17 Mayıs 2010 Pazartesi

Uzaktaki yakın sesler!

 

Taş Devri'nden kalma binlerce yıllık kaya resimleri ve oymaları ile günümüze değin gelen 2.000 yıllık küçük kil heykelciklerden dünyanın en güzel tunç heykelleri ve büstlerine kadar, en zengin oyma ve heykel sanatı ürünlerinin yer aldığı…Yaban ve vahşi hayatın yanında, umut coşku ve hüznü de yaşayan, sıcacık insanlar ve hayat fışkıran renkleriyle içimizi ısıtan keşif ve aşkı uyandıran topraklarıyla Afrika KıtasıVe coğrafyaya özgü aletlerle çalınan geleneksel müziği karmaşık ritmiyle harmanlayan, dinlemekten çok çeşitli ritimlere uygun pek çok dans biçimini, köle ticaretiyle Amerika'ya taşınan, müziği bugün bütün dünyada beğeniyle dinlenen soul, jazz, blues, reggae ve benzeri müzik türlerinin de kökeni olan Afrika Müziği 'ne olan hayranlığım gün geçtikçe beni daha da etkiliyor...

Hele ki yaşamları kıtadan kıtaya dolaşarak mücadele ile geçmiş Afrika’nın gururlu müzisyenlerine olan ilgim, ilk önce reggae müziğinin ruhu, efsane ismi Bob Marley ile başladı. Ardından Mory Kanté ve Tracy Chapman ile devam ederek yıllar içinde gelişti. Önemli müzisyenleri tanımaya çalışarak, yaptıkları albümlerden haberdar olmaya ve şarkılarını dinlemeye gayret ederek arşivimi zaman içinde genişlettim. Özellikle Mali kökenli müzisyenlerin yapmış oldukları müziklere ilgim; zamanla Ali Farka Touré, Boubacar Traoré, Toumani Diabeté ve Salif Keiata gibi üstatların naif, sade, saf ve büyülü sesleriyle daha da derinleşti. Ve bir de tabi ki müziğin yalınayaklı divası Cesaria Evora. Onların nerdeyse tüm albümlerini büyük bir tutkuyla dinlemeye başladım.

Tinariwen ve "Tishoumaren" ya da "İshumar" müziğiyle birlikte Tartit, Etran Finatawa ve son olarak Toumast gibi grupların yaptıkları albümleri dinleme fırsatı buldum.En çok da, Yvonne Chaka Chaka, Soka, Angelique Kidjo, Salif Keita, Thomas Mapfumo, Ismael Lo, Daniele Pascal ve Zeimbika gibi sanatçıların yaptığı müziklerden etkilendim.

Hayranlığımı bilen eşimin 3-4 yıl önce bana armağan ettiği, Cem Boyner' in bir araya getirip, Ertan Çeliker’ in derlediği ilkini piyasada aradığımız halde bir türlü bulamadığımız ama ikinci albümüne sahip olmanın heyecanı içinde büyük bir keyifle dinlediğim; “ Uzaktaki Yakın ” ile uzaklıkları yakın kılan ve kıtaları birbirine yaklaştıran ezgiler aracılığı ile adeta coğrafyalardaki ve yüreklerdeki buluşmayı yakaladım!


Evimizdeki küçük Afrika köşesinde yer alan objelerin arasında, okumak, sohbet etmek, dinlenmek ve bazen de bir enstrumanın tellerine dokunarak….derin anlamlar içeren bu anlayışın izlerini büyülü ve gizemli albümlerde sürerek Afrika’nın o esrarengiz topraklarında gezinmenin tarifsiz duygusunu yaşıyorum.

Kültür ve tarih ağırlıklı doğa ile iç içe gerçekleştirdiğimiz gezilerimizde bazen, çok değerli olduğu halde bilinmeyip kıyıda köşede kalmış olan gözümüze çarpan ve ilgimizi çeken objeleri almaya olan merakımız her geçen gün artıyor. En son baktığımız hediyelik eşya satan dükkanda keşfettiğimiz yerel bir Afrika el yapımı müzik enstrümanını satın almamız ve sonrasında yaptığım araştırmalarla, bu aletin yüzyıllar öncesine dayanan, yerli halkın kullandığı çok eski bir çalgı oluşunu öğrenmemiz heyecanımızı daha bir arttırdı.

Öyle sanıyorum ki, Afrikalı müzisyenlerin ilkel çalgıları bile en etkili biçimde kullanmaları, onların ritim ustalıklarına, tını konusundaki aşırı titizliklerine ve ritim kalıplarına bir ezgi niteliği verebilme yeteneklerine bağlı olmalı.

En son satın aldığımız el yapımı enstrumanın adı Kora: Başta Gambia ve Senegal olmak üzere Guinea ve Mali de de çok sevilen (21 telli bir harp). Bizim aldığımız  Kora ise aynı grupta yer almakla birlikte biraz daha minyatür ve dekoratif düzenlenmiş 4 telli bir enstruman . El yapımı oluşu beni daha da etkiliyor! biliyorum ki bu alet evimize çok uzak diyarlardan geldi ve ne hikayelerin ezgilerini taşıyor kim bilir!

Günümüze gelinceye değin türlü acılar çeken Afrika halkları! İnsan ruhu ezilebilir ama nereye kadar ehlileşebilir ki! Köleleştirilen, ezilen ruhlardan ve onca çekilen ızdıraplardan sonra geriye kalan o kederi başka hiçbir söz bir Afrika ezgisi kadar anlatmaya yeterli değildir!

Ve bu yüzden Afrika ezgilerinde genellikle sözden çok ses var!

Şimdi, Çok uzaklardan gelen sesi artık yanı başımdaki Kora’ ya dokunarak daha iyi duyabiliyor ve hissedebiliyorum. Acıların tüm boyutlarıyla hüküm sürdüğü o uçsuz bucaksız çöllerin ve ormanların içinden yükselen bir Afrika ezgisini, sizde duymak istemez misiniz!

Ben anaç toprağın oğluyum / Ben ebedi acının çocuğuyum
Ben çölün efendisi değilim / Fakat çıplak ufukların kölesiyim! (*)



Toumani Diabete: Batı Afrika'ya özgü "kora" çalgısını Mory Kante'den sonra tüm dünyaya sevdiren ve kara Afrika’nın müzik elçisi Toumani Diabete, ailesinden gelen müzik köklerini devam ettiren 71. Kuşağın temsilsici olarak ve Björk'le çalışmasından, Ali Farka ile gerçekleştirdiği Grammy ödüllü albüme kadar renkli bir kariyere sahip…

Babadan oğula müzik geleneğini aktararak bu görevi başarıyla sürdüren sanatçı 21. yüzyılda büyüklerinin başardığını başarabilmek ve bu müziği mümkün olduğu kadar fazla kişiye ulaştırabilmeyi hedefliyor..

“ Benim düşlediğim, koranın sihirli müziklerini herkese göstererek tüm dünyayı gezebilmek, her türlü müziği çalabilmek ve kendi kültürümü ve ülkemi gururla temsil edebilmekti…”

diyen, Afrikalı müzik elçisinin gönüllü yolculuğu, dilerim kendi ülkemin geleneksel müziğini ve kültürünü tanıtmak isteyen sanatçılarımıza da güzel bir yol olur…

Esin Bozdemir

1.Görsel: Uzaktaki Yakın - Volume 1-2 ( 'Uzaktaki Yakın, Yakındaki Uzak' adlı fotoğraf sergisiyle beğeni kazanan Cem Boyner,in sergide çalınan müzikleri bir albümde topladı.Bu albümde yer alan fotoğraftır.Afrika müziklerinden oluşan ve Ertan Çeliker'in derlediği albümde, Angelique Kidjo, Bonga, Bau, Salif Keita, Bidinte gibi Afrika müziğinin çok önemli isimleri yer alıyor. ) 

15 yorum:

  1. Kora'nın sesi ne kadar da kanuna benziyordu.Çok dinlendirici buldum.

    Esinciğim, farklı kültürler ve yaşam biçimleri benim de hep ilgimi çekmiştir. Daha doğrusu çektiğini sanıyordum.
    Ama seninki iyice tutkuya dönüşmüş gerçekten.Evinizdeki Afrika köşesi de bunu ispatlıyor zaten :)
    İnanır mısın, saydığın sanatçılardan Bob Marley dışında diğerlerinin adını bile duymamışım. Ya da duydum da aklımda kalmadı...
    Fakat eminim ki hepsi de az önce dinlediğim müzik gibi egzotik ve mistik tınılardan oluşuyordur.

    Paylaşımın, verdiğin bilgiler ve tanıtımın için çok teşekkür ediyor, son satırlarındaki dileklerine aynen katılıyorum sevgili Esinciğim..

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Zeugmacığım,

    Kora'nın sesi gerçekten kanun sesine oldukça yakın. Arada sırada bende kora'nın tellerine dokunup Mory Kante'nin yeke yekesi'ndeki gibi tıkırdatıyorum:)

    Verdiğim isimlerin içinde özellikle, Cesaria Evora ve Angelique Kidjo son zamanların oldukça populer müzisyenleri diyebilirim.
    ***
    Ben teşekkür ederim canım. Dilerim temennilerimize kulak veren gönüllü sanat elçilerimiz kültürel değerlerimize ve bu misyona sahip çıkarlar.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Esmir,
    Ne güzel bilgiler bunlar. Etkilendim doğrusu. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Mehmet Bilgehan Merki,

    Bizleri etkileyen hayata dair edindiğimiz; önemli bilgileri, deneyimleri, görüşleri ve öngörüleri karşılıklı paylaşımlarımızla çoğaltıyor olmak, sanıyorum blogdaki varlığımızı daha anlamlı kılıyor.
    Yorumunuz için ben teşekkür ederim.

    Esen kalın...

    YanıtlaSil
  5. Dileklerinize katılıyorum..

    YanıtlaSil
  6. çok güzel bir paylaşım olmuş. hem başlık hem görsel hem de yazı içindeki linkler insanı alıp başka yerlere götürüyor...

    YanıtlaSil
  7. Onuncu köyün adamı,
    Dileklerimiz umarım gereken yere ulaşır!

    YanıtlaSil
  8. Sevgili stuven,
    bu güzel yorumunuz için teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  9. Sayın alizafersapci,

    Siteme hoşgeldiniz :)
    yazılarıma yönelteceğiniz sizin değerli görüşleriniz ve yorumlarınız benim için önemlidir.

    Saygı ve esenlikler dilerim...

    YanıtlaSil
  10. Sen, bilgisine ve o bilginin sakin derinliğine hayran olduğum ender insanlardan birisin sevgili Esin..
    Ve sana tüm yüreğimle teşekkür ederim, ki bilinmeyeni tanıtarak öğretme gibi bir zor görev üstlenmişsin..
    Ancak sadece son iki satırına olmayacak bir dua olduğundan amin diyemiyorum...

    YanıtlaSil
  11. Sevgili Hasretsenfonileri,

    Ben sadece mevcut bilgilerimi, araştırmalarımla destekleyerek ama büyük bir titizlik ve sorumluluk bilinciyle sizlerle paylaşıyorum.

    Tarafıma yönelttiğiniz bu değerli düşünceleriniz için ben teşekkür ederim. Çok naziksiniz...

    Benim her şeye rağmen umudum var!..

    Sevgi ve saygılarımla,

    YanıtlaSil
  12. Sevgili Esin Hanım !
    Nedendir bilmem bu yazınızı okuduğumda aklıma;
    İngiliz hasta filmindeki Yüzücüler Mağarası ve o sahnede çalan Macar Ninnisi geldi aklıma. Belki de hep Ağlayan ve Ağlatılan Afrika Yüzünden. Varolmamızın önemli kilometre taşı ağlatılan Afrika.
    Çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş ellerinize sağlık.
    Sevgiyle ...

    YanıtlaSil
  13. Ali Bey,

    İngiliz Hasta filmini beğenerek izlemiştim. Pek çok dalda ödül alan filmin müziklerini yapan Gabriel Yared'in "hungarian dance -theme" i gerçekten oldukça etkileyiciydi. Hüzün, acı...

    Esen kalın...

    YanıtlaSil
  14. Uzak yerleri hep merak etmiş, hep de görmek istemişimdir.. Afrika Kıtası da farklı bir dokuya sahip elbette.. Farklı yerlerin müziği, kokusu, yaşam biçimleri, doğanın sabaha uyanışı,,, keşfetmek güzeldir...Sevgiler..

    YanıtlaSil