4 Eylül 2013 Çarşamba

'Her şeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin.'

görsel: burdan
Müjdelemek istercesine ansızın çıkıp, ‘ben geldim aç kapıyı’ dedi sonbahar... dışarıda nasıl da yağıyor yağmur, sicim gibi. Tek tük aralarda kaybolmuş müstakil evlerin saçaklarından damlıyor, pıtır pıtır... Sisler arasında sanki kaybolmuş bir şehir var ve havada boz bulanık bir toprak kokusu! nasıl yani mi diyorsunuz.. Yeni yaşam mahallimizin hemen yakınına, geleceğin finans merkezi kurulmak üzere dizayn edilmekte.. bu yüzden her yer şantiye alanı. Vaktinde kırsal iken, ağaçlarıyla, çalısı, çırpısı, gece kondusu, deresiyle yeşillik bir alanmış buralar belli.. şimdi yerine yüksek yüksek gökdelenler dikilecek, bu yüzden ağaçlar kesilmiş, oyuk oyuk çukurlar açılmış vaziyette.. haliyle yağmur yağdıkça,  dokusu bozulmuş da olsa açık pencerelerden içeri, rüzgârın savurarak getirdiği, toprağın kokusunu duyabiliyorum.. Keşke yeşil alan bıraksalardı da.. nefes alacak ve doğayı içimizde hissedecek ferahlığı yaşayabilseydik!.. Ama ağaçları söküp atsan da, yaşayan yeşillikleri ruhsuz beton yığınlarına çevirip griye boyasan da..ne güneşe, ne aya, ne rüzgâra dokunamazsın!


'Her şeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin. / Sen herşeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin. / Yalnızsa, Sürekli bir sonbaharı / Süpürür hep.. /Düşünemezsin. '  
(...)  demiş  Özdemir  Asaf Yalnzı’ın Durumları’  şiirinde. Ağustos ayından Eylül ayına geçiş, havaların birdenbire hissedilir bir şekilde soğuması.. jilet gibi keskin oldu!. sanki tatil bitti, miskinliğe son dercesine paldır küldür, yine bir sonbahar geldi!. 
Ha üç gün önce, ha beş gün sonra’.. böyle bir şarkı vardı evet...anımsadım..Her şey yerinde ve zamanında olsa, akrep yelkovanı şaşırtmasa!.. Sen istediğinde güneş açsa, istediğinde yağmur yağsa... bir de ham meyvayı koparmasalar dalından... ‘yaşamak’ yaşamak olur muydu ki o zaman!..

Hayatı yaşamak, her şeyi ile yaşamak(mış) meğer! bunu da öğretiyor bize zaman...Yeri gelecek ansızın yağmur yağacak belki üşüyecek, ağlayacaksın... şaşıracaksın! Yeri gelecek ansızın güneş açacak, için ısınacak, güleceksin ve yine çok şaşıracaksın!..Mevsimlerin seni böyle şaşırtıp durmasına da alışacaksın... 
Çiçeklerin, ağaçların olduğu gibi!. Mevsimlerin de bir dili var! Kimi beklenenden önce ve erken, kimi beklenenden çok sonra ve gecikmiş de olsa...hayat hep yerli yerinde duruyor ve yaşam olanca hızıyla akıp gidiyor... 
Şimdi bu hafif esintiler içimizi ferahlatmakta. Güneşi topladık nasılsa bütün yaz boyunca.. zamanıdır şimdi tatlı esintilerin, sulu septilerin.. Kimi rüzgâr ekip fırtına biçmekle meşgul.. Kimi hasadını toplamakla.. Ben ise topladığım güneşi  sürüyorum yağmurlara...artık yağmurlarım ılık ılık düşüyor toprağa... esen rüzgârlarım meltem oluyor... ve sararan yaprakların ardından, yüz görümlüğü gibi parıldayan bir güneş göz kırparak odamı aydınlatıyor... 
Hoş gelsin sonbahar...Müjdeler olsun.. 
 Esin Bozdemir
(şiirin tamamı burada) 

8 yorum:

  1. Belki bir gün sadece mezarlıklar yeşil alan olarak kalacak.. O da, yattıkları yerden hortlayıp gölge yapanları kesemedikleri için olacak..
    Doğanın bir gün.. bir şekilde.. MUTLAKA.. akışını, köklerini, yatağını değiştiren, bozan insanoğlundan intikam alacağı bilinen bir gerçektir..
    HUZUR DOLU BİR SONBAHAR YAŞAMANIZI DİLİYORUM..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @hasret senfonileri,

      Hırslarına yenik düşerek, giderek daha da vahşileşen, canavarlaşan insan, doğanın dengelerini katlederek bozmakta..Düşüncelerinize katılıyorum Gülsen Hoca'm.

      Güzel temennilerinize teşekkür ederiz..

      Sil
  2. Ne güzel anlatmışsınız dilinize sağlık. Yazınızı bir çırpıda ama hissederek okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @parıldayan çiçek,
      Teşekkürler parıldayan çiçek..

      Sil
  3. İçim büzüştü şantiye olayına girdiğin andan itibaren..
    Nedir bu kadar ağaç kıyımı, rant merakı, gözü dönmüşlük bu kadar!
    Çok kısa bir zaman sonra sonbaharın geldiğini sadece tarihlerden ve havaların serinlemesinden, yağmurlardan anlayacakmışız gibi kötü hislerle doluyorum.
    Ne bir ağaç ne ne dökülen yapraklar, ne bir çiçek görebileceğiz sanki...
    Çünkü ortalıkta ne park bırakmaya niyetleri var ne ufacık bir yeşil alan.
    Atatürk Orman Çiftliğinden sonra şimdi de ODTÜ'de kıyıma giriştiler!

    Neyse ki güneşimiz var. ona fazla bir şey yapamadılar henüz.
    Sonbaharı tüm güzellikleriyle yaşamak umut ve dileğiyle Esinciğim.
    Güzel postun için teşekkürler, sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Vahşetin çığlıkları giderek büyüyor..
      Ve insanlık kendi kendisini tüketiyor artık..

      Evet neyse ki güneşimiz var
      Teşekkürler, sevgilerimle Zeugmacığım..

      Sil
  4. Sonbahar... :)
    Kafa'ya bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mert
      Bir kafa atıp geldim.)
      Ayaklarımda kurumuş yapraklar...

      Sil