12 Eylül 1980'den 12 Eylül 2013'e...
Bugün 12 Eylül.. Türkiye'de silahlı kuvvetlerin yönetime el koyduğu ve tüm yurtta sıkıyönetimin ilan edildiği, 12 Eylül 1980 darbesinin gerçekleştiği gün.
Ortaokul öğrencisiydim o yıllarda.. Genelkurmay başkanı Kenan Evren'in tek kanallı TRT'den yaptığı darbe açıklaması ile bambaşka bir güne uyanmıştık o gün. Radyolardan ve tv.den sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasakları ilan edildiğinde, sanki koskoca bir millete ölüm fermanı verilmişçesine esaret altında hissettiğimiz gündü.. Öylesine tuhaf duygular içine girmiştim ki . O günden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Öyle ya bir insan kendi sokağına, kendi bakkalına, pazarına, konu-komşusuna gidemeyecekse ne anlamı vardı ki o ülkede yaşamanın.. Kardeşi kardeşe kırdıran, peş peşe mitinglerin olduğu , hak ve özgürlük arayışları içinde kamplara ayrılmış insanlar vardı.. ölümlerin ardı arkası kesilmemekteydi.. acılar, feryatlar... Unutulacak gibi değildi o yıllar.. Bir de üzerine bu darbe, çocuk yüreğimi nasıl titretmişti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askerî müdahale. 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi gerçekleştirilmişti. Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alınmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedilmiş, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırılmış ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askerî dönem başlamıştı.
Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürmüş. 12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildikten sonra, parti liderleri önce askerî üslerde gözetim altında tutulmuş, ardından yargılanmışlardı.
Darbe öncesi ise pek çok suikast gerçekleşmiş, onlarca aydınımız katledilmişti. Bilanço ise oldukça ağır olmuştu.
12 Eylül askeri darbesi öyle 2 satırda anlatılacak bir konu değil elbette. Öncesi, nedenleri sonuçları, hasarları, kayıpları ile yıllarca tartışıldı. Ve acı izleri hiç silinmedi. Filmlerden, özgün müziğine, tiyatrodan, romanına kadar birçok dalda eserler verildi.
12 Eylül ülkemizin üzerinden silindir gibi geçmişti. Hapisler işkenceler, sorgulamalar ve sürgünler… Yıllar geçse de üzerinden asla unutulmayacak bir gün olarak hafızalarımızda hep kaldı.
Sonra, uzun yıllar boyunca a-politikleştirilmiş bir gençlik ile 2000’leri yaşadık!
Ve… geldik 2013’ e…
Şimdi o gençlik, bugün gezi ile birlikte siyaseti sokaktan sorgulamaya başladı.Bugün 12 Eylül 2013. Darbenin üzerinden tam 33 yıl geçmiş..
Her ne kadar kanallar diziler, şovlar, yarışma programları, havadan-sudan tartışma programları ile her yer güllük gülistanlık-mış gibi gösterilmeye çalışılsa da !..
Sokaklar kaynıyor dostlar!..Hem de ne kaynamak!.
Sokaklar fıkır fıkır kaynıyor, 22 yaşında, 18 yaşında gençliğinin baharında insanlar ölüyor. Hemde suçsuz yere.. sokaklar kaynıyor..
YanıtlaSil@İlknur AKPINAR,
SilHayatın baharında gencecik fidanlar hak ettikleri özgürlüğü tamamen demokratik haklar yolu ile meydanlarda ararken...baskıcı rejim, faşizan yöntemlerle şiddet uygulamaya devam ediyor hala!. tam bir cadı avı!.
"Sokaklar kaynıyor dostlar"
YanıtlaSilTeşekkürler.
@ali zafer sapci,
SilBir yanda eli sopalı, coplu, tomalı, büber gazlı, satırlı...bir yanda ellerinde Türk bayrakları ile barikatlar kuran 'direnen' gençler...hayatını feda eden!. kurban edilen gençlerimiz.. her iki grupta kardeş birbiri ile üstelik!. vicdan, ahlak, namus, şeref, haysiyet iki paralık şimdi... acı bir manzara tüm bunlar!..
70'li yılların -bana göre- görkemli eylemlerinden sonra 12 Eylül üzerimize kaya gibi çökmüştü. Pek çok aydın yurtsever katledildi, hapishanelerde çürüdü. Ağır baskı rejimi yıllarca ülkemin üzerini kara bir bulut gibi kapladı. Ve tohumlar uzunca bir süre çimlenmeye ve yeşermeye kendini bıraktı. Tanıyanlar benim, ülkemden ve halkımdan hiçbir zaman ümidimi kesmediğimi biliyor. İnanıyor ve biliyorum ki o tohumlar yeşerecek
YanıtlaSil@Mehmet Bilgehan Merki,
SilAnsızın, müjdelercesine o tohumlar varlıklarını gösterip, yeşermeye başladıklarını bize kanıtladılar...Ümidimiz hiç sönmemişti...Geleceğin kır çiçekleri, fidanları güneşe yüzlerini döndüler bir kere...umudumuz tamdır bizim..
Gelenek değişmiyor yani. Kaynıyor, kaynatılıyor... Olan hep sorgulama dönemindeki, kanları deli akan ama maalesef anlaşılamayan gençlere oluyor:(
YanıtlaSil@sezer eser perker,
SilNe yazık ki her devrin ve dönemin muhaliflerinin talihsiz kurbanları var böyle.. Oysa onlar ne kahramanlık, ne de terör estirmek için sokaktaydılar! Anlaşılıncaya, kazanıncaya kadar direnmeye devam edeceklerdir..
12 Eylül 1980 darbesi o dönem çok fazla kan döküldüğü için ilk anda içimize adeta su serpmişti. Tabii ki bunun bir çözüm olmadığı ve ardından başka kıyımlar haksız infazlar, geleceği belliydi. Gerekçesi masum olan ama çok kanlı seyreden olayların yerini tetiğini görünmez ellerin çektiği sinsi katliamlar almıştı. O eller hala üzerimizde ve kan hiç durmayacak gibi. Bu kez gençler silahsız. Silahı tutan eller de kurban. Onların ellerine tutuşturanlara ve uzaklardan gülerek izleyenlere lanet olsun.
YanıtlaSil@Asuman Yelen,
SilPolis asayiş berkemal bilinir! doktor can kurtaran, öğretmen öğreten, eğiten aydınlatan.. O yıllarda eğer ki henüz üniversite öğrencisi de değilsek, tam olarak olayları algılamakta zorlanırdık.. Ve malum iletişim kaynakları da bugünkü gibi hiç değildi.. her birimiz çocuk aklımızla öğrencilerin taşkınlıklarını, boykotlarını derinlemesine irdeleyemezdik.. polis amcaları da asayişi sağladıkları için doğru yaptıklarını sanırdık.. Sonra 12 Eylül darbesi geldi.. Ama tuhaf şeyler olduğunu da sezmiştik.. Aynı evde 2 kardeş arasında dahi büyük çatışmalar olurdu.. kardeş kardeşe düşmandı! sağcısı bir yanda, solcusu bir yanda!.. Çok sonra anladık her şeyi!nasıl oyun içinde oyun olduğunu...emperyalizmin tuzağında, işbirlikçileri..vs..bugün de yine farklı argümanlarla aynı senaryolar oynanmakta.. Ama gençler dediğiniz gibi Asuman Hanım.. bu defa silahsız!. çünkü onlar artık savaşmak istemiyor...
Ben de Asuman gibi sanki iç savaştan dönmüşüz gibi ferahlık duymuştum o sabah. Ama 12 Eylülün ellerinin daha kanlı olduğunu gördük çok geçmeden. Ben artık iyi bir şeyler de yapılsa ülkemde göremiyorum. Çünkü hiç bir şeye güvenim kalmadı artık.
YanıtlaSil@hüznün tadı,
SilÇok dikkatli, akıllı, sağduyulu, çağı yakalamış gençler..bu bozuk düzeni durduracaklar ben inanıyorum..Ama bizler görebiliyor miyiz o günleri!..
orası malüm!
O dönem askeri bir darbe ilaç gibi geldi zannedildi birçok insan tarafından. Hiç de öyle olmadğı görüldü yıllar içinde. Militarizm idi sonuçta.
YanıtlaSilApolitikleştirilen gençlikse her şeyin farkında aslında. Bugüne kadar bir şekilde sustuğunu, Gezi Parkı olaylarıyla birlikte bir patlama noktası yaşadığını, artık susmadığını ve susmayacağını kendine has tarzıyla öyle güzel kanıtladı ki! Mevcut iktidarın gerçek yüzü ayna gibi çıktı bu sayede. Yoksa böyle devam edip gidecekti.
Umarım ülkemiz ve kaynayan sokakları en kısa zamanda çözüme ve huzura kavuşur.
Ellerine sağlık sevgili Esinciğim, güzel bir yazı hazırlamışsın.
Huzurlu bir hafta sonu diliyorum şimdiden...
@Zeugma,
SilUmarım Zeugmacığım...Gençlik, bu bozuk düzene müdahil olacaktır. Topyekun ülkemiz çok kötü bir şekilde zarar görecek çünkü..
Bu arada yorumlarınıza yanıtlarım biraz gecikti.. Af ola.)
Dün tanklar vardı, bugün tomalar, büber gazları...darbenin etkisinden bir türlü çıkamadım işte.))
Ben de sana ve değerli yorumuna teşekkür eder..
İyi haftasonları dilerim..