30. kez kapılarını kitapseverlere açan TÜYAP "Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı" 'nın yine bu yıl da ziyaretçilerinden biriydim! J her zaman ki gibi uzaklık ve malum trafik sorunu caydırıcı olsa da! Söz konusu kitap olunca her tür zahmete değer bularak düştük Beylikdüzü yollarına…
Kitap fuarı ile ilk tanışmam bundan 30 yıl öncesine yani 12 eylül sonrasına denk gelir. Günümüz çocukları ve gençleri bilmezler belki ama bir zamanlar Tüyap Beyoğlu Tarlabaşı’nda idi. O bölgede daha önce tiyatro ve içinde çocuk bahçesinin olduğu bir park vardı. Alt tarafında (bu günkü Kasımpaşa stadyumunun olduğu yer) lunapark, gazino ve açık hava sineması vardı… Tüyap Fuarı da işte o parkın, tiyatronun olduğu alana kurulmuştu. 12 Eylül darbesi toplumu sindirmiş, korkutmuş ve büyük bir tedirginliğe sevk etmişti. O yıllarda kitap, kitapçılar ve yayınevleri suç merkezi olarak görülüyordu. Kitaplar gömülüyor, bacasından duman çıkan evleri polis basıyordu. Aydınlar düşüncelerinden ve yazdıkları kitaplarından dolayı cezaevlerine doldurulmuştu. Tek kanallı televizyonda ise anarşist haberlerinden geçilmiyordu... bugün de değişen bir şey yok!.. hikaye uzun, ancak biz konumuz olan kitaba dönelim J
Yani demem o ki o dönemde kitap ve kitap okumak çok önemliydi. Ve bu günkü imkanların pek çoğu o zaman yoktu. Kitaplar tek ışığımızdı! kitaplarla fuar ölçeğinde buluşmamız bizim için bir bayramdı! J Çocuklar gibi şen olurduk o günlerde!.. her yıl kitap fuarı için ‘alınacak kitap listeleri ’ yapardık.
Yani demem o ki o dönemde kitap ve kitap okumak çok önemliydi. Ve bu günkü imkanların pek çoğu o zaman yoktu. Kitaplar tek ışığımızdı! kitaplarla fuar ölçeğinde buluşmamız bizim için bir bayramdı! J Çocuklar gibi şen olurduk o günlerde!.. her yıl kitap fuarı için ‘alınacak kitap listeleri ’ yapardık.
Kitap fuarı bu yüzden benim için bir fuarın ötesinde çok şey ifade eder… 12 Eylül’ ün o zor yılları, kitap aşkı, çocukluğum, "anarşist" günlerimiz!J Çünkü o yıllar; okuyan, düşünen herkes ansızın "anarşist" olabilirdi!..
O yıllarda İstanbul bu kadar kalabalık olmadığı için açılan Fuar alanı da o günkü şartlara göre bizim için yeterince büyüktü… televizyonun tek kanallı olduğu o yıllarda dünyayı keşfetmek için kitaplardan başka fazlaca bir seçeneğimiz de yoktu!.. Sinema bitirilmiş! arabesk patlamıştı.. bulvar gazeteleri yalandan haber veriyordu!..biz ise o günkü aklımız yettiğince namuslu aydınların, yazar çizerlerin izini sürerek gerçeği bulmaya çalışıyorduk. Kitaplar o izleri takip edeceğimiz en önemli işaretlerdendi.
Ve ben her kitap fuarı zamanı o günleri anımsar, bu günün çocuklarına ve gençlerine gülümseyerek bakarım... çoğalın çocuklar! derim, düşün kitapların peşine! takılmayın siz o emperyalizmin sosyal ağlarına! iz sürün bağımsızlığa, yurt severliğe, namuslu insan olmaya… haydi dünün küçükleri! yarının büyükleri çocuklar J kitap fuarının son günlerine yetişin...