15 Ocak 2018 Pazartesi

Endülüs'ün Akdeniz'e bakan yüzü ve Picasso'nun şehri Malaga

Bir düş masalı içinde, birbirleriyle bağlantılı daracık koridorların, avluların; portakal ve limon ağaçlarının, güllerin, mersinlerin, mis kokulu çiçek bahçelerinin, şırıl şırıl fıskiyelerden akan su seslerinin arasından süzülerek geçtiğimiz; Endülüs mimarisinin ve İslam Sanatı’nın en güzel örneklerinden biri olan ve hayatımızda hiç unutamayacağımız güzellikte izlerle anacağımız Elhamra Sarayı gezimizin ardından geliyoruz Endülüs turumuzun son durağı Malaga’ya.   
Malaga aynı zamanda ünlü ressam Pablo Picasso’nun doğdu şehirdir, bu yüzden Malaga’nın en önemli simge isimlerinden biridir Picasso.
 Pablo Picasso 
(25 Ekim 1881 - 8 Nisan 1973)
Malaga’nın yetiştirdiği bir diğer ünlü kişi de sinema oyuncusu Antonio Banderas’tır. Bir de İspanyol devlet adamı ve eyalet sisteminin babası kabul edilen Canavos del Castillo da yine Malaga doğumludur. Kıymetli şahsiyetlere ev sahipliği yapan Malaga'yı görebilecek olmanın heyecanı sarıyor içimizi, bir yandan da gezimizin son günü, bavullarımızı son kez toparlayıp kapatıyoruz. 
Granada’da konakladığımız otelde yaptığımız kahvaltının ardından, Malaga’ya gitmek üzere sabah erkenden yola çıkıyoruz. Öğle saatlerinde 13.00 gibi İstanbul’a uçacağız. Bu yüzden Malaga’dan erken ayrılacağız. Keşke akşama kadar Malaga’da kalabilseydik desek de bizim için Endülüs turu biterken rehberimiz içinse, yine yeni bir gruba merhaba deme vakti olacak. Bu yüzden dar vakitlere elimizden geldiğince çok şey sığrdırmaya çalıştığımız ve aynı zamanda son derece heyecanlı, adrenalin yüklü bir son gün yaşayacağız Malaga'da. 
Alcazaba de Malaga (Alkazaba Kalesi)
Yolculuk boyunca rehberimiz her zaman olduğu gibi kısa da olsa Malaga hakkında bizleri bilgilendiriyor. 
Malaga 2000 yıllık kültürel mirasa sahip. Millattan öncesine uzanan (M.Ö.1100) köklü tarihinde, bölgenin hakimi ilk önce Fenikeliler olmuş. Bu yüzden şehrin adının da Fenikeliler'in Tanrıçası 'Maleke'den geldiği tahmin edilmekteymiş. Fenikeliler'den sonra sırasıyla; Kartacalılar, Romalılar ve Mağribiler yani ( Müslüman ) Endülüslüler bölgede egemen olurlar. 
Daha sonra derken; burada tarih anlatımıma küçük bir 'virgül' koyuyorum. Devamını şehir turumuza bırakıyorum. 
Yaklaşık 1.5 saat sonra Malaga’ya varıyoruz. Malaga tam bir sayfiye kenti havasında karşılıyor bizi. Sahil yolu, sıra sıra palmiyelerle süslenmiş.
Malaga mavi bayrak ödüllü, adına ‘Costa del Sol’ denilen, Güneş Sahilleri ile ünlü bir liman şehri. 
Cebelitarık boğazına (100 km) gibi bir mesafede olan Malaga’nın en yakın Kuzey Afrika sahiline mesafesi 130 km. dir. İber Yarımadası'nın doğusunda yer alan Malaga'da, Endülüs özerk topluluğu içindedir ve Sevilla'dan sonra Endülüs'ün en büyük ikinci şehridir.  
Tarihi güzellikleri kadar neredeyse bütün bir yıl boyunca güneşin hiç eksik olmadığı Malaga güzel sahilleriyle turistlerin de cazibe merkezi. Bu yüzden, kumuyla, güneşiyle ve geniş sahiliyle sırf deniz tatili için dahi Malaga’ya gelmek iyi fikir olabilir.  
Malaga’ya vardığımızda önce panoramik bir şehir turu yapıyoruz, ardından bir saat kadar serbest turumuz olacak. Ve aracımızın bizi indirdiği yerde - Alkazaba Kalesi’ne oldukça yakın Park Caddesi üzerinde belirlediğimiz noktada- buluşacağız. 
Grupla birlikte gerçekleştirdiğimiz şehir turu (Paseo de Parque) Park Caddesi’nden başlıyor. Daha sonra sırası ile Plaze de la Merced, Cervantes Tiyatrosu, Puerto Marina (liman) ve La Alcazaba’yı dolaşıyoruz. 
O halde şimdi, Malaga fotoğrafları eşliğinde Endülüs'ün Liman Şehrini gezmeye başlayabiliriz. Gezimizin ilk güzergahı; Park Caddesi.
Belediye Sarayı 
City Hall of Malaga, Andalusia
Muhteşem mimarisiyle, 19. Yüzyılda yapılmış olan Belediye Sarayı'nın bir cephesi Park Caddesi'ne, bir cephesi de Cervantes Bulvarı'na bakıyor. Mimari üzerindeki rölyefler ve heykel başlı sütunlarla yapı oldukça ihtişamlı. Endülüs bölgesindeki Belediye Sarayları'nın pek çoğu tıpkı Malaga'da olduğu gibi mimarisiyle son derece güzeldi. Granada'nın Belediye Sarayı'da üzerindeki at heykeli ile çok gösterişliydi.  

Belediye Sarayı'nın arkasında Alkazaba Kalesi'ni görüyoruz.


Cervantes Bulvarı üzerindeki Belediye Sarayı'nın 
 muhteşem mimari detaylar.

Malaga Üniversitesi

***


Malaga Üniversitesi


İspanya Bankası - Banco de Espana

Ve grubumuzla birlikte (Paseo de Parque) Park Caddesinde ilerledikten sonra (Calle Alcazabilla) Alkazaba Kalesi'nin aşağısında trafiğe kapalı olan geniş bir caddeye ulaşıyoruz.  Burada Roma Tiyatrosu ve ancak karşıdan bakabildiğimiz Alkazaba Kalesi görülmeye değer iki yapı. Biz yeterli vaktimiz olmadığı için kaleye çıkamasak da, Roma tiyatrosuna oldukça yakınız.  Bu tarihi yapıların görüntülerini kaydediyoruz hemen. 
Bu arada ben tarihi anlatımıma kaldığım yerden devam ediyorum yeniden. Biz göremesek de şehrin en yüksek noktasında Alkazaba surlarının bitişiğinde Gibralfaro Kalesi bulunuyor. Bu kale Granadalı 1. Yusuf tarafından inşa edilir. Bir ara deniz feneri olarak da kullanılan kale, Malaga kuşatmasında da direnişçilerin merkezi olur. Bir düşünceye göre; üç ay süren kuşatma, aslında Kastilya ve Aragon güçlerine değil, açlığa yenik düşmüştür. Malaga, 1487 yılında İsabel'le Ferdinan'a teslim olur. 
Endülüs'ün en büyük limanı ve Sevilla'dan sonra ikinci büyük şehri Malaga olur. Tarihi yapılar arasında gezerken bir yandan da anlatmaya devam ediyorum.

Alcazaba de Malaga (Alkazaba Kalesi) 
Tepedeki Alcazaba / Alkazaba Kalesi 11. yüzyılda Hammudi Hanedenlığı tarafından inşa edilmiş. İspanya'nın en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Alkazaba, çifte surları ve sağlam girişi sayesinde 1487 yılına kadar Müslümanların elinde kalmayı başarmış. Endülüs'lü Magribiler zamanında kale, hükümet konağı olarak kullanılmış. Kral ve üst düzey bürokratlar genellikle burada kalırlarmış.
Alkazaba'nın giriş bölümü korunma için tasarlandığından yukarı dolambaçlı bir yoldan çıkılıyor. Yukarıda ise tıpkı Elhamra Saray Kompleksinde olduğu gibi dikdörtgen havuzlu avlular birbirini izleyen odalara açılıyor(muş). Biz sadece yolun başına kadar gidiyoruz. Ama Alkazaba Kalesi'nin tepesinden, Malaga manzarasının harika görüneceğini tahmin edebiliyoruz tabi ki.  Bu arada tıpkı Portekiz'de gördüğümüz jakaranda ağaçlarını Malaga'da da görüyoruz.
 
Roma TiyatrosuTeatro Romano
Calla Alcazabille / Alkazaba üzerindeki Roma Tiyatrosu ise, Milattan önce 1. yüzyılda inşa edilmiş. Roma Tiyatrosu Roma egemenliğinde olduğu dönemden kalan kentin günümüze ulaşan tek yapısı.  Tiyatronun girişinde, Romalıların günlük hayatını anlatan ve çeşitli bilgiler veren bir merkez bulunuyor.

Albeniz Tiyatro ev Sinema Binası
Evet... rehberimiz buraya kadar bize eşlik ediyor. Artık serbest tur zamanı. Kimi, daha fazla dolaşamayacağını düşünerek en yakın kafeteryaya oturmaya hazırlanırken, kimi de bizim gibi, her dakikayı değerlendirebilmeyi kendine kâr sayıp Malaga sokaklarını arşınlamaya hazırlanıyor. Bize ayrılan süre yaklaşık olarak 1 saat. Bir saatin sonunda tur aracımızın  bizi alacağı noktada Park Caddesi'nde buluşacağız. Artık 'izler ve yansımalar' ekibi Malaga sokaklarında kendini kaybedebilir!
Merced Meydanı - Plaza de la Merced
Önce  Merced Meydanı’na gidiyoruz. Burası Pablo Ruiz Picasso Vakfı’nın genel merkezine de ev sahipliği yapan (Fundacion Picasso) kare şeklinde trafiğe kapalı, içinde tapas barların, kafelerin, restoranların olduğu oldukça geniş bir meydan.  Meydanın sağ tarafında Picasso Enstitüsü bulunuyor. 
 
 ***

'El Carmen Bar Tapas'
Tapas Restoranda müşterilerini karşılayan bir Picasso var.
Elinde de renkli paleti :) 


***


Picasso Enstitüsü'ne ait bu binanın köşesindeki odanın
Picasso'nun doğduğu ev olduğunu öğreniyoruz
20. yüzyılın en iyi ressamlarından ve heykeltıraşlarından biri olan
 Pablo Picasso hayatının büyük bir kısmını Fransa'da geçirse de, 
şehir ünlü sanatçısıyla gurur duyuyor. Bu yüzden Malaga, sadece Picasso'nun
eserlerinin sergilendiği büyük bir müzeye ev sahipliği yapıyor.
Buraya kadar gelmişken Picasso Müzesi'ni de görebilmeyi çok isterdim,
ama ne yazık ki yeterli zamanımız yok!
Bu duruma sadece 'sağlık olsun' diyorum. 


Picasso ise bize, her yerden bakıyor :)
ve onu bu meydanda görebildiğimize çok ama çok seviniyoruz.


Merced Meydanı'nda bir de Picasso'nun tıpkısının aynısı  
oturan bir heykeli bulunuyor. Sanatçı bir zamanlar bu meydanda
çok vakit geçirirmiş.
Bu yüzden sanatçıya ilgi duyan herkes Picasso ile
 bir hatıra fotoğrafı çekmek için sabırsızlanıyor. 

Tabi ki sanatına hayran olduğum Picasso ile bir fotoğrafta
ben çektirmek istiyorum.
Sıramın bana gelmesini beklerken de boş durmuyor çevreye bakınıyorum. 
Başımı kaldırdığımda her yerde Picasso'dan izler!.


***


Veeee nihayet sıra bana da geliyor.
Poz verirken Picasso'nun eskiz defterine elimi sürüyorum.
Bana da el versin istiyorum! öyle ki, ben de bir hevesle kaldığım 
yerden devam edebileyim resimlerime.
Sonra yaptığım resimleri 
 gösteriyorum ona. Başını sallıyor,
yetenekli sayılırsın ancak tek başına yetenek yetmez
 üzerine gitmelisin, daha çok çalışmalısın diyor!
Bu motivasyon Malaga'da geçirdiğim günün, en güzel anı olurken, 
önerilerini dikkate alacağımı kendime bir kez daha tembihliyorum. 


Çocuklar her yerde çok güzel! 
Hayatın neşesi onlar :) Yaşam sevinci!
rengârenk çiçekler gibi her biri! aralarda da tatlı böcekler ;)
Birden sokaklar neşeleniveriyor. 
Soruyoruz; "çocuklar güle-oynaya nereye böyle? "
 Öğreniyoruz ki, bu şirinler resim yapmak üzere, 
Picasso atölyesine gidiyorlarmış. 


Hangi yöne gitsek acaba!?  
Tam da bu sırada, gruptan sanat tarihçi arkadaşlar,
ileride Cervantes Tiyatrosu olduğunu söylüyor. 
Biz de yönümüzü onların gösterdiği yöne çeviriyoruz. 

(Tarif; İlerideki aralıktan önce sağa, sonra sola dönüp,
 dümdüz ilerleyince karşınızda göreceksiniz!..)


Ala-Turca  Pizza- döner-kebap her yerde :))
Karşımıza ilk önce bir kebapçı çıkıyor. Kebap artık  biz Türklerin markası!
Nereye gidersek gidelim bir kebapçı mutlaka karşımıza çıkıyor. 


***


Tiyatro Cervantes 

Tiyatroya adını veren; Miguel de Cervantes Saavedra
 (d. 29 Eylül 1547 - ö. 22 Nisan 1616)
İspanyol romancı, şair ve oyun yazarıdır. 
Cervantes'i meşhur eden ve onu dünya edebiyatı'nın 
baş yapıtları arasına alan en önemli eseri ise Don Kişot'tur.
*** 
Cervantes Tiyatro binasını gördükten sonra geri mi dönelim yoksa ?? derken! saatimize bakıyoruz daha yarım saat vaktimiz var. Sokakların arasında biraz daha ilerleyebiliriz diyoruz.

Barların pek çoğu kapalı. Henüz siesta vakti.
Akşama doğru hareketlenecek.

Hediyelik eşya satan dükkanlar dahi kapalı ama bazı dükkânların kepenkleri kapalı dahi olsa ürünlerini teşhir amacıyla açıkta tutmuşlar. Açık dükkan bulursak hatıralık bir iki magnet almak istiyorum.

Endülüs'ün Sevimli küçük Tapas Barları...
Günün bu -öğle- saatlerinde oldukça sakin.  

Malaga sokaklarında gezerken nihayet hediyelik ürünler satan  açık bir dükkan karşımıza çıkıyor. Hemen dükkana girip bir iki magnet alıp çıkıyoruz. Bu sokağın diğer yerlere göre daha bir hareketli olduğu gözümüzden kaçmıyor. 

Duvarlardaki afişler, Malaga'nın güncel, sanatsal
etkinliklerini yansıtıyor.


***

Sokağın ilerisinde ise gözümüzün içine bakan Malaga Katedrali'ni görünce hadi bir de Katedralin görüntüsünü alalım diyoruz.
Malaga Katedrali 
Son derece gösterişli olan Malaga Katedrali (1528-1782) Rönesans tarzı mimariğe sahip. Bu katedralin yapımı yarım kaldığı için halk arasında ki adı 'La Manquita' yani 'tek kollu kadın' olarak geçiyormuş. Endülüs Bölgesindeki diğer katedrallerde olduğu gibi Malaga Katedrali de daha önce camii imiş sonradan katedrale çevrilmiş. 

***


Katedralin arka sokaklarından geçerek bir başka sokağa girdiğimizde
karşımıza etrafı kafelerle çevrili küçük sevimli bir meydan çıkıyor.


Relax bir şekilde sabah gazetelerini okuyanlar,
Her yaş grubundan insan manzaraları...
'Keşke yeterli zamanımız olsaydı da, biz de otursabilseydik şu kafelere!' derken...saatimize bakıyoruz! Ve işte o an aracımızın kalkmasına hepi-topu 10 dakika kaldığını görüyoruz. Zaman nasıl geçmiş hiç anlamamışız! Geldiğimiz yönden geriye dönerek aynı yolları takip etmek üzere tekrar sokaklara dalıyoruz. Ancak birbirine benzeyen sokaklar arasında iyice kayboluyoruz. 'Anlaşılan biz buradan kendimiz yolu bulamayacağız!' Hemen elimizdeki haritaları göstererek çevremizdekilerden yardım istiyoruz ancak onlar da bize yardımcı olamıyor. En son da şansımıza bir taksi durağı görüp, hemen o yöne koşuyoruz. Şoföre Malaga'da otobüsten indiğimizde ilk çektiğimiz fotoğrafı gösteriyoruz. Nihayet şoför başını sallayarak anladığını belirtiyor bize ve adresin çok yakın olduğunu ifade etmeye çalışıyor mimikleriyleMeğer çok fazla uzaklaşmamışız yürüyerek de belki yetişebilirmişiz ancak bunu göze alamazdık tabi ki. Neyse ki 3-4 dakika dahi sürmüyor, herhangi bir rötara gerek kalmadan aracımıza biniyoruz. Böyle de heyecan dolu bir finalle Malaga'dan ayrılıyoruz!

Malaga'ya elveda derken, son kez deklanşörümüze giren kareler.  

***
Malaga gezimizi tamamladıktan sonra artık dönüş başlıyor. 15-20 dakika sonra Malaga Havaalanına varıyoruz. Rehberimiz havalanına kadar bize eşlik ederken son kez bir anımsatmada bulunarak; uçakta giderken izleyebileceğimiz bir film önerisinde bulunuyor. Film, Picasso'nun hafızalarda yer eden Guernica eserine konu olan (İspanya iç savaşının yaşanıldığı dönemde Guernica' daki bombardımanın anlatıldığı tarihi bir film) 'Guernica' dır. 
Bizim için tur sona ererken, rehberimiz ise yeni bir grubu karşılamaya hazırlanıyor. Rehberimiz Eser Hanıma teşekkür ederek vedalaşırken, havaalanı içinde ayrı yönlere doğru ilerliyoruz. Gezimizin sonunda ise havaalanında, tura dahil bir grup arkadaşla; biraz komedi, biraz da gerilim tadında unutamayacağımız başka bir macera daha yaşıyoruz.   
Birbirinden güzel rotalarla buluştuğumuz ve oldukça beğendiğimiz Portekiz- İspanya sınırları içindeki Endülüs turumuz böylece Malaga ile sonlanıyor. Uçağımız Malaga semalarında yükselirken biz de hep birlikte adiós Malaga, adiós ESPAÑA diyoruz :)
Yeni rotalarda buluşmak üzere.
İzler ve Yansımaları takip etmeyi unutmayınız lütfen!
 Esin Bozdemir

Gezimizin bir önceki durağı
ELHAMRA 

ENDÜLÜS TURUMUZUN (PORTEKİZ - İSPANYA)
TÜM DESTİNASYONLARI
PORTEKİZ  
LIZBON -  CABO DA ROCA, CASCAIS VE SINTRA - OBIDOS - NAZARE -  FATIMA - GUIMARAES - BRAGA - PORTO
İSPANYA 
****
NOT: Merak edenler için biz bu gezimizi Jolly Tur ile gerçekleştirdik. Rehberimizden ve acentamızdan (Vize handikapı dışında) genel olarak memnun kaldık. Gezi hazırlıklarımızı da içine alan yazı için buraya bakabilirsiniz. 
Ayrıca uçakta giderken izlediğim Guernica filmi de çok güzeldi, öneririm. (Pablo Picasso'nun savaş karşıtı tablosu 'Guernica' yı anlattığım yazı  buradadır.) 

12 yorum:

  1. Esincim, "yeterli zamanımız olsaydı da oturabilseydik kafelere" yazdığın fotoğraf var ya, tam o heykelin karşısında bir dairede kalmıştık:) Anılar anılar.
    Güzel bir gezi yazısıydı, nice keyifli yolculukların olsun arkadaşım. Öpüyorum seni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @sezereser perker,

      Aaaa! :) ne hoş bir tesadüf!. arkadaşlarımın ayak izlerinin değdiği yerlerde kısacık anlık da olsa bulunmak! mutlu ediyor insanı.

      Evet, anımsıyorum Sezer'cim, sanırım birkaç yıl önce yaz tatilinizi Malaga'da geçirmiştiniz değil mi!. Ben, izlediğim yabancı fimlerde de, eğer sokaklarında dolaştığım bir yeri, filmin bir karesinde görürsem, işte o an çok heyecanlanıyorum. Hayatın içinde her renk var. Bu pastel renklerinse yeri bir başka! :))

      Amin canım, güzel dileklerin hepimiz için olsun. Ayrıca, bizler hiç bir şey yapamasak, şehirler arası trenle seyahate çıkarız ya da İstanbul'un simgesi vapurlarla bir yakadan bir yakaya geçmek bile bize seyahat gibi gelir. Sahip olduğumuz küçük şeyler dahi bizi hoşnut eder. Yeter ki, sağlık ve huzur olsun.. daha nice güzel yolculuklara Sezer'cim.
      Ben de seni çok öpüyorum. Sevgilerimle...

      Sil
  2. Picasso ve Antonio Banderas'ın Malaga'da doğmuş olduklarını öğrenmiş oldum sayende, her gezi yazında bilmediğim pekçok ilginç şey öğreniyorum. Bu çok güzel, çok teşekkür ediyorum. Aslında not etsem bunları çünkü isimleri aklımda tutamayıp unutmaya korkuyorum. Çağdaş, laik her ülke sanata, sanatçıya büyük destek oluyor onu farkettim, Picasso atölyesine giden çocuklar gibi...bizde ünlü ressamlarımızın ismiyle kaç atölye var? Beyazlar içinde çok şıksın, çok güzelsin bu arada nazar değmesin Maşallah. (nazara çok inanırım). Eline sağlık Esin...sevgiler.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @bücürükveben,
      “Öğrenmek istiyorsan. Seyahat etmelisin” demiş ya Mark Twain çok doğru söylemiş. Biz de gezerken + bilgilere sahip oluyoruz. Öğrendiklerimizi paylaşmak ise bizi de çok mutlu ediyor. Ben de, senin ve diğer blog arkadaşlarımın paylaşımlarından çok şey öğreniyorum. Bu yüzden iyi ki bloglarımız var. İyi ki yazıyoruz.
      Çağdaş ülkelerin sanata gösterdikleri ilgi kayda değer. Malaga, Picasso'nun doğduğu şehir olsa da, aslında sanatçı yaşamının büyük çoğunluğunu Fransa'da geçirmiş. Ancak halkı Picasso’nun büyük sanatçı kimliğine sahip çıkılmış. Kendi toprağının bağrından çıkan sanatçının şöhretini değerlendirmiş. İlgine güzel bakan yüreğine, düşüncelerine çok teşekkür ediyorum Sevgili Müjde. Kem gözler bizden uzak dursun! Hissettiklerimiz olduğunda, biz de onlardan uzaklaşıyoruz nasılsa! Didişmek, yarışmak, savaşmak…hiç bana göre değil!. Hayat kısa; geldik ve gidiyoruz işte!. Sen de sağol, var ol! Sevgilerimle…

      Sil
  3. Şahane bir tur oldu bizim için. Oldukça bilgilendiriciydi üstelik.

    O zamanla yarıştığımız dakikalar ahhh !! Bir gün yetiştik/yetişemedik kalbime inecek benim de.
    Neyseki her seferinde yetişiliyor :))

    Kalemine, emeğine sağlık arkadaşım ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Oytunla Hayat,
      Endülüs serisini bitirince sanki büyük bir yük kalktı üzerimden :)) Bitirdikten sonra, geriye dönüp bakmak ise tarifsiz! okurken bir kez daha yaşamanın keyfi bambaşka oluyor ama değil mi! bunu sen de bilirsin. Emek vermeden olmuyor. Hepsini severek yazdım.
      Ah sorma Şebnem, turlarla gidince böyle, zamanla yarışıyor insan. Bir daha hadi deyince gelebilmek mümkün değil! o yüzden her anı değerlendirmek istiyoruz. Neyse ki ucu ucuna da olsa yetişebildik sonunda!. :) İlgine ben teşekkür ederim arkadaşım. Sevgilerimle...

      Sil
  4. ya baksanaaaaa, yani bu kadar olur, ben de bir endülüs turu, daha doğrusu, sevilla, malaga, granada gezisi yapmak istiyom da, elhamra filan işte, dur nasıl gittin, serbest mi tur mu, serbest gittiysen nasıl gittin nerlerde kaldın, bu üç şehri ve işte sarayı filan gezmek için en doğrusu napmak lazım, hangi mevsim, sonra uçakla ilk önce nereye gitmek lazım, ve nerde kalmak lazım. eğer, turla gittiysen de yani, kaça gittin, hangi tur ve memnun kaldın mı, filan sölesenee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @deeptone,
      Endülüs turumuzu Porto'dan başlayarak anlattığım gezi notlarımda
      bütün detayları bulacaksın deep.

      Sil
  5. Ne güzel bir gezi ve paylaşım olmuş Esin. Bu aralar Endülüs her yerde karşıma çıkıyor.
    Bu bir işaret mi? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @tülin,
      Teşekkür ederim Tülin hanım. Umarım öyle olur :)

      Sil
  6. Oraya gitmiş kadar olduk :)
    Şahane anlatmışsın ve fotograflar harika çıkmış.
    Teşekkürler canım.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @incidennotlar,
      Teşekkür ediyorum Sevgili İnci,
      Ben de sana sevgilerimi gönderiyor,
      güzel bir haftasonu diliyorum...Sevgilerle...

      Sil