Kuzey Ege gezimizin Altınoluk'tan sonraki istikameti Ayvalık – Cunda Adası olacak. Ama önce güzergâhımızın üzerinde yer alan Balıkesir ilinin Burhaniye ilçesine bağlı tatil beldesi Ören’i es geçmek olmaz diyoruz. Burası gözümüzün alabildiği kadar -incecik kumlu- uzun ve geniş sahili, oksijen deposu Kazdağları 'ndan gelen havası, mavi bayraklı plajları, sahile kadar uzanan çam ormanları ile Ege’de cennet bir köşe adeta.
Hangi beldeyi görsek ve nereye baksak ayrı bir güzellik karşımıza çıkıyor. ‘En güzel yer burası’ demeye kalmıyor yeni gördüğümüz bir belde hemen bir öncekinin pabucunu dama atıveriyor!. Dağ ayrı, orman ayrı, deniz ayrı, göl ayrı güzel.. her birinin kendine has ayrı bir güzelliği var.
Yerleşim, beldenin konumu gereği tepede bir düzlükte,
deniz ise aşağıda oldukça geniş sahili ile birbirinden ayrılmış.
deniz ise aşağıda oldukça geniş sahili ile birbirinden ayrılmış.
*****
Mavi bayraklar dikkatimizi çekiyor..
Ören, 2005 yılında temiz deniz suyu ve çevre bilincine
duyarlılığı ile 4 adet mavi bayrak almış.
Ören'e girdiğimiz zaman bizi dürüstlük,
alçak gönüllülük ve şiirsel ilhamın simgesi olan PEGASUS heykeli
tüm ihtişamı ile karşılıyor.
alçak gönüllülük ve şiirsel ilhamın simgesi olan PEGASUS heykeli
tüm ihtişamı ile karşılıyor.
Heykelde;
" Adramys’in Kenti Adremytteion (Ören)
Sikkelerinin Üzerinde Üç Yüz Yıl Boyunca
Sembol Olarak Bulunmuştur “ yazılı.
Sikkelerinin Üzerinde Üç Yüz Yıl Boyunca
Sembol Olarak Bulunmuştur “ yazılı.
Mitolojide Pegasus:
Pegasus, Yunan mitolojisi'nde kanatlı at olarak yer alıyor. Deniz tanrısı; Poseidon ile yılan saçlı Gorgon Medusa'nın oğlu ve dev Chrysaor'un kardeşi olduğuna inanılırmış. Ayrıca Zeus'un oğlu Herkül'ün de kardeşi olarakta bilinirmiş. Perseus tarafından kafası kesilerek öldürülen Medusa'nın kafasından ya da toprağa sıçrayan kanlarından doğduğu gibi iki değişik söylence de;
“Rengi tamamen beyazdır ve uçmasına olanak veren iki büyük kanadı vardır. Uçarken havada koşan at gibi görünür “bulunur.
Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılmış ve tanrıların diyarına uçmuş. Zeus'un yıldırımları getirme görevini üstlenmiş. Helicon Dağında bulunan ve Musalara (veya Müzler) ilham verdiği sanılan Hippocrene pınarının Pegasus'un ayağıyla yere vurması sonucu ortaya çıktığına inanılır ve Pegasus "şiirsel ilham" ile özdeşleştirilirmiş. Daha sonraları Bellerophontes tarafından Athena'nın ona verdiği altın dizgin yardımıyla yakalandığı, Kimera ve Amazonlarla olan çarpışmalarında da ona yardım ettiği… kendine eş olarak da Euippe (ya da Ocyrrhoe)'yi aldığı ve kanatlı atların soyunu başlattığı söylenir.
Bugünkü Ören bir zamanlar;
Antik Çağın en zengin kralı
KREZÜS’ün kardeşi ADREAMYS’in kurduğu;
Limanı, Anayasası, Bölge Mahkemeleri,
hayıt ve böğürtlenli kremi ile ünlü
ADREMITTEION Kenti oluyor.
Antik Çağın en zengin kralı
KREZÜS’ün kardeşi ADREAMYS’in kurduğu;
Limanı, Anayasası, Bölge Mahkemeleri,
hayıt ve böğürtlenli kremi ile ünlü
ADREMITTEION Kenti oluyor.
Bu Antik Kent, Edremit Körfezine hakim,
deniz ticareti ve savunması açısından Antik Misya
bölgesinin en önemli kentlerinden birisi olmuş.
deniz ticareti ve savunması açısından Antik Misya
bölgesinin en önemli kentlerinden birisi olmuş.
Tarih boyunca denizden kentte yapılan saldırılar sonucunda kent iç kesimlere taşınmış. Adramytteion ismi ise zamanla "Edremit" 'e dönüşmüş ve terk edilen kıyıdaki antik kent yerine iç kısımlara kurulan komşu ilçeye adını vermiş.
Kazı Alanından bir görüntü
"Bağrında yükselen palamut ağaçlarının altında uykuya dalan Adramytteion uzun yıllar unutulur, 1870’te İzmirli bilgin Earinos ve 1888 yılında Kiepert tarafından yeniden keşfedilinceye kadar. Binlerce yıl gözden ırak kalan kentin lokalizasyonu yapılır ve yerinin, Havran Çayı’nın (antik dönem adı Euenos ) güneyinde, Kemer’in batısında Karataş Burnu denen yerde olduğu saptanır.
Yeri kesinlikle belirlenen Adramytteion kenti, Ören Mahallesi toprakları altında yatmaktadır; üzerinde mahalleyi oluşturan konutlar vardır ve çok sayıda palamut ve çam ağacı her tarafını kaplamıştır. Toprak altına gömülmüş olan kent, yüzyıllardan beri güneşi görmek için beklemiştir. Nihayet, 2000 yılından itibaren kısmen de olsa arkeolojik kazısına başlanır.
Önce Engin Beksaç, daha sonra T. Çoruhlu tarafından birkaç dönem sürdürülen ve üzerinde yapılar olduğundan dolayı küçük bir alanda gerçekleştirilebilen kısmi kazısına son verilir. " (*)Burhaniye’nin gerçek mirasçısı olduğu, Ören Mahallesi toprakları altında yatan ADRAMYTTEİON bkz
Çıkan parçalar Ören’in merkezinde mahalle meydanında sergilenmiş. Başlıca buluntular (mezarlar, erken döneme tarihlenen bir kilise ve özellikle sular çekilince beliren antik limanmış.. )
Antik kentin daha iç kesimlere taşınmasıyla, mahalle bulunduğu bölge boşaltılmış. Antik kentte kazılar yapılmadan, Ören mahallesi bölgeye kurulduğu için birçok tarihi eser de kaybedilmiş. Bu kadar önemli antik kentten geriye sadece meydanda sergilenenler kalıntılar kalmış.
Gezimizin ilerleyen günlerinde Bergama Müzesinde karşılaştığımız ve bu bölgeden çıkarılmış olan bir iki büst dikkatimizi çekti.. Diğerleri ya ayaklanıp uçtular.. yada yerin altında gün ışığına çıkacağı güne beklemekteler..
Çam ağaçları Ören'in hemen hemen
tüm sokaklarını kaplamış.
tüm sokaklarını kaplamış.
Yaz sonu olduğu için oldukça sakin bir dönemdeyiz. Küçük bir belde olduğu için Ören’in içini şöyle bir dolaşmamız fazla bir zamanımızı almıyor. Birer ikişer katlı bahçe içinde yer alan yazlık evleri, beldenin merkezinde ise asırlık meşe ağaçları içinde; berberi, alışveriş mekânları, çim sahaları, rest. ve kafelerden oluşan küçük bir çarşısı var.
Sahile tepeden kuşbakışı bakan çam
ağaçlarıyla kaplı
geniş bir parkı ve içinde çay bahçeleri ile
bir yanda orman ve bir yanda da denizin
içinizi ferahlatan doğal kokusu ve
manzarası içinde nefes alırken;
geniş bir parkı ve içinde çay bahçeleri ile
bir yanda orman ve bir yanda da denizin
içinizi ferahlatan doğal kokusu ve
manzarası içinde nefes alırken;
‘ohhh dünya varmış!’ diyebileceğiniz…
size gerçekten yaşadığınızı hissettirecek güzellikte
doğa harikası bir yer Ören .
*****
İnce kumlu sahilinde biraz yürüdükten sonra,
deniz kızına el sallayarak
ayrılıyoruz Ören’den…
ayrılıyoruz Ören’den…
Yolculuğumuz devam ediyor…
*Altınoluk Köyü
Güzel diyar;gösteriye dönüşmüş fotoğraflar;bakarken dinlenme-dinlence başlıyor...
YanıtlaSilÇok uzun zamandır İzmir'in kuzeyini ihmal ettim. Gidilesi o kadar çok mekan var ki. sayenizde bu güzellikleri tekrar görebildim. Sonunda var olan değerlerimize sahip çıkmaya başlamamız çok sevindirici. Umarım tüm güzel değişimlerin başlangıcı gibi Ege'nin esintileriyle hak ettiğimiz değişimler başlar. Güzel ülkemizi her karışıyla tanıtmak bizlerin vatani bir borcudur. Her blogda Türkiye yazılarını dikkatle izliyorum, elden geldiğince takip ediyorum. elinize, kaleminiz sağlık. en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
YanıtlaSilİyi ki es geçmemişsiniz Ören'i.
YanıtlaSilHarika bir tanıtım olmuş her zamanki gibi. Burayı pek çok kişi bilmiyor kanımca.
Dolayısıyla bu misyonun, bu güzel tanıtım öyle değerli ki..
Ellerine sağlık sevgili Esinciğim...Teşekkürler..
Güzel bir Pazar günü geçirmeni dilerim. Sevgiyle...
Önce Ege, sonra Akdeniz tutkunu olarak, yıllar önce Turban Tesisleri (kamu) vardı. Bilmem şimdi var mıdır veya kimler işletiyordur? Gençliğim rahmetlilerin Burhaniye, Artur Sitesi ve bu çok sevdiğim yörelerde geçmiştir. Teşekkürler Esin hanım.
YanıtlaSil