Sevgilim, işte eylül. Ve işte senin usul usul seğiren yüzün. Zaman ki sonsuzdur. Bitmemiş şiirler gibidir. Bazı hüzünleri. Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir. Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık (İsteğin bulanık kıyısında). Bundan değil midir bizim aşkımızda. Sürekli bir akşam hüznü vardır.*
'Günler peşi sıra dizilmiş, haftalar, ayları ve aylar birbirini kovalarken bir yaz daha sona ermek üzere. Şimdi mevsim, sonbahar. Sonbahar sevdiğim mevsim, bir o kadar da hüzün mevsimi.'
demişim, 'Eylül güncesini' yazarken... ve bu yazı taslakta yaynlanacağı anı bekleyip durmuş! ta ki bugün Ekim'i de devirip Kasım'a girerken; "olmaz ama, sevgili günlük bu kadar da ihmal edilmez ki ama!" serzenişleri içinde kendime ettiğim sitemimle, nihayet bloguma uzun bir aradan sonra yeniden 'merhaba' diyorum sevgili dostlarım.
Evet uzun zaman oldu buralara gelmeyeli! Sanki bende bir zaman kayması oluştu. Öyle ki çoğu zaman günleri dahi karıştırdığım oluyor. Dışarıda çalışan olmasa, hafta içi ve hafta sonu günlerini de karıştırabilirdim! İyi ki, 'hafta sonu tatili' düşüncesi içinde -koronaya karşı tedbirli olmak adına- çoğunlukla bir yere kıpırdayamamış olsak da, yine de kendime bir 'tatil modu' algısı yaşattığım için, hepten takvim ayarını kaçırmış değilim!. Bir de resim çalışmaları zamanımın çoğunu alıyor. Haftanın belli günlerinde sanal ortamda sunumlarımız oluyor. Bu yüzden bir program dahilinde resim çalışmaları yaparken, zaman da nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. Eylül Güncesini dahi paylaşmayı atlamışım. Neyse dükkân bizimdir nasılsa :) kira da yok! ama uzun zaman açmazsak ev sahibine belli mi olur!.. :)) konu komşuyu hiç sormuyorum!. zira onlar da kendi dünyalarında!. sitem yok, beklenti yok, ama anlayış da, empati de çok!. Arayan da, soran da sağ olsun!. Nasılsa gönüllerimiz birdir!. Zor zamanlardan geçiyoruz. Herkes kendince bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyor!. Umarım herkes iyidir. Yeter ki iyi olun, iyi olalım. Elbet bu günler de geçecek !.
Pandemi bize, hayatı her yönüyle dengede tutmanın ve bilinçli yaşamanın gerekliliğini öğretti!. Kendi kendine yeterli olmanın, fiziken ve ruhen kendini sağlam tutmanın önemini bir kez daha hatırlattı!. Tüm bunları yerine getirmek hiç zor değil! Yeter ki farkında olalım. Mazeret üretmeyelim. İnternet koskoca bir dünya! ne ararsak var... doğru kullanılırsa, yeni bir şeyler öğrenmek ve araştırmak için sınırsız bir derya. Yeni bir dil, yeni bir beceri, yeni bir eğitimin kapıları tam da bu zamanda aralanır pekalâ! Kitaplar ona keza!. Seçenek çok. Yeter ki kullanmasını bil.
Televizyonu neredeyse sinema filmlerini izlemek için açıyoruz diyebilirim. İzlediğim birkaç program ve netfilix filmleri dışında kayda değer bir şey yok bu mecrada. Hatta bazı filmleri tablette seyrettiğim dahi oluyor. Film bahane, birlikte ortak bir şeyleri paylaşmak şahane. Ama şu sıralar malum üzücü gündemler yine bizi haber kanallarına yöneltti. Pür dikkat 'son dakika' haberlerini endişeyle izliyoruz. Korona ile mücadele ederken şimdi de deprem gerçeği ile yüzyüzeyiz. Endişe, kaygı ve üzüntü içinde bir sonbahar yaşamaktayız. Söylenecek söz çok ama ne yazık ki yapacak bir şey yok!
İzmir'de yaşanan ve çevre illerde de hissedilen deprem hepimizi oldukça üzdü, içimizi acıttı!. İzmir halkına çok geçmiş olsun. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Dileğim çok daha fazla can kaybı olmamasıdır.
Şimdi gelelim Eylül ayı güncemize.
Eylül ayında neler yapmışım? bir bakalım. Bir ayın küçük bir özetidir bu.
Eylül Ayında ana ocağı Bandırma'ya sıkça gittim. Ziyaretlerimin her birinin nedeni farklıydı. Hayatın içinde sevinçler de, hüzünler de var. Yeni doğanların müjdesiyle ümit dolu sevinçlerim kadar, hayata veda edenlerin kaybı içinde, yaşadığım hüzünlerim de oldu bu ayda.
Eylül’de baba yarısı amcam hayata veda etti. Biricik babamı da, iki yıl önce yine bu ayda, hazan mevsiminde kaybettim. Bu acının tarifi yok... Her ölüm, sevenler için erken ölüm!. Yine de ne mutlu ki onlar, güzel bir ömrü tüm evreleriyle; eşleri, evlatları, torunlarıyla mutlu bir şekilde geçirdiler. Artık anılarımızda hep bizimle, daima kalbimizdeler... Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Şimdi ise bir virüs herkesin hayatını tehdit etmekte!. Yaşam pamuk ipliği kadar ince! Bu yüzden yaşadığımız her anın kıymetini bilelim. Sevdiklerimize dört elle sarılalım, çevremize güzellikler sunarken sevgiyle ve her daim şükürle dolalım!
KAPIDAĞ'IN ŞİRİN KÖYÜ TATLISU
"Bu yaz Bandırma'ya gidip gelmelerimiz, şu pandemi sürecinde adeta can yeleği oldu bana!" demiştim Ağustos güncesinde. Eylül ayında da yine, sakinliği ile Kapıdağ yarımadası'nın dantel gibi koyları, şirin köyleri ve uğramadan edemediğimiz Tatlısu Köyü'nde bol bol huzuru çektik içimize...
Sahiller boşalmıştı, köy sakinleri dışında pek de fazla insan yoktu. İstanbul'un cinnet hali kalabalığı ve kaosu üzerine, Kağıdağ'ın şirin köylerinde vakit geçirmek... ve güzel koylarında manzaranın seyrine dalıp, doğanın seslerini dinlemek... tam bir rehabilitasyondu.
Okullların normal düzende olmasa da yine de kısmi olarak açılacak olması ile boşalan sahiller artık bize kalmıştı. Bu yüzden Eylül ayı, en güzel aylardan biri idi.
Kahvaltılıklarımızı hazırlayıp Tatlısu'yun -yaz ortasında iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık olan- salaş ama hijyene dikkat eden çay bahçelerinde tek tük köy sakini arasında kuytu bir köşede yaptığımız kahvaltılar çok güzeldi. Annem evlatlarının varlığı ile keyifli, çocukları da mutluydu...
BANDIRMA'DA ZEYTİN HASADIMIZ :)
Belkıs'da yeni keşfettiğimiz küçük bir koyda
gün batımını seyretmek güzeldi.
***
BANDIRMA'NIN 98. KURTULUŞ GÜNÜ
Ayrıca Bandırma'da bulunduğumuz tarihte Bandırma'nın 98. kurtuluş günü törenine de denk geldik. Milli duygularımız kabardı.
17 Eylül 1922'de Hasan Tahsin'in ilk kurşunuyla başlayan Kurtuluş Savaşımız'ın Bandırma Ayyıldıztepe'de //düşmana sıkılan 'son kurtuluşunun atıldığı tepede// savaşın zaferle sonuçlandığı günün coşkusu yaşanırken, askeri bando takımının gösterisi ile de karşılaştık. Rap rap yürüyen askerleri görünce, çocukluk günlerim bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden... çünkü ben de bir zamanlar bando takımındaydım :) bakınız
***
AKÇAKOCA GEZİSİ
Eylül'ün son haftasında ise Akçakoca'ya gittik. Merkez ve yakın çevresindeki ören yerlerini dolaştık. İlk kez gittiğimiz Akçakoca'yı biz çok beğendik. Daha detaylı bir şekilde gezi notlarımızı da en kısa sürede yazmayı diliyorum. :)
Eylül okumalarım bir hayli vasattı. Çünkü zamanımın çoğu Bandırma-İstanbul arasında geçerken, ana ocağında çokça muhabbet, işlenmek ve hasret gidermek vardı. Yolculuklarımda genellikle dergiler bana eşlik ederken, evde ise yarım kalan başucumdaki kitapları okuyup rafa kaldırdım.
HAYATIN ŞARKI SÖYLEDİĞİ YILLAR
Zümrüt Gözlü Kız Çocuğu , 2020
Ve Eylül ayı güncemin finalini en son yaptığım pastel portre ile noktalarken..
Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz hep birlikte... Çok yayılmamaya dikkat ederek kabuk yaşantıma devam etsem de garip bir şekilde zaman sıkıntısı yaşıyorum ben de...
YanıtlaSilEylül sıcacık geçmiş ne güzel... Kayıplarımıza rahmet, ardında kalanlara sabırlar diliyorum... Ölümün rengi de adı da çok soğuk
Seni kocaman öpüyorum ♥
@oytunla hayat,
SilHepimiz benzer haller içindeyiz. Bugünler de geçecek elbet, ancak hayatımızda iz bırakacağı kesin!.
Hayatın kanunu bu! bir varsın, bir yoksun işte...fani dünya! Sağolasın arkadaşım. Ben de seni çok öpüyorum. Sevgilerimle... ♥
Babana da amcana da rahmet olsun. Zeytinleri ağız tadı ile yiyin.
YanıtlaSil@Yüreğimin İklimi,
SilÇok sağolun.Teşekkür ederim.🙏
Bu günceleri okumak çok keyifli oluyor sahiden de. Kaliteli bir dergi okuyorum hissiyatıyla, ilgiyle okuyorum yazdığın her bir cümleyi. Bazılarında da hüzünle doldum. Eylül ayı hazan ve hüzün ayı derler hani. Amcanın vefatı üzücü. Başın sağ olsun. Babanla birlikte nurlar içinde yatsınlar.
YanıtlaSilGörsellerin şahane yine. Özellikle ilk görsel tam da eylülü betimliyor. Bandırma'nın kurtuluşunu her duyduğumda tülütabaklar geliyor aklıma. Sayende öğrenmiştim:) Zeytin demek antik bir meyve demek bence. Ne mutlu size az bile olsa zeytin ağaçlarınız var. Güle güle tüketin. Ben de bu ara zeytinle uğraştım epey.
Hiçyılmaz'ın sözleri ne kadar doğru. Biz de adabına göre dinleyenlerdeniz. Türünün en iyi örneği olması yeterlidir hatta;)
Son resmin de harika ötesi olmuş. Ellerine kollarına sağlık, harikasın Esinciğim.
Yeniden görüşmek üzere keyifli bir hafta diliyorum. Sağlıcakla, esenlikle, sevgiyle...
@Zeugma,
SilKorona’lı günlerin içinden geçerken kişisel tarihime not düşüyorum aslında. Sık yazamayınca aylık hepsini toptan yazmak da iyi bir seçenek oldu benim için...Sonbahar yaprak dökümü adeta!..peşpeşe kayıplar yaşadık. İki kardeş kavuştular birbirlerine...Aşık Veysel’in dediği gibi “ hayat yalan, ölüm gerçek.” Işıklar içinde uyusunlar 🙏
Tülütabakların gösterisi asıl Balıkesir’de oluyor. Çocukluğumda tuhaf kıyafetleri ve isli kara yüzleriyle ne çok ürperirdim tülütabaklarfan...☺️ Zeytinimiz tadımlık oldu. Sağolasın. Bu güzel kızı çok severek yaptım. Portreler çok hassasiyet ve konsantrasyon gerektiriyor ama bittiğinde sonucu görmek her şeye değiyor. Ziyaretine ve zarif sözlerine çok teşekkür ederim Zeugmacığım. Ben de sana gönlünce geçecek güzel bir hafta diliyor, sevgi ve selamlarımla gönderiyorum. Sevgilerimle...❤️💕🌸
Yine harika fotolarla içimizi açtın bu zor günlerde.
YanıtlaSil@hüznün tadı,
SilÇok teşekkür ederim. Gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz. Şimdi her zamankinden daha çok dirençli olmak durumundayız. Sevgiyle, esenlikle kalın...🌺⭐️🌸
Başın sağ olsun Esincim. Amcana rahmet diliyorum.
YanıtlaSilHer şeye rağmen hayatında iyi ki Bandırma var:) Ne güzel yerler.
Çok öpüyorum seni. Sağlıkla kal!
@Klio’nun Şarkısı,
SilSağ olasın Sezer’cim. Amin🙏 Evet ana ocağımız iyi ki var. Çok şükür. Bandırma sakin ve güzel ama asıl sevdiklerimizle güzel. Daha sık gitmelerimize onlar sebep. Ben de seni çok öpüyorum. Sağlıkla, esenlikle kal. 💖💕🌷
Amcan için üzüldüm, huzur içinde uyusun, sabırlar dilerim.
YanıtlaSilResimlere bayıldım, yeşilikler, kuyu, çıkrık (yanlış hatırlamıyorum di mi çıkrık denirdi ona?)zeytinler çok güzel, kedim olmasaydı da gezebilseydim dedim yahu:))))portren muhteşem, eline sağlık.
Sevgiler...
@bücürükbenveben,
SilBaba yarısıydı, o da gitti! Büyüklerimiz birer birer aramızdan ayılıyor. Bir taraftan yeni tomurcuklar açıyor, hayat devri âlem! Sağ olasın Sevgili Müjde. Doğru bildin, ona biz de “çıkrık “ deriz😃 Kediyi bahane etme, koy onu çantana, sonra da tak sepeti koluna ve gez biraz ama!😇 biz de anneme kuş almıştık ona arkadaş olsun diye...ama bu defa da sanki kuş biraz engel oldu! Diyoruz “ çık gel” o da; “Kuşu kime bırakıp geleyim! ” diyoruz “onu da al gel”😊 ailemizin biricik fertleri onlar. Zeytinlerimiz 5-6 ağaçla tadımlık da olsa, toplaması ve yapım süreci keyifli oluyor. Ben halâ ağaçlara tırmanabildiğim için kendimi iyi ve genç hissediyorum. Tabi çok tepelere değil.😉 Çok teşekkür ederim, emek verdiğimiz şeylerin değer görülüp beğenilmesi de ayrı bir mutluluk oluyor. Ben de sana sağlık ve esenlik dolu, keyifli günler diliyorum. Sevgiyle...🌸❣️💕
Başın sağolsun. Ve portrede yine muhteşem bir bakış, bir duygunun yine muhteşem ifadesi: Ahh o bakışlara eşlik eden dudak ucu kıvrık tebessümler! Kaç sayfada anlatılabirdi ki... diye düşündüm yine:) Nazım'a bir atıfla ama onun kastı duygudan farklı bir duygu manasında -yapılabilirmiş, diyerek- yorumu uzatma ihtimalim bile vardı:)
YanıtlaSil@buraneros,
SilSağ olasın değerli buraneros. Yazan da, çizen de çok. Ama derune okuyan kaç kişi!. Görmekse biçim biçim!. "... hayli istidatlı ve kıvrık bir yavru, cambazdan başka bir şey değildir.... en meşhur tebessümü altında gizlenen haileyi sezen Nazım bedbindir" Benim zümrüt gözlü kızım da, fotoğraf çektirmeden önce ağlıyormuş ve ona kameraya bakarken tebessüm etmesi söylenmiş!. Zoraki bir tebessüm bu, hafif de müstehzi bir bakış ve cin gibi! Maşallah diyelim :) Büyük ozan Nazım'ı da Saygıyla analım. Sağlıkla ve esenlikle kal..☀
Merhaba öncelikle başınız sağolsun. resimler çok güzel. sizin yaptığınız resim harika bir şey. Merak ettiğim bir şey oldu zeytinleri kurtlanmadan demişsiniz zeytinin kurtlandığını hiç bilmiyordum. Ne güzel yerlermiş ana ocağı Allah huzur sağlık versin anneye. Hülya
YanıtlaSil@Anonim,
SilÇok sağol olun. Teşekkür ederim. Organik ürün elde edebilmek için zeytin ağaçlarımıza olabildiğince ihtiyatlı ilaçlama yaptırırken...zaman zaman kurtlanma ile karşılaşabiliniyor. Biz ilk kez karşılaştık. Kurtlanmaya sebep ise, 'zeytin sinekleri' oluyor. Bandırma güzeldir. Amin. Siz de sağlıkla, esenlikle kalın...
Esin hanım öncelikle başsağlığı diliyorum. Ben de tüm atalarını yitirmiş biri olarak acınıza katılıyorum. Keyifli sayfanız yine çok çok güzel. Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
YanıtlaSil@Mehmet Bilgehan Merki,
SilÇok sağolun Değerli Mehmet Bey. Dostlar sağ olsun. Hayat bir varmış bir yokmuş denecek kadar kısa. Fani dünya!. Değerli yorumunuza ve ziyaretinize çok teşekkür ediyorum. Ben de size sevdiklerinizle birlikte sağlık ve esenlik dolu, mutlu, huzurlu günler diliyorum. Sevgilerimle...İyi haftalar☀