Sizi bilmem ama ben bir balık severim:) Bir Eylül'de av mevsimi sona erdi ve balık mevsimi başladı. Sonbahar ayı balık sezonunun en çeşitli, en renkli mevsimi. Üstelik balık, bütçeniz için de kırmızı etten çok daha uygun ve çok daha sağlıklı bir besin.
Olta balıkçıları ise İstanbul boğazının hemen her yerinde..Eline oltasını alan geçiyor leb-i derya boğazın karşısına. Bir elinde oltası, diğer elinde yemi atıyor umutlarını engin sulara... Vira bismillah!.. Hem keyif, hem birer terapi.... dünyanın ne işi, ne derdi biter, olta balıkçılarının pek çoğu ya emekli ya da işsiz gençler. Az da olsa yerli turistler ve 'keyif benim değil mi!' diyen...olta balığın 'hastası' abiler :)) Hele ki Galata Köprüsü, olta balıkçılarının meskeni. bkz
Balık-sever olduğumu söyledim ama balıklar konusunda ne nedir? yetkin bir kişi değilim bu yüzden konunun uzmanlarına kulak veriyorum. Doğan Temel'in, “Denizlerimizde Amatör Balıkçılıkla İlgili Her Şey ve En Lezzetli Balık Yemekleri” kitabından edindiğimiz bilgilere göre;
İstanbul Boğazı alt ve üst akıntıları nedeniyle oksijeni en
zengin bölgemizdir. Bu zenginlik balık bolluğu demektir. Yaz aylarında üreme ve
gelişimlerini tamamlayan balık sürüleri ağustos sonunda Karadeniz’den Boğaz’a
girmeye başlar. Önce yavru palamutlar (Çingene palamudu), ardından eylülde
lüfer ve palamutlar görülür.
Kasım ayı istavrit ayı İzmarit her
mevsimde ve günün her saatinde yakalanabilir. Özellikle ocak-mart döneminde çok
lezzetlidir. Soykırıma uğrayan uskumru nadiren bulunur. Uskumruya benzeyen
ancak lezzet açısından mukayese edilemeyen kolyos küçük sürüler halinde dolaşır
ve ağustos ayından sonra avlanmaya başlanır. Levrek, kırlangıç, zargana,
barbunya ve tekir gibi balık çeşitleri de İstanbul Boğazı’nın zenginlikleridir.
İstanbul Boğazı’nda İstavrit avı için en uygun bölgeler ise bkz;
SARIKANAT İSTAVRİT: İstavritin uskumru hatta lüfer lezzetindeki cinsi olan
sarıkanat istavrit sürüleri kasım ayında Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na
girmeye başlar, hatta bazı sürüler Haliç’e, bazıları ise Kumkapı açıklarından Çekmece ve Tekirdağ’a kadar yayılırmış.
KARADENİZ İSTAVRİTİ: 25-60 santim boyundaki iri Karadeniz istavritleri kasım
ayında İstanbul Boğazı’na inerler, Boğaz’ın hemen hemen her bölgesine
yayılırmış.
KIRAÇA (İstavrit yavrusu) ise Şubat ve mart dışında hemen hemen her zaman ve İstanbul
Boğazı’nın her bölgesinde rastlanabilir imiş.
Kasım ayında, balık takvimimizde durum böyledir. Aylara göre 'BALIK TAKVİMİ' ise bkz.
Olta balıkçıları mevsim balıklarını avlarken, bizler de sofralarımızı balıklarla şenlendireceğiz... İster tavada, ister fırında, ister buğulamasını yapın, ama mevsiminde sofranızdan balığı eksik etmeyin...
Demem o ki, haydin olta balıkçıları alın elinize oltaları,
şimdi paluğun hası istavrit zamanı :)
Esin Bozdemir
Çok güzel bir yazı olmuş... Canım balık çekti okuyunca. Akşama balıkçıya uğrayıp 1,5 kg. İstavrit alayım bari :)
YanıtlaSil@Kürşat Zaman,
SilTeşekkür ederim, sevgili Kürşat. Sen de sevdiklerinle afiyetle istavrit ye :))
Afiyet olsun efendim..
Hiç anlamıyorum şu balık işinden:) Kayınbiraderin ufak bir teknesi var, eşimle arada çıkıyorlar balığa taze taze yeme imkanı oluyor Allah'tan. Ama pek bayıldığımı söyleyemeyeceğim:) Ne güzel toparlamışsın konuyu Esincim.
YanıtlaSil@sezer eser perker
SilBizim gibi su grubu akrepler nasıl anlamazlar ki balık işinden ;) süpermiş, tekneyle balık avı...bence zaman zaman bu ekibe sen de eşlik etmelisin sezercim :)) o zaman balığı da daha çok seversin..Sonra, çok iyi bir protein kaynağı olan balıkta yok yok... vitamin desen var,mineral desen of of..zengin mi zengin.. :))