NatürKöy'de bahara merhaba

Bu haftasonu İstanbul’a yaklaşık 1-1.5 saat mesafede olan, Sapanca'nın Mahmudiye Köyü'nde yeşilin binbir türlü dokusunu barındıran bir vadinin tam ortasında, şelaleler, küçük göletler arasında 'NatürKöy’ de 'bahara merhaba’ dedik.   

Samandağları'ndan akıp gelen kar sularının mevsim yağmurları ile beslendiği Mahmudiye Deresi, yeşilliklerle bezeli doğal güzellikler içerisinden akarak Sapanca Gölü'ne dökülüyor. Baharla birlikte doğanın uyanışı, davetkâr renkleri, kokusu bizleri de kendi iklimine çekiyor zahmetsizce.  

Sapanca çevresinde yemyeşil doğanın içinde pek çok dere ve göl bulunmakta. Sapanca Gölü'ne dökülen zarif derelerden biri olan Yanık Dere, aynı zamanda oldukça renkli bir yürüyüş parkuruna da sahip. Sapanca merkezine 7. km uzaklıkta, Mahmudiye ve Maşukiye'nin tam ortasında yer alan Yanıkdere doğa tutkunlarının bütün gereksinimlerini karşılayabilecek bir zenginlikte.

NatürKöy 2008-2009 yıllarında açılmış, Sapanca’nın Mahmudiye Köyü’ne bağlı, göletleri, şelaleleri, barbekü alanları, restoranı, kır düğünü alanı, yürüyüş parkurları ve mini futbol sahası, seminer ve toplantı salonları, kütük ev konaklama alanları ile geniş bir yelpazede hizmet veren doğal bir kompleks.

Kazdağları’nın bulunduğu bölge nasıl ki ülkemizin en temiz havasına sahip ise, Maşukiye, Sapanca ve Pamukova arası da, dünyada çok az görülen aynı zamanda da Türkiye’de ikincisi olmayan bir klimatik iklime sahip. 

Bu bölgeyi farklı kılan en önemli özellik ise; havadaki bu nem ve oksijen durumunun bitkiler için uygun oluşu ayrıca Sapanca gölünün etkisi ve zemin toprağındaki tuz oranının düşük olmasıdır.  Bu nedenle ideal koşullarda yetişen bitkilerin yaprakları aynı türlerin yapraklarına oranla daha canlı yeşil tonlarına sahip, daha iri ve sağlıklı görünümdedir.

Göl ve nehir kıyısındaki masamızda serinlerken, mis kokulu orman havasını içimize çekip, böylesine güzel bir ortamda olunca, bir günlüğüne ara verdiğim diyeti de hiç düşünmeden bozuyorum tabi ki.) Ege’nin balı, reçeli, yoğurdu, mis kokan otları, İzmir tulumu, menemeni ile serpme kahvaltı keyfi ayrı bir güzellik oluyor bizim için. 

Yemyeşil doğanın ve rüzgârın tatlı esintileri eşliğinde, birbirinden farklı değişik türden endemik bitkilerin ve çiçek kokularının ortasında… Ve bir yandan şelalelerden akan su sesleri ve kuş cıvıltılarıyla kahvaltı sonrasında dinlenmek gibisi  var mı şu dünyada!.. 

Şehrin stresinden, gürültüsünden, kaosundan uzakta, bu kadar zengin bir doğal ortam içinde bulunmak ferahlatıyor bizi. İyi ki geldik diyorum...

Özellikle NatürKöy’ün bulunduğu vadide çok değişik türden endemik bitkiler yer alıyor. Koruma alanındaki bitkiler içinde; kastancı eriği, ceviz, çam, ormangülü, muşmula, defne, karayemiş, kocayemiş, berberiş, yukka, ateş dikeni, poteras, tafla, liküstnü bulunmakta. 

Doğadaki sesler senfonik bir orkestra adeta. Kısa bir dinlenceden sonra sıra geliyor bu güzel atmosfer içinde yürümeye.. hem de geceden yağan yağmurun topraktaki nemi ve çiçeklerin aromatik kokuları eşliğinde... 

Şimdi keşif zamanı!. yollar ve patikalar bizi bekliyor.. ve elbette kim bilir ne hoş sürprizler!

Siz ister yürüyüş parkurlarında çekincesiz yollarda yürüyün, isterseniz, patika yollar da... Biz başımızı kaldırdığımızda dağın içine doğru uzanan bir patika yol görüyoruz… ve yönümüzü bu patika yola çeviriyoruz.

Gördüğüm ilk hoş kareyi hemen objektifime yansıtıyorum. Artık resmetmek düşüncesi içinde fotoğraflarımı çekerken daha da başka gözle bakıyorum çevreme…Çardaklar, hamaklar ilişiyor gözüme… hamak üzerinde salınarak okuyacağım kitapları hayal ediyorum.. sonrada hayaller içindeki hayallerimi… Hayaller  bitmez!.. hele ki güneş çıkınca, hayal kurmadan olmaz ki!

NatürKöy’ deki gölgelik çardaklar, yaz sıcağında serinlemek ve yağmur yağdığında ise günün keyfini sürmek  üzere ne hoş tasarlanmışlar… Ama biliyor musunuz ilgi nedeni ile bu çardaklara erken rezervasyon yaptırmanız gerekiyormuş. Özellikle hafta-sonları gruplara göre uygun çardak tesis ediliyormuş. Zaman sorununuz yoksa hafta-içi gitmelisiniz, yada hafta-sonu için önleminizi alıp bir ‘alo’ demelisiniz.

Bu keyifli keşif yürüyüşümüzün ardından öğleye doğru biraz daha yoğunlaştığınızı görüyoruz NatürKöy'ün. Piknik alanları ve çardak altları değişik gruplar ve yerli turistlerle dolmuş.   

Kuş sesleri ve şen kahkahaların yanında bir de nefis barbekü kokuları gelince burnumuza iştahımız kabarmaya başlıyor iyiden iyiye. Daha birkaç saat önce kahvaltı eden biz değil miydik acaba:)  Pür telaş garsonlar masalara yeni servisler atarken, henüz eritemediğimiz kahvaltı sonrası midelerimizi yeniden doyurma arifesindeyiz yine J

Sapanca’nın nefis orman atmosferi içinde; bir yanda şelaleler, göletler bir yanda kuzular, ördekler, tavşanlar, taylar ve çiçekler arasında yapmış olduğumuz nefis serpme kahvaltının, barbekülü yemeklerin ve bu doğal ortamın keyfini doyasıya yaşadıktan sonra akşam trafiğine yakalanmadan ve alışkın olmadığımız bu oksijenli hava bizi çarpmadan ve üzerimize daha fazla rehavet çökmeden ayrılıyoruz NatürKöy'den :)  

*Yürüyüş parkurları * Mini futbol sahası *Kır Düğün alanı *Barbekü alanları *Evcil hayvanlar bölge aktiviteleri.* Kütük ev konaklamaları ve daha pek çok seçeneğin yer aldığı ve ayrıca..  *Soğucak Yayla şenlikleri *at yarışları *Karakucak Güreşleri *folklor, konser gibi gösterilerin de yapıldığı NatürKöy doğayı sevenler için çok doğru bir seçenek.

Biz bu güzel doğal ortamı çok beğendik. Güneşli bir günde yine yolumuzu Natürköy'e düşürmek ümidi ile...

Esin Bozdemir