31 Ağustos 2014 Pazar

MYRA ANTİK KENTİ ve KIRMIZI FULARIYLA FİLİSTE!..

Demre İlçe merkezine oldukça yakın bir mesafede olan Myra Antik Kenti özellikle Likya dönemi kaya mezarları, Roma dönemi tiyatrosu ve Bizans dönemi Aziz Nicholas Kilisesi ile ünlüdür.

Antalya çevresine yapmış olduğumuz kültürel gezimizde, Myra Antik Kenti’ne girer girmez ilk dikkatimizi çeken kayaların üzerindeki birbirinden farklı ifadelerle bizleri karşılayan kabartma heykellerdi. Her biri antik kentin yaşayanlarını ölümsüz kılmak istercesine oradaydılar adeta. Kimi sert bakışlı, kimi şaşkın, kimi haince, kimi ise muzip bir ifadeyle yüzümüze bakmaktaydılar.

İnsan hep aynı insan. Duygusuyla, karakterleriyle... çeşit çeşit olsa da, asırlar boyunca hiç değişmiyor. Yüzyıl önce de, yüzyıl sonra da...

Esrarengiz bakışlarla dolu ve bire bir insan yüzü ölçülerindeki bu kabartma heykellerden bir tanesini özellikle çok sevimli bulmuştum ben. İşte o şirin ve birazda muzipçe bakan bu kabartma heykel sen gel benim rüyama gir!..

Olacak şey mi bu!... ama rüya ya bu, kimin gireceği kimin çıkacağı  belli olmaz 
J

Yaptığımız gezilerden geriye elimizde yüzlerce anı fotoğrafları kalıyor. Sonrasında bu postları hazırlarken ben, fotoğraf seçim aşaması, detay bilgiler vs. derken, kendimi kaptıracak şekilde araştırmaların içine gömülürken buluyorum bir anda. 

Bu defa sanırım fazlaca derinlere dalmış olmalıyım ki .)  aslında sıklıkla yaptığım bir şeydir bu benim!.. eski siyah beyaz albümlere bakar gibi; bu defa da, daha önceden hazırlamış olduğum bir postu yeniden gözden geçiriyordum. Ve tekrar gezi fotoğraflarına bakıyordum.

Yeniden bakmak demek, yine yeniden o anları yaşamak demek oluyor bizim için. Eminim sizler de benzer duyguları yaşıyorsunuzdur. Okumak, bilgilenmek güzel ama yerinde görmek ve yaşamak çok daha başkadır. İzleri daha kalıcıdır.  
İşte Myra Gezimizdeki fotoğraflara bakarken ve o anları yine yaşarken ben,  en çok ilgimi çeken yandaki fotoğraftaki o yüz!  gece rüyamda esir aldı beni J


Antik kenti gezerken bu şirineye yani Moskos’un biricik aşkı Filiste’ye ben, boynumdaki fuları bağlamıştım. Hatta yanında poz poz fotoğraflar çektirmiştim. Bu hatun kişinin hikayesini biraz da tesadüf bir şekilde öğreniyoruz.


Tiyatro duvarlarına yazılmış olan ama hiçbir şekilde bizim çözemeyeceğimiz dile ait olan duvar yazısını, turist kafilesine anlatan rehbere kulak misafiri olduğumuzda bu şirin bakışlı bayanın yani Moskos’un hikayesini de o an öğreniyoruz. Hikayenin ipuçları  ise taşlarda gizli!.

 

Duvar yazısında; “bu duvarın dibindeki yer seyyar satıcı x.. e aittir.
Başka hiç kimse burada satış yapamaz!”
diyormuş… Diğerinde ise;

“Moskos, Demetrios’un kızı Filiste’yi seviyor.”
Hımmmm…. Bu muzip ve sevimli mi sevimli bakan yüz!..  Hiç aşkla bakmasa da!.. bize.. demek ki Moskos’un kalbini çalmış!. Yani bir ilanı aşk yazısı imiş bu!...

Böylece Moskos aşkını tüm dünyaya ilan etmiş
oluyor! hem de asırlar boyunca da sürüp gidecek olan bir ilan-ı aşk olarak!..  Aşk bu! Ne yaşı, ne de zamanı var! Gelelim benim rüyama.

İşte rüya bu ya; biz her zamanki gibi yine gezi planları vs. yapıyoruz ve yine bir safari turuna daha katılacağız Toroslarda bu defa. Yol hazırlıkları başlıyor, konaklama, acentalar, vs hepsi tamam. Birazdan safariye katılacağız, otelde son hazırlıklar yapılıyor. Üzerimde araziye uygun giysiler; ayağımda botlar,   başımda hasır bir şapka, gözlükler vs. derken rastgele çekmecemden bir fular alıp takıyorum boynuma… Ve son kez aynanın karşısındayım, derkennnnnn!




Aaaa ne göreyim! işte ben oluyorum bir anda FİLİSTE!..

Nedenini hiç bilmediğimiz bir şekilde bugünde dünü yaşıyoruz bir anda!..
Dalgalı saçlarım, oval yüzüm, kaşım, gözüm, dudak büküşüm...  ve  o muzip bakışlarımla oluyor muyum sana Filiste!..
Üstelik eşim de adımı bilmezmiş gibi o anda sesleniyor bana; ’FİLİSTE’ diye!..

'hazır mısın FİLİSTE!..' '
hazırım MOSKOS!..'  :)))
Safari turumuz boyunca boynumda kırmızı fularımla ben hep Filiste’yim..
Moskos ise yanı başımda aşkla bakıyor anbean bana:)
J
Ta ki, cipin süratiyle boynumdaki fular uçuncaya kadar….
Bir an da ben; neredeyim!.. kimim!.. başıma yoksa güneş mi geçti! derken
J)
Eşimin sesini duyuyorum  başucumda Filiste!  Filiste!.. 
Uyan hadiiii!.. Esin!..

:)

Esin Bozdemir

2 yorum:

  1. Emek,tarih,görsellik;saygıyla,sevgiyle Esin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Güven Serin,
      Çok teşekkür ederim Güven.
      İlgi ile takip ettiğim 'güven in yeri' sayfandaki yazılarınla...
      Sanata, felsefeye, bilime ne kadar çok önem verdiğini biliyorum..
      Bilmukabele diyorum.. Esenlikler dilerim...

      Sil