26 Mayıs 2009 Salı

Maşukiye - Kuzuyayla, Sapanca - Kartepe


Yine bir haftasonunu daha şehir dışında geçirmek üzere, İstanbul’a 100 km. mesafedeki konumu ve ulaşım kolaylığı ile tercih ettiğimiz doğa harikasıyla buluşmak için, Maşukiye’ ye doğru yola koyulduk.

Sabahın erken saatlerinde, içimizi ferahlatan tertemiz havası ve sisli dağlarında yol aldığımız orman kokusuyla Maşukiye’ye yaklaşık 1,5 saat sonra vardık. Doğanın tüm gizemiyle göz kırpar gibi bize yansıyan mistik dokusu görülmeye değerdi.

Bahar mevsimini yaşadığımız bu günlerde, Kartepe zirvesine doğru yol aldıkça, hala yer yer karlarla kaplı dağ yollarıyla karşılaşmamızsa hayret verici bir durumdu. Çiğ tanelerinin, ilkbahar yapraklarına can verdiği, çam, kayın, ıhlamur ağaçları ve rengarenk çiçeklerle çevrilmiş yoldan Kuzu Yaylasına vardığımızda, panoramik manzaranın ve vahşi doğanın
birbiri ile kaynaşan görüntüsü tek kelime ile muhteşemdi.

Stabil yoldan tırmandığımız Geyik Alanında bizi karşılayan ve harika manzarası ile “iyi ki gelmişiz” dediğimiz A Cafe Restaurant’ ta eşimle birlikte keyifli bir kahvaltı yaparak; güne aydın ve zinde bir şekilde başladık.


Kartepe zirvesinden gündoğumuna merhaba demenin heyecanı birde, güler yüzle hizmet sunulan ve tadı damağımızda kalan harika kahvaltının içimizi sarmalayan doygunluğu ile tekrar yola koyulduk. Buraya kadar gelmişken en tepe noktaya çıkmamak olmazdı! Rotamızı en üst nokta olan zirveye yönelterek tırmanışımızı sürdürdük.

Nihayet zirveye vardığımızda, Kartepe’ den kuşbakışı seyrettiğimiz, Sapanca Gölü ve Körfez manzarası, diğer yanda çeşitli ağaç türleriyle kaplı yemyeşil ormanların eşsiz güzelliği gözlerimizin önüne seriliverdi…


Kışın kayak alanı olarak kullanılan bu bölgede birde telesiyej bulunmaktaydı. İnanıyorum ki kışında bembeyaz karlar içinde ve belki de sürpriz bir geyikle karşılaşabilmek şansı ile de apayrı bir doğa harikası olmalıydı Kartepe…

Bu harika manzarayı ölümsüzleştirmek istercesine bol bol fotoğraf çektik.

Orman içinden gürül gürül gelen çağlayanların oluşturduğu su oluklarından akan tertemiz suları da içerek, içimizi ferahlatan serinlikle, zirveden aşağı inişimizi sürdürdük. Yağan yağmurlar ve eriyen karlar derelere, oradan da Sapanca Gölüne doğru yol almaktaydı.


Pek çok mesire alanının yer aldığı Maşukiye–Aygır Deresi boyunca yemyeşil vadide sıralanan her tür seçeneğin sunulduğu piknik alanları, şelalelerden akan buz gibi sularında yetişen Alabalıkların lezzetiyle sunulan restaurantları, çay bahçeleri ile göz alabildiğine geniş bir yelpazeye sahip konumdaydı.


Biz güne başlarken yaptığımız kallavi bir kahvaltı ardından günün yorgunluğunu, demlik çay hizmeti sunulan piknik alanında, yeşilin bin bir rengini, ve şelalelerden akan su sesleri eşliğinde tavşan kanı çaylarımızı yudumlayarak soluklandık.

Şimdi sıra, tepeden kuşbakışı seyrettiğimiz Sapanca Gölüne gelmişti. Asil ve vakur bir eda ile süzülen Sapanca Gölü sahilinde yürüyüşümüzü sürdürdük. Rengarenk çiçeklerle bezenmiş göl manzaralı çay bahçeleri, balıkçı tekneleri ile şirin bir belde olan Sapanca Gölündeki kısa turumuzun ardından, dönüş için tekrar yola koyulduk.

Dönüş yolumuzu farklı bir yoldan, gölün diğer yakasından dolaşarak gerçekleştirdik...
Ve yine gözümüze çarpan çok hoş bir sahil köyü olan Eşen Köyünde verdiğimiz kısa bir molanın ardından tekrar yola koyularak gün batmadan İstanbul’ a vardık.


Bu arada küçük bir dip not olarak;

Tüm bu alternatifleri değerlendirmek üzere, İstanbul’ a yakınlığı ve ulaşım kolaylığı ile tercih edilebilir bir belde olan Sapancaya gölün kıyısına kadar uzanan trenle gitmek dahi çok keyifli olabilir, benden söylemesi.



 



Kartepe’den Sapanca gölünün ve körfez manzarasının seyri ve Kuzuyayla Mesire Alanında doğa ile iç içe olmanın keyfi içinde...Tam bahar mevsiminde görülmeye değer Maşukiye…



 


5 yorum:

  1. Güzel fotoğraflar ve akıcı bir yazı...

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  3. Bizde pazar günü grup olarak kuzuluk tarafında acelle yaylasındaydık.

    Maşukiyeye gitmedim merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili mavi tutku,
    Keşfedilmeyi bekleyen öyle güzel doğal ortamlarımız var ki!

    İyi gezmeler diliyorum...

    YanıtlaSil