Görmeyenlerin dünyasına bir ışık da sen yak!

 'İmza: Ben'

 

İlk kez  ‘İmza: Kızın’ ile duyduk onları. Hayatlarındaki ilk erkek olan babalarına yazmışlardı mektuplarını. Sonra ‘İmza: Karın’ ile eşlerine, sevgililerine, beyaz atlı prenslere  ve diğer erkeklere, içlerini dökmüşlerdi..  Onlar değişik sosyokültürel yapıdaki kadınlarımızdı.

Her projede aralarında değerli blog dostlarımızın da bulunduğunu bilmek blog yazarı olarak beni de son derece hoşnut ediyordu. Çünkü blog dostlarımızla uzunca bir birlikteliği ve hatta pek çok defalar reel yaşamlarımızda dahi dillendirmekten kaçındığımız düşünceleri, duyguları paylaşmaktaydık.  Bu dostlarla yolculuğumuz artık sanal olmaktan öteye taşınmıştır diyebilirim. Ve her geçen gün blog yazarlarımızdan yeni bir kitap haberi almak ise  ayrı bir güzellik...

Demem o ki, ben özellikle bu mektuplarda blog dostlarımın neler söylediklerini merak etmekte idim.  Kimi medyadan aşina olduğumuz, kimi sanat ve siyaset camiasında adından sıklıkla söz edilen ünlü şahsiyetlerin mektupları da önemliydi elbette. Çünkü ortak paydada buluşan kadınlarımızın seslenişleriydi tüm mektuplar.  Ama sosyal proje kapsamında  değerlendirdiğimde ' İmza:Ben' kitabının değeri  çok daha başkaydı benim için.

Ve kadınlarımızın  ardı ardına çıkardıkları kitap serisine ‘İmza: Ben’ ile son noktayı koyduklarını öğrendik. Üstelik 154 kadının geçmişi ve geleceğiyle hesaplaştıkları mektupları konu alan 'İmza: Ben'  kitabının gelirinin; Türkiye Görme Özürlüler Kütüphanesi’ne bağışlanacak olması çok anlamlıydı ve bu kitabı almak benim için farz olmuştu artık...
 

‘İmza:Ben’ kitabını, kitapevlerine dağıtımın yapıldığı haberini aldığım tarihten bu yana, baktığım kitapevlerinin hiç birinde ne yazık ki kitabı bulamamıştım. Pek çok kitapevinde 'kitap kalmadı' sözü bir yandan da hoşuma gidiyordu doğrusu. Demek ki kitaba talep fazla idi. En sonunda internet üzerinden sipariş verdim ve birkaç gün içinde 2. Baskısı ile ‘ İmza: Ben’ i elime aldım.

Her 3 kitabın oluşumunda ve son derece başarılı bulduğum PR çalışmalarında  (reklam-pazarlama- satış vb.) bu projeyi hayata geçirenler olarak kitabın kapağında; Banu Özkan Tozluyurt ve Esra Aylin Akalın isimleri var. Kitabın başında Banu Özkan Tozluyurt ve Esra Aylin Akalın diyorlar ki;

“İkiydik, üç olduk.
Onduk, yüz olduk.

Katlanarak çoğaldık, kocaman bir güç olduk. Birlikten kuvvet doğar atasözünün canlı kanıtı, biz yüzün üstünde kadın, duygularımızı damıtıp her birimiz birer mektup olduk. Her mektupla şifalandık, şifalandırdık.
 

Minnetimizi dillendirirken ya da kuytumuzda biriken acıları akıtmaya çalışırken başka yaralara da merhem olalım dedik; kitapların gelirini bizden daha az şanslı olanlara hediye ettik.

İmza: Kızın’da “ilk erkeğe” seslendik. Teşekkür ettik ya da “Neredeydin?” dedik. Erkenden göçüp gidenlerin arkasından gözyaşı dökerken, gölgesini bile hissedemediğimize “Kulağıma küpe olacak bir sözünüz bile gelmiyor” diye hesap sorduk.

İmza: Karın’da sözümüz “o adama”ydı. “Ruh eşim” deyip aşkla dolu olandan “Mezarına gelip bu mektubu okuyacağım” deyip nefretini kusana kadar geniş bir yelpazede yazıp, söyledik.

Şimdi noktayı İmza: Ben diye imzalayarak koyuyoruz. Kime, ne diyeceğimiz varsa onu diyerek. Bu kitapta sevgi bulacaksınız. Bu kitapta öfke bulacaksınız. Bu kitapta çok yakından tanıdığınız kişilere farklı bir açıdan bakacaksınız. Bu kitapta şükür, azim, korku bulacaksınız. Bu kitapta hayatın ta kendisini bulacaksınız. Bir de bir kez daha kadının gücünü bulacaksınız.”
 

Mektuplar bu projede yer alan kadınlarımızın isimlerine göre alfabetik bir düzenlemede yer almış. Tabi ki ben, önceliğimi değerli blog dostlarıma ayırdım.. J  Onlar mektuplarını bakın kimlere yazmış...

"HASRETİM DATÇA'DA"

'Gökçedeniz'
Arzu Baydur Sarıyer

En yakın dostum Aynur'a...'  

"GEÇMİŞTEN GELECEĞE SELAM OLSUN"

 

'Hayat cesurları ve pozitifleri sever'
Güngör Ekinci Sağlık

 

Zamana

 

"İKİ MEÇHUL YOL ARKADAŞIMA"

‘İnsan olmak’ 
Asuman Yelen

 

Belirsiz iki kişiye...

 

 

"AYNI ŞEY...AYNI ŞEY..."

 

'Yaşamın Kıyısında'
Nur Aksu

Nezahat Akın / Annem

 

 

"NEVBAHAR"

 

'Nevbahar' 
Şirin Tekin

 

Nevbahar (kızım) 

 

 

Ve daha pek çok tanıdık blog yazarının mektubu vardı. ('Buğday  Tanesi' ' Lalenin Bahçesi' blog yazarları..vb. bunlar ilk aklıma gelenler. ) Yani listem bir hayli kalabalıktı..

 

Destek Yayınları tarafından çıkarılan “İmza: Ben” kitabında ayrıca medyadan aşina olduğumuz simalar, sanat ve iş hayatının içinden  tanıdığımız isimler de vardı. Canan Tan, Cemre Birand, Çiçek Dilligil, Derya Baykal, Ece Vahapoğlu, Esra Harmanda, Nazlıcan Özkan, Sevinç Erbulak, Şafak Pavey, Yonca Tokbaş gibi...

Blog dostlarımın mektuplarını okurken her birinin hayat serüveni içinde ve yaşamış oldukları olaylarda, düşüncelerde, duygularda ben de zaman zaman kendilerine eşlik ettim ve birlikte yol aldım..

Kimi mektuplar baştan sona birer hayat manifestosu gibiydi. Hayata dair öylesine özlü sözler sarf etmişti ki kadınlarımız, içlerinde altını çizdiğim cümleler de oldu. Kadınların söyleyecek sözleri elbette bitmeyecektir.  Her bir mektup kim bilir belki de ileride doğacak olan ilk deneme – öykü – şiir vb. kitapların da birer habercisi olabilir! hele ki geri dönüşümü sosyal yaşama destek olmak gibi bir paydada buluşacaksa çok daha anlamlı olacaktır… Ben ise hem bir kadın, hem de bir blog yazarı olarak siz blog dostlarımın imzasını taşıyacak olan kitaplarınız ile son derece onur duyacağım bilesiniz. J   

Sosyal projeye dönüşen ve kolektif bir çalışmanın ürünü olan;  ‘İmza: Ben’  kadın dayanışmasının da güzel bir örneğidir.  Bu projede yer alan ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…

Yaşama bir de kadın gözünden bakmak ve kadınlarımızın yüreğinden geçenleri anlamak isteyenlere “İmza: Ben” eşsiz bir fırsat sunuyor.  Geliri Türkiye Görme Özürlüler Kütüphanesi’ne (TÜRGÖK) bağışlanacak olan kitabın ayrıca sesli kitap versiyonu da görme engelliler için TÜRGÖK tarafından oluşturulmuş.
 

Haydi şimdi sıra sizde!