Mayıs ayı, güllerin içinden koşup gelerek baharı müjdeliyor
bizlere… hem de gri beton yığınlarının
arasından olanca direnciyle göz kırparak… Kuş cıvıltıları, çiçek kokuları ve
yağan yağmurların ardından içime çektiğim toprağın kokusu nasıl da iyi geliyor
titreyen ruhuma.) kadıya kelle yetiştirircesine hummalı bir telaş içinde göklere
uzanan beton yığınlarına malzeme taşıyan kamyonların, greyderlerin, vinçlerin
arasından ‘ben geldim’ diyor bahar inadına… ve hızır gibi yetişiyor imdadımıza…
Hoş geldin hızır J gel uzat ellerini bana.. götür beni kırlara, çayırlara, ormanlara, su kenarlarına… dileğimi nasip et bir daha… diyorum içimden elimdeki bir bardak suya bakarak.) suya üflüyorum dileklerimi.. su gibi hızla aksın diye umarak… :)
Her ne kadar büyük şehirlerde giderek hükmünü yitirmekte olsa da Hıdırellez, Mayıs ayında ülkemizin dört bir yanında özellikle kırsallarda halen kutlanmaktadır güle oynaya. Halaylar çekilir, ateşler yakılıp üzerinden atlanır.. hep birlikte pikniğe gidilir. Gül ağacına dilekler asılır, dileklerin gerçekleşmesi için dualar edilir. Yetiş ya hızır!.. diyerek..
Hoş geldin hızır J gel uzat ellerini bana.. götür beni kırlara, çayırlara, ormanlara, su kenarlarına… dileğimi nasip et bir daha… diyorum içimden elimdeki bir bardak suya bakarak.) suya üflüyorum dileklerimi.. su gibi hızla aksın diye umarak… :)
Her ne kadar büyük şehirlerde giderek hükmünü yitirmekte olsa da Hıdırellez, Mayıs ayında ülkemizin dört bir yanında özellikle kırsallarda halen kutlanmaktadır güle oynaya. Halaylar çekilir, ateşler yakılıp üzerinden atlanır.. hep birlikte pikniğe gidilir. Gül ağacına dilekler asılır, dileklerin gerçekleşmesi için dualar edilir. Yetiş ya hızır!.. diyerek..
HIDIRELLEZ NEDİR? adını nereden almıştır?
Hıdırellez, kelime olarak Hızır ve İlyas adlarının birleşmesinden doğmuştur. Yazın başlangıcı sayılan 6 Mayıs gününe verilen addır. Bahar bayramı olarak da bilinir. Efsaneye göre, ab-ı hayatı bulup içerek ölümsüzlüğe kavuşmuş olan Hızır ve İlyas, Hıdırellez günü buluşup görüşmektedirler.
Halk inancına göre, Hızır’da “darda kalanlara yardımcı olma” ve “gelecekte dilekleri gerçekleştirme”, “bereket getirme” vasıfları bulunmaktadır. “Hızır’ın eli değmiş” , “Kul sıkışmayınca hızır yetişmez! ” gibi sözler bu inançları dile getirir. Yerleşmiş Türk İslam geleneğine göre, Hıdırellez günü umumiyetle su kenarlarında yeşillik yerlerde buluşulup baharın gelişini kutlamak için eğlenceler düzenlenir.
İnanışa göre Hızır baharın müjdecisidir. Türlü renkli çiçeklerden örülmüş cübbesi vardır. Al yemenisiyle bastığı yerlerde güller açılır. Bülbüller ötüşmeğe, baharın bereketi her yerde kendisini hissettirmeye başlar. (*)
Geçmişten günümüze uzanarak gelen bir öyküdür bu… Kaf
dağının ardında yaşanan masallara benzer, Hıdırellez. Aslında Kafdağları’na
kadar uzağa gitmeğe gerek yok, bizim öykümüz Kazdağları’nın eteklerinde
yaşanıyor. Oksijen yönünden çok zengin
olduğu bilinen Kaz Dağları’nın eteklerindeki Türkmen köylerinde ilginç ve bir o
kadar da anlamlı adetler, gelenekler yaşanırmış. Bu geleneklerden biri de
Hıdrellez’dir.
Asırlık Mezarlar
Ancak kendilerine “Tahtacılar” diyen ve sizlere daha önce Kazdağlarına yaptığımız jeep safari turunda bahsettiğimiz (Tahtakuşlar) Türkmen Köylüleri’nin Hıdrellezi’i çok daha farklı bir şekilde kutladıklarını biliyor muydunuz!
(Alibey Kudar Etnografya Galerisi bkz)
Tüm bu ritüeller her yıl Mayıs’ın 6’da tekrarlanmakta imiş. Bir de yeni mezarlıkta bulunan “Uzun Dede” denilen bir mezarlıkta ise bir Anadolu erenine ait olduğu düşünülüyormuş. Bunun rüyasını köyden birisi duymuş ve oraya temsili bir mezar yapılmış ama uzunluğu büyükçe bir oda kadar uzun mu uzun olan bir mezarlık. Bu mezarın üzerinde 12 adet pencere bulunurmuş. 12 havariler, uyurlar..vs. hemen her dinde benzer bir figür. Burada da 12 imamı temsil amaçlı yapılmış. Hıdırellez günü 12 imamı temsil eden bu pencerelerde tören eşliğinde mum yakılırmış. Ancak bu törene yabancı kimse alınmazmış. Hıdrellez dışında da bu yatır, adakların kesildiği yer olarak köyün en kutsal mekânı sayılıyormuş.
Hıdrellez dışında da Tahtacı Türkmenleri ölülerine ve mezarlarına gereken özeni göstermektedirler. Ölü gömülürken de bir başka gelenek daha yapılırmış.. o da ölüyü gömerken, toprak atmadan hemen önce, çalılar konur, çakal, kurt gibi yırtıcı hayvanlar ulaşmasın diye konulan bu çalılar, defin işleminin üzerinden geçen 40. günde mezar açılarak kaldırılır ve ardından tekrar mezar toprakla örtülürmüş.
Esin Bozdemir
Yardımcı Kaynak:
(*) Vizyon Dergisi Mayıs - 2010 - Güncel / Meral Ünsal Bakıcı - Görseller: İsmet Keten
Ancak kendilerine “Tahtacılar” diyen ve sizlere daha önce Kazdağlarına yaptığımız jeep safari turunda bahsettiğimiz (Tahtakuşlar) Türkmen Köylüleri’nin Hıdrellezi’i çok daha farklı bir şekilde kutladıklarını biliyor muydunuz!
(Alibey Kudar Etnografya Galerisi bkz)
Görsel: İsmet Keten
Hıdırellez’i su kenarında, çayırlarda , kırlarda… geçirmek gibi
bilinenin aksine Tahtacı Türkmenleri’nin 5 ve 6 Mayıs tarihlerinde 2 gün süre ile Hıdırellez törenlerini mezarlıklarda
yaptıklarını söylesem!! Acaba neden mezarlıklarda geçirirler Hıdırellez'i Tahtacı Türkmenleri!!
5 Mayıs sabahı erkenden kalkılıp, en güzel yöresel giysiler giyen ve yanlarına gerekli ne varsa alan köylüler, "eski mezarlık" denilen yere gider, herkes kendi yakınlarının olduğu mezarları özellikle güllerle süslermiş. Çünkü Hıdırellez ritüelinin ruhuna uygun olan gül, buralarda kutsal sayılırmış.
5 Mayıs sabahı erkenden kalkılıp, en güzel yöresel giysiler giyen ve yanlarına gerekli ne varsa alan köylüler, "eski mezarlık" denilen yere gider, herkes kendi yakınlarının olduğu mezarları özellikle güllerle süslermiş. Çünkü Hıdırellez ritüelinin ruhuna uygun olan gül, buralarda kutsal sayılırmış.
Her mezarın başında bulunan ocaklar yakılır ve ölülerin
yaşarken sevdiği yemekler, ya da çay, kahve gibi içecekler hazırlanırmış. Görsel: İsmet Keten
Pişirilenler oradaki herkese ikram edilirmiş. Ve ikramı alan kişi de “hayrın kabul olsun” dermiş. İkramı geri çevirmemek gerekirmiş. Bu mezarlıkta neredeyse 400 yıllık mezarlıklar tertemiz ve adeta bir çiçek bahçesi gibi bakımlı tutulurmuş.
Pişirilenler oradaki herkese ikram edilirmiş. Ve ikramı alan kişi de “hayrın kabul olsun” dermiş. İkramı geri çevirmemek gerekirmiş. Bu mezarlıkta neredeyse 400 yıllık mezarlıklar tertemiz ve adeta bir çiçek bahçesi gibi bakımlı tutulurmuş.
Görsel: İsmet Keten
Uzun Dede ve Çiçek renkli kadınlar
Tüm bu ritüeller her yıl Mayıs’ın 6’da tekrarlanmakta imiş. Bir de yeni mezarlıkta bulunan “Uzun Dede” denilen bir mezarlıkta ise bir Anadolu erenine ait olduğu düşünülüyormuş. Bunun rüyasını köyden birisi duymuş ve oraya temsili bir mezar yapılmış ama uzunluğu büyükçe bir oda kadar uzun mu uzun olan bir mezarlık. Bu mezarın üzerinde 12 adet pencere bulunurmuş. 12 havariler, uyurlar..vs. hemen her dinde benzer bir figür. Burada da 12 imamı temsil amaçlı yapılmış. Hıdırellez günü 12 imamı temsil eden bu pencerelerde tören eşliğinde mum yakılırmış. Ancak bu törene yabancı kimse alınmazmış. Hıdrellez dışında da bu yatır, adakların kesildiği yer olarak köyün en kutsal mekânı sayılıyormuş.
Kısacası öyküsünü paylaştığımız bu köyde ve aynı yöredeki
diğer 13-14 köyde yaşayanlar, baharın gelişini müjdeleyen Hıdırellez’de
ölülerini unutmuyorlar. Tıpkı Anadolu’nun diğer yörelerinde Ramazan ve Kurban
Bayramı’nda mezarlıkların ziyaretleri gibi.. buralarda da bahar ayı adeta bir
bayrammış gibi kabul edilip mezarlıklara gidilirmiş. Yöreden büyük şehirlere
göç edenler dahi bu törenlere katılabilmek için kilometrelerce yoldan köylerine
geliyorlarmış. Kadınlar küçüğünden büyüğüne, yaşlısına kadar adeta birer çiçek
gibi süsleniyor, rengârenk elbiselerini giyiyor, başlarına rengârenk çiçekler
takıyorlarmış.
Hıdrellez dışında da Tahtacı Türkmenleri ölülerine ve mezarlarına gereken özeni göstermektedirler. Ölü gömülürken de bir başka gelenek daha yapılırmış.. o da ölüyü gömerken, toprak atmadan hemen önce, çalılar konur, çakal, kurt gibi yırtıcı hayvanlar ulaşmasın diye konulan bu çalılar, defin işleminin üzerinden geçen 40. günde mezar açılarak kaldırılır ve ardından tekrar mezar toprakla örtülürmüş.
Bahsettiklerim sizlere tuhaf ya da biraz ürkütücü gibi gelebilir
ancak bu köylerde ölüsüne bu kadar saygı gösterenlerin, yaşayan insanlara ne
kadar saygı ve sevgi gösterebileceklerini düşünmek gerek. Bu yazıyı hazırlarken
bir an, yaz sonunda Kazdağları’nda gitmiş olduğumuz Tahtakuşlar Köyü’ndeki
Alibey Kudar Etnografya Müzesi’nin kurucu
ailesinin bizleri nasıl kapılarda karşıladıkları, o içten misafirperverlikleri
geldi gözümün önüne… Geçmişine, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan dirisine
ve ölüsüne saygısı, sevgisi hürmeti olan özel insanlarımızdandır Tahtalı
Türkmenlerimiz, buradan selam olsun onlara…
Ölümle yaşamın ve hayatın tüm renklerinin nasıl da iç içe,
nasıl da birbirlerinden beslenerek korunduğunu görebilmek gerek. Hemen her fırsatta sıklıkla, Anadolu’nun çok
renkli yaşamından, çok kültürlü mozaiğinden bahseder ve bununla gurur duyarız
ya hani.. Bu özel coğrafyada Anadolu’da yaşıyor olmak, bu renkleri, bu ahengi
görebilmek gerçekten bir ayrıcalıktır bizler için. Önemli olan bu renklerin, bu
değerlerin kıymetini bilelim..
Bu Hıdırellez'de de hızır’ın bereketi yağsın hanelerinize,
hızır yetişsin imdadınıza… Güllerle donatın umutlarınızı, hayallerinizi… gerçek
olsun tüm dilekleriniz…
Yardımcı Kaynak:
(*) Vizyon Dergisi Mayıs - 2010 - Güncel / Meral Ünsal Bakıcı - Görseller: İsmet Keten
Harika bir paylaşım elinize emeğinize sağlık, gerçekten artık hıdrellezi unutmak üzereyiz, yazdığınız bu güzel yazı sayesinde benim de içimde hıdrellez coşkusu uyandı, dilekleriniz kabul olur inşallah sizin de:)
YanıtlaSil@Eren O.
SilTeşekkür ederim sevgili Erencim. Ben de senin ve tüm okurların dileklerinin gerçekleşmesini temenni ederim.. Önce sağlık! dileyelim..dileklerimizin olması için umudumuzu yitirmeden hep çok çalışalım...sonra içtenliğimizi, azmimizi ve inancımızı koyalım... ve ardından da hızır yetişsin bize:)
Bugün bu güzel yazınızı tekrar okudum, yine aynı dileklerimi iletiyorum size, sevgiler:)
Sil@Eren,
SilÇok teşekkür ederim Sevgili Eren..Hepimizin dilekleri kabul olsun.İnşallah
Öncelikle vatanımıza bir huzur gelmesini, barış olmasını diliyorum.. Vatan varsa, sevgilerimiz, hayallerimiz, aşklarımız..vs. var. Yoksa, oradan oraya savrulan yapraklar gibi olmak ne acı! Sonra bireysel dileklerimizin gerçek olması için çok çalışalım ardından dileklerimizin gerçekleşmesi için de Hızır Baba'da destek bekleyelim :)) her daim hayallerimiz ve umudumuz var olsun.. Değerli yorumun için ben de tekrar teşekkür ederim. Hidrellez'e özel, sana da özel bir mesaj oldu bu :)) Sevgiler ;)
Çok naziksiniz Esin Hanım:) Güzel dileklerinize en içten şekilde katılıyorum, sevgiler tekrar:)
SilHıdırellez'i öyle güzel, detaylı ve çok yönlü anlatmışsınız ki hiç bilmeyen bir kişi için de yazınız kaynak niteliğinde. Elinize sağlık.
YanıtlaSilHıdırellez'de belli ritueller yörelere göre değişse de amaç gelenek, göreneklerin yaşatılması. Sosyal yaşam içinde insanlar eski törenleri yaşatmak, duyduklarını uygulamak istiyorlar. Dilekler, beklentiler insanı diri tutuyor. UMUT hepimizi hayata bağlayan en önemli duygu. Baharın verdiği enerji de insanı hızla güzel değişimlere hazırlıyor.
Ülkemizin güneyinde, sahil kesimlerinde çok az farkla uygulanır; Küçük kağıtlara dilekler yazılır, resimler çizilir. Bir gülün altına toprağa dilek kağıtları gömülür. Ertesi gün (6 Mayıs) güneş doğarken dilek kağıtları alınır, denize atılır. İçten dualar okunur.
Yazınızda da belirttiğiniz gibi;"Ölümle yaşam ve hayatın tüm renkleri iç içe ve birbirlerinden beslenerek korunuyorlar."
Gelenek ve görenekler yaşamı zenginleştiriyor, anlam katıyor. Bir bakıma hayatı tamamlıyor.
Olmasını istediğiniz, hayal ettiğiniz tüm güzel şeyler gerçekleşsin.
@Makbule Abalı,
SilHıdırellez öz kültürümüzle örtüşen geleneklerimizden.. Dilekler, beklentiler ve umut etmeler hayatlarımızın içinde hep vardır. Sizin de belirtiğiniz gibi umuttur bizleri hayata bağlayan en önemli duygu.
Herkesin dilekleri gerçek olsun.. bireysel olarak önce sağ/lık dilerken, sonrasında; yaşadığımız güzel vatanımız var olsun. Hayallerimiz ve geleceğimiz aydınlık olsun...diyorum umutla...
Sevgilerimle...
Ne güzel yazmışsınız. Ege'de kutlamalar piknik havasında geçer. Sağlık,mutluluk sizler ve sevdiklerinizle beraber olsun.
YanıtlaSil@parıldayan çiçek,
SilEge'deki kutlamaları yaşamak isterdim.. Tahmin edebiliyorum.. egemizin sıcak kanlı insanlarının, piknik havasındaki kutlamaları da ahenklidir mutlaka:) Sağlık, mutluluk...sevdiklerimizle birlikte huzur içinde yaşamak dileklerimiz hepimizin olsun..
Farklı ve keyifli bir yazı olmuş:) Hepimize Hızır yetişsin. Sevgiyle:)
YanıtlaSil@ perim bahce,
Silgüllerin içinden hızır gibi yetişen
peri kızı yoksa sen misin :)
Ne güzel kutlamalar var güzel yurdumuzun dört bir yanında ,teşekkürler Esin 'ciğim yine bilmediklerimi bilgilendirdin...Tahtakuş Köyünü çok merak ediyorum ,dilerim geleneklerini hep sürdürürüler.Sevgiler ,dileklerin gerçekleşmesi umdu ile...
YanıtlaSil@Arzu Sarıyer,
SilVe daha bilmediğimiz kim bilir ne çok geleneksel ritüellerimiz var. Tahtakuşlar Köyü'nü duymuş ama bilmiyordum öncesinde.. İyi ki yaz sonunda Kazdağları'nın önemli kısmını tur kapsamında gezmişiz.. Tavsiye ederim Arzu Öğretmenim.. Kazdağlarını keşfetmek için özellikle safari turlarına katılın derim..4/5 değişik seçenek var..
Sevgilerimle..
bu post.da bölge hk.da bilgiler bulabilirsiniz..
http://izlerveyansimalar.blogspot.com.tr/2013/10/kazdaglari-ida.html
Katıldığımız safari turu:Şelaleler turu
http://kazdagitur.com/kazdagi-jeep-safari-turu-selaleler-turu.html
O insanlar, halılarda, kilimlerde ilmek ilmek anlamlandırdıkları hayatı aynı renklilikle yaşadıkları gibi ölüme de yaşam kadar değer vermesini bilecek kadar zengin bir anlayış ve kültüre sahipler. Bu yüzden bu renkli ve incelikli Hıdırellez seremonisi, ilk defa duymama rağmen hiç şaşırtmadı. Bir şey daha öğrendim sayende Esin' cim :)
YanıtlaSilTüm dileklerin, gül yapraklarının mis kokusuyla birlikte karşıladığımız baharın esintisine karışıp yerine ulaşsın.
Sevgiyle kal...
@Asuman Yelen,
SilNe kadar renkli bir kültüre sahibiz aslında öyle değil mi.. Artık siz de Kaz dağlarının eteklerindesiniz.. Akçay'ın, Altınoluk'un pazarlarını anımsadım.. Yöre insanında kim bilir daha ne hikayeler vardır... dağlarında ayrı, kıyısında ayrı.. gezdiğimiz yerlerde bazen bizim için de daha öncesinde hiç bilmediğimiz sürpriz hikâyeler çıkıyor karşımıza..
Güzel temennileriniz için çok teşekkür ederim Asuman ablacığım..
Ben de gül kokulu esintilerimi Kaz dağlarına doğru savuruyor.. :)
hepimizin dileklerinin yerine ulaşması için gönülden 'AMİN' diyorum..
Sevgilerimle...
Elinize sağlık yine çok güzel bir çalışma. Geç okuduğum için bağışlayın. Bazen insan işleri yetiştirmek için zamana karşı yarışıyor.
YanıtlaSilSevgi ve saygılarımla.
dilekler ne zaman yazılıyor ne zaman denize atılıyor
YanıtlaSilNe güzel anlatmissin yine, ellerine saglik.
YanıtlaSilHep bir gün Hidrellezde Türkiye'de olmak istemisimdir ama hc kismet olmadi bugüne kadar. Insallah olur bir gün.
@EQ,
SilTeşekkür ederim Ayşe'cim. Ben nedense Hıdrellez'i pek bir seviyorum :)) Olur da sabaha karşı uyuya-kalırım diye, daha geceden balkona çıkıp bir bir dileklerimi sıralıyorum Hızır abiye :)) burada da İst.da..nerdeeee öyle Ayşe'cim, hadi! deyince su kenarına gitmek olsun.. ama küçük yerlerde hâlâ, tüm bunları gerçekleştirebilmek mümkün tabi ki..İnşallah bir gün Hıdrellezi Türkiye'de geçirirsin hem de öyle ateşler üzerinden atlayarak..kırlarda koşarak..sulara taşlar atarak.. :)) sevgilerimle..
Esinciğim ne kadar akıcı bir şekilde yazmışsın. Çok güzel bilgiler okudum.. Teşekkür ediyorum. Sevgiler..
YanıtlaSil@Adsız
SilZiyaretinize ve değerli yorumunuza çok teşekkür ediyorum. (Ne yazık ki yorumunuz 'adsız' yayınlandığı için size kendi adınızla yanıt veremiyorum. Ama üslubunuz tanıdık gibi! Benden de çok sevgiler;))