunursunuz!..
'Sultanahmet Meydanı’ndayım acaba farkında mıyım! '